Yıllar sonra insanlar bu yurtlara baktığında, diyecekler ki; insanlar burada istekleri doğrultusunda mı kalmış? Cevabı, tabiki hayır.
Genel çoğunluğu ekonomik durumu kötü olan insanlardan oluşan, anlamadığım bir şekilde Türkiye’nin bütün pislik insanlarının bir araya toplandığı yurt çeşidi.
Size tavsiyem kalmayın. Gidin sokakta bankta uyuyun, çadırda kalın burada kalmayın. Allah belalarını versin. Bağırıp çağırıyorlar şuraya 10 tane yurt yaptık diye. 4 tane adamı aynı odaya koyuyorsunuz. Neyse çok sinirliyim.
Sayısız film izledim. Çok fazla sevdiğim film oldu. Sayısız kere izlesem de sıkılmayacağım filmler oldu. Ama bu film; ölmeden önce bir film izleme hakkım olsa, izleyeceğim filmdir.
Okula gittiğin günlerin azalması. Başta harika gibi duruyor, ama sonralara doğru kabak tadı veriyor.
Sonuçta öğrencinin tek işi okumak, sen de bunu yapmayınca, saçma sapan şeylerle ilgilenmeye başlıyorsun.
Milleti dinlemeyin, en güzel yıllarınız üniversite yıllarınız olacak diye bir şey yok. Gidersiniz adam gibi çalışırsınız, kral bi işiniz olur. Her seneniz birbirinizden güzel olur.
Öyle boş yaşayan insanlara aldırmayın. Bir an önce çalışıp bitirin okulunuzu.
Jack o kadar kötü durumda ki, sadece adaya fiziken değil, ruhen de dönmek istiyor.
Tamamıyla depresif bir adam, adadaki o dostluklara, aşık olduğu kadına geri dönmek istiyor. Ada hayatına o kadar alışmış ki, geri dönmek için sürekli uçaklara binen bi adam.
Sanırım biz de öyleyiz, hepimiz değil miyiz, nerde o eski bayramlar diyen, ah be eski günlerim diyen. işte bunun için;
Bu sabah aynaya bakınca farkettim. Yıllardır kendimi kandırıyormuşum.
Sivilce izleri için sirke kullanıyordum. Sirkeyi sürdükten sonra, anlık bi bütün hayatı gözden geçirme yaptım. Meğersem ben bildiğin çirkinmişim. O izler geçse de çirkin kalacağım.
Sonunda bu gerçeği kendime kabullendirdiğim için mutluyum. Egomla hala bi savaş var tabi. Ama onu yendiğim de bambaşka bi hayatın kapıları açılacak.
1978 yılında izlesem belki korkabilirdim. Ama 2018 yılında evde, laptoptan izleyince, beyaz maskeli bi adamın, camın önünde bi var olup, bir yok olması pek de korkutucu olmuyor.
Yapmayın lan. Tarihe uymayın. Hadi dönsün tekrar. Taze bitti. Acım çok taze.
O kadar aciz durumdaydım ki. Gannicus çarmıha gerilince. Böyle ellerini çekip, bütün kolu yırtarak tekrar savaşmaya devam eder sandım. Olmadı...
Kaldıramıyorum ya. Andy'den sonra bırakmıştım diziyi. Tekrar bi şans vereyim dedim yeni adama. Tabiki andy olsa daha iyi olurdu ama bu adam da çok güzel taşıdı. O liderliği gösterdi.
Bilmiyorum şimdi ne yapacağım.
Ya ne bileyim aslında ölmemiş olsun, kavak yelleri efe gibi geri dönsün. Başlatmayın lan tarihinize. Neyse çok duygusalım şu sözle bitirmek istiyorum: " roma bi gün yıkılacak, ama senin adın hep hatırlanacak".
"dikkat yoğun öfkeyle yazılmış bir entrydir. Biraz da terli..."
Girişten de anladığınız üzere benim için kışın alacağı düellodur.
Deniz kenarı bi yerde büyüdüm. Deniz benim için çok basit bi eylemdi. Hani denize gidelim gibi bi özel aktivite yapmazdık. Bu yüzden benim için, "yazın denize gidiyoruz abi" geçerliliği yok.
