"efendiler,
egemenliği hiç kimse, hiç kimseye, bilim gereğidir diye, görüşmeyle, tartışmayla veremez. egemenlik güçle, erkle ve zorla alınır. osmanoğulları, zorla türk ulusunun egemenliğine el koymuşlardı. bu yolsuzluklarını altı yüzyıldan beri sürdürmüşlerdi. şimdi de türk ulusu bu saldırganlara artık yeter diyerek ve bunlara karşı ayaklanarak egemenliğini kendi eline almış bulunuyor. bu bir oldu bittidir. söz konusu olan ulusa egemenliğini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız sorunu değildir.
sorun gerçekleşmiş bir olayı yasa ile saptamaktan başka birşey değildir. bu ne olursa olsun yapılacaktır. burada toplananlar, meclis ve herkes sorunu doğal bulursa, sanırım ki doğrudur.
de alto cerdo voy para marcane
luego a cueto voy para mayari.
el carino que te tengo
yo no lo puedo negar
se me sale la babita
yo no puedo evitar.
cuando juanica y chan chan
en el mar cernian arena
como sacudia el 'jibe'
a chan chan la daba pena.
limpia el camino de paja
que yo me quiero sentar
en aquel tronco que veo
y asi no puedo llegar.
de alto cerdo voy para marcane
luego a cueto voy para mayari
van savcısı ferhat sarıkaya tarafından 30 ağustosta genelkurmay başkanı olması beklenen yaşar büyükanıt paşa hakkında adli yargılanmayı etkilemeye teşebbüs,sahtecilik,örgüt kurma,görevi kötüye kullanma suçlarından düzenlediği suç duyurusu.bu olay van savcısının laikliğe ve cumhuriyetin bölünmez bütünlüğüne karşı açtığı ikinci savaştır.kendisi önce yücel aşkın davasını açmış başarısızlığa uğramış şimdide yaşar büyükanıt paşaya saldırmıştır.artık ülkemizde yavaş yavaş bazı şeyler belli olmaya başlamış ve kimi sözler daha fazla ağızlardan dökülmeye başlamıştır.
(bkz: ordu göreve)
rober hatemo tarafından söylenen ve sözleri yıldız tilbe tarafından yazılmış şarkı.aynı zamanda rober hatemo bu şarkıda yıldız tilbeyle düet yapmıştır.
rober hatemo:
bitti a$kının son $ansı
beni uzmeye hakkın yok
sana ko$a ko$a gelmedim
senden ba$ka sevgili mi yok
a$ıgım dedin agladin
telefonlarda yalvardın
ne zaman chıksam kapıdaydın
benim ol diye para mi saydım
nasıl da beni inandırdın
bir chocuk gibi
seni tanımadan baglandım
pi$manım $imdi
a$kimiza bir omur yetmez
bu soz senindi unuttun
ne de chabuk ele karı$tın
mutlu ol $imdi
ben a$ksız prensim
sen arsiz bir avcı
severken ayrılmak
ne kadar acı
yuregindeki ses
tutunca yakanı
daha chok yanarsın
ah ararsın
istemem ki
yıldız tilbe:
ben a$ksız prenses
sen arsiz bir avcı
severken ayrılmak
ne kadar acı
yuregindeki ses
tutunca yakanı
daha chok yanarsın
ah ararsın
istemem ki
bizim gibi az gelişmiş,eğitimsiz toplumlarda bolca görülen hadise.böyle oluncada iti,uğursuzu,bölücüsü,yobazı özgürlüktü demokrasiydi diyerek kendi iğrenç emellerini ülke üzerinde gerçekleştirmek için çıkar yol bulmaktadır.hatta bazen bu kişi o ülkenin başbakanı bile olabilmekte insanı dumurdan dumura sürüklemektedir.
(bkz: demokrasi benim için amaç değil araçtır)
sadece canım türkiye'min birkaç yobaz kanalı ve iran,suudi arabistan gibi şeriatla yönetilen ülkelerde görülebilecek gargameli,dünyevi işleri bırakıp imana gelmiş,hidayete ermiş şirin baba cinsi.
George Washington 22 Şubat 1732'de ABD'nin Virginia eyaletinde, Wakefield / Westmoreland County'de doğdu.
ABD'nin bağımsızlık savaşında önemli rol oynadığı için, ülkesinde tarihinin en önemli şahıslarından biri olarak sayılıyor. Amerikan başkanlık kurumunu şekillendirdi ve iki dönem, sekiz yıl sonra üçüncü dönem başkanlıktan vazgeçerek ülkesinde bir gelenek yarattı (Bu gelenek Franklin D. Roosevelt'e kadar devam etti, sonra anayasallaştı). iktidarı muhalefete devrederek, demokrasi tarihi için bir örnek teşkil etti.
