pakize karada
199 (mavi jojoba tanesi)
beşinci nesil yazar 1 takipçi 18.60 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    abdullah baybaşin

    1.
  1. avrupa uyuşturucu ticaretinin yüzde 60ını elinde tutan medar-ı iftiharımız.* aslen licelidir ama ailesi liceden bingöl/solhana göç etmiştir ve abdullah baybaşinin çocukluk ve gençlik yılları solhanda geçmiştir. hala ailesinin büyük kısmı solhanda ikamet eder ve kendisini tanımasamda ailesi tanır ve severim.
    ingiltere'de içişleri bakanlığı tarafından en tehlikeli adam ilan edilmiştir. yakın zamanda türkiyeye dönecektir.
    (bkz: http://webtv.hurriyet.com...ceyle-dolasan-2-turk.aspx)
    1 ...
  2. sait sever

    1.
  3. muş eski baro başkanı. ben diyeyim 20 siz deyin 30 yıldır muşta serbest avukatlık yapar. 2004 yerel seçimlerinde DTP Muş Belediye başkan adayı oldu yalnız kaybetti.
    türkiye barolar birliği tarafından seçilip, önümüzdeki hafta meclis tarafından anayasa mahkemesine seçilecek üç adaydan biridir.
    (bkz: http://www.taraf.com.tr/h...e-ye-resmen-kurt-aday.htm)

    *bugünleride mi görecektik. bu iş olsun, hukuki problemlerinizde arkanızdayım.*
    0 ...
  4. ali müfit gürtuna

    14.
  5. bu tarz insanları tanıyınca geleceğe umutla bakıyorum.
    .....................................pakize karada...

    şu yazdığım özlü söz ne kadar saçmaysa, ali müfit beyin kişiliği o kadar gereksizdir. ayrıca çok yaşlı görünmesine karşın ses tonu gayet gençtir. bi de konuşurken bi ANDa ses tonunu yükseltir ki insanın noluyoruz aq ödümü kopardın diyesi gelir. ama şunu samimiyetimle söylüyorum ki bu adam istanbul büyükşehir belediye başkanlığı yapmışsa benim bu ülkede bakanlık makamına oturmam boynumun borcudur.
    ayrıca bildiğim kadarıyla tekstilci bi aileden geliyor. bu kadar kötü giyinen bi siyasetçiyide ilk defa görüyorum.
    kısacası sana puanım sıfır ganka.
    0 ...
  6. seyit eyyüpoğlu

    1.
  7. urfa bağımsız milletvekili. son seçimlerde gece yatana kadar seçimi kazananlar arasında yoktu yalnız yattık kalktık seyit ağa meclise gitti. çok ilginç bi karaktere sahiptir ayrıca. bir zamanlar sarfettiği "millet partimizi çok seviyor, kafle kafle geliyor" lafıyla gönüllerde taht kurmuştur. daha yakından tanımak için videonun ilk 1 dakikasını izleyiniz.
    (bkz: http://video.google.com/v...cid=-6905197286011209968#)

    yazarın notu: böyle renkli bi vekili nası olurda benden önce kimse yazmaz çok şaşırdım. uludağsözlük adına büyük ayıp.*
    0 ...
  8. turgay oğur

    1.
  9. aslen rizeli olup odtü siyaset bilimi mezunudur. ülkedeki en büyük aktivistlerden olmasına rağmen acaip sakin, rahat, doğal bi hayatı ve kişiliği vardır. muhabbeti güzel olan insanlardandır. ilginçtir, etrafında her zaman fıstıklı baklava bulundurur, ikram eder.
    0 ...
  10. ıssız yazar

    ?.
  11. her cinsel ilişkisinin bitiminde onu izleyen/okuyan seyirci tayfasının ağlamalarına sebep olmalarıyla ünlüdür.
    0 ...
  12. hiç tanımadığın komşunun rüyasında seni görmesi

    1.
  13. meb müfredatları neden işe yaramaz anlamak zor. kompozisyon dersi yıllarca gördüğüm derslerin önnüde gelir, yalnız hala başlık nası olur öğrenebilmiş değilim. şimdi bu başlıktaki sen sen değilsin, benim. ya da müfredatta sorun yok, türkçe çok dar. dünyada küçük köy zaten. herneyse..

    böyle ilginç ve tuhaf ötesi olaylar niye beni bulur anlamıyorum.
    haliyle sözlüğü günlük gibi kullanıyorum.
    sonrasında bol eleştri alıyorum.
    kızıyorum.

    okul açılmış, tatili bitirip gelmişsindir. ilk günü evde atlatıp ikinci gün eşi-dostu arayıp bi yerlerde oturmak için evden çıkar ve bi kat inmenle başlar herşey. bir yıl boyunca aynı apartmanda olduğunu dahi bilmediğin orta yaşlı kadın, seni sevgi dolu bakışlarıyla sorar;
    +mrb evladım, nasılsın.
    -mrb teyzeciğim, iyiym saolun siz nasılsınız.
    +bende iyiyim. nerdeydin sen, uzun zaman etti görmeyeli. hatta geçen rüyamada girdin bak.
    !!!!!

