oren bayanin torunu
404 (örnek şahsiyet)
dokuzuncu nesil yazar 2 takipçi 46.80 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    tapusu senin mi olum

    1.
  1. 90'lı yılların "olum bak git" furyasıdır. tabi o zamanlar kamera ve video siteleri olmadığından bu muhteşem atar cümlesi mahallelerin tozlu kaldırımlarında yitip gitti. eskiden mahallelerini sahiplenirdi çocuklar. bir alt sokağın çocuklarının, bir üst sokakta oynamaları mümkün değildi. zira mahallenin bıçkın delikanlıları, ağzı sakızlı safinazları mahalleyi koruma altına alırlardı.

    -gidip kendi maaallenizde oynasanıza oolluum. burası bizim taam mıı.

    cümlesinin ardından akıllara ziyan bir diyalog başlardı. ağızlarından tükürük fışkıran, ara sıra da akan burunlarını çeken veletlerin can alıcı savunması aha bu cümle olurdu. bu veletlerin arasında akan burnunu koluyla silenler de vardı, onları tanımıyorum ben.

    -olum gitsenize burası bizim maaallee.
    -tapusu senin mi oluum? (tapunun anlamını sorsan bilmiyor. gerçekten bilmiyor)
    -evett biziim.
    -göstersene he göstersenee.
    -babam işe götürdü gelsin göstercemm.

    o baba hiç gelemedi, tapuyu da hiç getiremedi. zaten tapu da hiç olmadı. neyse ki akıllara kazındı bu savunma cümlesi de, hakka tecavüz edildiğinde tapu gerektiğini öğrendik. tapun varsa rahatsın hacı.
    2 ...
  2. çeçen mücahitler

    1.
  3. davalarında haklı olan zatlardır. annelerine-kardeşlerine acımasızca tecavüz edilmiş, evleri talan edilmiş, en yakınları zalimce katledilmiştir.

    ancak...

    bu zatların izlediğim daha doğrusu kendimi kasarak izlemeye çalıştığım birkaç videosunda gördüğüm zalimlik karşısında nutkum tutuldu. her ne kadar haklı olsalar dahi, kör bıçakla gırtlağı yavaş yavaş acı çektirerek kesmek ve can çekişirken ölmesini izlemek hiçbir dinde var olmamış bir vahşettir. hiçbir dava bu vahşeti yapma hakkını vermez insan olana. davanız din için değil, kişisel hırslarınız için zalimliğe dönüşmüşse, "mücahit" sıfatı pek iğreti duruyor üzerinizde. vesselam.
    11 ...
  4. türk insanının zeka takıntısı

    ?.
  5. bebeklik döneminde ebeveynlerin sebep olduğu travmalara dayanır kökü. 2 yaşındaki çocuk kare olan legoyu doğru deliğe soktu diye "ay maşallah teyzesi bu çok zeki yeaa" diyen, şımarıklıktan doğan hareketlilik ve arsızlığı hiper aktifliğe yorup yetmezmiş gibi hiper aktif her çocuğun da zeki olduğu kanaatine varan ebeveynler yüzünden bu kompleks işledi damarların en ücra köşelerine. zekanın çok dallı bir muhteşemlik olduğunu idrak edememiş bünyeler, belli unsurlar ve kanıtlara dayanarak küstahlık tasladılar lobların küflenmesine aldırmadan. 520 ile 120'yi kısa bir sürede çarpıp doğru sonuca ulaşmış bir birey, atomu parçalayacak kudrete sahiptir onlara göre. halbuki sözel, görsel yahut duyusal zekası vahim bir durumda olabilir pekala.

    siktiri boktan ıq testlerinin kokuşmuş rakamlarına güvenip kendilerini ilah eyledi aynı zatlar. bilseler ki kişinin ruh haline dayanarak her seferinde farklı sonuçlar elde edilebilir o testlerden. bilmezler işte.

    zeka tek başına ne anlam ifade eder başarı ile sonuçlanmıyorsa? çok bilindik bir hikaye vardır bu hususta. uydurma mıdır gerçek midir bilinmez lakin, durumu özetler.

    aynştayn bir kedi ve köpeğe sahip imiş. yoğun ve yorucu çalışmaları bölünmesin diye hayvanların gıdalarını yerinden kalkmadan nasıl yiyecekleri hususunda düşünmüş ve şu sonuca varmış. odasından dışarıya açılan iki adet delik açtırmak istemiş. böylelikle aynştaynın yanında duran hayvanları, acıktıklarında o delikten çıkıp gıdalarını temin edeceklermiş. hemen bir usta çağırmış ve fikrini ona açıklamış. duvara, biri kedi biri köpek için iki adet farklı boyutlarda delik açılmasını söylemiş. usta aynştayna dönerek;

