kendinizi küçük nazif'in yerine koyun, seni kaçırıyorlar, teyzeni kaçırıyorlar, iki dayın ve deden devamlı hapishanede, biri giriyor biri çıkıyor, bazen hepsi içerde, dalyarak bir baban var, her gün kötü haber, her gün haksızlık. bu çocukta psikoloji mi kalır, bu çocukla empati kuran izleyici çocukların da ruh sağlığı etkilenir, rtük görmüyor mu bunları? kaldırılsın, siktirsin gitsin bu dizi.
çocuğumun kaydını sildirdiğimde hediye ettikleri ipad'i geri isteyen üniversite, verilen hediyeyi geri isteyen için istediğiniz kelimeyi kullanabilirsiniz, yarı burslu öğrencilerden yılda 8-10 bin lira ücret alıyorsunuz, ikinci el bir ipad'a göz dikiyorsunuz, ayıp. iade ettiğimiz ipad'i birde şarja takıp sağlamlığını kontrol etmeleri vardı ki tam trajikomik bir durumdu. kısacası tavsiye etmiyorum, gitmeyin, kimseyi göndermeyin. http://www.kampushaber.or...itimi-verildi-159957.html
bu servise verdiğim nokia n-8 telefonun ana kartı değiştirildi ve 30 işgününü geçerek tarafıma teslim edildi (bu vaktinde yetiştirilememe kısmı o kadar önemli değil) cihazı incelerken kasa üzerindeki kamera deklanşör tuşunun çalışmadığını, simkartın yuvasına rahatça girip çıkmadığını görünce ana kartı kasaya doğru düzgün monte edemediklerini anladım (cihazı sitelerinden sorgularken "cihazınız testlerden başarıyla geçmiştir" diyorlardı, neyse, bu kısım da önemli değil) telefonu tekrar kendilerine götürüp arıza formu doldurup, bana potansiyel düşman gözüyle bakan kabul görevlisi bayana cihazı ne zaman alabileceğimi sorduğumda "20 günden önce arama bile" cevabını aldım. bu nasıl bir zihniyettir? bir telefonun içini açıp kapamak nasıl 20 gün sürer, servis formu doldurmaya gittiğim kabul görevlisi bayan, müşteri olarak gittiğim ve arkadaşlarıyla muhabbetini kestiğim için mi bana düşmanmışım gibi davranır. neticede beş para etmez bir servis, müşteri memnuniyeti umurlarında değil ve hazır gelen ana kartı telefona yerleştiremeyecek kadar beceriksizler, mümkün olduğunca uzak durun.
galatasaray'ın son derbi ve son lig maçında olduğu gibi son kupa maçında da yenilip stadın yıkılmasını bedavaya getireceğini umduğum maç. elimde iki adet yeni açık üst biletim var, oğlumla gideceğim ve bol bol fotoğraf çekeceğim.
ben her gece sen uyurken dalga olup vuruyorum sahillere,
rüzgar olup esiyorum sensizliğe,
yüreğim geliyor üzerini örtmeye,
canımın içi bensizken üşümesin diye.
neden tv'ye çıkan insanlar kendilerini 70 milyon kişinin izlediğini sanırlar?
neden bir dünya haritası gördüğümüzde hemen türkiye'yi ararız?
neden filmlerdeki çatlak profesörler dünyayı ele geçirmeye kalkışırlarda çatlak doçentler kalkışmaz?
neden kapalı dükkanlara "on dakika sonra geliyorum" yazarlar, adamın ne zaman gittiğini nereden bileceğiz?
neden bozulan bir otobüsün yolcuları bizim otobüse bindiğinde onlara mülteci gözüyle bakarız?