keman eğitimcisi ozan sarinin öncülüğünde bursa'daki keman öğrencilerinin bir araya gelerek oluşturduğu topluluk. ilk konserlerini 2019 yılının mart ayında yapacaklarını açıkladılar. 31 aralık 2018'in sonuna kadar topluluğa katılmak için başvuru yapılabiliyor. bursa seyircisi çok güzel bir müzik topluluğu daha kazandı.
"hangi şarkıyı dinlediğimi buraya yazayım da erkek olduğum anlaşılsın, bıktım mesajlara cevap vermekten!" düşüncesiyle youtube'dan yanlışlıkla ajdar'a tıklayıp dinleyen vardır yeminle...
1845 yılında Thomas Massa Alsager tarafından Londra'da kurulan oda müziği topluluğu. Kısa sürede ingiliz müzik severlerin beğenisini kazanan topluluk uzun yıllar boyunca konser verdi. Kurulduğu dönemde Avrupa'daki pek çok enstrümancı bu toplulukta yer aldı. Aşağıda 1859 yılındaki kadrosu belirtilmiştir:
Heinrich Wilhelm Ernst - 1. Keman
Joseph Joachim - 2. Keman
Henryk Wieniawski - Viyola
Carlo Alfredo Piatti - Çello
"Bir kemancının yalnızca keman çalması yetmez. Aynı zamanda düşünmesi, şiir yazması, insan olması; umudu, aşkı, tutkuyu bilmesi gerekir... Kemanını Pan'ın flüdünü çaldığı gibi çalmalıdır." * demiş 19. yüzyıl fransız keman okulu'nun en önemli temsilcilerinden.
David Oistrakh'ın 1957 yılında istanbul Saray Sineması'nda piyanist Jampolsky'yle verdiği resitalinde bir kadın izleyici vardır. Bu kadın, Nazım Hikmet'in aşkı Münevver Andaç'tır. Moskova'ya kaçan Nazım, Münevver'in resitali izlediğini öğrenince şu şiiri yazar:
"David Oystrah'a mektubumdur"
istanbul'a gitmişsiniz.
Konserinizdeymiş.
Çok bahtsız bir kadını bahtiyar etmişsiniz.
Yağmura uzanan iki yeşil yaprak gibi gözleri
bakmış parmaklarınıza.
Mektubunda: "Unuttum her şeyi," diyor.
Kahırlarından başka unutacak şeyi yok.
"Ağladım," diyor, "ferahladım."
"Dünya" diyor, "güzel, içim rahat."
Bonn'daki Beethovenfest'te çalmaya gittiğimde fabrikasını dolaşma fırsatı bulduğum şirketin kurucusu Hans Riegel dün vefat etmiş. Yaklaşık 20 yıllık yiyicisi olduğum tatlı ayıcıklar yetim kaldılar...
Bugün sabah ile visali yârden, Bana bir haber var inceden ince, O boyu zertarin hayali yârden, Yüzbin eseri var inceden ince
Bugün sabah ile kavuştuğum yardan bana ince bir haber var, Hayalimdeki o sırma boylu yârin bende ince etkisi var
Olmak ister isen emman muhabbet pezir, Zenciri hevaya gel olma esir, Eğer aşığısan emman gel su bezme gir, Gör bah ki neler var inceden ince
Yar ile muhabbet etmek istersen nefsine esir olma, Gir de gör aşıklık divanında ne ince şeyler var
Ey Emrah aldanma sen bu laneye, Düsme dar-i dehre sunam daneye, Köhne-i zen derler bu gamhaneye, Ervah ki neler var inceden ince
Ey Emrah nefsine aldanıp da çıkma darağacına, O darağacında bu eski kederi çeken ne ince canlar var
Bizim Erzurumlu Emrah olarak bildiğimiz 19. yüzyıl halk/divan şairi Emrah aslında Tosyalıdır. Medrese eğitimini Erzurum'da aldığı ve ilk eserlerini Erzurum'da verdiği için böyle biliniyor. Tokat, Sivas gibi yörelerin aşıkları üzerinde büyük etkisi olan Tosyalı Emrah divan şiirleri de yazmış (bilhassa Fuzuli'den etkilenmiştir) ancak halk şiirinde verdiği eserlerle dikkat çekmiştir...
Not: Bazı şiirlerinde ismini (mahlas olarak değil) "Sefil Emrah" şeklinde de kullanmıştır.
çok doğrudur! ancak o erkekler şiir sevmeyen erkeklere göre daha çok kadınla birlikte olurlar. ayrıca sayı önemli değil, birlikte oldukları kadınları daha çok mutlu ederler.