Dört nesilden beri Virginia'da yaşayan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Augustine Washington (1693-1743) ve annesi Mary Ball (1708-1789) ingiliz asıllıydılar. Henüz 11 yaşında tütün çiftçisi ve mesahacı olan babasını kaybetti.
Fransız-Kızılderili Savaşı
1754'ün yaz aylarında, Washington yakın ilişkilerinden faydalanarak torpil sayesinde Virginia Valisi tarafindan binbaşı rütbesinde Virginia milisinin komutanlığına getirilidi. Milis, Fransızların ve ingilizlerin kavgasını ettiği batıda ki bölgelerde rakibin ileri karakollarını ve keşif birliklerini aramakla görevliydi. Bu süreç içinde Washington, Virginia'nin batı sınırında bir dizi kale kurdu ve Ohio Vadisi'ne giren Fransızlarla müzakereleri yürüttü. Artan gerilim Fransızlarla ve onlarla müttefik yerli kabilelerle Fransız-Kızılderili Savaşı'na sebep oldu. ("French and Indian War", 1754-1763),
Washington'un liderliğinde ki heterojen birlik, el değmemiş bölgelerde haftalarca süren yürüyüşlerin ardından nihayet bugünün Pittsburgh yakınlarında bir Fransız birliğiyle karşılaştı ve karşılasmayı takip eden müsademede Fransız birliği yendi. Çok şanlı bir çatışma olmasa da bu ilk savaş tecrübesi Washington'a askeri lider namını kazandırdı. Sonralari rakibin daha üstün silahlı kuvvetleri tarafindan Fort Necessity'de kuşatıldı ve serbestçe geri çekilme karşılığı mütakereye zorlandı.
Bir sonraki yıl, yarbay rütbesinde ingiliz ordusunun Braddock Seferi'ne katıldı. Altında 3 atı vurulduğu ve felaketle sonuçlanan Monongahela Muharebesi'nde basiretli davranabilerek geri çekilme kararı aldı. Sonra binbaşı rütbesinde Virginia'nin ilk düzenli alayını kurarak savaşa katıldı ve Virginia'nin bütün birliklerinin başkomutanlığına getrildi. Asıl savaş komşu bölgelerde gerçekleşse de, Virginia'nin batı sınırını Fransız birliklerine karşı başarıyla korudu. 1758 yılında, "Fort Duquesne" adında Fransız kalesinin alınmasında belirleyici rol oynadı.
Savaş süreci içinde ingiliz subayların gerisine itilmesi ve milislerinin sadece sınır koruma olarak kullanılmasi ona anavatanına karşı bir daha atlatamıyacağı kin duyguları beslemesine sebep oldu. 1759'da alayından ayrılarak Virginia meclisinde milletvekili oldu
Nisan 1775'te Maryland valisi Thomas Johnson'un önerisi üzere II. Kıta Kongresi'nde oybirliğiyle Kıta Ordusu'nun (Continental Army) başkomutanı seçildi. 3 Temmuz 1775'te Kıta Ordusu'nun başına geçen Washington, başkamutan olarak muharebeleri ayırıntılı planlarla kazanabilen dahi bir strateji uzmanı değil, Amerikan silahlı kuvetlerinin titiz organizatörüydü. Mütevazi imkanlarının tamamen farkında olan Washington, asker sayısının büyütülmesini ve orduya maddi açıdan destek sağlanmasını, neredeyse cimri diyebilinecek Kongre'ye düzenli halde ayırıntılı ve tam belgeli bildirilerle talep ediyordu. Birliklere en azından giyecek, yiyecek, yakacak, barınak ve cephane temin edilebilinmesi için en ince ayırıntılarla bile ilgileniyordu. Sayıca daha az olan Amerikan ordusunu ancak kaçınılmaz veya koşullar bakımından avantajlı durumlarda açık muharebe meydanına sürüyordu.
Mart 1776'da ingilizleri abluka altına aldıkları Boston'dan püskürttü. 4 Temmuz 1776'te Birleşik Devletler bağımsızlıklarını ilan ettiler. Ağustos 1776'da Long Island muharebesinde yenilgiye uğradı ve Amerikan birliklerini dinlendirmek için ingiliz etki alanının dışında kalan Valley Forge'a çekildi. 25 Aralık 1776'da ingilizlerin New Jersey'deki Hessen kökenli paralı askerlerine saldırmak için Washington, birlikleriyle Delaware River'i geçti. Saldırının başarıyla sonuçlanması bağımsızlık isteyen Amerikalıların moralini yeniden güçlendirdi. Washington 1781'de Marquis de La Fayette'in emrindeki Fransız birliklerin desteğiyle ,Yorktown Muharrebesi'nde 7000 ingiliz askerli Britanya'lı General Cornwallis'i yenerek savaşın sonucunu belirledi. 25 Kasım 1783'te, Amerikan ordusunun başında ingilizler'in boşalttığı New York'a girdi.
