Afrika kıtasında, Moritanya çölünde 50 kilometre çapında bir çukura, Uzay mekiklerinin Dünyaya dönüşü sırasında astronotlar bu yapıdan, aynen gemilerin deniz fenerlerinden yararlandıkları gibi yararlandıkları için verilmiş bir addır.
yaşlı teyzemiz balıkçının önünden geçerken balık almaya karar verir ve kovanın içinde yüzen balıklara bakarak şu soruyu sorar;
-Evladım, bunlar taze mi?
Balıkçı:
-Yok abla, pil takıp oynatıyoruz.
adam fawer'in kitabında da sözü edilen ve "bir an için doğanın tüm güçlerinin ve bunu oluşturan tüm varlıkların konumlarını anlayabilen bir canlı olduğunu düşünürsek -ve bunun bu verileri inceleyebileceğini de düşünürsek- aynı anda evrendeki en büyük varlıkları ve en küçük atomlarıda hesaba katarak bir hesap yaparsa hiç bir şey belirsiz değildir ve gelecek de geçmiş gibi gözlerinin önüne serilir" olarak anlatılan teoridir.
evin tüm odalarının, bir milim boşluk olmayacak şekilde halıyla kaplı olması. bilimum elektrikli aletlerin, (fırın, bilgisayar, müzik seti, televizyon ve dvd gibi..) hatta koltukların tepesinde bile çeyizden kalma dantellerin kullanılması. Eve gelen misafirle birlikte televizyon seyredilmesi, iki çift kelamın sadece misafiri karşılarken ve yolcularken edilmesi. banyoda sabunluk olarak, musluğun hemen yanına, duvara monte edilmiş mıknatıslı plastik kırmızı ojeli bir el kullanılması.
kuzen, parpali ve kardeş şehiriçi otobüse biner. ve başka bir şehirde öğrenci oldukları ve istanbulda indirimli biletin sadece pasosu olanlar için geçerli olduğunu bilmeden öğrenci bileti alırlar. biletlerini bilet kutusuna atıp * arkaya doğru ilerleyip otururlar. ve arkalarından bi grup öğrenci daha biner ve şöför 1-2 dk sonra..
-şşş heyyy sen pasonu göster.
yandaki koltukta oturan kişi.
+ben mi der?
-sen sen pasonu göster.
çocuk şöföre pasosunu göstermeye niyetlenerek kalkar ve o sırada şöför ayağa kalkar ve tekrar hiddetli bir şekilde..
-sana diyorum arkadaki aval aval bakan pasonu göster.ve otobüs kopar.***
şehirler arası otobüste cam kenarından bilet alabilmek için saatler önce yer ayırtılmıştır. ve ara durakta otobüs beklenmektedir. otobüs vaktinden biraz geç geldiği içinde hafif bir asabiyet vardır. otobüs geldiğinde yer ayırttığın cam kenarında başka bir şahıs kafasını cama yaslamak suretiyle uyumaktadır. ** Uyku moduna geçen şahıs seslenerek kaldırılamamış ve dürtme yoluna başvurulmuştur.
-arkadaşım müsade eder misin?( bu arada çantasıyla yanındaki koltuğu da zapdetmiştir )
+buyrun diyerek çantasını kaldırır.
-yerime geçeceğim kalkarsan? bak cam kenarı benim.
diyerek bilet gösterilir.
-hıı evet öleymiş.. ama yookk ben cam kenarında oturmayı tercih ediyorum?
+hönk..
ilk kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Çeşitli araştırmalardan, Bandırmanın M.Ö. 8 ve 9. yüzyıllar arasında, Kapıdağ yarımadasındaki Kyzikos şehri ile aynı zamanda kurulmuş olabileceği sonucuna varılmıştır.
Anadoluda ilk Türk Devletini kuran Kutulmuşoğlu Süleymanbeyin 1076 yılında Kyzikosla birlikte Aydıncık ve Bandırmayı fethetmesiyle ilk kez Türkler buraya yerleşmiştir. *
aklını kaybedeceğinden korkmak nispeten daha tehlikelidir. bir anda ateş basar, kalp aşırı bir tempoyla atmaya başlar ve sakinleşmek çok güçtür.
genelde panik atak bir vakadır. ve bu durum atlatılamadığında arkasından gelecek olan ve gelmesinden korkulan muhtemel olaydır.
-hayatım nerdesin sen niye açmıyorsun telefonunu yarım saattir?
+evdeyim canım duş alıyordum ondan açamadım ..
-hımm çıktın yani duştan şimdi?
+hıhı.. (kem küm)
-evdesin yani??!!
+evdeyim hayatım nerde olcam aaaaaaaa (ses yükseltilir, üste çıkma politikası)
-televizyonu aç bakiyim x kanalında ne var söyle?
+e şeeyyyyyyy televizyon mu?
...
iç savaşta siperden düşmanı gözetlerken vurularak ölen General Sedgewick: "Bu mesafeden bir fili bile vurama..."
Ünlü yazar George Orwell: "Ellisine gelen herkes hak ettiğini bulacaktır"
Sağır besteci Ludwig Von Beethoven: "Cennette duyacağım"
Franklin Roosevelt: "Korkunç bir baş ağrım var"
Oscar Wilde: "Duvar kağıtlarım ve ben ölümle düello yapıyoruz. Birimizden biri yolcu"