Herkesin günlük yaşamında denk geldiği bir gerizekalı çeşitidir. Bunlar sigarayı içtikten sonra gönül rahatlığıyla izmaritini mazgala atarlar, deliği tutturamazlarsa da ayaklarıyla içine itelerler. Bunların bir de deliğe girebilen ambalaj kağıdını veya her türlü çöpü mazgallara atan türleri vardır. Ulan o delikleri çöp atın diye mi yapıyorlar? Hayır çöp kutularına değil, yere bile atsan böyle bir orospu çocukluğu olmayacak. Sonra mazgallar tıkanıp sokakları sel götürünce belediye çalışmıyor diye hepsi birden galeyana geliyor dallamaların. Önce siz üzerinize düşeni yapsanız dünyada sorun kalmayacak zaten.
sebebi ise lys 2015'in açıklanmış olmasıdır. Daha uyudukları veya sersemlik aşamasında oldukları için sözlüğe daha damlamamışlardır. Bu yüzden bi süreliğine gidiyorum ben sözlük istediğin bi şey varsa söyle hadi allaha emanet.
Sözlük yazarlarımızın sevdalısı olduğu o biricik insanla; veya daha karşılaşmadıkları hayallerindeki insanla yapmayı hayal ettiği şeylerdir.
*En istediğim şey, gene dakikalarca kokusunu ciğerlerime çekerek, başını okşayarak delicesine sarılmak. Hele ağlayışından sonraki sarılarak sığınışı yok muydu, dünyanın en güçlü insanıydım o an, geçmiş veya gelecek kavramı yoktu.
*Başka bir tanesi kendi ellerimle ona çay demlemek. Evet onla çay içmeyi bile o kadar özledim.
*Uyumadan önce gördüğüm son görüntü, hissettiğim son koku olması. Olmadı, ölüm için de aynısı geçerli ama o da olmayacak.
*Onunla yemek yapmak. Evet aşırı zevkli olurdu, olmadı.
*onu arabayla istediği her yere götürmek. Ulan bu yüzden aldık ehliyeti ama nasip değilmiş.
*bir diğeri onunla spora çıkmak. Tek başına istemezdi ama benle çıkabilmek için can atardı, olmadı.
*iki kişilik bisiklet turuna çıkmak. Şu an benim için çok anlamsız olan o güzelim yemyeşil bisiklet yolları, cennete giden yol olabilirdi onunla. Bu da olmadı.
*xbox oynamak. Kendimi maymun etme pahasına sırf canı istedi diye kinect dans oyununu oynamıştım, tekrar olsa keşke. Ama olmayanı ise evde ps3te doya doya tekken oynamak. Şimdi bedava bile olsa oyun konsollarına ilgim yok, çocukça ve anlamsız.
*Birlikte yüzmek. Evet bu da çoğu insanın yapabildiği basit bir şey ama bazıları için hayalden de öte. O ağzına burnuna su püskürtme, havaya fırlatma olayları hayatınızın tek amacı olabilir.
*o hastayken ona bakmak. Sümükler içinde halsiz yatıyorken çorba hazırlamak, moral vermek yine dünyanın en güçlü insanı yapar sizi.
Bu liste böyle sayfalarca uzar gider dostlar, bazılarımız için yaşadığı her anı onunla paylaşmak diye özetleyebiliriz.
insanları izmir'in kerane olduğunu sanan şehirlerdir.
Bunların başında istanbul gelir. Sonra konya ve diğer şehirler gelir.
burdaki insanların çoğu hayatında bir kez olsun izmir'e gitmemiştir ve Sözlükte kafadan sallayıp sallayıp kafa sikerler. Evet. Oysa ki burdaki, yani izmir'deki kızlar orospuluktan değil rahatlıktan giyiyorlar o şortları. Çünkü burda, başka şehirlerdeki kadar ayı yok, rahatsız eden birileri yok. Yani başka şehirlerdeki kızlar giymiyor değil, giyemiyor.
normal bi şehir lan burası, sokaklar rio karnavalındaki gibi sevişenlerle dolu değil. insanlar hayrına lokma dağıtıyor, amcalar sıcak havalarda hortumla arabasına su tutuyor falan. Gene burda da öpüşürsen teyzeler balkondan laf atıyor, farklı değil amk. Ben de kızların mini şort giymesini destekliyor değilim ama bu onların orospu olduğunu göstermez arkadaşlar, sallamayın.
he bu arada burda da öyle geniş baba yok sandığınız gibi, buna güvenip izmirli bir kızla rahatım diye havalara girersen götüne pıçağı takarlar.