    bu ilginç lafı duyduktan sonra küçük bi şok, ardından geçiştirme laflar ve olay mahalinden arkana bakmadan kaçmak oldu işim. oturup düşündüm, bu kadının beni rüyasında gördüğüne sebep olan şeyi bulmam lazımdı. sonuç 3 madde;
    1)kadın benle kafa buluyor.
    2)annemin işi. bi ara 20 günlüğüne gelip kaldı, tüm apartman kadınlarıyla muhabbeti kurmuştu ki erken gitti allahtan. bi günlere başlamadığı kalmıştı..
    3)kadının fantezilerini süslüyorum.*
    3. şıkkı hemen eliyorum, hayatımda granny dahi izlemişliğim yok. wallaha..
    2. şık çok büyük olasılık. şahsen bugüne kadar annemden taraf yüzüm gülmedi. yalnız uzakta oluncada özlüyor insan. çok ilginç.
    1. şık tek temennim. ilk defa bu kadar makaraya sarılmak istiyorum.

    şimdi bu yazının pek bi mantığı yok, farkındayım. ama olayı herkese anlattım bi sözlük eksik kaldı, içim elvermedi sözlüğün bişiden eksik kalmasına, yazdım burayada.
    illaki bi yere bağlıcaksak;
    a)anne hep uzakta kalsın, hep özleyelim.
    b)istanbulun komşularıda farklı anasını satayım.
    0 ...
  14. bilinçaltındaki lahmacun özlemi

    1.
  15. alışmışız bilinçaltı kelimesini duyunca sigmund freud'u hatırlamaya. id, ego, süperego üçlüsünü irdelemeye, muhabbete insan psikolojisiyle başlayıp, muhabbeti güzide semtimiz karaköy ile noktalamaya.
    ama bu yazı öyle değil, bildiğin yazılara benzemez, nitekim altında benim imzam olcak. iyi oku..

    hayatta böyle geçiip gider. kimi zaman neşeli kimi zaman hüzünlü...
    hıncal uluç hissettim kendimi bi an. 60 yaşını aşıp her lafında meb müfredatından fırlamışçasına yazan yazarlar gibi hayatı açıklamaya çalıştım, acilen bi dur demem lazım, gidişat kötü..
    noluyoruz lan!!!

    hayat işte, bildiğin gibi geçiyor. akbili aylık yapmışız, sigaramızda var. en temel iki varlık tamam yani, işler tıkırında gibi, ama yok bi eksiklik var.. arkadaşlarla takılıyorsun, ortam ortamı açıyor herşey iyi güzel hoşş gibi, ama içinde bi tuhaf duygu var. aslında gittiğin hiç bi yerde, girdiğin hiç bi ortama adapte olamıyorsun, bi yalnızlık duygusu mu desem sıkıntılı bi ruh halimi desem.. tanımlandıramıyorsun o ifadeyi, bi yerde bi eksiklik var, bişi eksik, ama ne? düşünüyorsun, düşünüyorsun nerde hata yapıyorum diye, bi sonuç alamıyorsun. hata yok ki sonuç alasın. ayrı bi olay var burda. apayrı bi can sıkıntısı...

    evraka, evraka.. nihayet;
    lahh-maa-cuunn!!

    evet, günü gelir tüm o muğlak duyguların sebebini bulursun. o sebepsiz başağrıların, o kişiliksiz burun akmaların, o şerefsiz gribal enfeksiyonların sebebini buldun.
    lahmacun..!!

    esrar gibidir bu lahmacun, bağımlılık yapar. her 10 bilemedin 15 günde bir muhakkak yemen lazım. yoksa bi eksiklik hissedersin. mecburiyetten yeniyor demiyorum, acaip seviliyor/seviyorum. ne güzel bi yemektir öle, yanında da bedava salata. tuzla salatayı sık limonu üzerine, dök pul biberi lahmacunun üstüne. ayranı unutma! lahmacun kraldır, ayran kraliçe nitekim.. kim tutar seni!! feodal kimliğimi hatırlatır baba her yediğimde, apayrıdır yeri bende, apayrı..
    uzun zaman yememeye gelmez, bi şekilde hatırlatır sana kendisini. bilinçaltında farklı bi yer edinmiştir, vazgeçemezsin, vaz geçmek istemezsin...

    tanım: elma bir meyve-dir.
    tanım2: genç fenerliler o çocuğu-dur.
    tanım3: bilinçaltındaki lahmacun özlemi, lahmacunu özlemek-tir.
    1 ...
  16. fantezi müziğin baskılı r vurgusu

    ?.
  17. tamam, kabul.. başlık açmayı bilmiyorum.. tek bunla kalsa iyi. ne yalan söyliyeyim fantezi müzik ile arabesk müziğide ayırt edemiyorum. bu sebepten başlığa fantezi mi yazsam arabesk mi yazsam ikileminde kalıp dakkalarca düşündüm. bu da sözlük yazarlarının itiraflarına girebilecek kalitede itirafımdı..