    -sadece köpek için delik açsak kedi de aynı deliği kullansa?

    demiş. aynştayn bunun üzerine ustaya sarılarak "sen gerçek bir dahisin!" demiş.

    görüldüğü üzere sayısal zekası üstün olan zatlar çok basit mevzular için dahi sağ lobu kullanmaktan aciz olabilirler. zeka çok yönlüdür. onlarca işleyiş biçimi vardır ki bu bile komplekslerinizden arınmak için yeterlidir.

    tamam canım o legoyu doğru deliğe soktun. harikasın, gerçek bir dahisin dostum!
    1 ...
  6. tuvaletteki taşmış çöp kutusu

    ?.
  7. içindeki her türlü çişli, boklu atıkların enginlere sığmayıp taştığı çöp kutusudur. tuvalete girmeden önce kontrol etmediyseniz ki niye yapasınız bunu. işlemi hallettikten sonra kutunun içine eldeki pislik, lanet ve dahi iğrenç maddeleri kapağı açmak suretiyle atmak ister gönül. lakin oynar kapak açılmaz. kapağı gövdeden ayırıp açmak gibi zekice ve haşince bir plan geliştirir, ardından bu bedbaht işe koyulursunuz. ancak o da ne? kapağın açılmasıyla birlikte etrafa yayılır bok püsür. alah da kahretsin bu durumu. sinirle söylenmiş çok ilginç cümleler çıkar ağızdan.

    -kıçınızı siliyorsunuz bari peçetenin dışını temiz bırakın lan. katlayın ulan peçeteyi. içinde kalsın görünmesin. necis mahluklar. ne sıçmışsınız arkadaş. hay sıçayım bu işe.

    görüldüğü üzere ağızdan sıçmak fiilini ihtiva eden sözcükler fışkırır. ancak yapacak bir şey yoktur. kusmaya meyilli midenin eşliğinde toplanır necasetten arınamamış atıklar. her şeyi anneden beklemeyin. baktınız dolmak üzere kutu, değiştirin içindeki poşeti. sonra daha kötü oluyor olum valla bak.
    0 ...
  8. kulak memesini ısıran sivrisinek

    1.
  9. diğer uzuvlara meyleden dişi sivrilerden farklıdır. üremesi için gözüne kestirdiği mazlum eril sinek gözünü açmış, bir dişinin ağına düştüğünü fark etmiş ve geceleri eşinin yanına uğramaz olmuştur. dişi sinek durur mu? durmaz tabi. hormonları ağrı dağının tepesindeki bulutlar kadar coşkundur artık. kan emerken cinsel arzularını da tatmin etme peşindedir. neyse ki kulak emme fantezisi ile sınırlı kalır. inanmıyorsanız size küçük gelen bir eşofman üstü ile uyumaya çalışın. sınırlarını ve haddini aşmaya meyilli hormonu dağları delen dişi, kuyruk sokumuna da hallenecektir. allah da seni kahretsin.
    1 ...
  10. borç istemek

    1.
  11. çok zordur. jilet kesiğine limon kolonyası döküp "acımadı ki" demek gibidir. isteyen taraf olunca, kuyruğu dik tutmaya çalışmak gibi bir durum da olmaz. ezilirsin, un ufak olursun. aklından geçenleri söyleyebilsen keşke, söyleyemezsin zira laf kalabalığı yaptığının düşünülmesinden korkarsın.

    hele bir de çıkış yolları kapanmışsa ezelden, söylenecek en ufak bir cümle bile akıtır gözyaşlarını. ağlayamazsın tabi karşısında. daha fazla ezilip yok olmaya ne hacet. kuyruğu yine de dik tutmak gerek. başka zaman olsa bacağına sıçsalar kırılmazsın ama mevzu borç olunca hamile göbeği gibi olur ruhun. gerilir, her an çatlayacak kadar hassaslaşır.

    haline ağlarsın ve bilirsin ki, hayatın boyunca hiçbir koşulda bu kadar acımayacaksın kendine. siktir edersin sonra da, ölümden öte köy mü vardır dünyada.
    4 ...
  12. anket kültürü