60 kilo adamım, kışın üstüne bi ton şey giyince çok fark edilmiyor. Ama yazın kılıç balığı gibi geziyorum ortalıkta.
Uyku, insanın en önemli ihtiyaçlarından biri. Yazın olmuyor. Hele ağustosta hiç olmuyor. Ama kışın o yorganın altında uyumak gibisi var mı ya...
Benim için bu 3 faktör önemli. Sanırım yaz gelsin diye istememin tek nedeni, okulun bitip tatilin başlaması.
Sanırım, ne kadar zor alışıyorsan, o kadar zor vazgeçiyorsun.
Alıştığım ev, alıştığım telefon, alıştığım yatak, alıştığım gözlük... Böyle gider bu. Herhangi bir alışkanlık olması yeter, o kadar zorlanıyorum ki onu bırakırken.
Üniversiteye gelmeden önce, üniversite öğrencilerinin sırf dikkat çekmek için bu olguyu abarttığını düşünürdüm. Alt tarafı birkaç yazılı sınava giriyorsun o kadar.
Geldikten sonra fikrim çok değişmedi, hala abarttıklarını düşünüyorum. Ama yüksek kredili bir dersten kaldığınızda da, bütün bi senenin gideceğini de unutmayın.
Ne bileyim, belki de o kadar abartmıyorlardır ha...
Hiç yapmadım ama bir gün yapmak istiyorum. Filmlerde en özendiğim sahnelerden biridir, diğeri de sabah kalkıp aç karnına yatağa oturup, dışarıyı izlerken sigara içmek.
Genelde kendine duyulan öfkenin dışa vurumdur, çünkü kendimizi görebildiğimiz tek yer aynadır. Bu fiziksel görüntü ile de olabilir, daha önce yaptığı kötü şeylerle de alakalı.
Oğlum ne kadar cahil, cühela var. Biri demiş en güzel orgazmınızın bin katı, biri demiş, bir rüya ağıt için filminde geçiyor.
Kardeşim oralarda geçen uyuşturucunun adı eroin. Genelde kaybedecek hiçbir şeyi olmayan, müptezel insanların kullandığı uyuşturucu.
Kokain, bir uyarıcıdır. Ve kullanan adamlar öyle, senin benim gibi sıradan adamlar değildir. Hollywood dünyası, mafyanın üst düzey adamları. Bi gez dolaş bakalım, sokakta kokain bulabilir misin?
Açıkçası bir şeylere konsantre olmanızı zorlaştıran yegane şey.
Bu hayatta hedefiniz yoksa, kendinizi zorlayarak yaptığınız her şey boş gelir. Okula gitmek, spora gitmek, ders çalışmak, işe gitmek, hatta yemek yemek bile var. Sadece ölmemek için yersiniz.
Aslında bu tür adamlar intihar edebilirse iyi olur. Ama edemezlerse, böyle mal gibi yaşamak zorunda kalırlar.
Ya şu adamı eleştirenleri anlamıyorum. Bence hepsi salona başlarken, " abi Tyler durden kadar olsam yeter" deyip olamadılar.
Oyunculuğunu eleştirmek nasıl bi durumun onu da çözemedim. Adam sinema tarihinin en bomba karakterlerinden birini oynamış.
Valla keşke kız olsam dediğim bi adam. Yaş da kemale erdi. Şöyle son bi efsane bekliyorum kendisinden, sanırım kendisi her rolü oynamak istediğini söylemişti. Brad pitt'i marlon gibi bi mafya babası karakterinde görmek isterim.
40 Sene önce buraya bir adam indi.Elinde bir bavul cebinde bir bıçak o kadar.. Tek başınaydı, koca dünya kulağına yapamazsın diyordu, ona buradan giremezsin dediler, girdi.Ona burada kalamazsın dediler kaldı.Ona sen köyden bir fukarasın, sen tek başına bu halinle bu koca dünyanın tepesine mi çıkıcaksın? yapamazsın dediler, yaptı.