başlığın aslı şöyleydi ama neyse: fethullah gülen hazretleri'nin sümük-i şerifleri'ni türkiye'ye getirtmek
nüfusunun yüzde bilmem kaçı müslüman olan, bu müslümanların da önemli bir bölümünü fethullah gülen'i son halife yahut son peygamber yahut da son köktengri olarak nitelendirenlerin oluşturduğu ülkemizde gerçekleştirilmesi istenen eylemdir. kültür bakanlığı ve diyanet el ele verip bu kutlu vazifeyi tez vakitte hayata geçirirerek sümük-i şerifleri devlet töreniyle fethullah hocaefendi'nin burnundan alıp yurda getirerek yine devlet töreniyle topkapı sarayı kutsal emanetler bölümüne teslim etmelidir. getirilen kutsal emanet ramazan boyunca halkımızın dinci yobaz kesimi için sergilenmeli, sümük-i şerifleri'ni öpmelerine izin verilmelidir. büyük devlet olmanın gereği budur.
islamı tam olarak kavramış er kişinin, allah rızası için yapacağı ,islamın gereği olan bir eylemdir fakat islam halka doğru olarak anlatılmadığı, halk da islamı tam manasıyla sindirme yolunda herhangi bir çaba göstermediği için halkımız zekat ve fitresini fakire vermek gibi yanlış bir işe girişmektedir. oysa zekat ve fitrenin zengin kişiye verilmesi gerekmektedir. bir düşünün... iki kişi var.. biri zengin, diğeri fakir... yani allah birini zengin, diğerini fakir yaratmış, onlara böyle bir kader çizmiş. biz de müslüman, safkan türkleriz. allah'ı tanır, ona kulluk ederiz. şimdi durum böyleyken allah'ın para, mal, mülk verdiğine zekatımızı vermeyip de fakire vermek hiç yakışık alır mı. haşa, biz allah'dan daha mı iyi biliyoruz da paramızı, allah'ın para verdiğine değil de allah'ın para vermediğine veriyoruz. yanlış iş yapmayalım değerli mümin kardeşlerim, allah kime vermişse biz de ona verelim.
iki türk hiper kahramanını karşılaştırılıp tespit sıçmayı amaçlar. (malkoçoğlu, cüneyt arkın'ın canlandırdığı battalgazi, kara murat vb. türk hiper kahramanlarının tümünü temsil etmektedir.)
- malkoçoğlu metroseksüeldir. gögüs kıllarını tıraş eder, sonra oraları yağlar, cilalar parlatır ve iliklenmediği için göbek deliğini görmemize imkan veren feminem gömleğinin altına poposunu arasına kaçmış siyah taytını giyer. tarkan'da bu tür gaysel şeyler yoktur. o asil, safkan, delikanlı bir hun türk'tür.
zaman zaman başına börkünü geçirir, deriden yapılmış kıyafetleri aslanlar gibi taşır ve türklüğün simgesi bozkurt bıyığını gözümüze gözümüze sokar.
- malkoçoğlu dümencinin tekidir. götü zora girdi mi papaz olur, bizans prensi olur, kılıktan kılığa girer. tarkan'sa şartlar ne olursa olsun şekliyle şemaliyle oynamaz. neyse o'dur. ne başka biri olur, ne de olmaya çalışır.
-ikisi de tek takılmayı sevse de zaman zaman yanlarında yardımcı savaşçılar yer alır. malkoçoğlu'nun yanında adları zıp zıp, zır zop, ibibik olan yardımcı elemanlar bulunurken tarkan'ın yanındakilerin isimleri bile heybetlidir.
- düşmanları tarkan'a 'hey türk' diye seslenirken, malkoçoğlu'na 'battalgazi'nin oğlu, ibişin eniştesi' gibi
aşağılayıcı şekilde seslenirler.
-tarkan pek gülmez. en fazla bıyık altından gülümser o kadar. malkoçoğlu ise melih gökçek gibi sürekli sırıtır da sırıtır.
-malkoçoğlu iki kılıç darbesi alınca '' artık benden size hayır gelmez'', ''öldüm, bittim ben'' diye hayıflanır. tarkan ise yaralanınca '' atın beni yanar dağın içine sabaha bişeyim kalmaz. sabah da gelin alın '' der. hiç bir zaman, malkoçoğlu gibi kolay pes etmez.
-tarkan, kurt başlı kılıcı, yanından hiç ayırmadığı kurt başlı kurt köpeği ile ben türk'üm diye bas bas bağırırken malkoçoğlun'da bunlara benzer türklük alametlerini göremezsiniz.