    şimdi efenim kimse trip yapmasın bana. yalan da konuşmasın içinden. "ııyyy fantezi müzik, hiç dinlemedim. arabesk müzik, hayatımda kulağımdan içeri almadım..." tarzı laflar söylemeyin, kırarım kalbinizi.
    ey hemcinslerim, karizmatik erkekler, hiç mi gitmediniz kahveye, hiç mi yeşil masalarda 101 çevirmediniz?? mekanda çalan müzik neydi peki? ben cevaplayayım. büyük ihtimal cengiz kurtoğlu bilemedin alişan. başta müziği değişin diye artistik hareketler yaparsın, siklenmeyince mecbur katlanırsın, dinlersin..
    ya siz kızlar... hiç mi emrah filmi izlemediniz hayatınızda!? emrahın anasına veya bacısına acıyarak bakmadınız mı hiç? nuri alço'yu içten içe desteklemediniz mi hiç?
    hiç hiç hiç hiç..
    öykü'de çirkin mirkin ama sevimli. çirkin ördek yavrusu gibi.. berk'e hiç girmiyorum bak!!

    konuyu saptırdık saptıracağımız kadar. şimdi tespit zamanı..
    ilginçtir, bu fantezi müziğin ayrı bi dili var heralde. tonlamaları falan çok tuhaf oluyor. söyleyince kendiliğinden mi oluyor yoksa fantezi müziğin bizim bilmediğimiz yazılı kuralı mı var, bilemeyeceğim. mesela cümle içinde geçen "r" harfleri uzatılarak ve inceltilerek okunur. sebebini bilmiyorum, ama istisnasız bu böyledir. kanıtlamak için dakkalardır video karşılaştırıp sonunda en uygun olanı gelsin, dakkalardır anamı ağlatan canseverden gelsin.. girişteki terketmek sözünü dinle, başından fazla...
    (bkz: http://www.dailymotion.co...tmek-ne-kadar-kolay_music)

    bi sonraki yazımızda, baha'nın "ş" harfine olan vurgusunda görüşmek dileğiyle...
    4 ...
  18. wat ile yurtdışına gidip torbacılık yapmak

    ?.
  19. öncelikle başlığı yeterince açalım ki anlamayan arkadaşları kendileriyle yüzleştirmeyelim, utandırmayalım. başlık benim, yazı benim haliyle tüm sorumluluk bende. anlamazsan burdayım, bir tık ötede.
    wat: açılımı work and travel olan kısaltılmış söz öbeği, sözcük.
    torbacılık: cigara satan eleman. tdk da aramayın, halk arasında söylenir.

    başlamadan kafam torbacılık kelimesine takıldı. niye yok tdk'da bu sözcük. kullanmıyormuyuz reel hayatta? kullanıyoruz. eee niye yok öleyse. niye halk ile devlet arasına mesafe koyuyorsunuz, bu sansür niye. sansür demişken yuutubu unuttuk sanma. yetmedi video75'i de bugün kapatmışsınız, yeni görüyorum. noluyoruz olumm??

    şimdi efendim malumunuz öğrenciyken yurtdışına çıkmak gerek. ve yine malumunuz bu da büyük bi külfet. en uygun yol şu aşamada work and travel. gidip verdiğin paranın fazlasıyla geliyorsun. bir koyup üç alma hesabı. dilde cabası, etti dört. yani hem maddi hem manevi tatmin oluyorsun. yalnız düşündüm taşındım yurtdışına gittikten sonra ülkeye büyük döviz girdileriyle gelmek şart. kendimi düşünüyorsam namerdim, herşey ülkem-halkım için. bu bağlamda kısa zamanı iyi değerlendirip torbacılık yapmak en ideali. herkes yapamaz bu işi, göt ister. her zaman saygı duymuşumdur bu mesleği icra eden emekçilere...

    uzun lafın kısası bir kilo toz bir otoboz deyimi boşuna söylenmedi. dillere pelesenk olmuş bu deyimi yeniden hayata kazandırmak için, forman için, arman için, bizim için..
    4 ...
  20. kaldırımı işgal eden teyze profilleri

    ?.
  21. aslına bakarsanız bu sosyolojik tespitim amerikada tez konusu olur. abartmıyorum olur. yok olur, illa olur. olur dedik lan...
    bu kadar önemli bi konuyu neden sözlükte yazıyorum dersiniz?
    sözlüğü fazlasıyla önemsiyorum çünkü. arada küsüyorum, protesto ediyorum, sözlükle konuşmuyorum hatta sii..
    neyse, fazla özele dalmadan konuya geçelim.

    kaldırım taşı kadar kaldırımla özdeşleşen teyzelerimizi tanıyalım. hatta okuduğumuzu anladık mı cevap verelim.

    1) alışveriş poşetleriyle kaldırımı işgal eden teyze:
    her halinden pazar alışverişini yeni bitirdiği anlaşılan teyzedir. sallana sallana kaldırımı ortalar. iki eliyle tuttuğu poşetlerle de kaldırımı tamamen kaplar. akşam ne pişireceğini düşünür. anneni hatırlatır sana. bi yakınlık hissedip "ver poşetleri yardımcı olayım teyze" diyesin gelir, sakıın. nerelisin, kimlerdensin, helal süt emmiş misin vb. sorulara maruz kalmak istemiyorsan sakıın. candır, uzaktan sevilesidir.