Ya erkekler bile o telefonu geniş yan ceplerinde zar zor taşıyor, yürürken sanki pantolonun içinde palayla dolaşıyor gibi kasılıyorlar, robot gibi yürüyorlar amk; arka cep nedir? Hani kızın ayağı bir yere takılınca düşmemek için refleksle bacağını ileriye atsa ya o telefon ya da o göt ağır hasar alıcak. O ekranların tamiri en az 800 lira kızlar bilin hani. Ayrıca loblarınızın şeklini bozacaksınız, lob kayması kötü bi şey. Sonra sağ küçük sol büyük, o ne o öyle?
Bir zamanlar çok veya pahalı satılan, insanları kerizlemiş ürünlerdir.
ilk aklıma gelen şey denge bilekliği. Bundan 2-3 sene önce oldukça yaygındı bu meretler. Güya bu kodumun bilekliği, bileğe takılınca denge ve enerji veriyordu. Enerji vermesi üzerine patladı zaten. Bir de 70 liraydı o plastik şey, ortasında da alüminyum folyo vardı amk. Daha çok enerji versin diye iki bileği için alanlar vardı. 10 lira olan çakmaları ise enerji vermiyormuş. Orjinal alıp, Gaza gelip "evet işe yarıyor gerçekten, merdivenleri rahat rahat çıkıyorum" diyen amcalar oldu bir sürü. O kadar para vermişsin amk uçman bile gerekir, işte bunlar hep psikoloji.
bir diğer ürün ise, altın uçlu hdmi kablo. Hdmi ready dönemlerinde çıkmıştı bu da ortaya. Ya mal mısınız? Altını kablo ucu için kim harcar? Pirinç kaplı kabloları 250 liraya kakalıyorlardı daha net gösteriyor diye. Sanırım hala bunları alan var. Ya bi kere altın kötü bir iletkendir amk, ilkokulda öğrendim ben bunu; nasıl görüntüyü iyi iletsin ki? Bunları alan tipler "hocam bu bilgiler gerçek hayatta ne işe yarayacak yeaa" diyen gerizekalılar. Ulan zaten kullanacağın 3-5 bilgi var, onu da kullanamamışsın.
Şimdi neyin fotoğrafı olduğuna göre vereceği rezilliğin değiştiği eylemdir.
ne olursa olsun, eğer o sevgili uzun süredir samimi ise muhtemelen ona atmaya çalıştığınız şey size çok acı verecektir. Derhal sosyal medya hesapları kapatılıp uzaklara göç edilmelidir, evet sevgili de gelsin bi zahmet.
Türkçe'deki "oo bakıyorum da kimler gelmiş" sözünün ingilizce karşılığıdır.
yabancılarda denedim, anlamadılar. Ben şimdi benim yabancı arkadaşlara öğretiyorum, siz de sizinkilere öğretin. Her şey dille başlar, böyle böyle gene viyana'ya kadar ilerliycez inşallah.
