"mart'ın sonlarına doğru bir akşam, odasına gitme zamanı geldiğinde yine sessizce koltuğundan kalkmış, "biraz yürüyelim mi?" diye sormuştu. tindersticks'in let's pretend'i çalıyordu. önerisine sevinmiştim ama güzelim şarkıyı dinlemeden kalktığı için de sinirlenmiştim.
şarkının bitmesini beklemiş, sana bir not yazmıştım: "bu kız kemanları duymuyor! yemeğe girişme, lahmacun alıyoruz!"
eskişehir doğumlu, abhazya şehidi. nam-ı diğer bazuka bahadır.
''bazuka'' lakabı kendisine bir gürcü tankını bir otobüsün içinde bulduğu rpg ile havaya uçurduğunda verilmiştir. 92'de gürcü-abhaz savaşı çıktığı zaman, abhazya'ya türkiye'den giden 37 gencin arasındaydı. silah arkadaşı bekir aşba'nın gözü önünde, savaş kazanılmadan bir kaç gün önce; gudauta'da şehit düşmüştür, son sözleri, ''üşüyorum''dur.
sıpsı bahadır isimli bir wored yazılmıştır kendisi için, duygulandırır. anavatanı için ölen bu genci ve diğerlerini hatırlatır insana.
kendisinin ağzından;
''ben eskişehir`den abagba bahadir, apsuwa'yım.
dünyaya apsuwa olarak, abaza olarak geldim. vatanım faşist işgalci gürcü güçleri tarafından işgal edilince üzerime vazife sayıp vatanımı savunmak için hemen buraya geldim. burası bizim anavatanımız, ata vatanimiz… ben devlet dairesinde çalışıyordum güzel bir geleceğim vardı 4 milyon maaş alıyordum. diğer arkadaşlarımın da işi gücü vardı. türkiye`de kalsaydık burada ölmezdik, sakat kalan arkadaşımız olmazdı, işimizle geçinirdik, akşamları kahvemizde okeyimizi oynardık, sabah işe giderdik bir de güzel bir kız bulup evlenirdik, bu imkanlarımız vardı ama içimiz rahat etmedi. buraya gelen insanlar kendilerini buranın bu toprağın bir ferdi kabul ettiler o yüzden geldiler.
şu unutulmamalıdır ki, faşizm her zaman hüsrana uğramıştır. gürcü faşizminin sonu da hüsran olacaktır. burası anavatanımızdır halkımızın kaderini kendimiz belirleyeceğiz.''
alma'nın üzerimize atlayıp nemfomanyak bir şekilde seviştiği oyun. oyunun kötü kızı tarafından tecavüze uğradık lan! geyik bir yana, sıçırtan atmosferi, sağlam senaryosu ile fear 3'ü tokatlayan oyun. fear 3'ün senaryosu bokum gibi olmuş çünkü.
ispanyol-italyan borgia ailesinin düşmanlarını ortadan kaldırmak için en çok tercih ettikleri zehir. arsenik ve meloidae böceğinin salgısından yapılır. dilde şişliğe, nefes darlığına sebep olup acı vererek öldürür.
bilimsel, bilimsel olmasa da modern bir ailedir. olması gerektiği gibidir. zira katolik kilisesi bile modernleşti, bizim takiyeciler hala yerinde sayıyor. azıcık revizyon, reform diyorum, martin luther falan, 2. jean paul falan, hı? almaz mıydınız?
bir tayyip erdoğan üslubu değildir. ''başbakan sensin, asarsın da kesersin de'' gibi laflardan tutup ''ananı al da git'' demeler var ortada sonuçta. tkp'li değilim, sosyalist hiç değilim ama, kabadayı ağzı ile konuşan bir başbakana sahip ülkede, tkp'liler bırak da agresif olsun yahu. el insaf.
çok yarak kürek bir örgüt. üniformaları bile komik lan. bir uçk'ya bakıyorum, bir ira'ya bakıyorum. adamlardan disiplin, karizma akıyor. bunlar ise mahalle çapulcusu gibi bir şey lan. sokakta görsem dilenci sanırım zaten, esmer, kara-kuru.
has orospu çocuklarıdır ama, söylemeden edemeyeceğim.
kendisi medici ailesinden değil, katalan kökenli borja ailesinden gelmiştir. italyan değil, katalandır kendisi. valentinois dükü, toskana fatihi ve de kardinaldir, aynı zamanda da harika bir zehir uzmanıdır. idolize ettiğim dahilerdendir. babam, ben pek küçükken kendisini anlatırdı bana.
şereftir. isminin korunması ise namustur. sen ölürsün, annen, baban ölür ama bir tek aile ismi kalır. aileyi güçlü tutmak ve ismini şereflendirmek, böylesine hassas bir konuda ise yapılması gerekendir. övünmek gibi olmasın; benim gibi aristokrat ve güçlü bir aileden geliyorsanız, annenizin ya da babanızın size büyüdüğünüz zaman anlatacağı şeydir bu.
kulağına ne zaman ghira qafe çalınsa duygulanmak, uzaklardaki bir kaşen'i hatırlamak, karadeniz sahiline her gidişinde iç çekmek ve atalarının acı kaderini hatırlamak, köyüne her gittiğinde ne kadar soylu ve medeni olduğunun farkına varmak, kendinle gurur duymak, her şeşen oynadığın zaman içinin içine sığmaması, her gördüğün rusa karşı kin duymak, her 21 mayıs'ta intikam ateşiyle dolup taşmak, her toplantıda ve cemiyette ''saygı''nın ne demek olduğunu tekrar anlamaktır.
bambaşkadır, anlatılmaz yaşanır. benimsememek elde değil.