am'a olan aşırı talepten ötürü talep enflasyonu nedeniyle görülen psikolojik bir olay.
30'undan sonra tazeliğini kaybettiğinden ötürü gerçek değerinden alıcısını bulur.
level scaling olmasına rağmen oynanabilen oyun. bana level scaling olayı oldukça sıkıcı geliyor.
oyun bu haliyle mmorpg den ziyade saçma sapan bir şeye dönüşüyor. single player oyunlarında bile güçlendiğinizi hissediyorsunuz, buna göre bazı yaratıklara tek atarken bazı yaratıklar için kendinizi geliştirme ihtiyacı duyuyorsunuz, oyunu buna göre oynuyorsunuz.
neden güçlü yaratık 1 leveldeki adama 1 leveldeki gibi, 100 leveldeki adama 100 leveldeki gibi vursun? neden parti iki kişi olduğunda aynı yaratık iki kişinin gücüne göre vurup güçleniyor, partideki kişi arttığında da azaldığında da aynı oranda gücü artıp/azalıyor? oyun bu haliyle nasıl satabiliyor ve oyuncular nasıl oynuyor, mantığıma yatmadı açıkçası.
level scaling hiç çekici bir olay değil bence. o zaman kendimi neden geliştireyim? yani level 1'de gidip neden troll warrior öldürebilme gücüne sahip olayım ben? önce bi wormlarla başlat dimi? geliştiğimi güçlendiğimi ve aynı oranda mobların da güçlendiğini belki pve'de hissetmek istiyorum ben? bu hissiyatı ortadan neden kaldırıyorsun kardeşim? progress olayını dibine kadar hissetmek mmorpg lerin doğasında var.
yanılıyorsam düzeltin gençler. acilen bir mmorpg oynamaya ihtiyacım var.
işin ilginç tarafı ise, yök'ün yüzyüze eğitime ara vermesine, üniversitelerde dönüşümlü veya uzaktan çalışmasına izin verilmesine rağmen akademisyenlerin ve özellikle bazı üniversitedeki araştırma görevlilerinin şu korona zamanlarında imza föyleri ya da çipli-yüz tanıma sistemleri gibi çağ dışı yöntemlerle zorla okullarda tutulmasıdır.
hala ölüm oranları yüzde 2,5 falan deniliyor. profesörü bile kıt ülkenin.
hangi ölüm oranları hala kontrol altında olup yaşayanlar üzerinden veriliyor dünya üzerinde?
ölüm vakaları kapanan vakalar (closed case) istatistiği üzerinden verilir.
türkiyede ölüm vakası: 574
türkiyede iyileşen sayyısı: 1042
574/(574+1042)=0.3551 yani %35.51.
türkiyede ölüm oranı budur. öyle yüzde 2,5 olsa herkes dışarı çıkar embesil.
dünyada 100 kişiden 6'sı koronaya yakalanmış durumda. daha iki gün önce bu oran 5 idi.
koronaya yakalananların sayısı 500 bine yaklaştı ve ölenler 25 bin kişi.
illet çok hızlı yayılıyor.
fakat bu konuda bilinç cidden çok az. online/home office olarak çalışabilen şirketlerin bu sisteme geçmeleri gerekiyor. aksi halde sağlam olarak nitelendirdiğimiz genç nüfus büyük bir tehlike altında olacak.
patronlar, bu süreçte, şahsi istekleriniz ve egolarınızdan ötürü personelinizi plazadan çalıştırabilirsiniz, ama yarın bu olay kurumsal raporlara dönünce imajınızda ciddi yaralar oluşabilir.
kurumsal şirketler böyle zor zamanda belli olur. diğer şirketler ise kurumsalmış gibi görünen, para ağalarının yönettiği mega bakkaldan başka bir şey değildir.
coronavirüs salgını nedeniyle icra ve iflas takipleri 30 nisan 2020 tarihine kadar ertelenmişti. fakat bazı çakallar şu zor günlerde bile milleti yolmaya çalışıyor.
--spoiler--
Tüm icra ve iflas takiplerinin 30 Nisan’a kadar durdurulmasına kararı verilmişti. Ancak iletişim operatörü Turkcell hafta başında yasal takip işlemlerini yürüten tüm avukatlara ‘Tahsilat için müşterileri aramaya devam edin’ bilgisi verdi.
--spoiler--
sokağa çıkma yasağının bir önceki versiyonu olan "kamu görevlilerinin uzaktan çalışabilmesi"ne yönelik genelge kabul edilmiştir. büyük ihtimalle 1 hafta içinde herkesi kapsayacak şekilde sokağa çıkma yasağı uygulanacaktır.
önlem alınmaz, yaşlıları eve sokamaz ve sokağa çıkma yasağı ilan etmez isek kriz halinden çıkma zamanının türkiye için en erken 2021 yılının haziran ayları olarak düşündüğüm, salgın globak bir hastalık.
üniversitelere üç hafta tatil verilip öğrencileri sağa sola salacağınıza, 1 hafta sokağa çıkma yasağı verip, çok sayıda insanın bir arada olduğu yerleri acilen dezenfekte işlemlerini tamamlayıp, karantina süreçlerini hızlandırılsa panik manik kalmaz ortada.