- malkoçoğlu islam için çarpışır, allah kelamını dilinden düşürmezken tarkan islamlaşmamış olduğundan, damarlarındaki kanın değerini bilir, ümmetçi bir amacı olmaksızın türklük için çarpışır, gücünü köktengri'sinden alır.
-malkoçoğlu için bizans'dan başka düşman yoktur. varsa yoksa bizans'dır. ama tarkan öyle midir? bi bakarsınız vikinglerle kapışır bi bakarsınız çinlilerle. yani malkoçoğlu yerel, tarkan global düşünür.
şu ekonomik krizde sıkıntılı günler geçiren ve kendisine bir çıkış yolu arayan kağıt mendil üreticilerinin en büyük arzusu olsa gerek. gerçekleşmesi durumunda kağıt mendil sektörüne büyük hareketlilik getireceği kesindir. ürünün emiciliği ve dayanıklılığı hususunda tüketicinin kafasında en ufak bir soru işareti oluşmaz. zira, allah'ın sevgili kulu olan hocaefendi'mizin ırmaklar gibi akan göz yaşlarına karşı 'bana mısın' demeyen bir ürüne, sıradan bir insanın sıradan göz yaşları ne yapabilir ki? tüketici bunu bilir, ürüne sonsuz güven duyar. ayrıca hocaefendi'mizin reklamlarda yer almasıyla hepimiz o ürünün gönüllü elçileri olur, bir misyoner edasıyla çalışır, ürünün her eve, her evin her bir bireyinin her bir cebine birer adet girmesi için can-ı gönülden çalışırız.*
(bkz: fethullah gülen in göz yaşlarını tarımsal sulamada kullanmak)
saatler 00.00'ı göstermeden az önce açtığı başlığın, saatlerin 00.00'ı göstermesiyle bir anda geçmiş güne sarkmasına üzülmüş yazarın, açtığı başlığı, yeni günün sol framesinde görme arzusunu anlatan cümle. bu masum isteğinde son derece haklıdır yazar. zira bilin bilir, zordur azizim binbir zahmetle açılmış bir başlığın ufak bir zamanlama hatasıyla bir önceki güne sarkmasına şahit olmak. üzerinize mutsuzluk çöker ve bir anda kaderin sillesini yemiş gariban ömercik yahut da ''yine mi gol değil. yine mi atamadım golü'' diyen ofsayt osman karakterine bürünürsünüz. ağlamaklı bir ruh halinde, başlığınıza bir ileti girilmesi için beklersiniz. dakikalarca... belki de saatlerce beklersiniz. biri gelsin de açtığınız başlığa ileti girsin diye umut dolu gözle bakarsınız karşınızda duran mönitöre. ama cıks... kimse gelmez. kimse ileti girmez sizin çocuğunuz gibi gördüğünüz güzelim başlığınıza. işte o an, eşe dosta ricada bulunur, gece 12 den sonra başlığıma entry gir dersiniz. ilk etapta olumlu yanıt veren dost gelir, başlığı okur ve '' bu ne olm zik gibi başlık'' der, bir boş bkz dahi vermeden çeker gider. neye uğradığınıza şaşırırsınız. bir telaşla arkasından seslenirsiniz dostunuzun ''bari bi siktir git dedirten laflara bkz verseydin'' dersiniz ve dediğinizle kalırsınız. sözde dostunuz hiç oralı bile olmaz. böylece dost bildiğinizden de bir tekme yemiş olur, başlığınız gibi siz de zik gibi kalıverirsiniz oracıkta.
sabri'yi futbolun ilahı, sabri'nin saçını da tanrı'nın saçı kabul eden öğrencilerin, sabri sarıoğlu futbol okulu'ndan mezun olduktan sonra uğrayacakları durak.
tengricilik'e sonradan dahil olmuş ve her türkçü için farz kılınmış bir ritüeldir. ritüel gerçekleştirilmeden önce; köktengri'ye niyet edilir* ve kafa bir milyon olana dek kımız* içilir. daha sonra, köktengri'ye iman etmiş türkçü birey, hacı olmak için ziyarette bulunduğu orhun anıtları çevresinde at üzerinde dokuz tur atar. her turda sadağında taşıdığı dokuz oktan birisini gezler ve bir milyon olmuş kafasında *rastgele belirlediği bir hedefe bu oku oklar. birey, bu işlemi dokuz kez gerçekleştirerek hacı olur ve köktengri tarafından kendisine vaadolunmuş uçmağa bir adım daha yaklaşır.
Büyük Türk Milleti senin bayramın.
