Yalnız işin kötü tarafı, bunun tedricen ve planlı bir şekilde gerçekleştirilmiş olmasıdır.
Çıkarı için fikrini gücün boyunduruğu altına koyanlar güç ile beraber yok olmayı göze almış demektir.
Her fikre saygı çerçevesinde yaklaşabiliriz. Ancak, bu saçmalamaya ortam oluşturmamalı.
Başlıklarda aradım. Benzerini bulamadım. Yakın bir hali olan (bkz: yalnız olmayı seven insan) ı buldum.
Var böyle insanlar. Kalabalıkları seçmediği için hep 'neden böyle ki bu?' Denen insandır kendisi.
Kimse bilmez ya da umursamaz ki, kalabalıklar içinde yalnız olmaktansa kendi başına yalnız olmak daha samimi gelir, daha az yorucu gelir bu insana.
Bu bir seçimdir. Sevmekle ya da sevmemekle ilgisi yok. Yeri geliyor çok acı verici bir şekle bürünüyor yeri geliyor mutlu ediyor bu seçim sizi.
Söylediklerim yanlış anlaşılmasın. Topluma entegre olamamış bir bireyin lafları değil bunlar. Aksine, toplum tarafından gayet kabul edilebilir görünümdeyim. Haldeyim.
Sadece anlamsız geliyor bazı şeyler. Yitirmiş tılsımını bir şeyler. Yitirmiş sevmelerim, yitirmiş umutlarım, yitirmiş yarınlarım beni.
Çok sevildim, Çok sevdim. Kaç bedende kendimi buldum. Bilemedim.
Kaç insan tanıdım. Kaçında bir hayat ışığı gördüm. Kaçında bir yaşama sebebi buldum. Bilemedim.
Beni hep bu bilinmezlikler öldürdü belki. Ya da ölmeye sebep aradım. Bilemedim.
Yalnız olmayı sevmiyorum ama yalnızken öyle huzurluyum ki. -Nefret ettiği bir şey insana huzur verebilir demek oluyor bu evet-
Bu belki de bir mecburiyet idi zamanında. Buna mecbur kalış idi.
Bir şeylere dair umudunu kaybedince insan, kaderini kabul ediyor. Belki de kaderin bu halini seçmekti bunun adı. Bilemedim.
Ben hep çoğalmayı beklemiştim oysa ki. Bekleyişe veda edeli çok oldu. Beni kendi içimde kalabalık edecek ne vardı?
"Kimileri düşer yalnızlığa,
Kimileri yükselir" demiş (bkz: hasan ali toptaş)
iktidarın gücünün mutlak hale gelmesi sanrısı içinde olan insanların var ettiği yeni bir kitle doğuyor. (Bu kitle zaten insanlığın başından beri vardı ancak son birkaç ayı baz alıyorum.)
Kendi doğrusunu savunup Güce direnmektense gücün doğrusunu benimseyip güce katılan bir güruh oluştu.
Ve bu grubun sayısı gün geçtikçe artmakta akp içinde.
Bu gücün karşısında duramayan zihniyetin temsilcilerinin zayıf karakterli oluşu da durumun bu hale gelmesinde önemli bir etken.
Ancak asıl temel etkenin akp'nin psikolojik üstünlüğü, toplumsal üstünlüğü ve kendi toplumu içinde yarattığı birleştirici gücün üstünlüğü olduğu da tartışılmaz bir gerçek.
Bu denli üstün hale gelen toplum, karakteri ne olursa olsun (ne kadar zayıf, ne kadar pasif, ne kadar cahil olursa olsun) güçlü ise baskı kuracaktır ve de azınlık olan toplumun bireylerinin fikirlerini ciddi manada yıpratacaktır.
Ve haliyle yeni bir seçmen kitlesi doğacak akp'nin.
Gücün yanında olmak istediği için yandaş olan bir kitle. Hayırlısı.
Sözlük yazarlarının partisini neden, ne gerekçe ile, hangi argümanlar ile savunduğunu sebepleriyle açıklamasıdır.
Örnek:
"Ben x zihniyetine sahibim. Çünkü y işini yaptıkları için bu zihniyetin arkadasındayım"
Bunu yaparak ne olur? Birilerinin doğru bildiği gerçekler ile yanlış bildiği gerçekler ortaya çıkar.
Ha diyorsanız ki benim fikrim yok ben sadece savunuyorum. Eyvallah.
Örnek:
Ben chp zihniyetini destekliyorum. Neden mi? Çünkü mecliste 14 yıllık varlık süren cemaate karşı tepkisi sabit olmuştur. Bülent Ecevit vakti zamanında "lütfen bu kadın hakkında gerekeni yapınız" diyerek tepkisini dile getirdi diye bugüne kadar birileri hep Ecevit'e yüklendi. (Baş örtüsüne saldırdı diye) ancak gelin görün ki o şahıs bugün fetö'den dolayı hapse atıldı.
Feodal yapının yıkılışından tutun da Fransız ihtilaline kadar dayandırın bu sözün özünü.
------
Osmanlı'nın yıkılışında dahi etken olmuştur bu sözün özü. (itilaf devletlerine destek olmalar, sarayın itilaf devletleriyle işbirliği, Türk casuslar...)
