daha tehlikelidir, kısaca pkk terör örgütü üyesi yani dağ kadrosundaki silahlı maddelerin* yeri yurdu şekli şemali bellidir. ve nerde ne yapacağı da az çok tahmin edilir. ama bunlar halkın tam ortasına karışmış, pimi çekilmiş bomba gibidir. dışardan bakarsın anlamazsın da, en ufak bir bayramı, nevruzu yahut yürüyüşü, bir anda polis veya asker ile iç çatışmaya çevirip, kalkan olarak da çocukları kullanır. öyle ki tehlikelidirler.
öncelikle trabzonspor'un canı gönülden tebrik edilmesi gereken maç oldu.
lakin gönül istiyor ki, klasik ilk kez avrupa görmüş takım gibi kalmasın da, madem bunu başardı gerçek avrupalı gibi devam etsin. malum türk takımları böyle mucizeleri çok yaptı, misal fener 40 yıl evinde yenilmeyen man utd yi boliç'in attığı şanslı gol ile yenmişti. galatasarayın real madrid'i 2-1 yenmesi, beşiktaş'ın chealse'yi... bu maçları yazmamın sebebi, aynı takımlar bu galibiyetlerin ardından o istikrarı sürdüremedi. zaten gs yın son avrupa zaferlerinden biriydi o maç, bir daha o da avrupada belini doğrultamadı. yani demem o ki, bari bu kez trabzon'un galibiyeti bunlara benzemesin de, istikrarı devam etsin. belki de türkiye'nin artık devler liginde şampiyonluk vakti gelmiştir, belki de o gün bugündur. kiminle olduğu zerre şeyimde değil. yeter ki olsun artık.
yine canımız yandı demekten ileri gidemeyeceğimiz felaket haberidir.
evet artık canımız yandı demekten ileri gitmiyor hiç bir şey. ve o kadar yandı ki artık canımız, yeni yanmaları ilk zamanki kadar hissedemiyoruz. kahrolsun bize bu alışkanlığı kazandıran politikalara.
hükümet artık somut ve kararlı adımlar atmak zorundadır. terörle mücadele komisyonu kurup da, başına terör örgütü hakkında zerre bilgisi olmayan bakanlar atamak yerine, osman pamukoğlu, erdal sarızeybek gibi, bu işe gerçekten baş koymuş insanları komisyon başkanı yapıp, maddi manevi sınırsız destek sağlamalıdır. bunlar ilk aklıma gelen isimler, konuya hakim herkes değerlendirilebilir.
ve artık hükümet işi bu boyuta getiren, 30 yıllık zihniyetinden arınmalıdır. evet bizim doğu bölgemiz için kabahatimiz, günahımız çok büyük. zira devlet 30 yıl öncesinde, terörist grup silahları eylemlerine başladığında, adam kaçırmalar, haraç almalar, öğretmenler öğrenciler ve siviller vurulduğunda, eğer ki bölge insanına sahip çıksaydı, onları orda kaderine mahkum etmeseydi, bu işi sadece askeri korumaya bırakmayıp da, hadi lan ordan bu benim halkım benim toprağım deyip de, ordaki insanlara sahipsiz olmadıklarını gösterseydi, belki bölge insanı bu gün bu kadar bilinçsiz olmayacaktı. bölge insanının tarihte, oğlu veya kızı dağa kaçırılırken, zorla parası alınırken, devlet engel olsaydı keşke. ve artık bu günahını temizlemeli devlet.
fakat bu işi sayın başbakanın yaptığı gibi rey uğruna yapmamalı. ne yaptı başbakanımız, baktı doğu kesimde oy kaybı başlıyor, hemen demokratik açılım adı altında, terör ögrütü iş birlikçilerinin ağzına bir parmak bal sürüp, sonra da yükün ağırlığı altında ezilince, asıl amacının kürt temsilciliği ve ülke kurmak ile zerre alakası olmayan pkk terör örgütüne koz verdi. terör örgütü dedi ki, bakın devlet bile sizi sahiplenemiyor dedi. cahillik de hat safhadaydı halkta. ve bu noktaya geldik bugün.
insanlarımızın şu ayrıma artık dikkat etmesi ve bu eylemler yaşanınca, ohhooo kürtler naaptı yine, vuralım dememesi, bir soluklanması ve akıllı düşünmesi gerekiyor. ben çıkıp da arda turan gibi, halkların kardeşliği demiyorum. zira bu karar benim siyasi bilgimi aşar. büyük sözdür bu, söyleyen kişi ve yeri çok önemlidir. benim işimdir ne de bir futbolcunun. ama unutulmamalı ki, terör eyleminin içerisinde bulunan her şerefsiz, türk de olsa, kürt de olsa, alman da olsa, kesinlikle milli kimliği ile değil de, terör örgütü suçundan yargılanmalı ve idam edilmelidir.
gelelim, silahlar susmadan barış olmaz diyen zihniyete;
bu entry ruh hali ve konunun acısından ilerleyen cümlelerde küfür içerebilir. +13
silahlar susmadan barış olmaz diyen zihniyetin affına sığınarak şunu söylüyorum, biz karşılıklı bir savaş içinde değiliz, biz toprak bütünlüğümüzü korumaya çalışırken, pkk terör örgütü bütünlüğümüzü ve yaşama hakkımızı tehdit etmektedir. bu bağlamda pkk terör örgütü ile bir barış söz konusu olamaz, silah bırakmak hiç olmaz. bu konunun tek çözümü, şehir içinde ki, pkk yandaşlarının idam ile yargılanmaları, ve dağdaki silahlı kadrosunun ise, görüldüğü yerde, sorgusuz vurulmasıdır. savunduğu hiç bir şey olmayan, tek amacı insan öldürüp, ses getirmek adına propagandalar düzenleyen bir örgüt ile barış söz konusu olamaz.
bunlardan 6 tanesi dağdan indirip, davul zurna ile karşıladık, 6 ayda anamızı sktiler. en ağır kayıpları vermeye başladık, ve en can yakanları. halı sahada eşinin maçını izleyen öğretmenin dahi hunharca katledilmesine şahit olduk. demek ki silah bıraksak, komple bizi siktir edecekler bu topraklardan. ve halen pkk terör örgüten, hümanist, iyimser duygular besleyip de barış kelimesini telaffuz edenlere sesleniyorum. uyanın artık, kendinize gelin!
çaylak statüsünde 40 karakterden azına izin verilmeyen entryler nedeniyle, tek kelimelik bkz lar veremediğim için, sorumlululara çok pis saydırdım. ***
anlıyorum da bunlardan biridir. zerre samimiyet içermez. aslında sadece anlıyorum yazmak yeterli idi lakin, çaylağım diye 40 karakterden eksik yazamıyor muşum, arkadaş çaylakların da bir onuru var, bu kadar yüklenilmez ki insana. *
kendimi ihbar ediyorum;
ülkeyi böldürtmeyiz diye bangır bangır bağırıp da, halen doğuda yapılan hizmete, mecburi ismini veren tüm hükümetlere dümdüz saydırıyorum. *
