ayrılığı zorlaştıran sanrıdır
ondan başka kimseyi sevemeyeğini ya da kimsenin seni sevmeyeceğini sanırsın
kimseyi onun gibi sevemeyeceğini söylersin herkesi farklı sevdiğini unutarak
umutsuzluğu,mutsuzluğu tetikler,kaygılanmak gereksizdir,zaman bu sanrıyı çürütecektir.
öyle seversin ki bir sevgiliyi ondan sonra yaşanan her ilişki ona duyulan sevgiyi çoğaltır
yeni sevgililer edinirsin,seversin ya da öyle sanırsın
ama bittiğinde ayrılınan yeni sevgili için değil eski sevgili için ağlarsın
her yeni ilişki sonunda onu özler kalbinle ona yönelirsin
kalbi bu hüsrandan uzak tutmak için yeni sevgililerle sevgi inşa etmek gerek,tüm benlikle sarılarak.
yanıtların bilinmediği sınavlarda ,seçim yapmak zorunda kalındığında hep daha fazla zamana ihtiyaç vardır
sevdicekle yanyana,elele geçirilen zaman yetersizdir
onsuzken geçmeyen zaman onlayken yetmez.
nasıl ayrılınır hayata bağlayan anneden,derdinle dertlenmiş dosttan,kalbine dokunmuş sevgiliden?
birinin bütün anlarında varken artık olmayacağını kabul etmek üstelik bazen bunu istemek..
terkedip giderken sevgili;kalbi,aklı ikna etmek ne zordur,ne zordur ayrılığı başarmak
ağlarsın,çabalarsın hatta yalvarırsın bazen ama olmaz,olduramazsın
bütün bunların sonunda ayrılığı kabullenirsin
evet başarırsın ayrılığı,buysa eğer başarmak
anlarsın acıyı azaltmak için ayrılabilme yeteneği edinmen gerektiğini.
üzüleceğin şeylerle karşılaşacağını bilerek kurcalarsın bazen geçmişi,şimdiyi
sevgilinin eli elindeyken sıcacık,onun yaşadıklarına dair sorular sorarsın örneğin
yanıtı hiçbir şeye yaramayacak sorular üstelik
arkadaşının seni neden arayıp sormadığını ısrarla öğrenmek istersin
neden terkedildiğini duymak istersin canını ne kadar yakacak olsa da
bildiğin halde duymak istersin bazı sözleri
'artık seni sevmiyorum' demesi için zorlarsın sevgiliyi
üzüleceğini bilirsin ama önüne geçemezsin öğrenme isteğinin
bilmeyerek mutlu olacaksın ama sen bilerek acı çekmeyi üzülmeyi seçersin.
insan varoluştan bu yana sürekli soru üretir,bunun için çok enerji sarfetmesine ya da uzun uzun düşünmesine gerek yoktur
herhangi bir konuda saniyede onlarca soru sorabilir
ancak çoğu yanıt bukadar hızlı ve kolay değildir
üstelik bireyin ve toplumun ürettiği soruların bir çoğu da yanıtsızdır
geleceğe dair sorular bile kurcalar durur aklımızı
-ne zaman evleneceğim?
-iş bulacak mıyım?
soruların bu denli çabuk ve kolay çoğalması yanıtların geçerliliğini yitirmesine de sebep olur
yanıtlar sorulara geç kalır
dolayısıyla insan enerjisini zamanını sömüren yığınla soruyla-sorunla çaresizliğe sürüklenir
evet-hayır diyebileceğimiz soruları yanıtlamak için bile uzunca zaman düşünür bekleriz bazen
keşfetmenin,bulmanın yavaşlığı,kafamızın karışıklığı,iletişim ve ilişkilerimizdeki sorunların temelinde çok soru az yanıt yatıyor biraz da,sorulara odaklanıp yanıtlara teğet geçmemek gerek sanırım.