Hostinglerde barınan websitelerin ip yerine daha kolay şekilde erişim sağlanması ve akılda kalması için maskeleme yöntemine domain (alan adı) denir.
Türkiye'de com ve com.tr en çok kullanılan domain uzantılarıdır.
Domain firması olarak genelde hosting aldığım yerlerde intemar.com gibi ücretsiz olarak com.tr veriyorlar. Bu domaini kullanıyorum veya genelde 5 dolarlık kampanyalarla satın alıyorum.
Tabi uludağ'da karalamak daha kolay değil mi yönetim yanlış anlamasın ama yiyorsa ekşi sözlükte bunu yapsınlar. Aktroller burada ciddiye bile alınmıyorlar.
Ulan dingiller bu gibi sözlük platformları sizin yalan haberlerinize kanacak kadar cahil değiller. Aynı yalan haberi istanbul belediyesi için de hadiseye 5 milyonluk konser diye yutturmaya çalıştılar ekşide.
Siz en iyisi mi 1900 yıllarda yağ kuyruğu sırasına girenlere yutturmaya çalışın yada ankara'da dinazor parkı kaldıysa oraya gidin.
ABD'nin tasmasını tuttuğu bir ülke ve gayri müslimlere itaat eden bir ülkeye hacca gidip para kazandırmaktansa etnik kökenime itaat eder ötükene giderim.
ikas benzeri ücretli ve yıllık ödeme isteyen hazır e-ticaret scriptlerine göre hem çok daha global hem de ücretsiz olarak bir wordpress e-ticaret eklentisidir. Fazlasıyla kar ettirir ve profesyonel anlamda iş görür.
Sedef Betil’in Kırgınlığın Kuytusundaisimli kitabı, Kısa Karanlıklardan sonra gelen ikinci öykü kitabı. içindeki öykülerin temaları kitabın ismi ile müsemma… ince, köşede kalmış, unutulmaya yüz tutmuş, kimi zamanla çoğalmış, kimi -şansa- biriktirilmemiş kırgınlıklar, hassas-zayıf-dokunulmayası noktalar, bam telleri, üstü kapatılmış- kamufle edilmiş acıların tortuları, dile gelmeyenler-getirilemeyenler, yalnızlıklar, sesli-sessiz itiraflarla dolu zengin bir çeşitleme sunuyor Betil.
Becerikli ama kendini satmaya çalışmayan bir dili var. Bu saf dil ve peşinden gidilen duygular, derin izlerin arkasına düşüyor ama bunları günlük hayatın tam da göbeğinde bulup, sakin, sade, olağan gerçekliklermiş gibi sunuyor.
Aslında Betil’in öykü yazma tekniği tıpkı resim çizmeye benziyor. O kuytuda kalmış bir duygunun peşinde gezinirken iki üç fırça darbesi ile bunun ifadesini verebiliyor. Uzun uzun çizmeye tenezzül etmeden!
Kısa Karanlıklar, Sedef Betil'in ilk kitabı. içinde 17 öykü bulunan kitap, Mayıs 2015’te iletişim Yayınları’ndan çıktı. Sahici karakterleri ve kendine has üslübuyla başarılı bulduğum bir kitap. Yenilerini ve nicelerini yazması dileğiyle.
''Daha sahilden uzaklaşmadan "Abla, abla, beklesenize," sesine döndüm, baktım plaj tarafından koşarak gelen Ayşe, kardeşim. Osman kürekleri bıraktı, Ayşe de sandala atladı. Üstünde yine benim bikinilerimden biri, indirimi bekleyip aldığım. Hep sormadan alır, bunca zamandır ne desem faydası olmadı. Ben kimseden bir şey istemem. Plajda kalabalık bir grubu gösterdi. "Onlarla geldim ama sandalla gezmek istiyorum, eskiden de gezerdik, değil mi abla?" Ben biliyorum, aklı fikri Osman'da, merak ediyor. Sessiz öfkeler, küçük sırlar, mor ışıltılar, turuncu şezlonglar, yokuşun dibinde kalan ve yolu tek olan evler. Yanını yöresini ışıtamayan anneler ve babalar, sesler, alışkanlıklar… Bulut bulut fısıltılar… Nemli ve ılık toprak, yağmuru emmiş. Masada çatal bıçak sesleri ve nefeslerimiz. Sedef Betil, uzak ve yakın kederleri anlatıyor Kısa Karanlıklar'da… Kendini hatırlatan yaraları… Uzun ve serin zamanları…''
kısa karanlıklar adındaki ilk kitabından sonra kırgınlığın kuytusunda adlı eseriyle yeniden karşımızda. Geç başladığı yazın hayatında sahici karakterleri ve kendine has üslubuyla bizleri mest etti. kitapları dolu dolu geçmiş bir hayattan iz ve gözlemler taşıdığı izlenimi veriyor. şimdiden yeni eserlerini beklemekteyiz...