En tutkulu hilafet yancıları düzen bozulunca ihanet etmiştir devletine. Çünkü şahıslara yüklenmiştir yükselme şuuru. Bir zihniyete değil.
Osmanlı'nın her padişah değişiminde bir olay yaşaması da bundandır belki de.
Devletin yıkılma sürecine doğru bu yaşanan olayların temel ekseni geçim sıkıntısı, ekonomik yetersizlik olmuştur. Ve sonuç itibariyle Osmanlı hanedanı çökmüştür.
Bunu neden anlatıyorum? Çünkü aramızda bazı insanlar olayı başka yerlere çekecek. Osmanlı aşıklarına, "tek adam" zihniyetinde olanlara örnek olsun diye yazmış bulundum.
------
Aç insan beni kim yönetiyor demez. Aç insan aç olduğu için dini var etmiştir. Aç insan aç olduğu için sığınabileceği şeyler yaratmıştır çünkü kendisine. Başka çaresi olmadığı için...
Bugün en tutkulu iktidar yandaşlarını görüyorum. Ve doların kur değerini izliyorum bir yandan.
Doların yükselişinin etkisi henüz mağazalara, firmalara, ürünlere yansımadı. Önümüzdeki haftalar içinde yansıyacak.devlet ekonomik sıkıntının önüne geçmek için araç ÖTV'leriyle başladı ilk önce.
Araç değerleri hiç olmadık yerde 10-20 bin lira arası artacak.
Teknolojik aletler, sanayi bazlı üretilen ürünlerin hepsi... değer arttıracak.
Almak veya almamak tabii ki halkın elinde ve halk alamayacak. Arz-talep dengesi bozulacak. Ekonomik yaptırımlar başlayacak. Kemer sıkma politikaları başlayacak.
Ve ben işte o zaman göreceğim. iktidar aşıklarını. Güç aşıklarını.
Sol frame'in birkaç ay içinde ne denli değişeceğini görelim. Bakalım.
Hala birileri cehape zihniyeti diyorsa ağzına kürekle vuranlar kim olacak görelim.
Ek olarak: umarım hükümet beni göt edecek kadar akıllıca bir ekonomik strateji yapar. Ben de göt olduğum ile kalırım inşallah.
Bölüm Hakkında hiçbir bilgisi olmayan, eğitim Fakültesi mezunu dahi olmayan insanların saçma sapan bir kurs ile (ki kurs bir ay sürüyor) rehber Öğretmen belgesi alabileceği kurstur.
Açıktaki pdr mezunları varken meb neden böyle bir şey yapar akıl alır gibi değil...
Sen kalk ayı ikiye böl, geride hiçbir iz kalmayacak şekilde birleştir sonra savaştan savaşa atıl.
Sonra,Vay efendim okçular niye tepeden indiniz vay efendim niye ganimete çöktünüz vay efendim 'Şehri böyle komple saracak şekilde hendek kazalım' gibisinden melih Gökçek gibi laflar et...
La sen ayı böldün la ayı.
Tek hamlene bakar düşmanın içinden geçmek. Kılıçla kalkanla ne uğraşıyorsun?
Edit: adaletten yana olan peygamber, kendisi öldükten hemen sonra ümmetinin katliamlar yapmasını görmüş müdür acaba cennet denen yerden?
Arap ırkçılığını görmüş müdür? Din adı altında yapılan zulmü görmüş müdür?
Başbakanımız binali Yıldırım tarafından ak Parti grup Toplantısında an itibariyle dile getirilen ifade.
Devamı da şöyle geliyor:
"..terörle içli dışlı olamaz."
Aklıma oslo görüşmeleri geliyor. Aklıma çözüm süreci geliyor. Aklıma megri megri geliyor...
Ya bir şey derdim de neyse lan tamam ben bir şey demiyorum mk.
Şöyle de harika bir söz geldi aklıma:
"En tehlikeli yalan içinde bir parça doğru olandır."
Tehlikeli insandır.
Gücün ne olduğu, kim olduğu önemsizdir onun için. Rahat olmak adına, çıkarları adına her şeyinden taviz verir bu insan.
En başta inandığı şeylerden taviz verir. Karakterinden, kimliğinden, fikrinden, beyninden...
Güç'tür onu şekillendiren. O yüzden kabullenmez ondan başka bir gerçekliği. Öyle bir kabul edişe döner ki bu zamanla,ne yaparsa yapsın bu güç, her zaman doğru olanı yapmıştır. Zira buna inandığı taktirde haklıdır her tarafta.
Etrafı farklı bir fikir ile bezenmemiştir hiçbir zaman. Çünkü kabul etmemiştir hiçbir zaman onların varlığını.
Düşmanlarını kendisi belirlemez mesela. Güç belirler.
Güç, düşmanı hakkında ne derse kendisi de onu sayıklar. Hatta düşmanlarına bakış açısı sabittir. Birisi düşman ile benziyorsa o kişi düşmandır, Durup izah etmesini dahi dinlemeye gerek yoktur güce tapan insan için.
Kendisine bir şey katamazsınız.
Çünkü güç ağzına kadar doldurmuştur o insanı.
