selo denen dağ faresinin sahneye çıkmasından birkaç dakika önce gerçekleşmiştir.
amına koyduğumun ülkesinde düşünce özgürlüğü kisvesi altında suratına bi bez parçası geçirmiş anası fahişe köpeğin biri sahneye çıkıyor ve dağa gelin diye ağzından sıçmık fırlatıyor.
fakat dikkatimi çeken bir şey var:
özellikle "kadınlar dağa çıksın, kadın savaşçıları bekliyoz. apo'nun özgürlüğünü tatmanız için dağa çıkın kadın hewaller." demesinde büyük bir anlam yatıyor resmen.
hdp'ye oy veren ne kadar kadın varsa beynine akıtayım. potansiyel apo'nun yatak aletleri sizi.
evet, ata'mızın partisinin kimlerin ellerinde olduğunu buradan da görmekteyiz.
hatırlatalım anayasanın 2. ve 3. maddelerini o zaman:
--spoiler--
türkiye cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. dili türkçedir.
bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
milli marşı "istiklal marşı" dır.
başkenti ankara'dır.
ulan bu maddelerle, bayrakla ve türklükle ne zorunuz var amk? nerenize batıyor kardeşim? avrupa ülkeleri milliyetçilikten yanarken biz niye böyle geri zekalı hale geldik lan?
mhp'den başka bir parti şu öksüz türklüğüme sahip çıkmaya çalışsın artık yeter anasını satayım.
en az onlar ve şürekası kadar katilsiniz ve bunu biliyorsunuz. kandırıldığınızı da biliyorsunuz ve tek çıkış yolunuzun bu olduğunu düşünüp aciziyetten geberiyorsunuz.
biteceksiniz. ne kadar öldürseniz bile. türk bitmez. türkiye ise hiç. biz burdayız; kendi toprağımzda.
binlerce tarihçinin yalanladığı ve götüyle güldüğü bu tür trolleme argümanları artık işe yaramıyor. yani en fazla akp'li ve kendini osmanlıcı sanan çomar sürüsünü etkileyebilirsin.
senin gibi fahişe çocukları da sözlükten parasını almaya devam eder ama sözlüğe adam toplayacağına aksi olarak eksiltir.
dünden beri duygusallık kasan pembe götlü solcuları gördükten sonra hayretle irdelemeye çalıştığım fark.
dağda türk askerini öldürüp yollara mayın döşeyerek bin bir türlü insan katliamlarıyla meşhur olmuş köpek sürüsü ile, şehir içi yapılanması ilerlemiş olan bir örgüte mensup potansiyel bir canlı bombanın arasındaki farkı idrak edemiyorum ben.
üstelik polisin silahını elinden alma esnasında çıkan arbedede yaşamını yitirmesi de cabası. saman beyinli aptal komünistlerin galoş naylon maylon sıçmıklarına inanacak kadar geri zekalı değilseniz tabii.
bu yaşanan arbedede o potansiyel bomba ölmeyip bir türk polisi şehit olsa içten içe gülüp gıkını çıkarmayacak pezevenk sürüsünün olduğunu bilmiyor değiliz.
savcı mehmet olayını gerçekleştiren orospu çocuklarına "biz de sizi seviyoruz" cevabını veren it dölleri hala aramızda dolaşıyor.
kürtçü terörizme olan kinini yavaş yavaş anlamaya çalıştığım genç bir kardeşim.
yazın istanbul'da bir dinletisine katılmıştım. ülkesi bu denli bok çukurunda olmasa, türkçülük yerine çok sevdiği piyanosuyla uğraşsa çok iyi yerlere gelebilecek seviyede.