Evi yeni temizlediğim için elimdeki bir adet saç telini yere atamıyorum. Şu an sol elimde duruyor ve bu entariyi sağ elimin işaret parmağıyla yazıyorum.
Hislerim biraz ibne gibi puşt gibi.
iş için gidilecek son yerdir çünkü ülkemizde iş okulda değil, işte öğrenilir. Üniversite iş için istenilen şartlardan sadece biridir. Doğru yerdeyseniz, doğru arkadaşlar edindiyseniz hayatınıza güzel ve eğlenceli bir dört yıl, başka şehirde okuyorsanız biraz tecrübe, aktifseniz kendinizi geliştireceğiniz güzel bir yoldur. En iyi yolu seçmek en iyi seçenekleri doğurur.
Senin iyi bir kalbin olduğuna
inandım, bekledim sabırla,
Ama kabul yanıldım,
Sen yalandın...
Ne kadar uğraştıysam olmadı,
Aşk sana bir türlü yakışmadı.
Kimsin, kimsin?
Kalpsizsin, kalpsizsin...
Valla daha yeni besmele çekip sağ ayağımlan girdim. Yani tabi çöp demeyelim de girdiğim günden beri gördüğüm manzara bir hanım kızımız fotoğraf atıyor diğerleri hemen nickinin altına koşup hanım kızımız bitli bakla olmasına rağmen belki nasiplenirim diye yov çok güzel gız yorumları yapıyor ve perde kapanıyor. Cidden hep böyleyse söyleyin bakın ebleh ebleh zaman kaybediyorum böyle.
Eğitim artık koca bir endüstri. Atanabilirsen ek dersler, özel dersler ve hatta daha çok para istiyorum diyip bir de etüt merkezinde çalışırsan paranın anasını ağlatabilirsin.
Psikolojide de kendini geliştirirsen iyi kazanırsın.
Yok vatan millet sakarya, ben idealistim, para ve iş imkanı benim için sorun değil diyorsan geçelim bu kısımları. Çünkü o okul bittiğinde hayat sana en trajikomiğinden bir hoşgeldin diyor. Seçeneklerini iyi düşün. Ha bir de öğretmen tavsiyesi, öğretmenliği asla kolay bir meslek sanma, diyene de inanma. Kendi çocuğuna tahammül edemezken bir günde yüzlerce öğrenciye kucak açmak zorunda kalacaksın. Doğuya atandığında dilini bile bilmeyen öğrencilerin olacak. Hoş gerçi doğuya gerek yok şimdi suriyeli öğrencileri de eğitmek zorundayız... Velhasıl bu ülkede yaşayacaksan hangi mesleği seçersen seç yolunun cicili bicili olmayacağını bil. iyi düşün, iyi çalış. Mükafatını öyle ya da böyle alırsın.
“Bazen düşünüyorum, ne garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?"
Kitabın bir başka sayfasında tanpınar kahramanına, "Ben zamana, kendi zamanıma çelme atmakla yaşıyordum." dedirtiyor. Zamanımıza çelme atmakla yaşıyoruz. Farkına vardığımızda çok geç oluyor.
Cemal Süreya'nın denemelerinden oluşan, Selahattin Özpalabıyıklar'ın hazırladığı oldukça zengin bir yky kitabıdır.
Arka kapağında kitaba adını veren şu sözler geçer:
"Atasözü dedim, burda hemen bir iran atasözü anımsayabiliriz;
‘Türkçe bilenin işi rast gider’. Türkçe böylesine büyük bir dil. Ama dilimizin son yüzyılda kendisini iki kez yenileme çabasına girdiğini de unutmayalım. Türkçe dil devriminden sonra yeni yeni oturuyor. Bugün de tam oturdu sayılamaz. Belki de bazı yazarları ‘şive taklidi’ne sürükleyen nedenlerden biri de o günlerde Öz Türkçenin getirdiği sorunlardı, dilin oturmamışlığıydı belki de. 1940 kuşağından olup şive taklidine yönelmemiş yazarların on beş yıl kadar önce yazdıkları bugün daha okunaklı değil onlarınkinden.’’