    ?.
  13. "bu ne amk anketin kültürü mü olurmuş?" diyecekler için el tanım: sözlük kültürünü benimseyememiş zatların hiç olmazsa anket kültürünü idrak edebilmeleri için açıklayacağım kültür biçimidir. ben yaptım oldu. ayar vermeye meyilli kudurgan ruh; yan tarafta sözlük kızlarının pankreas ağırlıklarına kadar inceleyen zilyon tane gereksiz başlığa davet ediyorum seni.

    efenim anket nedir? kelime manasını irdelemezsek, sözlüklerde artık kural dışı sayılamayan, zira önü alınamayan zımbırtıdır. esasında sorun anket başlıklarda değil, bu başlıkların boku çıkarılarak açılmasındadır. pek tabi örnek vererek açıklayacağım. konumuz şarkılar olsun. şöyle bir başlık var mesela.

    -dinlenesi türkçe şarkılar.

    güzel, şarkılar ile ilgili bir anket açılmış. bu "dinlenesi" ifadesi esasında birçok şeyi kapsayabilir. dinlerken zevk alınan, göz dolduran, duygulandıran, bacak tireten, maziye götüren vs. zira kişinin bünyesinde herhangi bir his oluşturmuş ki dinlemiş bu şarkıyı. özür dilerim adeta bir embesile hitap eder gibi yazdığım için lakin net olmaya çalışıyorum. mevcut başlıkta şarkı adı verecek olan yazarlar, bu şarkıyı dinlerken nasıl bir hisse sahip olduklarını tanım ile açıklayabilirler pekala. en nihayetinde "şarkılar" kategorisi için bu başlık yeterlidir. ancak ne oluyor? şu oluyor efenim.

    -en mükemmel hisse kavuşturan şarkılar.
    -ağlamaktan basur eden şarkılar.
    -gülerken sümük fışkırtan şarkılar.
    -acayip güzel şarkılar.
    -acayipten de öte şarkılar.
    -fareyi deliğinden çıkarıp yılanın yanına götüren şarkılar.
    -mor ve ötesinden ziyade turuncu ve berisinden öte şarkılar.
    -sürüm sürüm süründüren bıngıl bıngıl sallanan şarkılar.

    daha da uzayabilir bu liste. "şarkılar"ı konu alan onlarca başlık... halbuki hepsi aynı başlık altında toplanabilir ve anket sevgisi ile dolup taşan zatlar o başlığı işgal edebilir. olabilir böyle şeyler valla bak. sanıyorum ki bu gereksiz başlıkların çoğalması "ehi ehi benim de başlığım var" isteğine yenik düşmüş yazarların sahiplenme güdüsüdür. çocukluklarına inip elmalı topitopun asfalta yapıştığı anı silmek isterim tabi. lakin kudretim sınırlıdır.

    sana ne yarraam diyeceklerin gıdıklarına salça sürer, fırının ıssız boşluğuna armağan ederim. niyetim yargılamak değil, fikir beyan etmektir. öptüm kib bye.
    1 ...
  14. satanizmin harika olması

    ?.
  15. çok doğru bir önermedir. ruhlara zerk ettikleri ışıktan gözler kamaşır.

    edit: sırf üçüncü yazıyı girip zahmet etmesin yazarımız diye yazdım şu sıçmığı. cevap verin karşı çıkın bir şey yapın lan üçüncü gelecek bak. tamam dikkatleri çektim başlığa dostum arkana yaslan ve izle. ekşın!
    2 ...
  16. bir liselinin aşkı

    1.
  17. her şey facebook'ta gezinirken duvarında gördüğü o resimle başladı. haydarcan, günlük ayar verme limitini henüz doldurmamıştı. ağzından akan salyaları nutella yediği kaşıkla çaktırmadan temizlerken, atarlanabileceği yeni kurbanlar arıyordu. ne yazık ki bugün kısmeti kapalıydı. hemen en yakın qanqasına özelden "şşş ayıqs oll" yazarak varlığını kanıtladı. "ne var amuna gayduğum xd zaaa" cümlesiyle qangasını yanıtlayan abdulgafur berke, dedesinin ismini ısrarla koymak isteyen babası ve modern bir isim arayışında olan annesinin kurbanı olan bu ismiyle parıldıyordu facebook aleminde. "diyaloq yapalım mı qanqss" sorusu ile abdulgafur berke'yi ters köşeye yatıran haydarcan, alacağı cevaptan emindi. "süpperr olurr qanqs. sıkıntıdan kendimi siqcem xd" dedi abdul. abdulgafur berke, gerçek hesabını kapatarak sahte kız hesabını açtı. vakit kaybetmek istemiyordu. haydarcan'ın cool bir görünüme kavuşması, nesli tükenen deniz koalasından daha önemliydi. dalgalara sarılamayan koaladan, yer küreye sığınırız.

    sahte hesabı ile facebook'a giriş yapan abdulgafur berke kafasında oluşan senaryoyu, biricik qanqası haydarcan'a anlattı. diyaloq şu şekil olacaktı.

