Yayın hayatında lise ve üniversite çağımda,aiwa walkman'imde manyaklar gibi dinlediğim,dinledikçe içtiğim,içtikçe saran,sardıkça da gaza gelip "kadife * beni çağırıyor!" nidasıyla semerimi kaldırmama neden olan totemi yapılası program.Filminde bu kadar güzel ve kıvamında olması,kadronun o zamanları yaşamışlardan çıkması ve seçilmesi kanımca.Bu arada (bkz: Barbunya Reçeli)
An itibariyle 6 aydır yaşadığım şehirdir.Gezip, görülebilecek oldukça yeri vardır.Cardiff kalesi, Cardiff koyu* ,Llandaff katedrali sadece birkaçıdır.Mekan taş çatlasın dörtyüz bin nüfusludur fakat yeterinden fazla büyüktür.Bu kadar nüfusa göre gereğinden fazla bar,klüp,disco,canlı müzik mekanı bulunmaktadır*.En önemli mekanlar Glam,Revolution,Oceana,Live lounge bunlardan bazılarıdır.Gece hayatına önem veriyorsanız,kesinlikle doğru adrestesiniz demektir.Nerdeyse her gün "hadi bugünde kabotaj bayramını kutlayalım!" halet-i ruhiyesi içinde onbinlerce üniversite öğrencisi ve bir o kadar da galler ahalisini,hayatınızda görmediğiniz hallerde görebilirsiniz.Gündüzleri gezip görülebilecek yerleri olan güzide bir avrupa kentiyken,geceleri kendinizi Sanitorium oyununda hissedebilirsiniz(eğer gece hayatına o kadar takmıyorsanız).Genel olarak ingilizlerin aksine rugby,galliler için futboldan daha önceliklidir(her ne kadar pek iyi olmasalarda).Yeme içme baabında Tesco ve Sainsbury marketleri mabet halini alır uzun süre kalanlar için."Ben yemek yapamam,en iyi ihtimal yumurta kırmak." diyorsanız, buralar tam size göre.Çünkü mikrodalgada hazırlanan hazır ve enteresan ki güzel yemekler mevcut.Buradan tüm sözlük ahalisine söyleyeyim ki bilindik mevzu doğrudur,hem de sapına kadar,o da buraların pahalı memleket olması.Yok Cardiff Londradan daha ucuzdur geyiğini bir kenara itin.Tesco'ya gittiğinde "Ha sen Londrada olmadığın için Londrada 2 pound olanı ben sana 1 pound'a vereceğim." demez kimse.Genel bir bakışta da(kira,ulaşım,...)çok az bir oynama harici bütün birleşik krallıkla aynı haldedir ekonomik açıdan.Tütün mamulleri tüketen arkadaşlara önerim ise,eğer uzun süre kalıyorlarsa sigara sarma becerilerine başlasınlar,çünkü fena pahalıdır(en ucuz 20'li bi paket sigara 5.28 pound,yaklaşık 13TL'ye gelmekte,şemsiye fena halde açılmaktadır).Birkaç Cardiff barında (ki tescolarda da) Efes bira mevcuttur fakat rakı isterseniz türk restorantlarına gideceksiniz.Mart'ın ilk haftasına milletin yakasında nergis ya da pırasa(aynen bildiğiniz pırasa) görürseniz şaşırmayın.Galler'in ünlü azizi St. David Günü kutlamaları yüzündendir.Hava şartlarına gelirsek,genelde bütün birleşik krallık içinde en ılıman iklime sahip mekandır,fakat bu sizi yanıltmasın.Banko kazak,hırka bulundurun.Yağmurluk alın ve yağmurluğu da paraya kıyıp ingiltere ya da gallerden alın(Adamlar neyle uğraştıklarını biliyorlar).En basit örneğiyle; 4 gün önce yağmur başladı ve 2 gün sürdü bu yağmur.Ertesi gün sabah günlük güneşlik iken 2 saat sonra fırtına başladı,yağmura döndü,dolu yağdı,sonra 23 derecelik mükemmel bir bahar havası oldu öğlen 2 gibi.istanbul havasına küfreden kişiler,buraya geldiğinde dilde tüy biter.Karamsarlığa da kapılmayın,2 haftada 1 ya da 2 kez olur böyle manyak havalar.Cardiff'e direkt uçuş sadece KLM yapıyor ve biraz tuzlu,londradan ya da çevre illerden gelecekler otobüs şirketlerini tercih etsinler,çünkü bu birleşik krallıkta en ucuz ulaşım otobüs.Londra-Cardiff 3 saat 10 dakika sürüyor.