Haydi 3 Mayıs, Türkçüler Turancılar elele,
Dilde birlik, işte birlik, fikirde birlik,
Sağlanırsa o zaman kurulur dirlik,
Yürü yiğit yürü bugün senin günündür,
Bugün düğün günün, bayram günündür,
3 Mayıs Türkçünün düğün günüdür,
Haydi 3 Mayıs, Türkçüler Turancılar elele,
Büyük Türk Milleti senin bayramın.
edit:
--spoiler--
Hoşlanmayanlar onu benimsemesin. Yalnız kendilerine benzeyenler, yani Türke benzemeyenler onu yadırgamasın. Biz 3 Mayıs'ı sevmekte devam edeceğiz.
--spoiler--
bir tatlı gülümsemeye, bir çift güzel göze kanıp yan masadaki hatuna potansiyel sevgili muamelesi yapma halidir. gülümsemesiyle içiniz ısınır,erirsiniz. eriyip ona doğru akmayı düşlersiniz. ilk göz göze gelişinizde ise bir irkilme olur bünyede. yoksa, yoksa hoşlandı mı dersiniz. bir umut ışığı belirir içinizde. hoşlandığını varsayıp kısa kısa kesik atmaya devam edersiniz kıza. an gelir, hatunun sevgilisi yaklaşır ve bir öpücük kondurur sizin kesiştiğiniz hatunun yanağına. işte burada şarteller atar, elektrikler kesilir. gecenin sonunda yan masadan babayı almışsınızdır. boynunuzu büker, vahşi batının yalnız kovboyu misali eve çufçuflarsınız bi başınıza.**
varlığı, harun yahya felsefi ilen ilmi araştırmalar vakfı tarafınca kamuoyuna duyurulmuş görüştür.vakıf başkanı ultra ordinaryüs profesör harun yahya'nın açıklamalarından anlaşıldığı kadarıyla satanist faşist estetik anlayışı; kin, nefret, kan, şiddet, pislik gibi öcü şeylerden beslenen faşizm ilen satanizmin güçlerini birleştirmesinden doğmuş ve dünyaya hızla yayılmaktaymış.
faşizm: olum.kan diyorum, şiddet diyorum, nefret diyorum..
satanizm: abi ne diyosun ya..allah mı söyletiyor nedir
faşizm: karı diyorum, kız diyorum, gül kokulu hatun diyorum
satanizm: of anam of. abi hele bi dur da anlat. nası olacak bu
faşizm: güçlerimizi birleştiricez olm, güçlerimizi
satanizm: abi kral fikir ya.. dünyanın mına koycaz desene
faşizm: tabi olm ne sandın. satanist faşist estetik anlayışı bu... peh peh peh
deniz feneri gibi basit bir konu yüzünden madam doğan'la arayı açmış olan davos fatihi mösyö erdoğan'ın, bir zamanlar şirketlerine el koyduğu, ağır hücumlarda bulunduğu mehmet emin karamehmet'in çıkurovasıyla başladığı gönül* ilişkisi. fısıltı gazetesinin haberine göre cicim aylarını yaşayan mutlu çift karşılıklı jest ve hediyelerle eski günlerden kalma kırgınlıkları unutturmaya çalışmaktaymış. mösyö erdoğan'ın bizzat kaleme aldığı ve ucu yanmış bir zarf içinde gönderdiği ''zırhlı araç ihalesi senindir iki gözüm'' notu, matmazel çukurova tarafından büyük memnuniyetle karşılanmış. mösyö tayyip'e hala aşık olduğu her halinden anlaşılan madam doğan ise çiftin bu yakınlaşmasına acayip içerlemiş, her gece özelden mösyö tayyip'i arıyor ve cengiz kurtoğlu'nun resmini öptüm de yattım isimli parçasını dinletiyormuş.
sözlük içi toplumsal faaliyetlerin en çok gözlemlenenlerinden biri.sözlükten hatun kaldırma arzusunda olup da bir türlü bu kutlu dileğine ulaşamayan bünyelerin ''bir umut'' deyip dahil oldukları olaydır. önce yeni yazar olmuş şahıs gözlemlenir. gözlem rumuzdan başlar ve bayan olduğundan şüphelenilen şahsın iletilerini takip etmeye kadar devam eder.yeni yazarın, bayan olduğuna dair yeteri kadar istihbarat sağlandıktan sonra bir telaş, bir heycan kaplar abhazan bünyeyi ve ruhu, yeni yazarın rumuz altına ilk iletiyi girmek ve ona en tatlı, en sıcak hoşgeldini demek adına. alel acele yazılır ilk ileti:x nesil yazar.hoşgelmiş...sonuna da yavşak bir gülümseme eklenir.*
kürt olmadığı halde kürtçülük yapan insanımsıları tanımlamakta kullanılan ifade. bunlar genelde kuzu postuna bürünmüş kurt misali aydın postuna bürünmüş takiyeci organizmalardır. az çok bir statüleri, gazetelerde köşeleri, kendilerine aldanmış taraftarları olan bu güruhu içimizdeki sinsi şeytanlar olarak tanımlamak da mümkündür.
bir hüseyin nihal atsız özdeyişi. dünyadaki sorunların nedenine açıklık getirmek adına yapılmış en güzel tespitlerden biri olsa gerek.
