duyuru kısmına mı yazmam gerekliydi bilemedim ama insan gerçekten hayret ediyor.
çin'de 19 yaşındaki bir kız, internetten bir mesaj yayınlayarak tatil masraflarını karşılayacak erkeklerle tüm geceye birlikte yaşayacağını duyurdu.
çinli 19 yaşındaki ju peng, internet üzerinden bir mesaj yayınlayarak kendisine tatil masraflarını karşılayacak erkeklerin eşlik etmesini istedi.
bitlis in koyunlu köyüne kafalarına göre baskın yapıp rastgele kimlik soran askerlerdir. Neyse ki gençler bilinçli de hadlerini bildirip kovuyorlar köyden, helal olsun.
vicdanî ret (vr), bir bireyin politik görüşleri, ahlaki değerleri veya dinsel inançları doğrultusunda zorunlu askerliği reddetmesidir. vicdani retçiler kendilerini antimilitarist ya da pasifist olarak tanımlayabilmektedirler.
en çok karşılaşılan ret sebepleri şunlardır:
düşman olsa bile insan öldürmeyi ahlaki bulmamak,
hiyerarşik ve statüsel yapılandırmalarda yer almayı ahlâki bulmamak,
güncel sorunlardan dolayı o ülkenin silahlı birliğinde bulunmayı ideolojik ve dini inanca aykırı bulmak. (bkz: vikipedi)
bir de bunların üstüne kendi koltukları uğruna hiç çekinmeden askerleri savaşa sürüp, üstüne ben de şehit olmak istiyorum diyerek halkla dalga geçen bakanın riyakarlığını gören bizler, oğlunun şehit cenazesinde milletvekillerinin oğlu savaşa gitsin diyen halkın,
savaşların tüm acısını çeken ezilen halkın çektiklerini gören bizler
vatan millet aşkını körükleyen medya, siyasi aktörler, din, eğitim kurumları vb. gibi unsurların aslında iktidar emeli taşıdıkları bilmemize rağmen neden hala türkiye'de vicdani redde çok uzağız. bu kadar olağan bir durum neden bu kadar sonsuz uzaklıkta. 20 bin tl verenle veremeyip askere gideni ortak paydada buluşturan şey askerlik isteğiyse (istemeyen-istemeye mecbur bırakılan) neden hala askerliğin gerekliliğini savunuyoruz. devlete benim param yok ama askerlik yapmak istemiyorum suçum param olmadığı için askerlik yapmak mı diye bir sille atamıyor muyuz, atamayacak mıyız? hiç kimse ben bu vatan için ölürüm demesin. eğer ölürüm diyorsanız bedellinin 1000 tl olduğunu düşünün.
Fenerbahçe'nin maskara oyuncusudur. yatcaz kalkcaz dan sonra yine özenti bi videoyla kendini rezil etmiştir. mahallenin dikkat çekmeye çalışan yaramaz çocuğu gibi habire bi şeylerle gündeme gelmek için yırtınıyor. biz yapsak görgüsüz derler.
duyguların en çaresizi hatta en acımasızı diyebileceğimiz fena bir histir. Ayrılıkların biraz da toplumsal etkilerinden biridir belki de. şöyle bir çevrenize baktığınız zaman mutlaka şahit olmuşsunuzdur, 6 senelik hatta 10 senelik ilişkilerin bile hemencecik basit bi sebepten ötürü bittiğine. bunları görüp "ulan kaç yıllık ilişki bitmiş bizimki nasıl dayansın" korkusuna kapılmamak elde değil. eğer biraz da benim gibi duygusalsanız bu korkudan kaçamazsınız. lanet bi duygudur.
Çok pis uykunun geldiği esnada Uyumak için yatılan yatakta uyumaya çalışıp saatlerce debelenerek uykuyu arama ve nihayetinde uyuyamama durumudur. Böyle bir hastalık varsa ve bilen mesaj atmıyorsa bizden değildir.
evrene sormak istediğim sorudur. şimdi savaş mevzuları kafamızı bi hayli meşgul ederken elinde sigarası ile sakallı, uzun saçlı, her daim anlatacak hikayesi olan gizemli abi edasıyla mandıra filozofu kesilen ben soruyorum ışid bitince dünyaya barış gelecek mi? bebekler, çocuklar, analar, babalar ağlamayacak mı? ee neden herkes dünyadaki tek sorun ışidmiş gibi davranıyor. adam düğün yapacak ama filmin bitmesini beklercesine savaşın finaline bırakıyor gerdegi. yeryüzünde insanlığa ufacık bir inancım yok artık.
içindeki ırkçı ruhu yansıtma(kendinden uzaklaştırma), başka nedene bağlama ve değilim gibi gözükme psikolojisiyle söylenen temize çıkarma, aklanma sözü. ırkçısın işte amına koyayım daha ne süslü cümlelerle estetize etmeye çalışıyorsun.
tıpkı az önce kullandığım cinsiyetçi küfür gibi. cinsiyetcilik yapmış gibi olmasın ama cimsiyetcilik yapanların da amina koyayim.
Düğünde davullar zurnalar eşliğinde halay çekenlerin arasından hızlıca geçmek durumunda kalan kızdır. ayağındaki 10 cm lik topukluyla biraz da gülünç duruma düşerler. ay canım ya yerim.
istenilen bir durumda ilahi gücün kişinin düşündüğü emeli gerçekleştirme biçiminin 'sopasız' oluşundan ötürü kullanılan "allahın sopası yok ki" deyiminde temsil edilen şeyin aslında zannedildiği gibi sopa olmadığı,onun yerine bir şekilde meydana gelen, genelde hak edilen cürmün halihazırda bir sopa niteliğini taşıdığı ve ilahi gücün somut olarak bir cisme sahip olmadığının yanılgısıdır.
yani kısaca allah ın gerçekte sopasının olmaması, cidden sopasının olmadığı anlamına gelmez. biz ona sopası yok deriz ama hakkaniyetle meydana gelen o ceza, nihayetinde bir sopadır yalnız temsili bir sopadır.
Şehirler arası otobüs yolculuklarında sık karşılaştığımız durumdur. biri osurdugu zaman muavin yangın sensörü gibi alarm verip hemen iki defa fıs fıs yapar ve yolcuların durumu çakmasını engeller fakat siz bunu hemen anlarsınız.
Bayramı eğlenceli hale getirmek için yapılacak ya da hiç yeltenilmeyecek şeylerdir. misal ben Küçükken bayram namazına diye
köşebaşında bekleyip herkes camiden
çıkınca kalabalığın arasına dalıp
onlardanmış gibi yapmıştım. eve dönünce babam ben seni camide görmedim deyince nasılsa o ön saflarda kılıyor diye arka bölümdeydim deyip yırtmıştım.