yazılım işine girerken harçlıklarımı vermemek için aradığım hosting gençler aynı durumu yaşamaması için bedava hosting karar verdim belli bir sayıda ücretsiz hosting isteyen dm atabilir.
yazılım işine girerken harçlıklarımı vermemek için aradığım hosting gençler aynı durumu yaşamaması için bedava hosting karar verdim belli bir sayıda ücretsiz hosting isteyen dm atabilir.
bu başlığı açan halt etmiştir efendim cengiz aytmatovun türki cumhuriyetlerdeki bağımsızlık etkisini bilmeyecek ve Fatih Sultan Mehmetin aynı zamanda bir yazar olduğunu bilmeyecek kadar cahildir.
ideolojileri öğrenmeden yorum yapan kişilik ideolojilere değilde kişilere göre önyargılı davranan cahil insan söylemi temeli olusturan 9 ışık doktrinine bakması yeterli olacaktır.
Milliyetçilik
Her şey Türk milleti için, Türk milleti ile beraber ve Türk milletine göre sözleriyle özetlenebilecek, Türk milletine bağlılık, sevgi ve Türkiye devletine sadakat ve hizmettir.
Ülkücülük
Türklük gurur ve şuurunu islam Ahlak ve Faziletleri doğrultusunda benimsemek ve benimsetmek.
Ahlakçılık
Türk milletinin ruhuna, örf ve adetlerine uygun yüksek varlığını korumayı ve geliştirmeyi ön gören esaslara dayanır.
ilimcilik
Olayları ve varlığı ön yargılardan ve art düşüncelerden sıyırarak ilim mentalitesi ile incelemek ve girişilecek her çesit faaliyette ilmi önder yapmak prensibidir.
Toplumculuk
Her çeşit faaliyetin, toplumun yararına olacak şekilde yürütülmesi görüşüdür. içtimai ve iktisadi olmak üzere iki ayrı bölümü kapsamaktadır. iktisadi görüş olarak mülkiyeti esas kabul eder, fakat mülkiyetin millet zararına kötüye kullanılmasına karşı olan bir görüşü belirtir. Karma ekonomiyi ve ana stratejik iktisadi faaliyetlerin devlet kontrolünde bulunmasını öngörür. Sosyal görüş olarak sosyal adalet düzeni, fırsat eşitliği, sosyal güvenlik ve sosyal yardımlaşma teşkilatı kurulmasını kabul eder.
Köycülük
Köyleri tarım kentleri haline birleştirerek kalkındırmayı öngörür. Köylünün tefecilerin elinden kurtarılması ve ihtiyacı olan kredi ve diğer yardımların sağlanması için kooperatifleşmeyi hedef alır. Bilhassa orman bölgesinde yaşayan köylüleri öncelikle ve hızla refaha kavuşturmak amacını güder.
Hürriyetçilik ve Şahsiyetçilik
Birleşmiş Milletler Anayasasında yazılı bütün hürriyetlerin sağlanmasını gaye edinmiştir. insanların şahsiyet olarak geliştirilmesini toplumun kalkınması için yararlı bir yol olarak kabul eder.
Gelişmecilik ve Halkçılık
insanlar ve medeniyetler daima daha iyi, daha güzeli, daha mükemmeli istemek ve aramakla gelişir. Elde edinenle yetinmemek ve daima daha ilerisini istemek ve bunu elde etmek için gayret göstermek şuurudur. Ancak bu gayret ve çabalarda Türk milletinin tarihinden, milli benliğinden ve kökünden kopmadan yükselmek ve ilerlemek gayedir. Yapılacak her işte halka doğru, halkla beraber olmayı ilerlemenin, yükselmenin vazgeçilmez bir prensibi olarak kabul ederiz.
Endüstricilik ve Teknikçilik
Türk milletinin kalkınması için acele sanayileşmesi lazımdır.