--spoiler--
dünya binbir türlü süt emmiş insanlarla doludur. ayrıca her insan az veya çok inek sütü içmiştir. demek ki her insanın bir anası bir de inekten sütanası var.tabi her ineğin bir de öküz kardeşi olur. Şu halde her insanın da bir öküz dayısı vardır. insanların neden zeka ve insanlık dışında hareket ettikleri anlaşılıyor değil mi? her insan bir öküzün yeğenidir. oğlan dayıya kız halaya çeker derler. herhalde bazı insanlar süt dayılarına daha fazla çekiyorlar. bundan da cihanın huzursuzluğu doğuyor.
--spoiler--
türklerce kutsal kabul edilen, cennete açılan kapı olarak görülen, uygurcası tengri tagh olan dağ. inanılır ki; kahramanlar ya da uçmağa gitmeye hak kazananlar bu dağa çıkar ve burdan kendilerine müjdelenmiş olan uçmağa ulaşırlar.kutsiyeti büyük olan bu dağın adına nice mısralar, şiirler yazılmıştır. hüseyin nihal atsız'ın yazdığı şu iki mısra belki de en güzelidir:
sen gurbette kalırsan ben ölürsem ne çıkar
ruhlarımız buluşur tanrı dağı'nda..
türban fetişisti tamlamasıyla ihl sözlük içerisinde bol bol görebileceğiniz takıntılı insanlardır. ***
--spoiler--
ahir zaman fitnesidir. kapanmaya karar veren kardeşlerimiz o kadar renkli ve dikkat çekici ipek eşarpları kullanıyorlar ki yolda kim görse dikkatini çekiyor. bir de erkekler o kadar açık kadın gördüklerinden türban takanlar onlara daha ilgi çekici geliyor. çok arkadaşımdan duymuşumdur, "türbansız hali nasıl olur " diye. bu söz bile çok manidardır. esas olan siyah renkte olanı diyeceksiniz o zaman da kapalı kardeşlerimizden dayak yiyeceksiniz. acı ama gerçek. erkeklerin dikkatini çekmemesi gereken türban altına giyilen rengarenk dar kesim elbiseyle hepten feci hal alır. sokaklarda adam gibi kapanan türbanlı kardeşlerimiz oran olarak maalesef yüzde on. fitnelerle yaşamaya devam edeceğiz.
--spoiler--
şeytanın en fiyakalı arkadaşı olup tengri ile arayı fena halde bozmuş kul için dizayn edilmiş cehennem.az günah işleyip ekonomik cehennemde odun ateşiyle yanan kulların aksine burdaki kullar teknolojinin her türlü nimetinden faydalanıp lazer ışınları ile yanmaktadır.
(bkz: tengri'nin adaletsiz olması)
(bkz: cehennem burjuvazisi)
mayıs 1944 den değil,mayıs 1954'den bu yana türklük ve türkçülük ülküsünün ideolojik lideri nihal atsız'ın isteği doğrultusunda türkçülük bayramı olarak kutlanılan gündür.
farklılıkarı yaşatmak için her toplumun benimsemesi gerektiğini öngördüğüm düşünce.efendim,madem farklılık güzellik demek o halde her toplum kendi farklılığına sahip çıkacak, ırkçı bir duruş sergileyecekki bu güzellikler dünya üzerinde daimi olsun.
kürt böreğinden sonra sıranın kendisine geleceğini ve ahali tarafından hücumlara maruz kalacağını düşündüğüm börek.kendisini ahalinin önüne atıyorum.
(bkz: vurun kahpeye)
(bkz: laz böreğini ispiyonlamak)
kadınla erkeğin, oda sıcaklığında (aşırı soğuk büzüşmeye,aşırı sıcak fazla ter kaybına neden olur) tepkimeye girmesidir.tepkimeye katalizör yani kondom ya da gebelik önleyici çeşitli ilaçlar eklenmediği sürece ve gök tengri de yardım ettiği sürece tepkimenin ürünü çocuktur.