akp döneminde servetine servet katan ama bunun ülkenin iyiye gitmesinden ziyade iyi yandaşlık yapmalarından kaynaklandığının farkına var(a)mayan veya varmıyormuş gibi yapan ünlülerdir. öyle ki biri çıkar başbakanın annesi öldü diye program iptal eder bir diğeri milli maçın ortasında ansızın ülkenin ne kadar iyi gittiğinden bahsetmeye başlar. yalakalıkta bu kadar sınırı zorlayınca cepleri dolar elbette bu arkadaşların ama ülkenin durumunun kendi durumlarıyla aynı olmadığını anlayamazlar!!!
http://www.facebook.com/p...66&type=1&theater
aslında her deprem karşısında neden aciz kaldığımızın göstergesidir bu karikatür. allah' ın işi işte yapacak bir şey yok veya allah cezasını verdi gibi zihniyetlerin hala bu ülkede olması üstelik hakim bir şekilde olması. aslında mesele sadece deprem meselesi de değil, hemen her konuya bakışımız böyle. ve bu bakış yüzünden allah değil ama biz kendi kendimizin sonunu hazırlıyoruz.
korku efsanesi freddy nin ilk filminin günümüz uyarlaması olarak 2010 da çıkan filminin devamıdır. 2012 de gösterime gireceği açıklanmıştır. çıksın da izleyelimdir efendim.
http://www.hurriyet.com.tr/planet/19064379.asp
çok fazla uzatmaya gerek yok. diktatör dedikleri kaddafi yi linç ederek öldürenlerin demokrasiden anladıkları da bu kadar olabilirdi ancak.
tayyip bey; dün, dünden önce ve daha önce ölen askerlerimiz zamanında senin para karşılığında amerika ile anlaşarak, amerika nın emrinde ırak a ölüme göndermek istediğin askerlerimizin ta kendileridir. üzüntünün samimiyetine inanıyorum, çünkü hiç biri 5 kuruş para etmeden ama sende olmayan bir şeyle, yüreklerindeki vatan sevgisiyle ölüp gidiyorlar. haklısın aslında bıçak kemiğe dayandı ama sanırım bu senin içinde geçerli. kim bilir belki de haburda davullarla zurnalarla karşılattığın insanlar bu ülke seni başından def ettiğinde benzer bir karşılamayı senin için yaparlar.
ha birde terörün üzerinden siyaset yapmayın gibi bir savunma geliştireceksin elbette. kusura bakma senin yüzde ellin belki hükümet ne yapsın canım diyebilir ama gerçek yurt severler bu işin sorumlularını bilmeye ve onu eleştirmeye mecburdur. ve onlar senin gibi her şeye siyaset olarak bakmaz, tepkileri memleket sevgisinden gelir.
sanal alemde gösterilen tepkilere gene sanal alemde verilmiş anlamlı yanıtlardır. işte biri;
facebook tan twıtter dan terör protesto edilmez. türkiye, sen protesto fırsatını kasım 2002' de, temmuz 2007 de, haziran 2011 de kaçırdın...!!!
evet arkadaşlar belki ne alaka diyeceksiniz ama ne yazık ki gerçek bu. 17 ağustos depremi ve arkasından gelen süreç ülkemizin aslında ne halde olduğunun en büyük göstergesidir. her gün lanetler okuduğumuz pkk nın 30 senede aldığı canı bir dakika içinde almış bir doğal afetten bahsediyoruz. peki bugün aynı deprem olsa daha az etkisi olur diyebilecek biri var mı? sizce biz bu depremden ders çıkarıp bir daha bu denli büyük bir acının yaşanmaması için gerekenleri yerine getirdik mi? daha önemlisi böylesine büyük bir trajediyi yaşayıp bizden başka allah' ın işi işte, allah böyle istedi deyip olanı biteni sineye çekebilecek bir başka ülke var mı sizce? dediğim gibi 17 ağustos ve arkasından gelen süreç aslında canım ülkemin ne halde olduğunu gösterecek en önemli göstergelerden biridir.
