son zamanlarda duyduğum en kapak söz, aniden muhatabınıza söyleyin ve bekleyin, ortalık buz kesicek ve saliseler içerisinde fiziki bir kavgaya dönmediği sürece arka planda Smoke Weed Everyday çalarak yürüyeceksiniz.
ben de 2014 2015 yıllarına dair bir saplantı olduğunu fark etmiş olduğum gerçeğidir
yıllar değişmiş olabilir ama belli bir yıl bok gibi geçti, işte bu yıl güzel geçti diye bir algı yaratıyoruz efendim. ben o zamanlar lise 3 lise 4 te idim. haliyle sigara içmiyordum, insanlar üniversiteye nispeten daha samimi idi. ama 15 ekim yani bugünün aynısı 2014 ve 2015 te de var idi. neden bu görmezden geliniyor. aslında tarihleri ya da olay ve olguları kötü yapan ihtiva ettiği olaylar değil, onlara getirdiğimiz yorumlardır. dıbına koyim 2 sene geçmiş, bu kadar saçma salak özlersem 20 sene sonra kafayı yerim. bu yüzden belli bir miktar nerden geldiğini unutmama adına özlenebilir. ama ilerde de 2017 yi özlemek falan da var bu boklu değneğin diğer ucunda. sonradan özleyeceğime şu anda anı yaşarım, o zamanlar geçmişi de özlemiyordum. çünkü anı yaşıyordum. dolu dolu ve korkusuzca. Zaman öldürülmez arkadaşlar, yaşanır. Unutmayın bunu .
karınca kararınca arkadaş meclislerinde çoğu kez konuştuk bunu,
Uçurtma avcısını okuyanlar bilir, her zaman daha iyi bir insan olmak mümkün der Rahim Han
Benim hayatımın miladı ise 7 şubattır efendim. çünkü 7 şubatta önemli kararlar aldım kendimce ve yakın arkadaşımla.
Daha vasıflı ve sınırlarını aşabilen, Nietzsche nin tabiriyle üst insana ulaşmaya çabalayan insanlar olmak istedik.
bende bu kılamsal olguyu yaratan şey de Jack Londoın ın Martin Eden adlı kitabı oldu, yani hayatımı değiştirdi diyebilirim,
o gün kısacası adam olmaya karar verdim,
Tıp okuyorum ve derslerimin gidişatı iyiyi göstermiyordu, hayatımı ekseriyetle bir plana soktum, bu makineleştirme değil de daha sakince bir yaşama hazırlık oldu. her gün ders çalışır, bağlama çalar, spora gider ve kitap okur oldum,
hani der ya ataol behramoğlu, kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına, dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı diye: aynen öyle. BUgün 15 ekim 2017. bugün bir daha gelmeyecek arkadaşlar. zamanla birlikte götürebileceğimiz tek şey kendimize yaptığımız yatırımlardır. ve bununla birlikte zamanın vurduğu kırbaçları nasıl güle çevirebileceğimizi öğrenme meziyetidir.
Sarıldın mı sımsıkı sarılacaksın arkadaşına
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle ve tüm tutkunla gireceksin
ve bir kez uzandın mı bir kez o sımsıcak kumlara
Bir yaprak tanesi gibi, bir kum gibi, bir taş gibi dinleneceksin
Aynen öyle!
Evet, kötüdür. Çok pistir, öcüdür de. Bundan çıkarmanız gerekn sonuç sabah akşam sevişin değil sevgili anadolu çomarları. Sadece karşı cinsi insan olarak görmeniz ve cinsel kimliğinizi bir yana bırakabilmeniz. Bu baskılanmışlık da en çok dinsel öğretiler sebebiyle kendini belli bir yaşa kadar kısıtlamış dindar görünümlü şahinler de ortaya çıkıyor. Sevgili bulunca abuk subuk hareketler, ne bileyim olup olmadık yerde yiyişmeler, ayarı olmayan hareketler. Velhasıl kelam insan olun insan.
Yazıma güncel olaylardan çıkarak bir giriş yapmak istiyorum.
Son günlerde malumunuz birçok yerden ölüm haberleri geliyor. Kuşkusuz buna herkes üzülüyor. 'Kes' aslında kişi demektir. Birey demektir. insan demektir. Eğer üzülmüyorsa her'kes' kelimesine müdahil değildir. Lakin insanlar ne uğruna ölüyor bunu sorgulamak lazım.
Milletvekilleri rahat ceylan derisi koltuklarında mecliste fosur fosur uyurken anadolunun ve mezopotamyanın çocukları da uykuya dalıyor. Hem de gerçek uykuya. Ve bazıları gerçek anlamda çocuk.
Bu savaş Kürt ve Türk halkları arasında değildir. Bu savaş zengin ile fakir arasındaki savaştır. Cenazeler kerpiç evlerden çıkar, villadan çıksa çıksa mayosuyla ve elindeki birayla yüzmeye giden milletvekilleri.
Sarayın jeneratörü kanla çalışıyor. Daha fazla kişinin gerçek uykuya yatmaması için uyanın!