Şu günlerde sıkça artan hadise. 29 Ekim'de de böyle olmuştu, bugün de öyle oldu. gerçekten bu gibi milli bayramlarda sosyal ağları, sözlükleri, forumları yasaklıyorum kendime. Dört bir yanımda, atatürk özlemiyle ilgili gönderiler görmek isterken, gördüğüm sadece -bir şekilde bağlayarak- ak partiye hakaret oldu. Atatürk ile tayyip karşılaştırmaları, tayyibe laf sokmalar, ak partiye küfür etmeler...
"bak atam, ne hale geldi ülke üh ühü hüh"
"atam recep çok kötü akparti çok bok ühühühü"
"atam ülke çok kötü laiklik elden gidiyor ühühühü"
lütfen, bırakın artık. milli bayramlarda, anma günlerinde, siyaset yapmayı. atatürkle tayyibi, belki kılıçdaroğlunu, obamayı karşılaştırmayı. Öyle bir karşılaştırmanın amacı ne olabilir ki? Bu dünyaya, onun gibi bir insan daha gelmeyeceğini bilmiyor muyuz? Ne peki bu milli bayramlardaki ak parti zıtlığı? Ya da başka bir parti, hiç umrumda değil. Türkiye'deki siyaseti doğru bulmuyorum. Ama her özel günde de böyle şeylerin yaşanmasından "bıktım" bakın en yakın örneği, 29 ekimde yaşandı, malumunuz ulus meydan savaşı'nda. Gerçekten de, hep söylediğim gibi, türk insanının %60ının aptal olduğunu da böylece görmüş oldum, tekrar tekrar.
Öncelikle, şu konuya değinmek istiyorum. Kesinlikle hiçbir partinin tarafını tutmuyorum, türkiyedeki tüm siyasilerden de nefret ederim zaten. Sizin bu polislerle alıp veremediğiniz nedir? Nedir söyleyin? Polis, kendi fikri, düşüncesi, yapmak istediği ne olursa olsun, kendine verilen görevi yerine getirmek zorundadır, böyle bir gerçek var. Onlara denmiş ki, buraya insan sokma. O kadar. Peki çok değerli türk vatandaşı ne yapıyor? istanbulda Cumhuriyetin 89. yılını kutlayabilecekleri onlarca yer varken, valiliğin 1 hafta öncesinden yasakladığı ulus meydanını seçiyor. Neden yasakladığı hiç önemli değil, bomba ihbarı alındığını, gerginliklerin yaşanabileceği, canların yanabileceğini söylediler. Oraya ısrarla giren vatandaşı görüyorsunuz. Neden peki? Neden o kadar yer varken, kutlamanın yasaklandığı bir yer seçiliyor? Peki oraya o insanlar girseydi, tahmin edildiği gibi de bir bomba ihbarı, saldırı vb. şey çıksaydı, sizce valiliğin durumu ne olurdu? O kadar insanın canı? Sokma dendiği halde, vatandaşları oraya sokan polisin hali ne olurdu peki biliyor musunuz? Mesleğinden edilirdi, ekmek kapısı kapanırdı. Kendilerine denileni yapıyorlar, tek suçları (?) bu. Peki gelin, bakalım medya bunu nasıl yansıtmış.
Polis, cumhuriyetini kutlamak isteyen vatandaşlara, biber gazı sıktııı. -kanal d
Eline türk bayrağı alanı dövdüleeer -haber türk
Twitterda, tumblrda, faceebookta onlarca şey söylendi ki, bu konu hakkında. Türk polisine lanetler edildi, hakaretler edildi. O polis sayesinde, gece yataklarında rahat uyuyor türk milleti, neden bunu görmek istemiyorsunuz?