Dokuz Işık görüşünün esasları gayet özet olarak bunlardır. Dokuz Işık, nasıl kapitalizmi, marksist sosyalizmi reddediyorsa, nasyonal sosyalizmi ve faşizmi de reddeder. Nasyonal sosyalizm ve faşizm, kapitalizmin dejenere bir sapması olup, insan hak ve hürriyetlerine inanmayan gerici diktatörlüklerdir. Dokuz Işık ise, insan sevgi ve saygısına dayanır, ferdi ve iktisadi hürriyetleri bir bütün olarak gerçekleştirmek isteyen demokratik bir görüştür. ilahlaştırılmış faşist devletçiliğe, putlaştırılmış nazist ırkçılığa inanılmaz. Fosilleşmiş şöhretlerin yaptığı gibi siyasi kariyerinin belirli bir dönemde faşist, belirli bir döneminde kapitalist, diğer bir döneminde sosyalist olmak, düşüncenin politika ahlakında yoktur. Ülkücüler, Türk´e aşık, Türk vatanına aşık Dokuz Işıkçıdırlar. Amaçları bu kutsal vatan üzerinde Büyük Türk milletinin ebediyen bağımsız yaşamasını sağlayacak milli görüşü çizmek, bunu savunmaktır. Alparslan Türkeş'e göre Türkler ile Kürtler kardeştir ve Turancılıkla bütün kardeş Türk halklarının birliğini hedefler.
selçukludaki 8 köseli yıldıza sahip cıkacak kadar cahil 9 ışık gibi belli konulara kökten çözüm getirecek kadar cahil millet karı kız peşinde giderken doğru veya yanlıs vatanı düsünecek kadar cahil vatanını satmayacagını herkesin bilecegi kadar cahil böyle cahile can kurban...
ülkücü yeminini okursan kapitalizme komünizme siyonizme ve her türlü emperyalist düşünce yapısına karsı olduğunu anlarsınız yönetim kısmına gelince globalleşen dünyada globallesmenin karsısına gecmek bir o kadar zorken globallesmeyi yozlasmıyacagımız bir şekilde kullanılır ve kendi yönetim tarzını olusturursun ülkücülerin cumhuriyete bir sey demez cumhuriyettir bu yönetim sekli demokrasidir kıssadan hisse cumhutiyete devam.
birimiz gider binimiz gelir. cümlesinin 1970 lerde 5000 şehit veren ülkücü hareketin hala devam etmesinden görmekteyiz.kansız bir gelecek ölümsüz bir gelecek umudu ile bu hesaptır sorulacak pkk dan dedirten açıklama.
Aslında Tarihsel olaylarla ilgili Türk Flimlerine dikkatli bakarsanız , bazı bölümlerinde de bu tür kafa kafaya tokuşturmayı görebilirsiniz.
Türkler Ergenekon'dan çıkarken çıkış yolunu gösteren Kurt'lar insan dostu olarak bilinirler. Bir nevi Türk'ün simgesi olarak kabul edilir. Kurtlar kendi aralarında birbirlerine hislerini geçirebilmek ve tanıyabilmek için şakak kısımlarını birbirlerine değdirirler. Bu onların bir yaşam biçimidir.
Ergenekondan kurtulmanın sevinci ile insanoğluda bu dönemlerde birbirleri ile şakaklarını tokuşturarak selamlaşmaya başlamışlar. Osmanlı döneminde de çok sık kullanılan bu selamlaşma şekli zamanla Batılılaşma yolunda gitgide azalmıştır.
1944 Yılında Nihal Atsız'ın Türk'çülük hareketi alevlenen bu hareket tekrar başlamış ve günümüze dek gelmiştir.
Doğrudur çoğunlukla Ülkücüler arasında kullanılan bu selamlaşma şekli , yanak yanağa öpüşmek istemeyenlerinde tercihi olmuştur.
Aslında Tarihsel olaylarla ilgili Türk Flimlerine dikkatli bakarsanız , bazı bölümlerinde de bu tür kafa kafaya tokuşturmayı görebilirsiniz.
Türkler Ergenekon'dan çıkarken çıkış yolunu gösteren Kurt'lar insan dostu olarak bilinirler. Bir nevi Türk'ün simgesi olarak kabul edilir. Kurtlar kendi aralarında birbirlerine hislerini geçirebilmek ve tanıyabilmek için şakak kısımlarını birbirlerine değdirirler. Bu onların bir yaşam biçimidir.
Ergenekondan kurtulmanın sevinci ile insanoğluda bu dönemlerde birbirleri ile şakaklarını tokuşturarak selamlaşmaya başlamışlar. Osmanlı döneminde de çok sık kullanılan bu selamlaşma şekli zamanla Batılılaşma yolunda gitgide azalmıştır.
1944 Yılında Nihal Atsız'ın Türk'çülük hareketi alevlenen bu hareket tekrar başlamış ve günümüze dek gelmiştir.
Doğrudur çoğunlukla Ülkücüler arasında kullanılan bu selamlaşma şekli , yanak yanağa öpüşmek istemeyenlerinde tercihi olmuştur.