    2) köpeğiyle kaldırımı işgal eden teyze:
    -kızıııımm
    -oğluuummm
    köpekten korkan bi tipseniz ve feriköyde ikamet ediyorsanız bu tiplerden kurtulmanız imkansız. her kaldırımda muhakkak rastlarsınız. bu tipler köpeklerine yukarıda belirttiğimiz gibi hitap ederler. bu olay bizim için çok önemli.-bizden kastım köpekden korkanlar.- arkalarından "pardon madam bovary, geçebilirmiyim" deyip yaşlı teyzeye yanaştıktan sonra köpeğe bi göz kırpmak lazım. köpeğe evin küçük bebeği muammelesi yaparsanız kazanırsınız. benden söylemesi.

    3) kaldırımı tam ortalayıp kendi kendine konuşan teyze:
    bu tiplerin hastasıyım ben. ilk olarak dünya umurlarında değil. kafada bi hesap var, mizanla bilanço tutmuyor heralde. ikinci olarak muazzam bi geometri bilgileri var. kaldırımı tam ortalıyorlar. hayran olduğum son nokta 6. hisleri çok kuvvetli bunların. sen hafif sollamaya yeltenirsin o hisseder seni bakarsın o da sola kaydı. sağ yaparsın o da sağ yapar. pardon dersin duymaz.. kaldırımın sonuna kadar arkasından gitmeye mecbursun...

    bu yazı uzar gider. burda kesmek en iyisi. kısacası bi yere gidecekseniz erken çıkın, yapmayın benim gibi, etmeyin yaşlı teyzelere küfür. iyi bi çocuk olun, belki şirineyi görebilirsiniz...
    1 ...
  22. ulu sözlük bizimdir bizim kalacak

    1.
  23. ey sözlük;
    dün gece sen uyurken yüreğim bir gammaz gibi bağlandı sana
    işte bu yüzden sırf bu yüzden yeni bi misyon yükledim sana...

    ne dedik?
    sözlük modların değil bizim dedik, halkın dedik, işçinin-emekçinin dedik..
    onlar naptı?

    büyük dava arkadaşlarım, bu manifestomu dikkatle okuyunuz ve haklı davamız için var gücünüzle çalışınız. modları koltuğundan indirip koltuksuz, sınıfsız bir sözlük için.. wan tu tri forro;

    -ilk olarak üniversitelerde örgütleneceğiz. itü bizden yana, marmarayıda hallederim, istanbul üniv. arkadaş kaynıyor her türlü bizim, boğaziçindeki arkadaşlar bildiğin inek, güvence veremiyorum.. üniv. hallettikten sonra dev-lis ile görüşeceğiz. hatta varsa dev-ilk, dev-ana ve dev-kreş birlikleride haklı davamıza bağlanacak.

    -*kürtler tarihte niye hep kaybeden taraf oldu?
    * seslerini duyuramadıklarından. sorunlarını evrensel anlamda anlatamadıklarından..
    bu bağlamda yabancı uyruklu öğrenciler çok önemli. onlar aracılığıyla sesimizi dünyaya duyurabileceğiz. sözlük lobisi dışarda bizi temsil edecek. azeri kadın vekil bugünlerde nası kulağımızı siktiyse biz de öyle yapacağız. bizde var bi siyahi arkadaş. beraber bi kaç kez sigara içmişliğimiz var, yarından tezi yok açıyorum konuyu.

    -arkadaşlar kansız devrim olmaz. bu sebepten bi modun kellesini almamız lazım. ben bu modu salca olarak belirledim. ne biçim nick öyle. bu kadar önemsediğimiz sözlüğe yakışmıyor. vurucu tim hazır!

    -genç subaylar bu sebepten rahatsız olurdu, yalnız ben istemedim. güvenemiyorum bu adamlara. batıda da yok böyle bi ordu. mecbur 3. sınıf dünya ülkelerinden biriyle anlaşacağız mühimmat konusunda.

    -mapuslardaki direnişçi kardeşlerimiz bizim için 3 günlük ölüm orucuna girse nolur? 5 kişi mapuslardan sorumlu olup onlarla görüşecek. emek, sosyalizmden dem vurun yeter, araya bi iki marx lafıda sıkıştırdın mı bu iş tamamdır.

    ........................................................................... pakize karada
    direnişçi ulu sözlük yazarları birliği başkanı....

    bu mudur yani?
    6 ...
  24. sözlükte sözlükle sosyalleşen genç

    1.
  25. evet var bu tipler.
    reel hayattan soyutlanıp sanal alemde cirit atanlar, sözlüğü yaşadığı mahalleden fazla görenler, sol frame yi derslerinden/işlerinden daha iyi takip edenler.

    bireyin doğumdan itibaren içinde yaşadığı toplumla bütünleşmesi/özdeşleşmesidir sosyalleşme. bir nevi bireyin topluma mal olma sürecidir. aileyle dünyayı algılayıp sokağa çıkmakla başlar. sokakta bilye oynayıp, fırından ekmek almalara dayanır. zamanla eğitim hayatına başlayıp sırasıyla ilkokul, ortaokul, lise ve son olarak üniversitede dahil olduğu gruplardır sosyalleşme. bu süre zarfında ettiği kavgalardır, yaşadığı aşklardır ve daha bir çok gerçek!! olaylardır, sanal değildir.

    cips&kola ikilisiyle pc başında oturup sallamak, ben oldum havalarına girmek ne yazık ki sosyalleşme değildir. olumlu bir zaman öldürgecidir, boş zamanların nispeten düzgün dolmasıdır sözlükte yazarlık, sosyalleşme aracı değil!!!