Ayrıca, eğer ulus meydan savaşındaki görüntüleri daha dikkatli izleyiniz. Her kanalın yayınlamadığı bir görüntü de var. Vatandaşlar polisin birini el geçirip, yaka paça dövüyor, tekmeler atıyor. Mesleğini yapan, belki de kimseye zarar gelmesin diye uğraşan polis. Tazyikli su ve biber gazına gelecek olursak. Geçenlerde gördüğüm bir tweet di sanırım: yakında akepe zili çalıp yüzümüze biber gazı sıkacak
Değerli arkadaşım. Sorun çıkarmak, ortalığı yaygaraya vermek istemediğin sürece kimsenin sana biber gazı sıktığı yok. O kadar vatandaşın oraya girmesi yasaklanmış bikere. Polis de bunun emrini almış, peki sen bu kalabalığı başka nasıl yatıştırabilirsin? O insanlar istanbuldaki 41384132 meydandan birinde, güzel güzel yürüyüşlerini yapsalar, Cumhuriyetimizi kutlasalar, kim onlara gelip bayrak açtığı için gaz sıkacak? Cidden bunun böyle olacağını düşünecek kadar aptal mısınız? Bir kere, insanlık haklarına aykırı olurdu bu, çevre düzenini bozmayacak şekilde, uygun bir topluluk istediği yerde toplanabilir. Ama sırf yine kendilerine gelecek bir zarardan endişe duyularak yasaklanan bir meydana, sırf inadına, yaygara çıkarmak adına gitmek, elinde türk bayrağı ile polise karşı çıkmak, amaç ne bunda? Cumhuriyeti böyle mi temsil ediyorsun sen gerizekalı? Bu ülke, hepimiz bir bütünüz, polisimiz, askerimiz, doktorumuz. Bense bu yapılanlarda Ben mantıklı bir şey göremiyorum açıkçası. Kılıçdaroğlunun yaptığını ise, ayrı bir tarafta yargılıyorum. O da gidip milletin arasına karışmış. Tayyip desen, zaten koltuğunda oturmuş, Samanyolu haberi izliyor. Dediğim gibi, tük siyasilerinin büyük çoğunluğundan nefret ediyorum. Gerçek anlamda, tek bir siyasi gelmiştir bu türkiyeye, Mustafa kemal Atatürk. Bu kadar. Bir de, tüm bu olayları atatürkün adını kullanarak, kendilerini cumhuriyetin bekçisi sanarak yapanlar var. Ne diyeyim ben.. Ah atam, adın altında yapılanları görsen. Kemiklerin sızlıyor biliyorum. Huzur içinde yat.
windows phone'da kullanılan arayüzün eski adıdır. microsoft yine bir telif sorun yüzünden bu ismi bırakmak zorunda kalmıştır. yeni adı ise windows 8 arayüzü olacaktır. yani metro uygulamaları yerine, windows 8 uygulamaları diyeceğiz.
motorola defy modelinin mini versiyonudur. 500 lira civarı satılan telefonun fiyatına göre performansının da iyi olduğu söylenmektedir. 800 mhz, 5 mp kamera, 180 ppi pixel yoğunluğu, suya dayanıklılığıyla öne çıkar. tabii ki sony xperia active kadar da iyi değildir, dayanıklılık söz konusu olduğunda. kaldı ki, biri 500 lira biri 800 lira...
iki blog sağlayıcısının karşılaştırmasıdır.
tumblr, blogger kadar karışık olmamakla birlikte, daha sosyal bir sitedir. günümüz blog anlayışını değiştirmektedir. blogger ise daha karışık, ama daha uzmandır alanında, daha orijinal kişileri barındırabilir içinde. benzetme de yapılacak olursa, blogger android, tumblr ise ios'tur, denebilir.
normaldir, zira facebook, siz hesabınızı dondururken bile, en çok konuştuğunuz kişilerin resimlerini koyup, "bak, bu kadar kişi seni özleyecek." diye duygu sömürüsü yapıyor. çok zekice lan. bir duygularımız kalmıştı alın onu da kullanın.
piyasada popiler tarafından ele geçirilmiş markalardır.
(bkz: iphone) (bkz: nutella) (bkz: starbucks)
ileride popüler kültürün ele geçirebileceği markalar.
ileride de popi markası olabilecek potansiyele sahip markalardan kinder surprise: kendisi etrafı çikolata kaplı sarı bir kutunun içerisinden çıkan oyuncaklarla bilinir. ülkemizde envai çeşit sürpriz yumurta bulunsana, vatandaş bunların markası arasında bir ayrım yapmaz. hepsinin adı kinder veya toybox tur.
