fenerbahçe kazansa "zaten mecnun odyakmaz'la aziz yıldırım dava arkadaşı, o kadar şike kardeşliğinden sonra maçı tabi ki fener kazanacaktı" diye buralarda bik bik ötecek orospu çocuklarının, şimdilerde yüzsüz yüzsüz sivas'ın koyduğu maçtır falan yazdığı müsabaka bu efendim.
nasıl 3 temmuz süreci sonrası play offla fenerbahçe yarışa ortak edildiyse, bu yıl da daha ilk yarıda siki tutan galatasaray'ı potaya sokmazsan 25.haftadan sonra ne statta seyirci kalır, ne lig tv'nin karşısında. Son ana kadar kullanılacaksınız ve şampiyon fenerbahçe olacak. Çünkü düzen bu, işleyiş bu. böyle bir ligte, böyle bir düzende şampiyonluğun da amına koyim ama, eminim ki bu çarpık düzenin mimarları da bu sene fenerbahçe'nin şampiyonluğundan yana.
o yüzden şuraya yazdığınız tüm zırvalar mastürbasyon. wesley sneijder'i, didier drogbası olan takım nasıl 10-15 puan geride kalır ulan diye kafayı yemeyin istediler, 2 maç iyi top oynayarak bu sezon fenerbahçe'ye denk olduğunuza inanmanızı istediler. elinize aldığınız günleri de görürüz umarım buralarda. özellikle tt arena'daki maça banko 3 puan gözüyle bakanların gözlerini çıkartmazsa çok ayıp eder fenerbahçe.
3-3 bile olsa fenerbahçe ülker son maçı evinde eze eze kazanacaktır fakat ben bu kadar üstün olduğumuz galatasaray cafe crown'a 2 maç vermemizi bile hayal kırıklığı olarak görüyorum. olay çıkması pahasına bu gece şampiyon olmalıdır bu takım. saldır fenerbahçe !
Yaklaşık 1 yıldan beri kullanıcısı olduğum, sosyal paylaşım konusunda tek geçtiğim site. Ayrıca dileyen yukardaki linkten nacizane fikriyatımı takip edebilir efendim.
siyasete takım tutar gibi dik kafalılıkla yaklaşan, yurtta ve dünyada ne değişirse değişsin verdiği oydan şaşmayan insanlar oldukça sonuçların referandumdan farklı olması oldukça zor. ama şöyle de bir şey var ki, 52 milyon seçmen bulunmasına rağmen 69 milyon pusula basılması bana ülkenin o kadar da aptal olmadığını hissettirdi. demek ki recep tayyip erdoğan da korkuyor olmalı ki, eşeğini 17 milyon fazla akp oyu hazırlayarak sağlam kazığa bağlıyor.
adaletli bir sayım olduğu takdirde ben kemal kılıçdaroğlu'nun chp'sinde epey bir oy potansiyeli görüyorum bu kez. hile hurda karışmadan da akp kazanabilir tabi ki, sonuçta ülkece koyunluk potansiyelimiz yüksek ama gerçek sonuçlarda - açıklanacak olan değil "gerçek" sonuçlar - akp ve chp birbirine çok yakın olacaktır. mhp'nin barajı geçemeyeceğini düşünenler ise bence hayallerde yaşıyor.
"gay" ve "ibne" sıfatlarını çok aşağılayıcı buluyorum. bahsedilen kişi shakespeare diyenlere de anlam veremedim. hani ahmet mehmet olsa, "göt oğlanı tam bi' top ya" falan diye düz gideceklermiş gibi, ilginç.
herhangi birinin cinsel kimliğini onun insanlığını ölçmede kriter kabul etmek, bunu olağanüstü bir durummuş gibi dost meclislerinde ağıza sakız etmek hoş gelmiyor bana. biliyorum 100 yıl daha geçse aşamayacağız ülkece, ama keşke yapmasak bunları.
öncelikle şunu söyleyeyim, aykut kocaman'ın çok büyük destekçisiyim.
young boys maçındaki silik, amaçsız futbola rağmen,
paok maçında emre'yi çıkartıp selçuk'u almasına rağmen,
kayseri maçına yedek stoper olmadan gitme riskini almasına rağmen,
10 sene sonra ilk kez galatasaray'a kadıköy'de puan vermemize rağmen,
beşiktaşı'ı daha ilk yarıda 5'lik yapabilecekken, kadıköy'de 1 puana razı olmamıza rağmen,
bitmek bilmez özer hurmacı ve christian baroni aşkına rağmen,
oyuna 70'ten önce müdahale etmemesine rağmen,
mehmet topuz'u emre'nin yanında kullanmayı reddetmesine rağmen,
taraftarın ikisini birden istediği dia ve stoch'tan bazen ikisini de kullanmamasına rağmen,
niang'ı kimi zaman kanada hapsetmesine rağmen,
geçen yıl şampiyonluğu kaptırdığımız bursa'dan iki maçta da intikam alamamamıza rağmen..
