"..... keyfiiiiii" olayından dolayı fazlasıyla sıkmış sosyal platform diyeceğim. insanlar artık facebookta yazmak için bir yerlere gider, fotoğraf çekinir oldu.
14 yıl önce yaşanmış olan garip, komik ve akıllarda hep kalacak olan korku dolu anların yaşandığı gecedir.
deprem denen doğa olayını ilk defa görmüş olan bir nesil yetişti sanırım 14 yıl önce.
o gece askere gitmeden önce son ziyaretleri yapan kuzenimin korkudan balkonu sahil zannederek sahile gidelim orası güvenli olur diye bizi zorla balkona çıkarmak istemesi ve babaannemin bağırarak getirdiği şehadetleri hiçbir zaman unutmayacağım sanırım.
jüriden mustafa sandal'ın kazanmasını istiyordum ama o yarışmacıyla değildi. eğer gerçek bir o ses aranıyorsa o ses ayda idi. nasıl derler boru gibi ses var kızda. geçen sene hülya avşar harcadı, bu sene de acun. artık bi dahaki seneye de gelip yarışmaya katılırsa yuh diyeceğim.
akşam yemeği yerken denk geldiğim ve hayattan soğutan haber. go karttan her zaman korkmuşumdur. bu olayı da duyduktan sonra öpseler sokamazlar beni o piste.
bu insanlarda nasıl mide var, kendi başına gelse acaba ne hisseder diyerek ayıpladığım insanın yaptığı şeyi şu an kendim yapıyorum. midesizim. itirafım buydu.
çok fazla hayvan sevgisi olmayan bir insan olarak ifrit olduğum insan grubudur.
ya arkadaş. tamam anladık kedin var senin. özellikle kedisi olanlarda görüyorum ben bu sapkın davranışı. hadi sapkın demeyelim ağır olmasın. neyse. profiline bi giriyorsun adamın, kedinin patisinden götüne kadar her tarafının resmini çekmiş. sanırsın sevgilisi. bi sevgi gösterileri bi şeyler. yetti lan. babam olsa şöyle derdi; anan olsa bu kadar sevmezsin.
kaynağı kendisidir. özgüvenin kiloyla alakası olmadığını gösterir. özgüven insanın içinden gelir buna engel olamazsın.
1 sene öncesine kadar 90 kiloydum ve 32 kilo verdim. o zaman giyemediğim ve giymesi cesaret gerektiren kıyafetleri hala giymiyorum; çünkü o özgüvene sahip değilim.
bazen akıldan geçen şeyin tam karşılığı olamayan sözlerdir.
dün sabah iş yerime girerken önümdeki kadının kalçasına takıldı gözlerim bir an. poposu küçülmüş gibi geldi. aklımdan "nadide sen zayıfladın mı?" demek geçiyorken birden "nadide senin götün küçülmüş" deyiverdim. kadın neye uğradığını şaşırdı. benim bu sözüm üzerine tüm gözlerin nadide'nin poposuna çevrilmesinden hiç bahsetmiyorum bile.
bana "biraz daha fit olaydın iyiydi" demiştin. sen unuttun onu büyük ihtimalle. ama ben unutmadım. hep aklımda. sesin kafamda yankılanıyor. iyi de oldu bunu söylediğin. kendime geldim. silkindim. sen o sözle beynimi ziktin ya; bundan sonra ben seni zikecem.
içinde ünlüler varmış, bir şeyler yazıyorlarmış diye duyup kayıt olmuştum bu siteye. evet ünlüler var gerçekten. hepsi iyi kötü bir şeyler konuşuyorlar. ama cidden boş konuşuyorlar ya. ünlü oldukları için kayda değer konuşmak zorunda değiller belki. ama bir sürü insanın okuyacağını bile bile onca saçmalamak nedendir anlamadım ben.
bazen ciddi ciddi korkusunu yaşadığım durum. normal mi bilmiyorum. bu korkunun bir adı var mı acaba, bir hastalık falan değildir inşallah. korkuyorum sözlük.