gelgelelim neden ileride popilerin esiri olabileceğine. bilirsiniz, popüler kültürde fiyat da çok önemlidir. (bkz: iphone) (bkz: starbucks) pahalı ürünleri kullanıp pahalı yerlerde takılan popiler, karşı tarafa ben zenginim, param var mesajı vermeye çalışır. bu nedenle çok güzel olmasına rağmen bazı pahalı ürünler popüler kültürün bir parçası olmak zorunda kalmıştır. (bkz: iphone) kinder sürpriz de, rakiplerine göre daha pahalıdır. toto 1 lira, ozmo 1.25 lira, topi 79 kuruş (bkz: bim malı) ve toybox da sadece 50 kuruştur. buna karşılık kinder sürpriz 2 lira civarı satılmaktadır. zaten bir popi markası olan nutalla ile ortaktırlar. yani aslında kinder çikolatasını da, kısmen nutella üretmektedir. bizse du ediyoruz ki, popiler ikisinin de adlarının kırmızı harfle başlayıp siyahla devam ettiğini fark edip de ortak olduğunu anlayamazlar. yoksa iphone gibi bir başka güzel şey de popüler kültürün bir parçası, hatta kölesi olacaktır. http://media.tumblr.com/tumblr_m6n38635x41qkm0fn.jpg
dinlerken sizi farklı boyutlara taşıyan şarkılardır. içinde bulunduğunuz yer ve zaman sizin için önemsiz bir hale gelir sanki. örnek olarak
rüya için:
foster the people-pumpud up kicks,
kabus için:
grimes-oblivion gibi.
radikal, zaman ve cumhuriyettir.
bunun haricindeki gazeteler(milliyet hürriyet vb.) gazete kültürünü aşmaya çalışan, kupon dağıtan, magazin gazeteleridir, bence.
az önce söylediğim 3 gazete, gazete. bildiğin gazete yani. öncelikle şu konuya değinelim. kuponlar. hediyeler. kupon nedir? kupon bazı gazetelerin sırf biraz daha fazla satabilmek için uydurduğu bir oyuncak. bakıyoruz türkiye'nin güya en büyük gazetelerine, her zaman bir şeyleri hediye verirler. kupon daha iyiydi abi bu ne?
"süngerbob oyun seti yarın habertürkle herkese hediye!"
oyun seti? gazete? benim bildiğim oyuncaklar, oyun setleri vb. şeyler oyuncakçılarda, kırtasiyelerde satılır. bu ne peki. aynı şey milliyet, hürriyet, sabah gibi bilimum gazeteler için de geçerli. yakında tv'de milliyet reklamları şöyle olursa şaşmayın:
"şimdi karaca'dan 93 parça çatal-bıçak takımı, milliyetle sadece 49,9 kupona!" o gazetelerin verdiği her şeyi alsak, acaba evin hali ne olur çok merak ediyorum.
habertürk ve sabah, şuan garip bir formatta yayın yapıyor. dergi netliğinde gazete... kuşe kağıda gazete?! e noldu gazete kültürü? türkiye'de bunu sevmeyen tek kişi benim galiba, ama bana göre bazı şeyler, hiç değişmemeli. eğer gerçekten net fotoğraflar, kuşe kağıtlar satmak istiyorlarsa, haftalık çıkan newsweek, aksiyon tarzı haber dergileri yapsınlar, alışılagelmiş gazete kültürü bozulmasın, gazeteler, gazete kağıdında güzel bence.
özet olarak, bu saydığım 3 gazete, gerek tasarım, gerek yazılar, gerekse format açısından türkiye'nin kaliteli gazetelerindendir. yoksa, ben, "van 7.4 şiddetinde sarsıldı, yüzlerce ölü var" haberinin üst kısmında, "süngerbob kalemleri herkese beleş! milliyet alın!" tarzı şeyler görmek istemiyorum. hoş olmuyor.
BBC yapımı kukla şovu. Yetişkinler için yapılan sitcom, bbc three'de yayınlanıyor. Türkiye'de ise çarşamba akşamları saat 23.30'da e2'de gösteriliyor.
Açıkça söylemek gerekirse, neden hiç ilgi görmedi anlamadım. izleyici kitlesi şuan çok az. henüz ilk sezonunun yayınlanmasından kaynaklanıyor olsa gerek, kimse de ne olduğunu bilmiyor.
Diziye dönecek olursak, dizi, bir çöplükte yaşayan hayvanları konu alıyor.
destiny: süs köpeği. diğer hayvanların aksine, o çöplükte yaşamıyor, sahibiyle birlikte çöplüğün bulunduğu mahalledeki şirin bir evde yaşıyor. ama çöplüktekilerle kanki.