    ne yazık ki bu kriterlere uyarsanız sözlüğü protesto etmek, sözlüğe küsmek, sözlükle konuşmamak tarzı ilginç eylemlere yönelebilirsiniz. kendi fikrinden olmayan, kendince kötü bulduğu entrylere tahammül etmeyen insanlara dönüşürsünüz, dikkat!!

    ve bu tiplere son sözüm;
    gelin cihangire ağa bilardoya, reel havayı yutun 3 top eşliğinde, ardından çıkıp arsen lümpende demlenir sonra babylon da eğleniriz. biliyorum, siz burada sosyalleşmiyordunuz, eğleniyordunuz, yalnız eğlenceniz bile sanal, gerçek değil, hatırlatırım.. öpüyorum sizi mahsuru yoksa;

    mucckkk!!!
    7 ...
  26. evin küçüğü evin köpeğidir

    1.
  27. (bkz: evin küçükleri rahatsız)

    evet, bakınızdan da anlayacağınız gibi evin küçükleri günü gelir, toplanır, seslerini bi şekilde duyurur. şayet böyle kolpa böyle temelsiz sözler söylenmeye devam ederse.

    köle izaura'dan beter bi hayattır evin küçüğü olmak. dışarıdan en sevilen en şımartılan çocuk tarzı algılanır ama yok, aldanmayın sakın. bi ben bi allah bilir neler çektiğimi. tek tek yazıp rahatlamam lazım;

    - sabah kahvaltısı, öğle yemeği bitmedi akşam yemeği, kısacası her öğün ekmek alma işi sana aittir. sanırsın allahın emri..
    - çöp. ne illet bi iştir o. atarsın atarsın bitmez. körolası çöpçülerle bi süre sonra selamlaşırsın, o derece..
    - su getirme. herkese su taşırsın, mekana odaya bakmadan.
    - günü kötü geçmiş bi büyüğün gelir eve. abin olur, ablan olur, baban olur, hiç farketmez. herkes sana patlar, oturuşun bile batar, bu gibi durumlarda erken yatmak en iyisi.
    - ebeveynler sana gelene kadar pişmişlerdir. deneme yanılma yöntemiyle abini, ablanı büyüttükleri için her türlü uyanıklık halini önceden sezme yetisiyle donanmışlardır. örneğin öğretmen istedi diye para isterseniz, sebep? diye karşılık alırsınız.
    - evdeki her kötü olay dışarıya evin küçüğü yaptı diye lanse edilir. örnekle açıklamaya devam edersek, anne komşunun tabağını kırar, küçük çocuk yaptı der. abla kendi arkadaşından aldığı kasedi bozar, suç yine gariban kardeşe kalır. tabii sen bunu başta bilmezsin, bi bakmışsın ablanın güzel arkadaşı, platonik sevdiceğin seni eskisi gibi sevmiyor, hiç siklemiyor...
    - evdeki en siktiriboktan olayda bile sözün etki etmez. "sen sus yaşın ne başın ne" lafıyla güzelim, orjinal fikirler güme gider.
    - son olarak abin, ablan okul hayatında başarılıysa yarrağı yedin demektir. çalış ki anne dırdırından kurtulasın.
    .....

    bırak evin köpeğini, evin kuşu, balığı bile evin küçüğünden daha fazla değer görüyor. yediği önünde yemediği arkasında. evin küçüğü öyle mi? yürümeyi öğrendikten sonra iş hayatına başlıyor dersek cuk oturur..
    9 ...
  28. hapşırmak isteyip hapşıramamak

    1.
  29. genelde nezle olunan zamanlarda görülen en büyük hastalıktır. hapşıracak gibi olursun, 3 saniye boyunca nefes almazsın, ağzını açarsın, kendini hayattan soyutlar ve beklersin. tek amacın hapşırmaktır. tüm varlığınla asılırsın kulak-burun-boğaz yollarına, ama nafile. hapşıramazsın.
    kendi evinizde bu durum yadırganmaz yalnız nezle iken arkadaşlarla takılıyorsanız ve ortamda yeni tanıştığınız mallar varsa berbat anlar yaşayabilirsiniz. şöyleki;

    *ağız açılmış şekilde hapşırmayı bekleyip hapşıramadıktan sonra;
    -geçmiş olsun, hasta mısın?
    +eywallah sağol, üşüttüm yaw, nezleyim.
    -hmm, ne nezlesi?
    +(iç ses: ebenin nikahı nezlesi) valla ne nezlesi bilmiyorum, mevsime bakarsak bahar nezlesi heralde.
    -haklısın, gitmedin mi hastaneye?
    +yok.

    işte bu dialogdan anlaşıldığı gibi kötü bi durumdur. hele bi de dışarıdaysanız berbattır. ama en kötüsü ne biliyor musunuz? hiç bir şeyi düşünemiyormuşuz. ben demiyorum, alın bu da kanıtı;
    (bkz: http://arsiv.sabah.com.tr...47C9882A4DF874CC6904.html)
    3 ...
  30. kayıp balık memoli

    ?.
  31. evet, bu memoli o memoli. geçmiş zaman türkiyesinin gerard depardieu'su, içimizden biri;
    mehmet ali alabora.

