öyle bir inandım, masum çocuk gibi,
her şeyimle senindim nereden bağlandım.
ah nasıl inandım masum çocuk gibi,
her şeyimle senindim neden hep ben ağladım.
sensiz bir dakika, hatta saniyeler bile zor,
gittin, bitirdin bir nefeste.
sigaramın dumanı sen, ateşi ben olayım,
al beni buralardan yalnız senle kalayım.
sevimli hayalet casper daki akıllara durgunluk veren bir mantık hatası'dır. şimdi bu varlık, metafizik bir yaşam sergilediği için somut kavramdan uzaktır. yani sizin de bildiğiniz üzere duvardan geçer, kapıdan geçer vb... ama gelin görün ki insanlarla konuşabiliyor. yani metafizik bir kavramın konuşamaması lazım. inanılmaz bir tespit.
bazı insanlar gerçekten sihirlidirler. aranızdan bilmem kaçyüz kilometre, kaç yabancı, kaç aşk, kaç cümle geçmiş olursa olsun. onlar unuttuğunuz şeyleri hatırlatırlar size. sıcaktırlar... dışardan bakınca salt, kaos görünürler. içlerinde ise, saçını okşayarak uyutmak isteyeceğiniz hüzünlü bir çocuk saklıdır. asla sizin değillerdir, ama hep sizinledirler. en çok ihtiyacınız olduğu anda ortaya çıkar, ufacık bir hamleyle herşeyi yoluna koyarlar. onları sakın kaybetmeyin.
saçların lüle lüle, dönecektin eylüle, haydi git güle güle, senden bana yar olmaz.
şimdi mum yak da ara, beni sor ona buna, hiç yalvarma boşuna, senden bana yar olmaz.
gibi çok güzel sözlere sahip bir ''sinan özen'' şarkısı.
şimdiye kadar nasıl böyle bir başlık açılmamış diye şaşırdığım durumdur. ilkini ben yazayım bari...
adamın biri televizyona çıkmış ama bir daha indirememişler.
biliyorsunuz, çoğu insan bilir yani genellikle travestilerden duyarız ''ayol'' kelimesini. yalnız ortada bir mantık hatası var. sıkı durun şimdi... mesela bir travesti, bir insana ayol dediğinde o kişi ''ay'' filan olmuyor. ibretlik bir mantık hatası.
türksat daki akıllara durgunluk verecek, hay allah şimdiye kadar neden bunu düşünemedik diyeceğiniz bir mantık hatası. uydu'nun ismi türksat, yani türk sat... türk satıyor bu uydu. haydi ayaklanalım, hakkımızı arayalım. türkler satılmasın.
biraz şaşıracaksınız ama doğu tarafında daha çok kezban var. peki ben bunu nerden biliyorum, çünkü ben doğu tarafındayım ve o kadar çok kezbanla karşılaştım ki haddi hesabı yok. gördüğüm bu kadar kezban bacılarımızdan sonra düşündüm ki batı tarafında daha az kezban var. ya da doğuda bile bu kadar kezban varsa batıda daha çok var. bilemedim şimdi, kararsızım. bu kezbanların nesli tükenmeyecek mi sözlük.
eskiden televizyona bağlayarak oynadığımız oyun konsollarının, oyunlarının müzikleridir. gerçekten hipnotize eden müziklerdir. örnek vermek gerekirse ''little nemo dream master''
dün eski bir ilk okul arkadaşımdan duyduğum, ve duyduktan sonra çok güldüğüm bir söz. açılımı ''dedikodu zamanı'' imiş. arkadaşlarıyla toplandığı zaman ''haydi kızlar, gıybet time'' diyormuş. evet patenti de ona aitmiş. kutluyorum seni arkadaşım.
kemal sunal'ın ''ibo ile güllüşah'' filmindeki küçük bir hatadır. şöyle ki güllüşah ismindeki küçük kız, kemal sunal'a, yani ibo'ya film boyunca hiç ibo abi dememektedir, ibo demektedir. oldu mu şimdi, o adam senden kaç yaş büyük saygısızlık yapma güllüşah.
Şimdi bu adam a9 tv'de dini program sunuyor. Yani ağzından hiç allah, maşallah lafı eksik olmuyor. Ama programına konuk ettiği bayanlar hep açık saçık, sarışın, esmer, makyajlı fıstık gibi kızlar. Bir de kızlarla ay güzelim, canım, cicim diyerek konuşuyor. Kedi canını senin.