neden mi ? şunlar yüzünden :
bu adamın amacı neydi ? hızlı futbol, 4-3-3, 90 dakika mücadele. takım hızlı futbol oynuyor mu ? evet. uzatmalarda bile pozisyona girmeye çalışan bir takım oldu çıktı fenerbahçe. önde pasmaya başladı, şuursuz hücumlar yerine top çevirmeye başladı. daum'un takımı geçen yıl şampiyon dahi olsaydı daum'un defolup gitmesini isterdim. çünkü o takım taraftara eziyet ediyordu, 1 gol atıp 70 dakika üstüne yatıyordu. buna rağmen kontra bile yapamıyordu. maçlarda heyecen, coşku, arzu yoktu. revizyona gelince.. selçuk şahin'i saymazsak yıllardır illallah dediğimiz gökçek vederson, ali bilgin, volkan babacan, deniz barış ve yanlış transfer gökhan ünal takımdan temizlendi. kimsenin adını sanını bilmediği (fm oynayanları tenzih ediyorum) dia ve stoch gibi iki cevher bulundu. komik rakamlara ve genç yaşlarında fenerbahçe'ye geldiler. çok büyük bir yıldız değilse de tecrübe abidesi olan yobo, lugano'yla müthiş bir uyum yakaladı. caner her ne kadar akmasa da, damladığı bir gerçek. mehmet topuz'a işin ciddiyeti aşılandı, alex'le buzlar eritildi. şu saatten sonra şampiyon olamasa bile (ki böyle bir şeye önceki acı tecrübelere rağmen zerre kadar bile ihtimal vermiyorum) çatır çatır mücadele eden, 3 yiyorsa 5 atan, rakibi kim olursa olsun sindiren bir fenerbahçe var. ligin 2.yarısındaki fikstür hiç de kolay değild, buna dikkati çekmek gerek. galibiyet serisinde trabzon, kayseri, manisa, beşiktaş, galatasaray gibi "kalın" rakipler mevcuttu. öne geçtiği maçı muhakkak kazanan, geriye düştüğünü de aksilik olmazsa söke söke çeviren bir takım oluştu. her an herkes gol atabilir hale geldi. alex'in 22, niang'ın 15, semih'in 10, lugano'nun 7 golü var ama, gökhan gönül'den caner'e, emre belözoğlu'ndan mehmet topuz'a, dia ve stoch'a kadar herkes kritik zamanlarda sahne alıp önemli goller attı bu sezon. 1-0'lık, 2-1'lik galibiyetlerin yerini 4-0'lar, 5-3'ler, 6-2'ler, 4-2'ler, 3-1'ler aldı. özellikle ikinci devre takım savunması konusunda çok önemli aşamalar kaydedildi. kadıköy'de -yanılmıyorsam- son 7 maçtır sadece galibiyet serisi değil gol yememe serisine de imza atıldı. bunlar çok önemli şeyler.. yeni sezonda da transfer aykut'a bırakılmalıdır. aşçıya kafana göre malzeme sunup, bana dünyanın en lezzetli yemeğini hazırla diyemezsin. onu bu konuda özgür bırakmalısın. şu anki takımdan guiza, bilica ve christian'ın önümüzdeki sezon kadroda olmayacakları neredeyse kesin. bu da 3 kişilik yabancı kontenjanı anlamına geliyor. 1 stoper 1 ön libero 1 forvet takviyesiyle bu takım avrupada zico dönemindeki kadar başarılı olabilir. o istek, o potansiyel mevcut. yeter ki kenetlenelim, yeter ki inanalım. avrupada başarı öncelikle yerlilerin kalitesinden geçer. volkan, gökhan, mehmet, emre, caner, semih türklerin kalitesini ortaya koyuyor. selçuk, uğur, özer, bekir gibi isimler de biraz üstüne koyarlarsa kulübe çok sağlam hale gelebilir. yabancılarda lugano-yobo uyumu, andre santos'un her geçen gün daha da brezilya milli takım beki gibi oynaması, alex'in geldiği günden bu yana en parlak sezonunu geçirmesi, niang'ın güçlü fiziği ve tecrübesi, stoch ve dia'nın kendilerini göstermek için var gücüyle savaşmaları fenerbahçe'nin avrupadaki önemli kozları olacaktır. ama önce şampiyonluk.. sonra akıllı bir planlamayla gerisi zaten gelir. eğer takım havasını bulmuşken korunur ve sağlam takviyeler yapılırsa bu lige en az 3 yıl ambargo koyarız. bu entry de burda duruyor. umarım günü gelir ve "ben demiştim" derim.
edit: iyimserlikten ölecekmişim ya la. aykut kocaman'ı sevdiğim bi bölüm olmuş ayrıca hayatımda. vay arkadaş...