    -sincanlı reyizz meliss: nbr seni çoqq beqeniyorum lütfen benimle çıqq :(((
    -haydarcan cccyarrakkafaccc: seni çıqartırsam inmen zor olur kevaşe. götüne sahip ol ayıqsss xd

    ardından 148 beğeni ve "ooo qanqs fena ayar vermişsin" cümleleri gelirdi nasıl olsa. bu anı ölümsüzleştirip facebook duvarında paylaşmak da haydarcan'ın göreviydi. muhtemel senaryoyu anlatan abdulgafur berke, üstün zekası ve geleceği öngören mükemmel algısı ile haydarcan'ın beğenisine layık olmuştu yine. ancak, haydarcan'ın bir görevi vardı. öncelikle duvarında son on dakikada paylaşım yapmış kızlara bakıp, kimin online olup olmadığını anlamalıydı. kızların cool tavırları neticesinde, onları sohbet bölümünde göremiyordu. ayıqs olması gerekiyordu ki, sürüdeki muhalif tavrı ile yeterince ayıqs idi haydar reyiz.

    itina ile duvarı gözlemlerken, o fotoğrafı gördü. sağ perçemi alt dudağına kadar uzanan selvi boylu dilaranaz huşu içinde gülümsüyordu haydarcan'a. nasıl olmuştu da 4.200 arkadaş arasında onu daha önce fark etmemişti? kendine afilli bir küfür savurarak "siqerim qaderimi, ölümüne aşq" diyen haydarcan, fotoğraf yorumlarına bakıp dilaranaz'ın sahibi olup olmadığını öğrenmeliydi. fotoğraftaki yorumlar tehlike oluşturacak cinsten değildi. 5 adet arkadaşı;

    -nice pic xd zaaa.
    -quşummmm muhteşemsinn. qapaq olsun qymt bilmeyeneeee. ANLAYANAA!11!!
    -DiLARA MŞGLSN SNRM :ss OK BYE.
    -TATLHIMMM SPER ÇIQMIŞSINN MUCK.
    -WANDIRFULLL!1!!

    şeklinde yorumlar yapmıştı. şüphesiz ki dilara yalnızdı. gerçi bir tane ibne, "ekle beni bebeqim" yazmıştı ama, iffetli ceylan dilara "yol aaall amına qorum" diyerek atarlanmıştı. evinin kadını, çocuklarının kınalı yapıncağını bulmuştu haydarcan. abdulgafur berke'yi unutmuş, avına doğru ufak bir hareketlenme eşliğinde yol alıyordu. avı ürkütmemek gerekirdi. korumacı bir tavır sergilerken, bir yandan da cool halini muhafaza etmeliydi. fotoğrafın altındaki yorum kısmına kıçındaki terleri umursamadan yöneldi ve;

    -ALEM QAVAT OLMUŞ. FACEBOOK'TA FOTOĞRAF BiLE PAYLAŞILAMIYOR BU ABAZANLAR YÜZÜNDEN. ALAYINIZI SiQERiM!!!

    diyerek heyecanla avının tepkisini beklemeye başladı. yanıt gecikmedi. ":) haqlısın haydar" diyen dilaranaz şüphesiz ki haydarcan'a açık kapı bırakmıştı. haydarcan, avını diğer aslanlara kaptırmamak için aceleyle özelden mesaj gönderdi. "slm" dedi ve dillere destan bir aşk bu slm kelimesi ile başladı. saatlerce konuştular. bir ara haydarcan;

    -2014'te nişan yaparız aşqımmm.

    diyerek dilara'nın gönlündeki tahtın tozunu aldı. dilara, bu eşi bulunmaz aşkın aleme duyurulmasını istiyordu. bu isteğini haydarcan'a söylediğinde, haydarcan listesindeki 4.200 kişiyi kısa bir anlığına düşündü. olsun, aşkı için twitter'ı delmeye bile razıydı.

    haydarcan cccyarrakkafaccc ile alemin prensesi dilaranaz'ın bir ilişkisi vardı artık. beğeni sayısı 400'e ulaştığında, beklenmedik bir gelişme oldu. bu ulu aşkın haberini canu gönülden destekleyen dostların arasında bir çakal belirmişti.