1783'te Paris Antlaşması'nda ingiltere Kraliyeti Birleşik Devletlerin bağımsızlığını tanıdı. Washington komutanlığı bırakırken Amerikan Devletlerine güçlü bir merkezi yönetim kurmaları çağrısında bulundu.
Başkanlık dönemi
1787 yılında, Mayıs ayından Eylül'e kadar Philadelphia'da toplanan Kurucu Meclis'de, Amerikan Devrimi'nin liderleri yetersiz kalan Konfederasyon Maddeleri'ni değiştirmekle görevlendirilmişti. Diger eyaletlerin 54 temsilcisiyle birlikte katılan Washington oybirliğiyle Kurucu Meclis'in başkanı seçildi. Tarafsız kalmaya çaba gösteriyor olmasına rağmen yürütme gücüne ağırlık veren bir anayasanın hazırlanmasında ve onaylanmasında büyük rol oynadı.
Anayasa tartışmalarında ilk defa ikili parti sisteminin özelliklerini içeren siyasi görüşler belirginleşmişti. Başkanlık kurumunun tasarımında, yürütmenin zayıf olmasını savunanlarla güçlü olmasını savunanlar çarpıştılar. Güçlü olmasını savunanlar, kuvvetler ayrımını gerçekleştirebilmek ve yasama gücüne karşı denge oluşturabilmek için başkanın bağımsız olmasını talep ediyorlardı. Kudretli yasama organları olan bazı eyaletlerdeki demokratların seçkin sınıfı korkuttuğu gelişmeler, caydırıcı örnek olarak gösterildi.
13 eyaletin 9'u anayasayı onaylamasından sonra, Konferderasyon Kongresi delegeleri yeni devlet başkanı olarak adı herkesin ağzında dolaşan George Washington'u 30 Nisan 1789'da, ABD tarihinde oybirliğiyle seçilen tek başkan olarak bu göreve seçti. Washington'un seçilmesinin başlıca sebepleri, siyasi ve askeri kazanımlarının yanısıra partilerüstü tutumuydu
Başkanlığın yeni bir kurum olduğunun, attığı her adımın sonraki başkanlar için örnek teşkil edeciğinin bilincindeydi Washington. Başkanlığı milli bütünlüğün sembolü ve halkın Amerikan özelliğini (karakterini) şekillendirmek için alet olarak görüyordu.
Başkan iç siyasette denge için çaba gösterdi. Yönettiği kabinesinde her iki büyük parti, Federalistler ve Demokratik-Cumhuriyetçiler aynı oranda temsil edildi.
Fransız Devrimi'ne karşı pasif tutumundan dolayı eleştirilere rağmen, 1792'de üç çekimser oya karşın tekrar oybirliğiyle ikinci bir dönem için başkanlığa seçildi.
far away, once so close
but now you're far away
you're still here with me
but not like yesterday, so far
far away, i hear you breathe
but you're so far away
once so colourful
but now all turns to grey, so far
it's oh so strange
when centimetres feels like miles
seconds like hours
now it's true love has died
no more roads left to try, far away
far away, long ago
when love was here to stay
now it's gone
it doesn't matter what we say, so far
every word is like a knife
but the silence cuts you twice
can't make it on my own
will anybody help me
to get out of this black hole
i want some fun
i would like to enjoy
a moment for once
and instead of being annoyed
i want some fun
and i just can't remember
my last laugh in time
people used to say to me
that i had a beautifull smile
i want some fun. now
i'm tired of being bored
i wanna make a change
can't take it anymore
i want some fun
not gonna waste my time
on all thoses so-called friends
being amused is not a crime
i want some fun
and i just can't remember
my last laugh in time
people use to say to me
that i had a beautifull smile
i want some fun. now
you better watch your step,
you must be on your car and take it slow,
and promise me be careful what you do.
i know you're strong,
i know you'll make it on your own without my help,
but please make sure you won't be, by your self.
every time i hear my song on the radio,
i keep moving closer and closer to you.
every time the dee jay is playing my song,
i can feel you here by my side all night long.
you gotta try much harder,
take it from the start and try again.
you gotta be much faster, if you can.
the proper play will fail,
no matter how you try it's not enough,
it takes so much to make it to the top.
every time i hear my song on the radio,
i keep moving closer and closer to you.
every time the dee jay is playing my song,
i can feel you here by my side all night long.
(mixed) let's go down, the dance floor if you dare,
now's the time, to show that your not scared
cause every time i hear my song on the radio,
i keep moving closer and closer to you.
every time the dee jay is playing my song,
i can feel you here by my side all night long.
(mixed) lets got down, the dance floor,
the dee jay is playing my song. (2x)
i can feel you here by my side all night long
genellikle abisi geçen gün bi liseli bindiyle başlayan içinde bolca kaymak gibi,ver allah ver,yermisin yemezmisin,para sorun değil dedim gibi itici ve seviyesizce laflar barındıran dinlenilmeyesi söz öbekleri.