Kime sorsanız geveze der bu burcun erkeği için, içi dışı bir der. ama boğa burcu erkeği kendinden bahsetmekten nefret eder ve durmadan konuşuyorsa tek sebebi, konunun kendine dönmesini istememesidir. eğer oturup düşünürseniz, onları hiç tanımadığınızı farkedersiniz.
görünürde pozitif, her daim arkadaş canlısı; özlerinde içlerine kapanıktırlar. gündüz farklı, gece farklı bir adam olurlar. evet yemeğe ve sekse çok düşkündürler, bu su götürmez. ama ikisini de gözlerinin görmeyeceği kadar sinirli ya da üzgün oldukları anlar vardır. duygu - mantık dengesini kurmakta pek başarılı değildirler.
sanat onlar için her şeydir. bir boğa erkeğini zincire vuramazsınız. bedeniyle ve fikriyle hayatın her anında özgür olmalıdır. bu yüzden sanatı sever, çünkü özgürlüğünü yansıtmasında en iyi yol budur.
Önce şunu belirteyim, Trabzonspor puan kaybı yaşarsa feriştahı da gelse Fenerbahçe şampiyon olur.
Normalde gerek Gaziantep'in Şükrü Saraçoğlu'ndaki futbolu, gerek Tolunay Kafkas'ın eski Trabzonspor futbolcusu ve Galatasaray taraftarı olmasından ötürü bu maça yatacağını düşünüyordum ama tabloya bakınca durum hiç de öyle olmayacak gibi. Antep Bursa'yı geride bırakıp ligi flaş bir yerde bitirerek hem gelir elde etmek, hem de Avrupa'ya gitmek isteyecektir.
ilk yarı maçın sonunu belli eder. Antep saldırır saldırır atamazsa, anlarım ki Trabzonspor yine şanslı gününde. atarlar son 15 dakikada, alırlar 3 puanı. ama yine de Antep'i maç vermekle suçlamam. Yeter ki olumlu futbol oynasınlar, mağlubiyet her zaman ihtimaller dahilinde.
eski sevgili olması şart değil, hâli hazırda devam eden ilişkilerde de -şayet biri için ilişki teorik olarak bitmişse- çok tehlikeli olan durumdur. bir taraf sevdiği, güvendiği insanla böyle bir şey paylaşıyor olmaktan mutluluk duyarken, diğer taraf işi bittikten sonra gitmektedir. bu genelde erkek tarafı olmakla beraber, bu rahatlığa erişmiş kadınlar olduğu da günümüzde bilinmekte. karakterinden nefret edilen birinin yatakta vazgeçilmez olması durumudur.
liverpool onun gidip gidebileceğin en iyi kulüp olacakmış gibi bir hisse kapılıyorum. öngörümün doğru çıkacağına neredeyse eminim. kendini premier league'e atıp yolunu bulduğunu sanıyor ama andrei arshavin'in arsenal tercihi kadar kötü bir tercih yapmıştır. burada tutunamayıp vasat takımlarda kariyerinin geri kalanını sürdürecektir..
edit: ulan ne öngörüsü kıt adamım ya, herif nal toplatıyor o vasat takımda bile iyi mi... ibretlik dursun bu.
bobo ne kadar lakayt, ne kadar futboldan uzak tutulması gereken bir adamdır yahu. en az 3 kez uygun durumdaki arkadaşlarına pas atmak yerine berbat son vuruşlar yapıp bencilce davrandı. attığı 2 gol göz boyamasın, ilki kalecinin üzerine vurulmuş bir topun şans eseri ağlarla buluşması, diğeri ise direkten giren bir penaltı. bobo'da ne almeida'nın boy avantajı, ne de nobre'nin enerjisi, top dağıtma özelliği mevcut. bundan sonra ancak kupa maçlarında veya sakatlık olduğunda oynamalıdır bence.
maçın geneline bakarsak, beşiktaş favori çıktığı maçta bu kez işini şansa bırakmadan yarı final vizesi almayı başarmıştır -bence- bobo'nun berbat oyunu quaresma'yı da küstürmüştü fakat oyundan çıkmadan önce attığı golle kendine geldi ricardo. ernst sahanın en iyisiydi, ekrem müthiş enerjikti, yaptığı asist müthişti. fernandes çok istekli, çok arzulu. yeri geldiğinde hücumda kullanılabileceğini de hocasına gösterdi. ismail gaza gelip boyundan büyük işlere kalkışmadıkça gayet iyi oynuyor. fakat hilbert böyle bir maçta bile sırıttı. adeta 'bu takımın topçusu değilim." diye bağırıyor. bana kalırsa fink ve tabata gibi takımdan uzaklaştırılmalıydı ama en az sene sonuna kadar yeri garanti şimdilik..
her sözlükte bu ölüm ve diğer ölümler üzerinden rant sağşlamaya çalışan insanlar var.
platformun tamamına mâl edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. orospu çocukluğu kişiseldir.