küçükken ailemin izin vermemesi sonucunda izlemeye gidemediğim maçlarda yaptığım bazen ise yapmayı denediğim eylemdir. aynı zevkle izleyebilirsiniz bu sayede maçı. ama kendinizi bir odaya kapatıp dış dünyayla ilişkiyi kesmeniz gerekir ki, eğer olur da maçın tekrarını tam izlemeye başlayacağınız an sonucu öğrenirseniz dünya başınıza yıkılır.
kemalizmi sindirememiş, cumhuriyet ilkelerini benimseyememiş insanların kuduz köpek gibi saldırıp iftira attıkları iki unsurdur. cunhuriyete karşı hırslarını bu şekilde alıyorlar sanırım. cumhuriyetin ilkelerini benimsemiş izmir ve milli mücadele kahramanı ismet inönü üzerinden.
ispanya basının arda-sinem çiftini david-victorıa çiftine benzetmesi sonucu ortaya çıkan karşılaştırmadır. sanırım arda nın david sinem' in victorıa olması için çok yol katetmesi gerekmektedir. hadi arda ya güveniyoruz, bir umut var da, sinem kobal için pek umut yok gibi.
başlığın orjinali fethullah hocanız niye amerika da sorusuna alternatif şakirt cevapları olacaktı fakat malum karakter sınırlaması.
neyse esas meseleye gelmek gerekirse cemaate mensup arkadaşlara o çok sevdiğiniz hocanız niye türkiye de ya da yasaklı olduğu yıllar için niye müslüman bir ülkede değilde amerika da yaşıyor sorusuna verilen yok sağlık sorunları yok eğitim işleri cevaplarına alternatif bahaneler bulunmasına yardımcı olmaktır. bence türkiye zaten müslüman amerika yı ele geçirmek esas amacı gibi ancak bir şakirtin inanabileceği cevaplar bu listeye girebilir.
arda turan transferinden sonra yapılan yorumlarda dikkatimi çekmiş husustur. yorumlardan biri şudur; son yıllarda türkiye'de yetişip üst düzey bir takıma gönderebildiğimiz tek futbolcu arda dır. halbuki daha geçen sezon m. topal valencia gibi en az a.madrid seviyesinde bir takıma gitmiştir. hadi arda yüksek bonservisle gittiği için ve üst düzey yetenekleri için daha fazla ilgi görüyor diyelim.ama örnek vermek gerekirse tuncay çok daha alt seviye bir takıma üstelik kulübüne para bile kazandırmadan gittiği halde m.topal onun yarısı kadar bile ilgi göremedi. gerek milli takımda gerekse basında m. topal a yapılan bu üvey evlat muamelesine üzülmemek elde değil.
sportıng gıjon un 24 yaşındaki futbolcusu javi poves in yaptığı eylemdir. kendisi futbolda kurulan çarktan rahatsızlığını belirterek futbolu bırakma kararı almıştır. düşünceleri doğrudur yanlıştır ayrı ama inandığı değerleri hayata geçirdiği için saygı duyulası bir insandır. http://www.acunn.com/spor...syan-etti-futbolu-birakti
arda nın atletico ya transferinin ardından yaptığı açıklamadır. kendisi belli ki taraftarın gözüne girmek için geçerli bir açıklama yapma yolunu izlemiştir. yürüsün aslanım..
koromuzun adı fenerbahçe taraftarıdır. katil diye bağırdıkları kişi ise emre belözoğlu. emre nin bir insana kaza ile aracıyla çarpması ve bu insanın hayatını kaybetmesi sonucu adını katile çıkarmıştır çok karakterli(!) fenerbahçe taraftarı. hatta bu olay üstüne çok karekterli(!) emre bir daha türkiye de top oynamam demiştir. gel zaman git zaman emre türkiye ye dönmüş ve kendisi gibi çok karekterli (!) aziz yıldırım la anlaşarak fenerbahçe kulübünde oynamaya başlamıştır. büyük(!) fenerbahçe taraftarı ise kendi hitap ettikleri şekliyle bu katili aralarını alırken hiç zorlanmamış hatta çok kolay benimsemişlerdir. bugünlerde ise gene kendi deyişleriyle bu katilin en büyük savunucusu olmuşlardır.