macangaya tüm camel fanatikliğimle katılmakla birlikte, sanki bir grup daha sayabiliriz progressivelerin arasında* .milletin Moonmadness albümüne hasta olması anlaşılır ama benim favorim onun yanındagrubun adını taşıyan ilk albümleridir.Never let go,slow yourself down ve seperation ivedilikle dinlenmesi arz olunur..
yeni gelen patch ilen warhammer ailesine yeni klasların katıldığı * ,pvpnin an itibariyle dibine vurmuş,her gün bir kuşatma her gün bir savaş yaşanan *,cücelerin kabakçı mustafa elflerinde manga karakterine benzemediği * güzide oyuncuk.
istediğiniz konular derkende bu star warsda olur, james bond havasında da birşey olur, kurtlar vadisi bile olur *.yalnız gerçek zamandaki oyunlarda bir dezavantaj vardır.bu da eğer yaralanırsan * tedavi olayı uzun sürer. halbuki d&d de healing potion * denen güzel zımbırtı sayesinde vücuduna ister ok,kılıç, mızrak girsin,can çekişmenin son saniyeleri olsun istersen; o anda biri gelip sana içirdiğinde ve ya sen içtiğinde "ooohhh yarasın" diyip en fazla birkaç saat dinlendikten sonra * ayağa kalkıyorsun.ki size benim oynattığım bir oyundan * örnek vereyim:
mekan irlanda belfast. zaman 1971.elemanlar iRA mensubu kişiler çatışmaya girer ve biri temiz bir şekilde yaralanır.
DM *:abi sağ ayağının baldırından girip çıkmış bir kurşun yaran var gayet güzel acıyor kendileri.
A * :abi o zaman gayet kötü yara.bu sittiğin sene iyileşmez
DM:evet abi
C *** :eee abi ne puh yiycez şimdi bu herifle. Allahın belfastında etrafımız cehennem gibi MI6 * fink atıyor etrafta.
... yarım saat bu muhabbet üstüne konuşulur
DM:(düşünmektedir.çok pis mıçtığını bilir ve el frenini çekerek ani dönüş yapar.)abi çantanda bir medipack bulsan
A:olm çok büyük mıçıs olur. gökten mi indi o.
DM:(düşünür, düşünür,... ve oyun puh olur)
istediğiniz ve özellikle bilginizin olduğu konularda * rahatlıkla oynatacağınız * gayet kola cips sigara ortamında sabahları etme mevzuu. yalnız d&d oynatacaksanız ve bu işin babası olacağım derseniz bir güzel players hand book olsun dungeon masters hand booku olsun ve tabiikide frp ile ilgili kitapları (bkz: ejderha mızrağı, unutulmuş diyarlar) iyice okumanız gereklidir. benim ve arkadaşlarım gibi 14-15 saat oynayıp kafada nöron bırakmamak istiyorsanız yapılan gaflara ve temiz mıçışlara aldırmayın. ileride onlar unutuluyor ve tadına zamanla varılıyor bu şahane-ül masansütü oyununa.
manchesterda 1980 sonlarında tony wilson ve ortakları tarafından kurulan daha sonra kapanan ve yakın zamanda çoğu müzisyeni besleyen müzik mekanı.1994te tony wilson yeniden açmıştır kendilerini fakat ömrü 3 sene sürmüştür.
mike pickering ve dave haslam'ı öncülerinden sayabileceğimiz vuruşun mekanikleşmesi diyebileceğimiz * bas ve ritimin tekrarı ile üstüne melodinin girdiği ve arada vokalinde olduğu 80 sonu 90 başında patlayan müzik akımı olmaktadır.