    -ALEMiN KAŞARI OLMUŞSUN DiLARA!!! BEQiRCAN SiKECEK BELANI!!

    cümlesini gördüğünde, haydarcan'ın kafatasında bir seğirme meydana gelmişti. kınalı yapıncağı, yaralı ceylanı, gül kokulu yastık kılıfı başkasına mı yar olmuştu yoksa? kaderin vicdansız oyununa nasıl katlanacaktı haydarcan? hemen dilara'yı sorguya çekmeliydi. bu ibnenin yazdığı şey gerçekse, namussuz bir kadınla asla evlenemezdi!

    -doqrumu bu amına qodumun söylediqi?
    -yhaa ayrıldıq dün onla. bişi yoq aramızda artıq.

    dedi dilara. artık hiçbir şey durduramazdı haydarcan'ı. aşkını kalbine gömüp, kollarına faça atacaktı. zaten kader ona hiç gülmemişti. dinlemedi dilara'yı haydarcan. tez elden duvarındaki haberi değiştirdi ve;

    haydarcan cccyarrakkafaccc'ın ilişkisi yok yazarak acı dolu günlerinin ilk adımını attı. sağ kolundaki bluzu sıyırarak, faça atacak alan arayışına girişti. neyse ki biricik dostu abdulgafur berke, bu kahpeler gibi değildi. duvarına uzun uzun bakan haydarcan;

    -biz qideni değil, qiden bizi qaybetmiştir!! alem qaşar olmuş, dostlarım benimle!!

    yazdı. abdulgafur berke, acılı kankasını yalnız bırakmazdı elbette.

    -boş geç qanqs. o düşündüğümüz şheyi yapalımmı?

    diye sordu. şüphesiz ki aşk acısı, dostların yardımı ve başka uğraşlarla hafiflerdi. ardında bıraktığı gözü yaşlı dilara'yı zihninden silen haydarcan, bir aşkı daha geride bırakmıştı. artık aşk defteri kapanmıştı. bundan böyle, ayıqs olup babasının yattığından emin olduğu saatlerde oda sıcaklığında mayışmış birasına sığınacaktı. hayat, son sillesini vurmuştu haydarcan'a...
    2 ...
  18. şüphesiz ki başlık başlığı açanındır

    ?.
  19. sözlük yazarlarının hemen hemen hepsinin davranışlarına hakim olmuş anlayıştır. yazarın biri bir başlık açar. amacı, kendi fikrini bir başlık altında sunmaktır. buraya kadar her şey normal. yazar dediğin başlık açar zaten. ancak kurban olduğumun başlığı öyle değildir. herkes o şekilde başlık açar ama gelişmeler bu şekilde olur. şekli açacağım elbette.

    efenim bu fikri parmağından çıkmak için can atan yazarımız, başlığı açmasının akabinde başlık altında beyan edilen fikirleri dehşete düşüren bir azimle takip eder. pek tabi bu durum da normaldir. zaten biricik yavrucağı, kınalı başlığı asla kimsesiz bırakılmamalıdır. konudan git gide sapıyorum toparlayacağım elbet. mesela kişi şöyle bir başlık açmıştır;

    -orangutanların çok seksi hayvanlar olması.

    fikrini belirten yazarımız, neşe içinde sözlükte sek sek oynarken beklenmedik bir gelişme yaşanır. yazarımızın aort damarı, kalbine baskı yapmaktadır gördükleri karşısında. o da ne? bir başka yazar aksi yönde bir fikir beyan etmiş, utanmadan onun başlığına tecavüz etmiştir. tez elden okçulara haber vermeli, siper ardından keskin bakışlar fırlatılmalıdır. o başlık onundur! o başlık altına yazılan her kelam, ona yazılmıştır başlığa değil.

    eksi vermek yetmez çoğu zaman. ya mesajla uyarır ya da "sen böyle yazmışsın ama yazdığımı okumadın galiba behey dürzü" diyerek çemkirir. böcüğüm okudum, yaralı maralım okudum. okudum ama ben sana değil başlığa yazdım. niye o kadar önemsedin ki varlığını? niye bütünleştin ki başlıkla? ayrıl da gel yiğidim, kop da gel.

    not: bir yazarla aramızda geçen bir diyalog sonrasında bu başlığı açmış bulunmaktayım. şahsına yönelik bir patlama değildir, üstüne alınmamasını önemle rica ederim. birikmiş mevzuların akabinde haka dansı yapan şah damarımı dizginleyememe sonucunda açılmış bir başlıktır. ahey ahey.
    0 ...
  20. diyalog yazarken parantez içi açıklama eklemek

