aramasın ya, böyleleri aramasın gerçekten. çünkü arayınca da olmuyor bazen, hele bazıları da var ki keşke aramasaydı dedirtiyor. hayatınızda belki tek özel gününüz doğum gününüz, onu da burnunuzdan getiriyor.
aramasın ya. aramasın böyleleri. sevgili de olmasın, arayıp en özel gününüzü götüne de sokmasın.
yürüsün gitsin!
tüm çocuklar bir günlüğüne de olsa eşit olmalıdır mantalitesi ile, bugünü dünya çocuklarına armağan eden mustafa kemal atatürk'e minnet dolu olduğumuz milli bayramımız.
kutlu olsun hepimize. *
ciddi anlamda zeka gerektirir. benim gibi gerzekler yalan söyleyip iki gün sonra yalanını ifşa edebilir mesela.
bu sebeptendir ki, yalan söylemiyorum. ne de olsa unuturum, doğrusu kaçar ağzımdan.
amaannn çok da gerek yok zaten. dürüst olmak iyidir, kazanan olursunuz.
mecnun: mecnun nerde? nerdedir şu anda? şirin: bu evrendeki mecnun'u bulamazsın. çünkü, kendisi kaçırıldı. mecnun: noldu!? ouuuvv... gördün mü... bi.... bu çocuk bi muhasebe işini de beceremedi mi? bi muhasebeciliği de mi yapamadı!? onu da mı beceremedi!? alahın salağı! allahın gerizekalısı! gitmişler, adamı işe soktuk, ve o işte de kendini gizleyemedi mi? onu da mı beceremedi!?
bi işte tutunamaz ki allahın hayvanı! mal! mal! mal! allahın salağı!
Türkiye'de yanlış politika ile anlatılan teori. adam Allah'ın olmadığını anlatmaya çalışıyor. aq beyinsizi.
evrim teorisinin kesin olarak varlığının sindirilmesi, uzaylılarla paraleldir. şaka gibi ama bence böyle. milyarlarca galaksi var, gezegen var, yalnızca bizim gezegenimizde yaşam olması ve canlıların olması mantığa terstir. bu cümleyi ben değil Hawking söylüyor.
sozlukte aranmamalidir. evlenilecek kiz internete sadece yemek tarifleri icin girmelidir. kapidan disari da cikmamalidir. tek aktivitesi balkona cikmak olmalidir.
(bkz: yersen)
bir de tam tersi olan durum vardır.
bir adam çıkagelir ansızın, kadın kör kütük aşık olur. öyle ki doğup büyüdüğü şehri bile terk eder. aşık olduğu adam uğruna hayatını değiştirmeyi göze almıştır. çünkü ilk kez böyle bir aşka tutulmuştur.
sevdiği adamın şehrine yerlesir kadın. adam aldatır.
o büyük aşk yerini büyük bir kalp kırıklığına bırakır.
balkondaki karıncalara acıyıp onlarla birlikte uyumak istemek. toplanan onlarca karıncayı yatağın içine salıp, aynı yatağa girmek.
akabinde sabaha kadar kaşıntıdan ölmek. ve bir hafta vücudun birçok yerinde kabarcıklarla gezmek....
annemle semt pazarına gittik bugün, aynı genci iki kez taciz ettim. bilmeden tabii...
ilkinde kolum poposuna çarptı, kafamı çevirdim göz göze geldik, "pardon" dedim. çevirdi kafasını, gitti. sonra başka bir tezgahta, bu kez de elimdeki poşeti düzeltirken çarpmış bulundum. yine göz göze geldik, yine "pardon" dedim. sadece sırıttı...
sonra 4 kez daha karşılaştık, her defasında gözümün içine baktı "ee yine taciz etmeyecek misin?" dercesine.
acayip utandım..
"aşk yaşamında kadın, ancak hünerli bir çalgıcının elinde dile gelen lir gibidir. kadınlar bizi sevdikleri zaman her suçumuzu bağışlar." demisti balzac.
oysa kadın aldatılmayı hazmedememiş ve hiç affedememişti erkeği.
iki dünya, hatta paralel evren diye bir şey varsa gerçekten tüm evren bir araya gelse, kadın adamı asla affetmeyecekti....
alkolik olma yolunda hızlı adımlarla ilerlediği dönemlerden bir akşam küp gibi dolmuştur yine. tabir-i caizse köpek gibi içmiştir. yahut sünger gibi emmiştir ne varsa. saat epey geç olduğundan kimsecikler yoktur etrafta, iyi ki de yoktur...
balkonda otururken yokuşun başında bir karartı belirir. dikkatlice bakıldığında baba kişisi olduğu anlaşılır. yokuşun yarısına geldiğinde yere düşer! öylece kalırsınız olduğunuz yerde. ne yapacağınızı bilemezsiniz. kalkmaya çalışır, sürünür bir süre yerde. kalkamaz...
evden çıkıp yanına koşarsınız kimsenin görmediğini umarak. elinizi uzatırsınız, kaldırmaya çalışırsınız. nihayetinde kalkar ama ne fayda! taşıyamaz küçük bedeniniz. birlikte düşersiniz bu kez. yeniden elinizi uzatırsınız, bu kez iter elinizi. istemez yardımınızı ve eve kadar resmen sürünerek gider...
su içerken çıkan o sesi niye seviyorum biliyor musun,
çünkü seni yanımda hissediyorum. tam sağımda. boynun hemen kulağımın önündeymiş gibi. hoşuma gidiyor. gülüyorum. garip. şizofreni hastası gibiyim resmen. *