kesin bir dille ne demek istediği anlatmaya, laf bozmaya yarayan lakin günlük konuşma tarzı osmanlıca ağırlıklı eskitürkçe olan bünyelerde filhakika komik duran tabir..
türkiye de olduka sık kullanılan işaret parmağını sağa sola oynatırken dişin dille temas etmesi halinden çıkan cıks sesi, bir beğenmemişliği vurgulayan hareketi çok ayıp bulurlar. *
tüm etkenlerini iyi kullanırsa iş adamı, bir ceo olması muhtemel adayıdır gözümde. ele geçen paranın belirsizliği her zaman kotayı yüksek tutmaya yarar işportada.
nefsini sadece helalin olan erkek-kadın için beslemelisin.. yok ben her arıdan bal alacağım diyorsan o zaman her bala yapışan arı sana müstehaktır mamafih..
29 yaşındaki sevgilim ilk kez yediğini söyleyip aşık olmuştu bu tatlıya. her yemekten sonra mutkala bir sufle sefası yapar olmuştuk.. "o"ndan sonra ben yiyemedim hiç o yiyormuş hep, güzel yapan bir yer bile bulmuş bok yesin afedersin sözlük..
yıllardır istiklal caddesinde çalışıyor olmanın verdiği en büyük nimetden biri. sıkılıyor musun git mustafa amca'ya bir çay kazan, kallavi birde tost iste domates olsun içinde, gelen geçeni kes, dikizle, arkadaşlarınla rastlaş, garip tiplere gül, kitap oku, kedilerle konuş, yandaki muhabbete karış geçer zaman öylece. bir garip mekan ruhu var bir de tabureleri kıçıma geçmese..
adliyede yapılan her işlem için 2010 yılı dahilinde 4,13 tl tutarındaki pullarının kullanılması zorunlu olan köstek kuruluş. her gün 100 üzeri icra takibi başlatan, dava açan avukatın bağlı olması zaruridir. ayrıca bu avukat ruhsatını alırkende yığınla para bayılır ve aidat da öder bu teşkilata.
10 yılı devirmiş, 3 üyeliğe sahip kullanıcısının bir üyeliğini vefat dolayısıyla kapattırmasının ardından, dekoderini derhal geri isteyen ve yasal işlem başlatılacağını bildiren fakat veraset işlemleri sürecinde olduğundan içinde dekoderle mühürlenmiş evden " bir şekilde girin alın " gibi kazara sarfedilmiş olduğunu umduğum müşteri temsilcilerine sahip kuruluş. yasal işlem başlatmayı biliyor ama yasa yoluyla evin mühürlü olduğu bildiren mahkemece onaylı dilekçemi kabul edecek prosedüre sahip değil.
durduk yere nefes nefese kalan son bölüme kadar da hiç bir şey açıklamayacak dizi. hatta suni bir finalden sonra türkvari bir hezeyanla asıl finali sinema filmiyle yapacaklarmış..*
yazarın bütün kitaplarını okumanın bu güne kadar yaptığım en süper hatalar listesine üst sıradan girmesine önayak olmuş kitap.. hocam ben mosanlar hakkında malumat almak istesem kaynak çok, sen neden kendini bir elçi misyonunda hissedip bu kadar derine indinki. tamam onu geçtim o ne biçim olay döngüsü geçişi sen o kadar anlat dur bilmem hangi dönemde kullanılan ikna tanklarını filan ama iş asıl olaya gelince tek cümlede geçiş..olamış.. bir de sonunu ben getiremedim okurum, hayal gücüne bırakıyorum tavırların yok mu dancığım böyle bir kitapta veya diğer kitaplarından gördüğüm kadarıyla olmamalıydı bu kitapta da.ayrıca söylemek isterim ki zac karakterinin hayat hikayesini nereden arakladığını biliyorum. aha buda son sözüm..
hep örnek aldığım karakterler betimleyen yazar. önemlidir mesela bir ibrahim kurban. o kitabı * okuduktan sonra hep gerekmediği yerde konuşmamaya (ki safkan laz olduğumdan mütevellit bir süre sonra bünyeme sahip çıkamadan reddetiğim özellik bu) önemsiz tepkiler vermemeye, dine, kültüre daha fazla özen gösterdim. bu davranışlarım beni şahdan şahbaz a çevirmedi ama bokluktan kokuşmuşluğa dönmemem içinde örnek oldu. şimdi düşünüyorum da çok çabuk etkileniyorum sanırım.
ilgiliye not: bok dedim. fakat küfürbaaz bir kişiliğe sahip olsamda bu yazıda kullanılan bok bir deyimde geçtiğinden küfür niteliği taşımıyordur. ha şimdi deyimlerki küfürler niteliğini pekiştirmez mi derseniz. derimki hepi topu bok dedim amma peşine düştünüz..
hergün bir diğer jamais vu halinden başka birşey olmayan bende bütün inandırıcılığı kaybetmiş yalnızlığı kalabalıkta bile aktive eden bir garip ruh durumu. iyi yönleride varmış diyorlar henüz benim matrix ime ayak basamadı. sanki ayak bastı diyeti keseceğim.