yurt dışına gidenler için kültür şokundan bahsederler genelde. ama türkiye\'de yaşıyorsanız, yurtdışından döndüğünüzde kültür şokuna uğruyorsunuz maalesef. new york metrosunu washington sokaklarını, mimarisini gördükten sonra türkiye size bırakın avrupa standartlarını sağlamayı, yaşamaya bile elverşli bir ülke olarak gelmiyor malesef ama mademki vatanınıza döndünüz şunu da söyleyeyim türkiyenin yolarına da mimarisinede vatandaşına da alışıyorsunuz zamanla hatta tekrar gittiğinizde gurbete özlem bile duyuyorsunuz.
James Walshın masumane, bir o kadar da ihtiraslı akorlarından dökülen poor misguided fooldur.
Ne zaman bütünüyle yalnızsan,
Ve hiç kimse önemsemediğinde,
Ben, orada olacağım.
Beklentilerinizi yüksek tutmadığınız takdirde gayet keyifli geçecek olan programdır. Katılmayı düşünen, yardıma ihtiyacı olan arkadaşlar mesaj kutumu gıdıklayabilir.
Ülkemden böyle yetenekler de çıkıyormuş dedirten, aynı zamanda yine ülkemin dinleyici kitlesinin kalitesi sebebiyle harcanan, şahane coverlara sahip müzik grubu. Bu arada ilk albümlerinin çıkmak üzere olduğunu bizzat kendilerinden öğrendim. Bu arada canlı dinlemek isteyenler için Ankara Cafe Classicte cuma günleri sahneleri var.
Zorunlu tanım: Trabzon spor kulübünün fanatiği olan taraftarlardır.
yani kapı kolunu bir şekilde içeri sokmanı anlarım birader ama kaldırım taşını nasıl soktun ya ? hayır, nerene soktun da turnikeden geçirebildin ?
Kendisiyle bu gün bir kahve dükkanında tanışma şerefine nail olduğum namı diyar eski solo Türk pilotudur efenim. geçtiğimiz günlerde Türk Hava Yollarıyla sözleşme imzalamış, eğitimlerine başlamış, öğrendiğim kadarıyla da airbus pilotu olmayı tercih etmiştir. Yakınlarda türk hava kurumu üniversitesinde bizler için bir seminer vereceğini müjdelemiştir. Ayrıca dünyalar tatlısı bir oğluşu vardır. Allah bağışlasın efenim. umarım kendisiyle aynı kabinde yardımcı pilotu olarak uçma şerefine nail olurum. sivil havacılık hayatında Güvenli uçuşlar dilerim kendilerine.
Ankaranın o kasvetli ve politik havası, insanları kapitalizmin köpeği haline getirmiş çalışma sistemi, çarpık kentleşmesi, saygıdan yoksun şoförleriyle çekilmez trafiği, kalabalığı. Bölgede deniz yokken, küçücük bir su birikintisinin bile bir okyanus kadar değerli olması gerekirken, derelerine kanalizasyon atıkları dökülmesi Ankara'yı yaşanılmaz bir yer haline getiriyor diye düşünebilirsiniz Fakat Ankara'yı asıl yaşanılmaz hale getiren insanları, belediyesi, iktidarı ve muhalefeti.