burada anlatılsa da anlaşılamayacak anılardır.
çünkü çocukken yaşayabileceğiniz bir şeyden çıkartılabilecek hikaye ancak durum komedisi tadında olur.
durum komedisi de okumakla kolay kolay güldüremez, canlandırılması gerekir.
seversiniz, ama sevmek istemezsiniz.
enteresan bir histir, insanı sıkıntıya sokar.
kötü olduğundan şüpheniz olmayan alışkanlıklarınızdan haz almak ama bırakmak istemek gibidir.
daha iyi anlaşılması için örnek vereyim; sigara içmeyi seversiniz ve duygusal bir bağınız vardır ama size zararlıdır, bu yüzden sevmek istemezsiniz.
daha çirkin bir örneği de şöyle olabilir; telkin edici bir maddenin etkisindeyken devamlı aşağılanırsanız veya tecavüze uğrarsanız ve size bunu sevmeniz gerektiği tekrarlayan bir şekilde söylenirse, aşağılanmayı veya tecavüze uğramayı sevdiğiniz gibi bir hisse kapılmaya başlarsınız.
aşağılanmaya veya tecavüze uğramaya başlamadan önce aşağılanmanın ne olduğundan veya tecavüze uğramanın ne olduğundan hiç haberiniz olmasa çok daha kolay bir şekilde gerçekleşir bu durum.
her halükarda bir süre sonra böyle bir şeyi sevmek istemezsiniz.
benzer bir durum ergen kızlarımızda vuku buluyor bu günlerde, bilinç altlarına yerleşen manipülasyonların etkisinde nasıl biri olduğunu bilmeden yakışıklı bir adamı sevmeye başlarlar, bunun tek sebebi yakışıklı olmasıdır.
ama adamı tanıdıkça sevmek istemezler. ve bu durumdan şikayetçi olmaya başlarlar.
"neden hiç iyi erkeklerle tanışamıyorum?" sorusunun cevabı da böyle bir şeydir.
dürüst olanı cezalandırıp yalan söyleyeni yücelten, bir olay yaşandığında en kolay yolu seçen milletin geleceği kaçınılmaz noktadır zaten.
sebep yine menfaatin ön planda tutulması kısaca.
menfaatini ön planda tutan ve menfaatine göre davranan adam iki yüzlü olmaya mecburdur.
çünkü gerçekler kolay yoldan kısa vadeli menfaatlere ve mutluluklara götürmez, dürüst olmak uzun vadeli bir iştir, doğruyu söylemek kısa vadeli düşünen "günü idare eden" adam için zararlı gözükür.
dürüst insan mı istiyorsunuz? kendiniz dürüst olarak başlayın.
mesela ne kadar işinize gelmese de düşmanınızın hakkını yedirmeyin.
size haksızlık edene siz de haksızlık etmeyin, aksine onun haklarını da savunun, ona da böyle olması gerektiğini anlatmaya çalışın.
gelip buraya "dürüst insan kalmadı" demekle olmuyor hiç bir şey.
önce sen dürüst ol.
beyinde.
önce beyinde belirir, sonra fiillerle teyit edilir veya edilemez.
önce bir insanın kendi iç dünyasında bir namus tanımı yapmasıyla başlar, bunu yapan kimse için namussuz diyemezsiniz, namussuz diyebilmeniz için namusu tanımlayan başka bir kaynağa sahip olmalısınız.
yani diyebilirsiniz ki x kaynağının tanımına göre y kişisi namussuzdur.
veya yine kendiniz namusa bir tanım getirip x kişisi benim namus tanımıma göre namussuzdur diyebilirsiniz.