"Bir medeniyetin iflası nedir, bilir misin? insan bozulur, insan kalmaz. Bir medeniyet, insanı yapan manevi kıymetler manzumesidir.
Cahilsin, okur öğrenirsin. Gerisin, ilerlersin. Adam yok, yetiştirirsin. Paran yok, kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur."
Sabahları okula gitmeden önce minik sobanın karşısında ekmek arası zeytin yiyerek hayat bilgisi'nin tekrar bölümlerini seyrettiğim, abimle el ele tutuşup okula gittiğim, matematik derslerinden çişim var bahanesiyle arazi olduğum günler. Sırf o günler yüzünden sözelci olduk ama neyse. Güzeldi.
Kazım Bey'e köşeyi bir milyon kez döndürmüş eylem.
Adam muzlu süt turizmi diye bir şey yarattı bunun için başka şehirden kalkıp gelen manyaklar var müsaadenizle ben onların aklına tüküreyim.
Şüphesiz, muhteşem Kill Bill'in en muhteşem sahnelerinden birinde çalan şu iki şarkıdır.
Don't let me be misunderstood zaten filmin gözbebeği fakat the flower of carnage bu sahneyi muhteşem kılıyor bence.
Parazit gibidir bunlar. Hiçbir zaman hiçbir şeyden memnun olmazlar, mutlu değillerdir çünkü mutsuzluzluk edebiyatı yapmayı çok severler, acıyla beslenirler ve sanki çok iyi bir cacıkmış gibi bunu insanlara yayarlar. Ha bir de sizinle sadece dert konuşurlar ama sadece konuşurlar. Sizin dertleriniz onların umrunda bile değildir yazık boşuna yormayın çenenizi çünkü anlatsanız bile sadece kendi dertleriyle yarıştıracaktır. Bu eziklerle vakit kaybetmeyin.
Memur olana kadar köreliyor zaten. Memur olduktan sonra her gün aynı yerde sabah 8 akşam 5 yapmaktan, her gün aynı yerde aynı insanların yüzünü görmekten ve her gün aynı yerde aynı işi yapmaktan kaynaklanan kronik bir sorun. Şifası için emeklilik bekleniyor fakat emeklilikten sonra da başka yerlerine şifa aramakla geçiyor zaman. Kısır döngü...
Başta gerçekten üzülmüştüm. Küçücük çocukların bombayla paramparça edilmesi her insanın yüreğini yakar. Hiçbir zaman yardım etmeyelim geberip gitsinler demedik hiçbir zaman öyle bir millet olamadık zaten. Ama sen yardım diye milyonlarcasını topraklarına alıp kendi milletinin huzurunu, düzenini alt üst edemezsin, kendi ekmeğini onların eline veremezsin. Verirsen karşılaşacağın şey bu tablodan başka bir şey olamaz. Bunları kalıbı bu çünkü daha önce bin kez tecrübe etmiş olmak yetmiyor mu öğrenmek için? Aç karnını doyurduğumuz itlere bak sen. Ulan 30 liralık faturanın 10 lirası vergiye gidiyor. O vergiler de senin aç karnına, kedi gibi yavrulayan ananının vajinasına gidiyor ya ben ona yanıyorum. Kendi vatandaşı kendi ilacını suriyeliye yazdırıyor ama...
Neyse pek kıymetli din kardeşlerimiz bizi beğenmemiş biraz da buna ağlayalım.
Ahahahah allah belanızı versin.
Soyut dönemin eşiğine tek ayağını bile sokamamış bir "çocuk" olmasına rağmen haddinden ve olması gerekenden fazlasını yüklenmiş çar. Okuduklarını anlamlandırma becerisini yaşı itibariyle henüz kazanamamış olduğundan mütevellit onun için okudukları yalnızca ezber yapacağı sayfalardan ibaret. Soru sorulduğunda kurulu gibi aynı şeyleri makine edasıyla seslendirmesinden aşikar. ilerleyeceği yolda kendisine psikiyatristlerin eşlik etmesini diliyorum. Zira gelişim sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için bu şart gibi görünüyor.