    ?.
  21. sözlük yazarlarının sıklıkla gerçekleştirdiği eylemdir. daha da açmam gerekirse, fikrini bir diyalogla sunmak isteyen sözlük yazarı, diyalogda yer alan her hayali konuşmanın yanına bir de parantez açar. niye? çünkü okuyanların yazdığı cümleyi algılayamayacağını düşünecek kadar naif bir zihni vardır. bu düşünceli halini tasvip etmekle birlikte, diyaloğa sıçtığını ve eksiye uzanacak elleri galeyana getirdiğini belirtmek isterim. örnekle açıklamak gerekirse;

    başlık; klozet kenarına işeyen tarantulaya sahip insan.
    entry:

    -hıdır ne yapıyorsun abi sen? (tarantula'nın konuştuğunu zanneden bireyin cümlesi)
    -ağbi benim hatun senin götünü sokmaya geldi bulamayınca intihar etti be abi. (ahaha çok iyi yaa)
    -neyse bişey derdim ama. (tuvalette cenaze namazı kılamıyor dua okumak günah tabi)

    şimdi bu ve buna benzer diyaloglar zaten zerre gülme etkisi oluşturmazken, bir de "siz embesilsiniz ve ben anlamanıza yardımcı oluyorum) diye bağıran parantezler daha da itici görünüyor.

    sayın diyalog yazarı; bilmelisin ki, ülkenin genel algı seviyesine rağmen diyaloglar aslında anlaşılıyor. anlattığı fıkraya gülünmeyen adamın düştüğü durumdan kaçındığını biliyorum. ancak bunu yapma. parantezler esprinin anlaşılmasına yardımcı olsa da, gülme haline bir katkısı olmuyor. bilakis, ağlatıyor iticilikten. öptüm kib bye aeo.
    0 ...
  22. sincan lı gençlik

    ?.
  23. aslında doğrusu; sincan'lı gençliq olan cümledir. şimdi arkana yaslan ve bu gençliğin tasvirini oku ey yazar. uzun olacak, o yüzden uyarayım dedim. hala vazgeçebilirsin.

    efendim vakti zamanında sincan'lı ergenlik çağındaki bir kızı eklemişim facebook'tan. ne ara ekledim, o kız kimdir hiçbir fikrim yok. ara ara duvarımda görürdüm de elleşmezdim. sonra bir gün duvarımda bir fotoğraf gördüm. koluna jiletle isim yazmış bir ergen. saçları yer çekimine meydan okuyan cinsten. mor bir şapka takmış ve adet olduğu üzere şapkanın ön tarafını yamultmuş. fotoğrafı açtım ve baktım ki bir aşkın eseri değil bu fotoğraf. "qaNqA"sı "sing" adını verdikleri bir eylem istemiş bundan. o da kankasına o kadar değer veriyormuş ki, jiletle derisini yüzerek yapmış bunu. bu sing denilen zıkkımı da henüz çözemedim ancak, gözlemlediğim kadarıyla çeşitli organlarına ya da bir nesneye bir isim yazıp fotoğrafını çekerek paylaşıyorlar.

    o günden sonra incelemeye aldım bu kızı. tüm paylaşımlarını takip ediyorum ama klavyeyi sıkıyorum sinirimden. evet sıkılabiliyor. kızın arkadaş listesinden yaklaşık 100 tane genele açık profili de ziyaret ettim. hepsi sincan'lı ve hepsi façalı. en son 16 yaşındaki bir kızın sağ kolundaki 50 tane faça izini gördüm. "alayına gideeeerrr" yazıp paylaşmış fotoğrafını. gelelim maddeler halinde bu gençlik türünün tasvirine.

    -çıkmak deyimini çok sık kullanıyorlar ve mütemadiyen birbirleriyle çıkıyorlar. "orospu" "amk" gibi tabirler adeta çerez onlar için. durmadan fiili olmasa da sözlü olarak birbirlerini sikiyorlar. sikerim lan seni, siktiğimin çocuğu, siktirme amını, sikti bozdu beni, sikersem bozulursun vs.