manchester'dan çıkma bir vakadır.genelde illegal olmasına ramen 80lerin ortasında manchesterın 1 numaralı müzik mekanı hacienda'da yapılanlarıda hesaba katmak gerekir (bkz: rave müziği)
zanzibar göçmeni faruk bulsara *,orta direk bir eletrik teknisyeninin oğlu brian may,arachnophobia'sı olan roger taylor ve mülaim insan john deacon'ın oluşturduğu ingiliz rock grubu.ilk başta müzik tarzları ve kıyafetleriyle glam rock etkisine hakim olan Queen 1980 yılında müzik yelpazelerini ve görünüşlerini değiştirdiler *bir çok rekoru elinde tutan Queen *grubunun üyelerinin ayrıca solo albümleride bulunur.detay istiyorum diyenlere http://www.queenonline.com adresine kısa bir yolculuk onları beklemekte
meşhur şarkılarındaki ana karakter refikanın ikamet ettiği apartmanın çevresinde,şarkı meşhur olduğunda etrafta top oynayan çocukların bağıra bağıra* şarkıyı söylemeleri olayını duyduğumda beni benden etmiştir.
askeri bir deha,çok iyi bir dinleyici,muazzam bir satranç oyuncusu ve politik düşünceler açısından geniş bir yelpazeye sahip imkan olsa sadece muhabbet etmek için herşeyimi verebileceğim yüce insan.rıza nur denen bir insanın ona sarf ettiği sözleri hala esefle kınanasıdır.
ilk diabloda battle.net'e 56k modemle "dııırrrt zaarrr dıtı dıtı dıtı dııırrrrrrt"sesleri eşliğinde 20nci denemede bağlanıp tam diabloya geldiğinde tüm klanla ekranda "connection lost"diye hayal,umut ve sevincini taban;nefret ve monitöre yumruk atma isteğini tavan yapan şahane bir rpg.diablo 2de iyidir fakat world of warcraft'a yatırım yapan blizzard şu aralar yan gelip WOW parası yemekte kanımca,yeni bir diablo çıkmaması nedeni.
bulunmaz hint kumaşı,ısırdığında herkesin dönüp bakmasını sağlayacak kadar sağlam bir "çatıııırrrt!"sesi çıkaran bir mucize.karaköydeki bir numara olmaktadır gönlümde
karnından "viyak viyak!"sesler çıkaran bir köpek,bir çingene,bahtsız bedevi olan 2 arkadaş,kumar delisi bir hırsız,rehineci mağazası olan 2 zenci,eski kgbli silah kaçakçısı,...
mafya,tesadüfler zinciri,flashbackler,müzikleriyle sağlam bir film.şiddet ile tavsiye olunur.
"nilüfeeeeer turizmmm gücüüüü güler yüüüüzzzz...." şeklinde giden şarkısıyla gönüllerde taht kurmuş otobüs şirketi.yazın dondurma servisi yapardı ne güzel ,ama yok artık
sinemada ilk kez izlerken anlamsız sorular soran(tabir-i caizde odun)arkadaşımın"abi bu herif şimdi deli mi?","ee bu tavşan mı şimdi?"diyerek sinema zevkimin içine ettiği film.ayrıca Jake ve Maggie Gyllenhaal kardeşlerin birlikte oynadıkları 2 filmden birisidir.diğeri de A Dangerous Woman,hatta babaları Stephen Gyllenhaal'da yönetmenidir o filmin.kısacası bıkmadan 10 kez izlediğim ve 10\10 verdiğim film
"istanbul bilmem kaç milyon lalesine kavuşuyor","istanbul trafiğine 140 çözüm" diyen ve çoğu projeyi(tabii proje denirse onlara)yüzüne gözüne bulaştıran belediyenin başkanı(bir de istanbul belediyesi olarak erzuruma otel yapıyorlarmış,keskelalaka yani)
hergün bir çivi çakan ya da tuğla koyan,ibrahim tatlısesle mekanın akustiğini ölçen bir adamın çalıştığı ve yıllardır bitmeyen betonarme yapıdır uludağ üniversitesinde