Kişiliğine gelirsek, kendini beğenmiş, süslü, artis bir köpek. buna rağmen çöplükte en sevilen hayvanlardan. https://galeri.uludagsozluk.com/r/194013/+
kali: güvercin. Bunun hakkında söylenecek pek bir şey yok, genelde otoriteyi ve düzeni sağlayan, öncü bir kişiliğe sahip. Bölüm 2'de, erkek görünümlü bir kargaya aşık olmuştu. daha sonra o karganın lezbiyen olduğu ortaya çıktı. https://galeri.uludagsozluk.com/r/194012/+
marion: kedi. hani böyle, ayyaş, tipi kayık, göbekli; ve göbeğini kaşıyan, sapık, tecavüzcü coşkun tipli insanlar vardır ya, ha işte bu kedi, tam öyle bir kedi. az tipe bakın, direk o hissi uyandırıyor zaten: https://galeri.uludagsozluk.com/r/194014/+
Her ne kadar ilerleyen bölümlerde içkiyi bıraktığını söylese de, tam bir alkolik. ilk bölümlerde, yavru bir kediyle birlikte olmuştu, bu da gösteriyorki* ahlaksız. kaba saba. yine de, benim en sevdiğim karakter.
nelson: * tilki. bu tilkiyi anlatacak kelime bulamıyorum. hani günlük hayatta, gıcık olunası tipler vardır ya, onun gibi bir şey. Sosyal, entelektüel, marjinal gibi sanki. anlatabildim mi? https://galeri.uludagsozluk.com/r/194015/+
vince: tilki. olmaz olsun öyle tilki. ya da olsun. e2'nin sansürlediği kadarıyla da olsa, çok yaratıcı küfürler öğreniyorum bu tilkiden. bu karakter ne zaman gözükse dizide, emin olun mutlaka bir "biiiip" sesi duyulur. argosuz konuştuğu şimdiye kadar görülmemiştir... sol kulağındaki yara lekesi, satanist olduğunun en büyük kanıtı. ya açık konuşmak gerekirse, tam bir oç. https://galeri.uludagsozluk.com/r/194021/+
çıkmamıştır. kendileri, dünyanın en küçük bilgisayarıdır.
ama eğer çıksaydı şöyle bir şey olurdu:
bbc'den geliyor: http://www.youtube.com/wa...p;feature=player_embedded
evet, adam, steve jobs gibi konuşuyor, onun gibi davranıyor, arkada çalan müzik de apple'ın tanıtım müziği.
yani kısacası, güzel dalga geçmişler.
htc'nin facebook için özel olarak ürettiği qwerty klavyeli şirin telefonu.
türkiye'de var mı bilmiyorum, ama ilk fırsatta almaya çalışacağım. arayüzleri çok güzel, ekran biraz küçük olsa da, dokunmatik.
telefonun sağ alt tarafında facebook logosu taşıyan ufak bir tuş var. https://galeri.uludagsozluk.com/r/172090/+
bu tuş sayesinde istediğiniz fotoğraf, video ve daha onlarca şeyi facebook'ta paylaşabiiyorsunuz.
facebook sohbeti de en güzel şekilde kullanabiliyorsunuz: https://galeri.uludagsozluk.com/r/172091/+
donanımsal özelliklerine gelecek olursak, 5 mp led flashlı kamerası var. 64.6 mm genişliğinde, 114.4 mm uzunluğunda ve 10.7 mm kalınlığında.
ekran 2.6 inç, 480x320 pixel.
ağırlığı pille beraber 120 gram.
şu aralar apple'dan bile çok zengin olduğunu düşündüğüm peçete-kağıt havlu markası. lanet olsun. ne zaman reklamları görsem, bu reklamlar geliyor. bir de egeli bir versiyonu var bu reklamın:
+burası ege. zeytinyağlı yapıveririk yemeğee. ye bakem gıızz...
yanındaki arkadaşın ağzına zeytinyağlı dolma koyar.
+yağlı geldiyse, familya peçete bilmem ne bilmem ne...
her ailenin sahur sofrasında bulunan bir yemek olan ıstakoz'u yemektir.
kedi bokundan yapılan kahve, köpek etinden yapılan musakka, sahurda sıradaki sahur yiyeceklerdir.
çoook enteliz çoook!
garip bir annedir, bir tumblr kullanıcısıdır... buyrun, hikayesi de burada: http://getstooobsessed.tu...-like-me-my-oldest-son-is
annenin bu konuda, aklınca "çağdaş" davranıp bu durum hakkında çocuğunu doktora götürmek yerine, gay olduğunu kabul etmesi aptallıktır. insanlar bu yaşlarda kendi cinsel kimliklerini farkına varamazlar, herkes bu konuda hemfikir. oysa 6 yaşındaki bu çocuk nasıl oluyor da homsexüel olduğunu söylüyor annesine, şaşırtıcı. gerçi 9-10 yaşına kadar tüm erkek çocuklar, kızlardan nefret eder. ama bu da onları gay yapmaz değil mi? belki kızlardan nefret etmesini garipsemiştir bu çocuk, sonra tv'de gördüğü bir eşcinsellik programı seyredip, kendisinin de eşcinsel olduğunu düşünmüştür. ama bunun olabilmesi için, yani çocuğun bunu düşünebilmesi için, gerçekten zeki olması gerekirdi.
