dünya üzerinde çekilen elemlerin en kötüsüdür reddettiğiniz kızdan daha sonra hoşlanmaya başlamanız. saçma nedenlerden ötürü sürekli gözünüzün önüne gelmesi. modern tıp henüz çare bulamamış olsa da sanıyorum salaklığa karşı bir ilaç vardır.
uludağ'da kayak yaparken bir ineğin uzayda futbol oynarken bile aklına takılmayacak malum şeyi delice öğrenmek isteyen kullanıcının cebinden iphone çıkartıp sözlüğe girerek konu hakkındaki tüm merakını gidermesi ve sonra atraksiyonuna devam etmesi, ardından siyah bir ekran ve beliren iphone logosu ile tüm maliyet apple a fatura bile edilebilir aslında.
kesinlikle varolan kızlardır. yalnız vermek biraz kaba bir tabir olsada kızlar bir erkekle seks yapmak istiyorsa bunun bir nedene dayanmasını isterler. yani kızlar için gerekli olması gereken tek şey sebep, erkek içinse sadece müsait bir ortamdır.
kendisi azerbeycan da tuvalet temizlerken keşfedilmiş ve büyük umutlarla domalanspor forvet mevkiine transfer edilmiştir. isteneni verememesinden ötürü müzik piyasasına geçiş yapmış ve bu sektörde de elde ettiği borularla şu an memleketinde su tesisatçılığına başlamıştır.
genç mastürbatörler için ramezan ayı münasebetiyle hızla oluşturulup cd olarak piyasaya sürülmesini düşündüğüm, eğitici ve bir o kadar da öğretici proje. maksat otuzbirci bünyeleri tanıdık bir yüzle, tanıdık bir sima ile haramdan uzaklaştırıp hakka ve hakikate yönlendirmek. deli satar bu.
kaptanın yine yaşadığı maceralarından birini anlatıken sarfettiği "daha fazla soyamadım tabi zart diye verdim ağzına" cümlesiyle beni benden alan, şimdiye kadar izlediğim en iyi türk filmi.
doğuyu 20 sene içerisinde kalkındırabilecek, oldukça mantıklı bir düşüncedir. zira şu an kürt insanı milyarlarca dolarlık sulama projeleriyle uzaktan yakından ilgilenmemekte ve büyükşehirlere göç edip kapkaç ve hırsızlıkla yollarını bulmaya çalşmaktadırlar.
şu an hatırlamadığım bir dtp il başkanlığına sözde kürdistan haritası denen şeye karşılık kerkük ve musul'u da içeren bir Türkiye haritası yollayarak altına "bir gece ansızın, harita öyle değil böyle çizilir" yazıp postalayan ocaktır. bizzat bağlı olmasakta gönülden destekçileriyiz.
özellikle televole ve parelelindeki programların tv de zirve noktasına ulaştığı dönemlere denk gelmektedir. zira tv de 90-60-90 sarışın mavi gözlü bir içim su yavruyu laila da reina da izleyince tüm istanbul un öyle yaşadığını sanarak depreşen bu merak duygusuyla ilk otobüsle istanbul a gelinir. sonrasında karşılaşılan binbir zorluğun ardından aslında istanbul un taşı toprağının altın olmadığının farkına varılarak geri dönmeninde zorluğuyla kolay para kazanarak o hayatı yaşayabilmek uğruna illegal yollara başvurulur. bunlara hırsızlık, uyuşturucu, kapkaç gibi şeyler tabii ki dahil değil canım. zira türkiye de bu işleri yapanların çoğu sarı saçlı çekik ve mavi gözlü eskimolar. şimdi kimse yokluktan, açlıktan ve işsizlikten bahsetmesin milyar dolarlık yatırımlar ve sulama projelerini edirne için yapmamıştır türkiye cumhuriyeti devleti. işin en acı verici tarafı milyar dolarlık yatırımların ve cebimizden ödediğimiz her paranın boşa gitmiş olmasıdır. zira en yakın turizm acentasından bir gap turu satın alanarak inşa edilen tüm sulama alanlarını yatırımları ve hiçbir şekilde kullanılmayan boş durarak çoraklaşan arazileri görebilirsiniz.
yanlış bir tespittir. zira yakışıklı erkek yazın bu sıcağında abazalığını gidermek için dışarıda kız tavlayacağına evde klimasını açmış bilgisayar başında keyif yapıyordur, karı kız derdi yoktur.
sevgili adriana lima ise dahada bir gönülden gelir.
ekşi oy sonrası editi: kızlar anladık sizler adriana lima kadar güzel olmayabilirsiniz, hiç seni seviyorum diye haykırmış sevgilinizde olmamış olabilir ama yaratan yaratıyor yahu.
türk insanının tüm olumsuzluklar içerisinde olumlu tek birşey bulduğunda bütün negatifliği silmesi durumu. bu daha çok pollyanna veya küçük emrah filmleri ile büyümüş olan nesil için geçerli aslında bu merak. yılların vermiş olduğu bir bilinçaltı mevzuu yani. sokaktaki yaşlı teyzeler gibi farkedilen olumsuzluklara karşı "ah kim bilir ne için yapıyor aslında" tarzı bir yaklaşım bu evet. nitekim şerit çizgisi üzerinde seyrederek iki şerit ihlal eden taksicinin kuralları ve akan trafiği sikertmesi göz önünde bulundurulmayarak bunu aslında sadece ve sadece müşteri bulma çabası içerisinde görerek meşrulaştırmakta buna örnek verilebilir. neyse ki bizim şoförlerimiz zaten öyle birşey yapmıyorlar. ibneler.