Rüyamda emma watson'ı görmüştüm geçen sene. Dolmuş duraklarında karşılaştık, Benden yardım istedi. Dolmuşa nereden bineceğini bilmiyordu. Ben de ona ingilizce olarak anlattım ne yapması gerektiğini. Sonra fotoğraf çekindik, beni öptü. Ama bilirsiniz ki gavurların vedası tek yanaktan olur, üzücüydü bu. Sonra elindeki bim poşetleriyle kapı direğini tutarak "bissssssm*" diyerek dolmuşa adımını attı. Ben de çok ünlü bi kızla tanışmanın heyecanıyla orda durmaya başladım. En son sahne ise dolmuşun arka camından gülümseyerek bana el sallamasıydı, aynı eski Türk filmlerindeki gibi. Ben hala ciddi ciddi, bu olay mantıklıymışçasına gülümsüyordum. Sonra uyandım, evet sesinizi duyar gibiyim ve haklısınız; açıkta kalmıştı. Battaniyeyi tekrar çektim ve birden rüyayı hatırladım, her şey yerine oturunca da patlattım kahkahayı gece gece. Evet emma watson'ın da geleceğinde Fatma teyze yatıyor olabilir.
Bir tane standart yani 200 ml'lik kutu muzlu sütün asla yetmediği için hayallerimi süsleyen kido muzlu süt kutusudur, lakin daha böyle bir şey yapılmamıştır.
6lı ekonomik paket alınsa da litresi 6-7 liraya geliyor. Birim fiyatının ise birayla kapışması son derece ironik.
Yazın yaklaşmasıyla birlikte düşünülen dondurma yeme şekilleridir. Kesinle emerek, hatta emcikleyerek yemek değildir.
ilk olarak dondurma ısıra ısıra yenir bu durumlarda, anca dondurmayı toparlamak için yalanır. Bununla birlikte suratta sert bir ifade olur, dondurma yumruk yapar gibi tutulur. Eğer yürüyorsanız da kadir inanır'ın mapushanede volta atarkenki yürüyüşünün aynısı yapılır.
not: dikkat çekmek istemeyen kızlar için de geçerlidir, çok ayı var malum. Gerçi nefes alsanız bile çekiyor onları, takılın kafanıza göre.
Uzun şekli "vardır senin sevgilin diyen nineye çok yalnızım diye bağırmak"tır.
normalde gidersiniz bir misafirliğe ki bayram vakti çok yaygındır bu soru, "sevgilin var mı" diye sorar teyzeler nineler. Kısa bir sessizlik oluşur, ardından kısık sesle "Hayır" cevabını verirsiniz başınızı eğerek. Ama ardından yineleme gelir "hadi hadi vardır senin sevgilin doğru söyle" diye. Kaşınırlar işte böyle, bizi de düşündürürler, "ulan bu kadar yakışıklıysam neden kimseyi bulamadim, ben mi çok beceriksizim yoksa" diye özgüven çöküşü yaşatırlar. Duygulu biriyseniz "allah belamı versin ki kimse yüzüme bakmıyor, çok yalnızım beğ" diyerek gözünüzde yaş, ağzınızda sarmayla koşarak kaçabilirsiniz o evden.
Hoşlanılan kız telefonunu çıkardığında orda ne var ne yok kesmektir. %95 ihtimalle whats appta mesajlaştığı kişinin adının yukarıda "aşkımmm <3" diye çıktığı görülür ve hüsranla kafa başka yöne çevrilir.
Bir erkek olarak zor olduğunu tahmin ettiğim durum.
Düşünsenize, güzel olunca herkes sizinle konuşmak ister; her türlü şerefsizi var sapığı var. Herkes yakınlaşmak için rol yapacak, herkesi iyi sanacaksın, belki iyi olanları şerefsiz zannedeceksin. Hiç bir yakın-uzak erkek arkadaşın olamayacak, "yoo yalan, gayet olabilir" diyenleri pistten alalım. Eğer arkadaşlıktan ileriye gitmek istemeyen erkek varsa da sizi elde edemeyeceğini bilip bir şey yapmayan erkektir o. Onun dışında gelecek yakışıklı erkekler, yakışıklılığını kullanıp sizi her şeye ikna edecek. Yürüdüğünüz zaman arkanızı dönseniz kalçanıza bakan 10 tane erkek göreceksiniz falan...
bu böyle uzar gider, en iyisi orta güzellikte biri olmak. ulan düşündüm de aslında bunlar için çok da güzel olmanıza gerek yok, bazen nefes alsanız yeter. Kız olmak zor.