izmir bornova da kurulan, yaratıcılıkta sınır tanımayan, genç ve mükemmel bir ekiple çalışan ve ileride çok büyük işlere imza atacak olan reklam ve iletişim fabrikası.
kız: bu gece bende kalıcaksın di mi hayatım?
erkek: ders çalışmayacak mısın hayatım?
k: ya yarın çalışırım. hem sen gelene kadar da çalışırım.
e: tamam o zaman gelirim yafru kuşum...!
ve akşam olur...
e: hayatım ben geliorum birazdan.
k: sen bu gece gelme en iyisi ben ders çalışıcam!!!
e: haydeee ee gel dedin ya sabah???
k: o sabahtı... şimdi sen gelme!
e: nooldu bişey mi yaptım da kızdın?
k: yoo kızmadım ki bişeye..
e: peki öyle olsun o zaman...
aradan 1 saat geçer...
e: alo hayatım nasıl gidiyo çalışma?
k: yaa vazgeçtim çalışmadım ben...
e: bahane miydi bu peki gelmemem için?
k: yoo diildi...
e: yaa ne bu şimdi bişey mi oldu naaptım sana yine söylesene??
k: yani beni kendinden soğutmayı çok iyi başarıyosun tebrik ederim..
e: hobaaaa!!!
k: ben kapatıyorum telefonu...
e: oyyyy oyyyy oyyy....!!!
kürt bayrağı asılmış bir kebapçıya girilir ve kebapçıyla muhabbete girilir. bu ne bayrağı diye sorulur. tabi türk olduğunu belli etmeden. adam kürdistan diye yanıt verir. orası neresi duymadım hiç denilir. adam haritada türkiye yi, ankara nın sağında kalan yerlerin alayını kastederek gösterir. bi süre sonra yavaştan türk olduğumuz ima edilir. adam tam olarak orası değil, suriye, ırak tarafları falan diye kıvırır. eyy döneğin evladı kimseler bilmese yediricen bizim memleketi kürdistan diye bize. peki bilmeyen ne yapıyor? paşa paşa yiyor bunu. kürt dedin mi, tamam biliyorum onları diyen kanadalı gerzekler var be. soyu kurusun şerefsizlerin inşallah.
dünya ya göz açtığımdan beri değişmeyen bir tek sen varsın, vefasızlık görmedim senden asla..yaşıyorum seni her soluğumda...sakla, sakla beni yalnızlık.....
herkesin ülkücü olmadığını kavrayamayan ülkücülerle selamlaşmanın veya selamlaştığı adamın ülkücü olduğunu bilmeyen insanın hayati tehlikesi bile vardır. beyin a.cıklamasına kadar yolu var bu selamlaşmanın. alışkın değilsen uzaktan el sallamak kafidir kanımca...
eğlenmesini bilirler, zeki ve çalışkandırlar, para hesabını çok iyi yaparlar... eğer bulundukları toplum içinde sayıları az ise birbirlerini çok iyi kollarlar... ayrıca bursa da heykel, altıparmak civarındaki dükkanların büyük kısmına sahiptirler... musevilerin içinde fakir olanına rastlamak zordur... ayrıca kendilerine yaratık veya buna benzer yakıştırmaları yapan ucubelere söyledikleri tek bir laf vardır...
kışın insanın soğuktan belden aşşağısını hissedemediği, kaloriferler dekor olarak durduğu, son çare olarak dış mekanlara konan tüplü ısıtıcıyı bile çalıştırmaya kıyamayan mekan... zaten içeriye giren veya çıkanların henüz kapıyı kapadığının da görülmemesi ortama ayrı bir hava katıyor! kahveler soğuk, çaylar sallama, yemekler pahalı, masalar dengesiz, üst kat havasızdır burada... dikkat! size kahve veren elemandan iki tane var sanmayın... kahveyi verip kasaya depar atar bazı bazı...
-papara gel bişeler içelim bea...?
+hadi hajı green e o zaman...
john nash karizmasına sahip insandır kendisi... sınıfın susmadığını görünce derse 5 dk ara verip ''herkes konuşmasını tamamlasın, bitince ben gelirim!'' diyip koca sınıfı dumur eden ve 5 dk sonra çıt çıkmayan sınıfta hiçbişey olmamış gibi çatır çatır ders anlatan hocadır...bir sakinlik abidesidir! iibf bi yana belki okulun en iyi hocasıdır öğrencilerin gözünde...
''Henry Ford şöyle demiş: ''siyah araba isterseniz sizi çok severim; ama siyah araba istemezseniz sizi hiç sevmem!?%'' '' sözüyle beni benden alan ve Henry amcamın kemiklerini sızım sızım sızlatan insan.
bir grup kendini bilmez şerefsiz mahlukatın maça gidiyormuş izlenimi yarattığı ve sağa sola küfürler yağdırdığı, ''karı kıza sarkarız karambolde'' mantığıyla sokaklara döküldüğü, çelik jantlı şahin leriyle trafiği katlettiği, altıparmakta ve heykelde dükkan camlarını parçaladıkları, doğuda kaç askerimizin şehit olduğundan haberi olmadan sırf bir pazar gecesi aktivitesine katılmış havasıyla böğürdükleri ve bunu bir oyun haline getirdikleri, gerçek sebebini aşmış ve rezillik boyutuna gelmiş yürüyüştür... biraz insan görünce köpeklerde kudururdu o kadar, zahmet etmişler... şu an doğuda komando olarak görev yapan bir askerin kardeşi olarak utandım sadece...her şehit haberinde yüreği ağzına gelmenin ne demek olduğunu bi parça anlatmak istedim öküzlere, ama kime anlatıosun be arkadaşım... bu arada sadece bu tiplerdir kınamak istediim grup...yanlış anlaşılmasın..sonuna kadar yapılması gereken bir yürüyüştür ve bunu hakkıyla yapanlara helal olsun...
400 üncü sayfadan sonra 16 sayfa eksik olmasının(daha doğrusu 401-416 yerine 369-384 üncü sayfaların tekrar yer almasının) bana bir ceza olduğunu düşünmekteyim. korsana hayır dedik orjinal aldık ama gel gelelim o da kelek çıksın... yarından tezi yok korupark D&R ı bombalıorum...en heyecanlı yerde bu yapılır mı insana...!
bazı insanların din kültürü olup ta ahlak bilgisi olmadığını gördükten sonra ikisinin bir arada verilmesinin bi mana taşımadığı kanaatine varmaktayız...
iki bira arasına bi adet nuri alço shot çaktın mı, müzikle kendinden geçeceğin mekan... ayrıca sürekli 50 cent söyleyen adam esat fişek tir tahminimce... kaçmayın lan yazıktır!