ailesine gelelim. o annenin yapması gereken, çocuğunu bir psikologa götürmekken, o oturmuş, tumblr'da duygu sömürüsü yapıyor. çocuğun bu durumuna ailesi de sebep olmuş olabilir. ama bir doktora gözükmesi şart, çünkü dediğim gibi, eşcinseller bile bu özelliklerini 14-15 yaşlarında farkına varıyor, bizim burada bahsettiğimizse okuma yazma bilmeyen bir çocuk...
yaşam tarzı, ailesi içindeki problemler belki, çevresi, televizyonda gördüğü bir programdır belki bunun nedeni. ama benim kanaatim, iyi bir tedavi görmesi, sonra biraz büyüdükten sonra, kendi kararını kendi vermesi. eşcinsel mi olacağım, canım öyle mi istiyor, ben öyle mi hissediyorum? o zaman tamam... ama o anneye sesleniyoruz: biraz bekle...
you tube'da ismail yk-neredesin şarkısını justin bieberin kliplerinden kırptıkları videoya montajlamaları sonucu oluşmuş kıran video.
videonun sonlarına doğru da okan bayülgen'e ufak bir yönlendirme var... disko kralında justin bieber'i,
castin bibir... bibir... biber! şeklinde telafuz etmesi hakkında...
yorumum: kim montajlamışsa harika. ağız hareketleri de şarkı sözleriyle uyumlu hale getirmişler. mutlaka izleyin.
&feature=player_embedded
video izledikten sonraki yorum: justin bieber arabesk söylesin.
internetteki büyük bir eksikliği gidermektedir. you tube, dailymotion, metacafe gibi ünlü video sitelerinden, videoları seçtiğiniz formatta seçtiğiniz kalitede indirebilirsiniz. http://www.savevid.com adresine tekammül eden bu şeyi kullanmak için bir şeyler indirmeye gerek de yok. izlediğiniz videonun url'sini kopyalayarak, bu sitedeki url boşluğuna yazıyorsunuz, indir diyorsunuz. sonra format seçiyorsunuz. bitti.
Bask kökenli fransız hukukçu ve matematikçi pierre de fermat'ın 410. yıl dönümüdür.
ayrıca, google'ın andığı doğum günüdür. bu günkü logosunda da logosunda da bunu bize göstermiştir: https://galeri.uludagsozluk.com/r/171554/+
"x^n+y^n=z^n" böyle de bir formul var logo üzerinde, pierre'nin dediğine göre, n, 2den büyük bir tamsayıysa, iksye ve ze pozitif tam sayılarsa, bu eşitlik sağlanamaz.
yeni çıkmış dehşet bir iphone uygulaması.
öyle aklınıza, dokununca iphone'u ışınkılıcı haline getiren bir uygulama gelmesin. dehşet dediysem...
neyse, appstore'daki onlarca fotoğraf editleme programından biridir kendileri. yalnız diğerleri gibi, karışık, yorucu, az efekt içeren türden değil. şimdiye kadar gördüğüm en işe yarar iphone uygulaması, onlarca efekt içeriyor. üstelik bu uygulama ücretsiz. belki de bu geçici bir süreliğinedir, malum bazı uygulamalar böyle luyor, ilk çıktığı günlerde tanıtım amaçlı ücretsiz, daha sonra ücretli oluyor.
aman, öyle bir şey olmasın. siz yine de indirin bedavayken, http://itunes.apple.com/....-o-matic/id450263811?mt=8
ücretsiz flash web siteleri yapabileceğiniz web sitesidir.(çok saçma bir cümle oldu) tabi sorunları da var. yan tarafta site kendi reklamını yapıyor, sitenin üstünde ise cabanova çubuğu var. ama tabi paralı site yapıp, com'lu bir adres de alabiliyorsunuz. yoksa www.siteninadı.cabanova.com diye gözüküyor.
başka bir kötü tarafı ise, ğ yok. yok lan. bir sürü saçma sapan harfler var, ama ğ'yi kabul etmiyor.
ama güzeldir yine de. buyrun: http://www.cabanova.com