    -sürü halinde yaşıyorlar. topluca çekilmiş fotoğraf yorumlarında, "en değerlim mucq" dediği kişiye ertesi gün "kevaşeee amına goduum orospusuuu. tüm sincan üstünden geçtiii" deme özelliğine sahipler. sürülerde bu tür sorunlar olabilir. dişi aslanı elde etmek için erkek aslanlar dövüşebildiği gibi, erkek aslanı paylaşamayan dişi aslanlar da birbirlerine yımrık atabilirler. ama mevzu ceylan avı olunca, tüm gerginlik yok olur.

    -mevzu adını verdikleri bir ayinleri var. mevzu varsa dalarız, mevzu mı var? , mevzunun alayına girerim gibi atarlanma halleri mevcut. bak bu atarlanma tabirini de onlardan öğrendim.

    -örgün eğitime devam eden velet sayısı çok az. hemen hemen hepsi okuldan atılmış ve açık öğretime yönelmiş. kimi müdürü dövmüş, kimi "kıl olduğu" kızın yüzüne faça atmış.

    -evrenin tüm sırrını çözmüş halleri beni benden aldı. henüz 15 yaşındaki kızlar, "ben bu dünyanın kahrını çektim de büyüdün gülüm" diyebiliyor.

    -çok afedersiniz bu tabiri hiç kimseye kullanmadım ama çok sinirliyim. gencecik çocuklar, henüz çocuk olanlar orospu olmaya meyletmişler. "kömürlükte sikti bunu haydar" dediği kız, henüz çocuk. durmadan birileriyle sevgili olup, götlerine başlarına isim kazıyorlar. sikmek ya da sikilmek, onlar için su içmek gibi. adeta bir yaşam belirtisi.

    -kan akıtmak bu sürünün ayini. kendisinin ya da bir diğerinin kanını akıtmayanı sürüden dışlıyorlar.

    -zeka seviyeleri 2 yaşındaki bir çocuğun zeka seviyesiyle aynı. ya da yok lan, 2 yaşında yeğenim var şimdi kırmayayım çocuğun kalbini.

    -erkekler de kızlar da tek tip. erkeklerin yer çekimine meydan okuyan çeşitli şekillere bürünmüş saçları ve düşük bel pantolonları, kızların ise saç düzleştiricisinin tecavüzüne uğramış devasa perçemli saçlarına eşlik eden dar paça pantolonları.

    daha yazmak istediğim çok şey var ama durmalıyım. bir gün bu kızla konuşup, yavrum senin-sizin derdiniz ne ? diye soracağım. leylek mi sikti sizi de bu hale geldiniz? diyeceğim. şimdilik sadece gözlemliyorum.

    bugüne dek hiçbir insan türüne bu denli tiksinti ile bakmadım. zira kişilerin kendi tercihleridir, ne istiyorlarsa onu yaşarlar fikrine sahiptim. ancak ankara sincan'daki gençliğin tez elden rehabilite edilmesi gerekir. adam akıllı eğitim verilmesi ve bu mazo-sado hallerinden arınmaları gerekir. pek tabi hallerinden memnunlar, ancak bunların meydana getirdiği çocuklardan korkarım ben arkadaş. bu neslin bir alt versiyonundan ürkerim ben. rehabilitasyon merkezi konusunda gayet ciddiyim. imkanım olsa bu ilçeye birkaç merkez kurar, gerekirse zorla bu çocukları içine tıkardım. vesselam.
    7 ...
  24. sözlük yazarlarının başka sözlükleri eleştirmesi

    ?.
  25. bayılıyorum bu türe. elimde olsa hepsini bir dernek altında toplayıp, burun deliklerinden saat başı sıvı şeker boşaltırım. devlet bana bu imkanı vermeli bence. dövlet bağa dernek kurmir.

    efendim istisnasız tüm sözlüklerde bulunur bu türler. en iyisi kendi sözlüğüdür. öylesine komik bir biçimde sahiplenmiştir ki sözlüğünü, diğer sözlükler ona göre tü kakadır. diğer sözlüklerin trolleri bile kendi trollünden daha aşağılıktır. her daim kendi sözlüğünde bu hislerini paylaşır ancak yetmez bu paylaşım ona. ne mi yapar? maddeler halinde belirteyim.

    -öncelikle kendi sözlüğünde açılmış olan diğer sözlüklerin başlıklarına kinini boşaltır. "saçma sapan insanların bulunduğu sözlüğümsü. ahaha çok iyi yaa" favori cümlesidir. oyhş yirim.

    -yetmez. gider o sözlüklerde üyelik alır. atılıncaya kadar kendi sözlüğünün başlığına övgüler yazar. "burası çok kastı ya kızlar x sözlüğe gelsenize" diye espri yapar başlıklarda. dimağımı kurutur pezemenk.