    dizilerin yavaş yavaş ekranlarımızı sömürmeye başladığı zamanlardı. ne yazık ki dizinin ismini hatırlamıyorum yalnız jön oğlu jön memoli dizinin başrolü. dizi nasıl tutmuş anlatamam, çevremdeki tüm kızlar memoliye tapar halde. kartpostallardan tut posterlere kadar. tam teçhizatla üzerime üzerime geliyorlar. kıskançlık damarım çatlıyacak halde. o derece...

    memoli de saçları inek yalamışçasına taramış arkaya doğru. bende yapmak istiyorum ama yok, olmuyor. şimdi bizim saçlar da kaya gibi sert. dove&pantene ortaklığıyla yıkanıp egos&hobby senteziyle taramaya kadar götürdüm işi, olmuyor mınakoyim. en fazla saç dikleşiyor, arkaya doğru yatmıyor. memoliye küfür edip rahatlıyorum.

    günlerden bir gün abd ırak'ı işgale kalkışıyor. savaş başlıyor. memoli açıklama yapıyor;
    -ırak'a gidip canlı kalkan olalım, bizi de vursunlar.
    allahım ne mutlu bi haber. bayramım oluyor o gün benim. gördüğüm her yaşlının elini öpüyorum. arada harçlık verenlerde çıkmıyor değil. daha bi mutlu oluyorum. memolinin ölmesini o derece istiyorum.

    şimdi yıllar geçti, diziler ekranların tam ortasına konar oldu. haliyle tonlarca memoli tarzı jön türedi. şükür ki artık bu oyuncuların kartpostallarını alıp saklayan kızlar kalmadı veya kaldı da benim çevremde kalmadı ki buna bin şükür!.
    yalnız gel gör ki artık elini sallasan oyuncuya çarpar oldu, böylece oyuncu duruşu gibi bi olgu kalmadı. ne yazık ki her ne kadar hala nefret etsem de memolinin bile bi duruşu var. boş görünüp alttan alta mesaj veren bi tip. kayıp balık nemo gibi...
    2 ...
  32. fransızcadaki r harfinin gereksizliği

    1.
  33. baştan uyarımı yapıp rahat rahat yazmam lazım;

    sevgili seyirciler, işbu metin fransızcayı bilmeyen pakize karada tarafından kaleme alınmıştır. ama ingilizceyi bilirim bak, o kadar da cahil değiliz. şimdi siz meraklar içerisindesiniz, fransızca bilmediğin halde niye irdeliyorsun diye, bu sorunun cevabını da bi paragraf altta vereyim ki yazım çok görünsün.

    şimdi itiraf etmek gerekirse ben bi fransız aşığıyım. sebebini bilmiyorum. hani antepli falan olsak ninemden şüpheleneceğim ama antepli değilim. fransız siyasetçilerinden tut bol soslu fransız mutfağına kadar, herşeyiyle bana hitap ediyor bu ülke.

    asıl mevzumuza dönersek, yıllar boyu dinledim fransızları ve sonuç olarak anladım ki "r" harfi fazla bu güzel insanlara. alfabelerinde olmasına rağmen, yazılarda kullanılmasına rağmen okunmuyor "r" fransızlar tarafından. "r" yerine "ğ" kullanıyorlar. birkaç örnekle pekiştirelim hemen;

    -laissez faire laissez passer
    adam gibi adam adam smith in bizlere kazandırdığı eşsiz cümle, şimdi okunuşu;
    -lese feüğh lese passeğhh.

    -franck ribery
    nam-ı diğer ferraribery, okunuşu;
    -fğank ğiibeğii.

    vee son olarak;

    -mondragon
    fenerden 6 yesede gönlümde her zaman yeri olan son örneğim, okunuşu;
    -mondığaagon.

    evet dostlar, gördüğünüz gibi fransada r harfi kullanılmıyor. ne chirac, ne sarkozy. daha cesur bi lider gelip değiştirmeli bu durumu. aksi takdirde en kısa zamanda fransızca öğrenip geliyorum, tostunuzu yiyip bekleyin...
    6 ...
  34. allah hayincilara mal vermez

    ?.
  35. tdk ile başlıyalım ki ciddi görünsün yazımız. kasım kasım kasılalım hindi gibi kabaralım.
    hayın: hain
    hayıncı: tdk nın sözlüğünde bulunamadı.

    öyle bir laftır ki bu adamı küçük yaşta düşünmeye sevkeder, hayat dersi verir allah sizi inandırsın. bu lafa çok maruz kalmış biri olaraktan söylüyorum, inanın.

    yetiştiğim toprakların en revaçta çocuk deyimidir bu. bir örnekle açıklamak gerekirse;
    mahalle maçı yapılıyordur. top hayali taç çizgisini geçmiş gibidir. yalnız bendeniz hızla topa ayağımı uzatıp topu zihnimizde belirlediğimiz çizginin içersinde yuvarlatmayı başarmışımdır. bi yandan da bağırarak " devam, devam geçmedi" diyorum ve rakip takımdan biri o cümleyi kullanıyor;
    -paakiizeee!!, allah hayıncılara mal vermez olum!!!
    işte bu laftan sonra bi iki adım daha atılır ama iç ses daha fazla ilerlemesine müsaade etmez adamın, kalır öylece, içinden düşünür hemen;
    hayıncılık-allah-ömür boyu fakirlik-ölüm
    oh my god ı killed kenny!!
    işte böyle, döner verirsin topu mecburen, aslında geçmemişti gibi laflar edip haklı ve anlayışlı gösterirsin kendini, kendin bile söylediğin lafa inanmazsın, bam teline dokunulmuştur. top taç atışıyla oyuna sokulur, iki dakka geçmeden unutulur herşey, elle gol dahi atabilirsin..