hikayemizin özeti budur. hadi bakalım fenerbahçeli kardeşlerim sallamaya devam edin emre yi nasıl ıslıklarsınız diye..
her yola uyacak insandır. ne söylerseniz söyleyin bana uyar der. bazen sıkıcı olsa bile, her söylenene muhalif insana tercih edilir. ayrıca çevrenizde böyle bir insanın bulunmasının iyi yönleri de vardır.kimsenin yanaşmadığı yapmak istediğiniz herhangi bir şeye her daim bir ortak bulabilirsiniz.
hopa olaylarında gördükleri işkenceyi gözyaşlarıyla anlatan yurttaşımızın feryadıdır. günümüzde insanlığın geldiği noktayı bize net olarak göstermektedir. bakalım başka neler gerçek olacak ?
şunu kabul etmek gerekir ki bir kulübün büyüklüğü mazileri ve mazilerinde kazandıkları başarılarla ölçülür. bu açıdan baktığımızda galatasaray'ın türk sporunun tanıtımına verdiği katkı sebebiyle bu alanda açık ara önde olduğu tartışılamaz. dikkat ediniz sadece futbol değil spor. türkiye nin ciddi organizasyonlarda takımlar bazında kazandığı kupa sayısı altıdır ve bunların biri dışında hepsinde galatasaray ın imzası vardır. galatasaray'ın imzasının olmadığı tek kupa ise basketbolda ki lokomotiflerimizden efesin kazandığı avrupa koraç kupasıdır. işte galatasaray spor kulübünün avrupa ve dünya'da kazandığı kupalar;
1) galatasaray futbol takımı- 2000 uefa kupası
2) galatasaray futbol takımı- 2000 süper kupa
3) galatasaray tekerlekli basketbol takımı- 2008 avrupa tekerlekli basketbol şampiyonası kazananı
4) galatasaray tekerlekli basketbol takımı- 2008 kıtalararası tekerleki basketbol şampiyonası kazananı
5) galatasaray bayan basketbol takımı- eurocup kazananı
not: su sporlarını dahil etmedim,ki bu konuda da galatasaray öndedir.
fıfa tarafından iran bayan milli takımına verilen yasaktır. ülkemiz müslümanlarının(!) fıfaya kahrolsun laiklik mailleriyle tepkisini ortaya koyacağı söylenmektedir.
(bkz: fıfa özgürlükleri kısıtlıyor diyen şakirt)
32. günde yaşanan hadisedir. aklıma bir anda cam olmayınca konuşamamasını getirmiş, mitingde bulunan kalabalığa ezberletme çabasından önce keşke kendin ezberleseydin dedirtmiştir.
laikliğin insanların özgür yaşamasını sağlayan ilkelerden biri olmasıdır. bunu sadece yaşadığınız ülke olarak düşünmeyiniz. dünya da yüzlerce ülke bir o kadar farklı inanış vardır. bazılarının bu ülkede var olmasını istediği şeriat hükümlerinin farklı versiyonlarının farklı ülkelerde olması da muhtemeldir. çok fazla uzatmaya gerek olduğunu sanmıyorum. tek bir örnek yeterli olacaktır, eğer bir müslüman olarak başka bir inanışa çok sıkı bir ülkede yaşasaydınız ve bu ülke sizin inançlarınıza izin vermeyen ve bunları cezalandıran bir yapı da olsaydı ne düşünürdünüz? sanırım o ülkenin laik bir ülke olmasını dilerdiniz. özgürlük diyorsanız eğer, çoğunluğu kıstas alarak özgürlüğü ölçemezsiniz, özgürlük azınlıkların ve farklı insanların ne kadar özgür olduğuyla ölçülür. ve laiklik bu ölçütün koruyucularındandır.
sanırım artık bir peçete veya mendil markası gözyaşlarını onların ürünleriyle silmesi karşısında kendisine sponsor olabilir.ayrıca porno hakkındaki düşüncelerinden bizi mahrum bırakmamış olur.
(bkz: internet sansürü)