    -yetmez. üye olduğu diğer sözlüklerde yazarlara mesaj atar. "falanca sözlükten geldim. amacım reklam yapmak değil ama buradakiler çok salak. senin gibi bir yazarın burada harcanmasına katlanamam. nicedir seni takip ediyorum" diyerek yazarların totoşlarını kaldırır. yazarlar geri zekalı ise buna kanabilir.

    -ona göre kendi sözlüğü, tüm enlerin sahibidir. yılmadan, usanmadan bunu dile getirir. behey dürzü! neden altı üstü fikir beyan ettiğin bir yeri bu denli sahiplenirsin ki? sonra bir hatandan dolayı atıldığında, yahut bir haksızlıkla karşı karşıya geldiğinde, ağzı yerine götüne şeker sokulmuş bebek gibi mızıldanıyorsun? niye? çünkü gereğinden fazla sahipleniyorsun her boku. trip atan sevgilinin naif ürkekliği var sende valla bak. yapma, etme. geç olmadan dön. bu gittiğin yol, yol değildir gardaş. gel beni dinle, kurtul şu illetten. hadi cücüğüm, hadi ketçabına yandığım. öptüm kib aeo.
    3 ...
  26. orucun namazdan daha mühim olduğu yanılgısı

    1.
  27. islam dinine mensup bireylerin birçoğu tarafından iddia edilen, yahut iddia edilmese de çeşitli davranışlar silsilesinin ardından meydana çıkan yanılgıdır. halbuki ikisi de islamın şartıdır ve namaz, oruçtan önce gelir. "müslümanı diğerlerinden ayıran fark namazdır" şeklinde de bir hadis mevcuttur.

    oruç tutmayan bir insana "şuna bak oruç tutmuyor münafık!" denilirken, yahut sırf oruç tutmadığı için şiddete maruz kalıyorken o kişi, hiç kimse namaz kılmadığı için bir müslümana şiddet uygulamaz hatta yargılamaz. "napsın işte nefsine yenik düşmüş kılamıyor" şeklinde bir hoşgörü de sunulur o kişiye. lakin aynı kişi nefsine yenik düşüp oruç tutmadığında, dinden çıkmış muamelesi görür. neden? çünkü bu yargılayan ve fiili olmasa da şiddet uygulayan zatlar sadece 1 aylık müslümanlardır. geriye kalan 11 ayda kendi müslümanlıklarını dahi hatırlamazlar. lakin 1 aylığına müslüman görünmek kolaydır. her ne kadar açlık gibi bir bedel ödense de.

    islamın şartlarının ilk maddesinde namaz yer alır. kılınamıyor olması gibi bir durum söz konusu değildir. zira hastalık anında bile namaz kılınabilmesi için çeşitli kolaylıklar sunulmuştur. teyemmüm, oturarak kılma, göz ile ifa etme vs. ancak oruç, tutulamayacak kadar hasta olma halinde tutulmayabilir. orucu göz ile ifa edemediğimiz gibi, tutabilmek için hiçbir kolaylık da yoktur. eğer oruç tutmaması gerektiği doktor tarafından söylenmişse, kaza edemeyeceği bir zaman diliminde hastalığı devam ediyorsa, o kişi orucu kaza edemez. niyetine bağlı olarak bir bedel ödeyerek affa maruz kalabilir. ancak namaz için bu durum asla geçerli değildir. akıl sağlığı yerinde olan felçli bir hasta bile, teyemmüm ve göz yardımı ile namazını kılmak zorundadır. islamın emri bu yöndedir.

    merak ettiğim şudur ki, islamın tüm emirleri bu kadar açık ve net iken, bu çoğunluğun oluşturduğu sözde müslüman kesim hangi akla hizmet ederek yoruluyor da 1 aylığına diğerlerini münafık ilan etme küstahlığını gösterebiliyor? madem dinine bu kadar düşkün bu zat, madem islamı yaymaya pek hevesli, peki neden kalan 11 ayda namazı hiç hatırlamıyor? namazın kılınmamasına nefse yenilmek bahanesini sunabiliyor da, oruca neden aynı yaklaşımı sunamıyor?

    sayın tatlı su müslümanları; oruç namazdan daha üstün değildir. bunu idrak ediniz ve o çirkin ruhlarınızla sunduğunuz eleştirileri ve şiddeti kendinize yöneltiniz. bakın, namaz vakti geçiyor...
    3 ...
  28. © 2025 uludağ sözlük