    geçen akşam 101 oynarken taş çalmaya kalkıştım ve küçüklükten arkadaşım kullandı bu lafı. artık mistik bi etkisi kalmamıştı belki benim için, ama geçmişimi hatırladım/hatırladık, çok güldük, çok eğlendik..

    son sözü toplumsal mesajla verelim. ey pes çocukları, kalkın ekran başından oynayın sokaklarda. hayıncılık yapın, hayatı öğrenin. böylece pes salonlarıda boşalır biraz, biz de rahat rahat yer bulabiliriz. kalkın lan!?..
    1 ...
  36. anne entrikalari

    ?.
  37. (bu yazıyı tam okuyana bir çay benden, söz!!..)

    aslında işbu metinde geçecek olan olaya göre başlık hafif ağır kaçabilir. nitekim entrikalar ya pembe dizilerde olur ya da gazetelerin 3. sayfa haberlerinde. ama okuyunca göreceksiniz ki olay ben küçükken yaşandı ve bende derin izler bıraktı. aslında hala küçüğüm, daha çok küçüğüm, bu yüzden bütün saçmalamam...

    vakti zamanında ilkbaharın sıcak görünen ama aslında soğuk olan klasik bir gününde, çiçeklerin yeni yeni açmaya başladığı, ağaçların yeşerdiği, heidi ile peterin koşup oynayamadığı sitemizin ön bahçesinde, bahçeye bakan şefik amcamızın yokluğunu fırsat bilip çağırmıştım diğer mahalleden arkadaşları. pek masumane olmayan bi şekilde çimlerin üstünde maç yapacaktık. kayarak topu alabilecektim rakipten, rövaşataya özgürce kalkabilecektim. olmadı. annem yüksek sesle çağırmıştı pencereden. akşam tokat yememek için koşa koşa çıktım 4 katı, içeriye girdim, üstüm bana sorulmadan değiştirildi ve çıktık yola.

    gittiğimiz yer yabancı değil, dayımların evi. sebebini bilmediğim bir nedenden ev dolu. okula gitmeyecek kadar küçük olduğum için dolu ev bana hiçbişi ifade etmiyor, yalnız kalıp acaip sıkılıyordum. derken ilkbahar havasıyla beraber ortaya çıkan sineği gördüm pencerede, uçmuyor pencere volta atıyordu. oynadım biraz elimle, evet elimle. sonra bastım parmağı öldürdüm sineği. çok büyük bi olaydı benim için, ağzım kulaklarımda döndüm arkamı. tanıdığım, tanımadığım bütün kadınlara göstererek ve aynı zamanda gülerek öldürdüm dedim. ne olduysa bu laftan sonra oldu. o kadar kadının içinde okkalı tokadı ensemde hissettim, sendeledim, ağladım. derhal banyoya gidip elimi yüzümü yıkamam söylendi, harfiyen uyguladım. sebebini bilmeden ağır bi tokat yemiştim. yalnız 4 bilemedin 5 yaşındaki çocuğa sinek öldürdü diye vurmak-onca kadın içinde- ne kadar doğruydu anne? o günden sonra misafirlik hayatım son buldu. gitmedim artık misafirliğe, çocuktum oysaki. nerden baksan 3-4 yıllık hakkım vardı, daha çok pasta yemeliydim, daha çok sosyalleşmeliydim, sosyalleşemedim...

    yıllar geçti, sordum soruşturdum. öğrendim ki o tokat sadece sinek öldürdüğüm için değil sinek öldürmenin bizim aileye yakışmadığı içinmiş. doğup büyüdüğüm topraklarda var olan ve halen devam eden feodal yapıya kendini fena halde kaptırmış bi annem var. tamam, kabul sağolsun millet arasında iyi bi yerimiz var, dededen kalma toprak var, başka da bişi yok yahu. abartmaya ne gerek var. sanırsın fransız aristokratlarındanız. bak 10 kadına rezil ettin dedin, şimdi 70 hatta son sayımla birlikte 71 milyona sesleniyorum!?. ben evdede sinek öldürüyorum...
    emin ol o tokatın sebebini o yaşta bilsem ve o yaşta daha birçok şey bilsem bugün burda olmazdım, en ufağından dhkp/c gerillasıydım şimdi..

    böyle küçük hesaplar peşinde de koşsan, ne oldum delisi de olsan, saddam kadar gaddar da olsan, asosyalliğimin sebebi de olsan özledim seni be anne! yanından ayrılalı 2 gün etmedi ama özledim vallaha. verdiğin böreklerde bitti. hem acıktım hem özledim!!!
    1 ...
  38. tc kimlik numaralarinin ortanca rakami

    ?.
  39. sağında 5, solunda 5 rakam olup tc kimlik numarasını ortalayan sayıdır. sağ baştan 6., sol baştanda 6. sıradadır. bu kadar önemli ayrıntının/realitenin yanı sıra daha anlamlı bi misyonu var mıdır, onu bilemiyeceğim, sorry!..
    1 ...
  40. o degil de bi garabet vardi noldu ona

    ?.
  41. olasıdır?!!..

    yazımı bile onun sözleriyle açtım. silindiğinden bu yana erotik hikaye okuyamaz, porno film izleyemez oldum. özledim garabet in olur olmaz her dişiyle ilişkiye girmesini. sonra da bize sıcağı sıcağına anlatmasını. hayal kuramaz oldum, bilinçaltım çöktü* uzun lafın kısası yeni bi nickle yine, yeniden.. hadi garabet bu dediklerimde olası, bekliyoruz..
    1 ...
  42. fcuk club

    15.
  43. hagi nin anısına 10 numarayı kimseye vermeyen takımdır.
    2 ...
  44. yilin son bebegi

    ?.
  45. yeni yıla girmenin heyecanıyla bırakır herkes içinde bulunduğu yılı, zihnen.. oysaki ana karnından yavaş yavaş kanala giren bebektir o. zamandan haberi yoktur. bi an önce çıkma derdindedir. annesinin ıkınmalarıyla, kendi gayretleriyle 31 aralık 23.59.59 da gelir dünyaya. elinde fotoğraf makineleri, kameralar bulunan sarı kartlı basın mensuplarının dikkatini çekmez hiç bu evlat. oysa ki koskoca bir yılın sonunda doğan bebekti. iyi kötü geçen bunca zamanın son hadisesiydi. en azından küçük puntolarla geçilebilirdi haberi gazetede. geçen yıla son bi kıyak hesabıyla..
    0 ...
  46. em eyni di bin esmani de ne

    ?.
  47. trt 6 nın yayın sloganı. türkçesi için;
    (bkz: ayni göğün altındayız)
    1 ...
  48. zall in dogum gunu

    1.
  49. heyecanla beklediğimiz gündür. ssg nin açılımından sonra çok daha baba bi açılımla moderatör nasıl olunur? sorusunun cevabını vermelidir.

    yemedim, giymedim, içmedim onun adına düşündüm ve böyle parlak bir fikirle huzuruna çıktım;

    doğum gününde tüm sözlük yazarlarına tek sefere mahsus sağlam bi harçlık. öncelik tabii ki üniversite öğrencilerinde. böylelikle herkes ulusözlüğe yazar olmak ister, haliyle yığılma olur, ziyaretçi sayısı artar, reklam geliri çoğalır, kazanan yine sen olursun zall. hadi ver bi harçlık, bekliyorum..
    3 ...
  50. yazinin gume gitmesi

    ?.
  51. saatlerin 00.00ı göstermesiyle içine girilen yeni günle beraber değişen sol framenin ortaya çıkardığı sonuç. kendine kızar insan yeni günle gelen sol framede altına yazdığı başlığı göremeyince. sinir katsayılarını yükseltir.
    0 ...
  52. iskenderun belediyesi

    ?.
  53. şehrin dört bir yanına ya sev ya terk et afişleri asan kurum. ayrıca resmi internet siteleri ölürüm türkiyemşarkısı eşliğinde gezilebilir. Sitenin üst kısmında ise; "Bu memleket tarihte Türktü, bugün de Türktür ve ebediyen de Türk olarak yaşayacaktır. Türkiye Türklerindir." yazısı dikkatlerden kaçmıyor. belediye başkanı demokrat partiden mete aslan.
    http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=41323
    http://www.iskenderun.bel.tr/
    0 ...
  54. sikisan trafikteki ilk arac

    1.
  55. bugüne kadar içinde bulunmadığım, bırak içini yanından bile geçmediğim araç olur kendisi. kimbilir geçtim belkide dikkat etmedim. her neyse ne diyorduk;
    acaip havalı bi olay olsa gerek peşine yüzlerce aracı takıp ilerlemek istanbul trafiğindeyse hele. arkadan küfür edenler de olacak tabii, onlara inat daha yavaş gidilmesi vardır bide. cool bi hava katar bunca insana yön vermek, sessizce...
    3 ...
  56. yatiya gittigin evde yatarken bosalmak

    1.
  57. dünyanın en utanç veren duygusudur kesinlikle, evet tanımı budur.
    sabah bir bakarsın ki külotundan pijamaya geçmiş ıslak leke. ön taraf sular altında. dakikalar geçmez, saniyeleri hesaplarsın. üç saniyede bir bakarsın kurudumu diye, ama nerde? pencereden atlayıp kaçasın gelir, ama yok. durup sakin kafayla düşünmek istersin, sakin olmak elde değil. utanırsın, sıkılırsın, kimseye yakalanmamak için içinden dualar edersin. yarım saat pijamanın ön tarafını sağ elin iki parmağıyla havaya doğru tutarsın kurusun diye. sıkılırsın bi süre sonra. nerden geldim dersin, sinirlenir çıkarırsın pijamayı. katlar yastığa koyar acelem var deyip çıkarsın evden. uzunca bir süre geri gelmemek üzere...
    3 ...
  58. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük