Herkesin kafasına kazıması gereken gerçektir..
Ülkemiz özelinde %10 barajının kaldırılması gerektiği tartışmalarına iktidar mensupları bu bir anayasa darbesidir demişlerdir..
Bugün için AKP'nin elinde yeterli oy olabilir.. Ama olmadığı durumda dahi bir sürü alavare dalavere ile çıkarılacak abuk sabuk kanunlarla
YSK'nın etkisezleştirilmesiyle vs... akp iktidarda kalmaya devam edecektir..
Yani tarih bize göstermiştir ki gitmemek üzere gelen iktidarların devrilmesi için iki yol vardır...
Ya darbe ya da halk ayaklanması..
Bu darbe bazen içeriden bazen dışarıdan olur..
Halk ayaklanması ise yaşanacak olan büyük ekonomik krize rağmen koltukta oturmaya devam edenlere karşı yapılır..
Sözün özü muhalefet partilerinden medet uman varsa çok bekler...
Bu akşam Fatih Belediyesi'nin düzenlediği sempozyumda ülkücüler trafından gerçekleştirilen eylem.
Etkinliğe katılanların nerdeyse tamamının protesto için gelmesi de Nagehan için acı bir ders olmuştur..
insanın kendi doğasına ihanet etmesidir. Fanatikse çoğu zaman bu gerçeği saklamaya çalışır. Ne alakası var olum pozlarına girer. Ama kendisi de çok iyi bilmektedir ki bu türden bir durum yanlış tercih hatası nedeniyle hayatı boyunca karşısına çıkacak bir utançtır.
Doğuştan aslan olan bir insan kişisinin simgesi civciv olan bir takıma özenmesi gömleğin bol gelmesi gibi bir şeydir kanımca.
kep giymenin ilkokula kadar indiği düşünülürse, nasıl bir bokun içinde debelendiğimiz açıkça görülmektedir.
mezuniyet baloları ise, kadınların dişiliğini göstermek için aylarca öncesinden plan yaptığı, en seksi ben olayım diye birbirleriyle yarışa girerek, kendilerini cinsel meta haline getirdiği aptal eğlenceler.
ondan sonra da yok efendim kadınlara mobing yapılıyor, iş yerlerinde taciz ediliyor, oramıza buramıza bakılıyor laflarını duyuyoruz.
sen kadın olarak kendi bedenini cinsel meta haline getirmekten zevk alıyorsan, eskiden köle tüccarlarının elinde bulunan kızların malını pazarlamak için kullandıkları tekniklerin post modern halini kullanıyorsan, dolasıyla gittiğin o balo veda eğlencesinden ziyade her boka benziyorsa sorunu önce kendinde arayacaksın.
ANKARAda ilköğretim okulu 8inci sınıf öğrencisi sbs mağduru 15 yaşındaki Nazik Kıraç'ın intihar etmeden önce ailesine bıraktığı notta yazan cümledir.
Bu cümle aslında sadece o küçük çocuğun değil Türkiye'de yaşayan herkes için hayatın özetidir.
Bir de uzmanlar vardır ülkede. Biz demiştik çocuklar yarış atı değil diye aileleri uyarırlar. Güçler bu çarkın içine çomak sokmaya yetmez. Bu sistemi kim kuruyor kimler bundan ne elde ediyor? Ülkede insan hayatına neden değer verilmiyor bunları sorgulamazlar. Onların gücü ancak neden çocuğunu yarıştırmak zorunda olduğunu bilmeden yarıştıran ailelere yeter çünkü..
başbakan erdoğan'ın en kalbi duygularıyla, dindar "altın nesil" e seslendiği, yakın zamanda tamamlanacak olan hitabedir.
atatürk'ün gençliğe hitabesinin kaldırılması ile birlikte, yeni bir hitabenin yazılması gereksinimi ortaya çıkmıştır.
--spoiler--
cebren ve hile ile hanımlarımızın baş örtüsü zorla çıkarılmış, bütün camiler zaptedilmiş,imam hatipler kapatılmış, ışık evleri baskına uğramış, memleketin bütün ulemaları sürgüne yollanmiş olabilir. bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olan kemalistler,yüce dinimiz islama,alemlerin peygamberi olan hz muhammed (s.a.v)ve onun kitabı kuran-ı kerime hıyanet içinde bulunabilirler.
hatta bu iktidar sahipleri, modernleşme adı altında memleketimizi fuhuş yuvası haline getirebilirler.
ey müslüman kardeşim, işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen müslümanlığı müşriklerden kurtarmaktır.
muhtaç olduğun kudret ve ihtiyacın olan para daha önceden kurduğumuz derneklerin gizli kasalarında mevcuttur.
nihat özdemir'in üç büyük kulüp birleşse fenerbahçe'nin borsa değerine ulaşamaz sözleriyle adı konulmuş büyüklüktür.
yıllardır her başarısızlıkta gözyaşları içerisinde islam çupi'nin "fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz" sözleriyle teselli bulanların neyi kasettikleri anlaşılmıştır.
ps: şimdi uefa kupasından süper kupadan mı bahsedeyim ya da senin baktığın bakış açısıyla oturup muhasebe yapıp riva'daki arazilerden galatasaray adasından mı bahsedeyim. hayır sen fenerbahçe kulubünü satsan alamazsın da..
2012 türkiye'si insanların konuşma fikirlerini söylebilme hakkının olmadığı, basının susturulduğu, davaların haksız suçlamaların isnatların havada uçuştuğu, bugün kimler içeri alınacak diye geyiklerin yapıldığı, haksız hukuksuz dinlemeler yüzünden insanların özel hayatının olmadığı kirli rezalet kepaze bir türkiye'dir
21 aralık 2012'de toplu olarak insanlığın sona ereceğini bilen cenaze şirketinin uyanıklık ederek o gün gelmeden bir an önce hasılat yapmak için uyguladığı promosyondur. artık ölmenin tam zamanıdır her gün ölmektense, bir an önce ölünmelidir.
--spoiler--
antalya'da hizmet veren bir cenaze şirketi, kuruluşunun 20. yılında ilginç bir kampanyaya imza attı. şirket sahibi murat arslanoğlu, fiyatta yüzde 20 indirime gittiklerini belirterek,"5 cenaze defininden bir tanesini halkımıza ücretsiz sunuyoruz" dedi
--spoiler--
imamların, hacı-hocaların akademi görmüş hali olmaktır.
zira ilahiyatçı teolog ile aynı anlama geldiği halde,
ülkemizdeki değme ilahiyat profesörlerinin, (bir kaç istisna dışında) felsefeden, çeşitli inanç sistemlerinden, dinler tarihinden, diğer bilimlerden bihaber olduğu yaptıkları konuşmalardan belli olmaktadır.
o bakımdan, türkiye'de ilahiyatçılar, islamın emirlerini, hükümlerini, hadislerini,kur'an ayetlerini, neyin uygun neyin yasaklandığını söylemekten öte iş yapmazlar. Bütün işleri güçleri, ülkede yaşanan güncel olayların islami yorumunu yapmaktır.
ne yaptıkları bilimdir ne de profesörlükleri profesörlüktür.
hakan şükür'ün içerisinde farklı sözcüğü geçmeyen tek bir cümlesi olmaması durumudur.
son röportajıyla bir kez daha farklı kelimesine olan takıntısını ortaya koymuştur.
--spoiler--
türk sporunun geliştirilmesi için neler yapılabilir?
sporun temel öğesi atletizm, öncelikle iyi bir atlet olmak lazım. sporcu ruhu taşımak, bugün ülkemizde yaşanan bir çok soruna da çözüm olabilir. maçtan ya da antrenmandan sonraki ruh haliniz ve sinirsel katsayınız çok (bkz: farklı) oluyor, daha mülayim bir yapıya dönüşüyorsunuz
çevre ve şehircilik bakanı erdoğan bayraktar'ın "o kupa trabzonspor'un" şeklindeki sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
bakan olması herhangi bir şeyi değiştirmiyor. bir kişinin takım tutması, bir şehre ait olması zaman zaman insanlarda hak arayışlarını (bkz: farklı) duygulara götürebilir ama bu yargının işi. trabzonspor, fenerbahçe ile ligi aynı puanda bitirmiş, şampiyon gibi algılanması gereken bir takım, yani bir nevi o ligin şampiyonudur.
hatırlanacağı gibi milletvekili olduğunda şuna benzer bir konuşma yapmıştı:
--spoiler--
milletimiz verdiği oylarla bu göreve bizi layik gördü. bu vesileyle oy veren vermeyen herkese öncelikle vatandaşlık görevlerini yerinde getirdikleri için teşekkür ediyor beni kendilerine vekil seçen bu teveccühü gösteren aziz milletimize minnet duygularımı ifade etmek istiyorum.
şu an çok "farklı" duygular içindeyim. çok "farklı" bir ortamda çok "farklı" insanlarla bir arada olacağım. spor ve siyaset çok "farklı" iki kulvar. siyasetin toplumun çok "farklı" kesimlerine çok "farklı" şekillerde yaklaşması gerekiyor.
"farklı" partilerin "farklı" görüşleri, çok "farklı" bir uzlaşma gerektiriyor. eskiden çok "farklı" bir alanda bu milletin yüzünü güldürürken inşallah şimdi çok daha "farklı" bir alanda bunu yapmaya çalışacağız. işimizin çok zor bir o kadar da heyecanlı ve çok "farklı" bir motivasyon gerektiren bir iş olduğunu biliyorum. meclis ortamında çok "farklı" tartışmaların çok "farklı" isimler tarafından çok "farklı" mecralara çekilerek çok "farklı" seçmenlere mesaj vermek kaygısıyla yapılması muhtemeldir. ama biz ak parti olarak türkiye'nin çok "farklı" kesimlerini kucaklayan bir siyasi oluşum olduğumuzu söylemek istiyorum. çok "farklı" siyasi partilerin girdiği meclis umarım kavgasız gürültüsüz bir yasama yılını geçirir.
saffet sancaklı benim eski takım arkadaşım. onunla "çok farklı" iki parti de seçime girdik. seçilemediğini öğrendim ama onun için de hayırlısı olmasını diliyorum.
--spoiler--
gerçekten çok "farklı" bir insandır kendisi...
--------------
hakan şükür sinirlerini bozzabiliyor insanların
kasedi hızlı sarıp çılgınca çok farklı cümleler kurmak istiyebiliyorsunuz.
çok farklı, farklı çok....
farkın farkında olanların çok olduğu bir farktır bu fark. fark etmediklerimizin çokluğu ile farkın farkındalığı ile birleştiğinde işte o zaman farkın farkında olmanın çokluğu çoğunluktadır. farkın çok olduğu yerde çok farklılık farklılığın farkında olanların çoğunluğundan doğan bir farkla fark edilir ancak. çok farklı olmak farklı olmanın çoğalmış haliyse eğer farkın farkında olmamak nedendir sorarım size?
bir galatasaraylı olarak üzülerek izlediğim durumdur. futbolculuğu boyunca sürekli siyasi görüşleri cemaate yakınlığı ve çeşitli nedenlerle hep çıban başı olan hakan şükür'ün siyasete atılarak bu özelliğini devam ettirmesi durumudur.
son olarak lig tv de yorumcu olmak istediğini açıklamış ve tartışma yaratmıştı.
son verdiği röportajda ise sporun içinden gelen biri olarak, siyasetçilerin futbola müdahale etmemesi gerektiğini söyleyememiştir.
--spoiler--
çevre ve şehircilik bakanı erdoğan bayraktar'ın "o kupa trabzonspor'un" şeklindeki sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
bakan olması herhangi bir şeyi değiştirmiyor. bir kişinin takım tutması, bir şehre ait olması zaman zaman insanlarda hak arayışlarını farklı duygulara götürebilir ama bu yargının işi. trabzonspor, fenerbahçe ile ligi aynı puanda bitirmiş, şampiyon gibi algılanması gereken bir takım, yani bir nevi o ligin şampiyonudur.
--spoiler--
henüz iddia aşamasında olup, gerçeklemesi kuvvetle muhtemeldir.
--spoiler--
alman futbol federasyonu'nun müstakbel başkanı wolfgang niersbach, 2020 avrupa futbol şampiyonasının ev sahipliğinin türkiyeye verileceğini iddia etti.
--spoiler--
bir milletin kendi tarihinin, kendi yazgısının, kendi kahramanlarının yarattığı
sadece kendisine ait olan milli bayramlarına küfredip aşağılayıp,
araplardan ithal ettiği bayramlarda boynunun kıldan ince olması durumudur.
işte bu millet türk milletidir. dünya da kendi milli değerlerini aşağılayan tek devlet.
ileri demokrasiyi yaşadığımız şu günlerde sabırsızlıkla beklediğimiz uygulamadır.
19 mayıs gençlerin bacak showu
23 nisan küçük kızların ahlaksızlığı
29 ekim faşist diktatörlüğün güçlendirmesini sağlayan tören
30 ağustos askeri vesayetin güç gösterisi
gerekçesiyle kaldırılmasını isteyen zihniyet, modern batı dünyasında böyle törenlere yer olmadığı, bu tür merasimlerin çocukların ve gençlerin eğitim hayatında kesinti yaratarak olumsuz yönde etkilediğini düşünüyorsa,
21. yüzyılda artık yeri olmayan bir vahşet bayramı olan kurban bayramı, hangi amaca hizmet ettiği bilinmeyen, otuz gün aç durup açlıktan çıkan insanların oh be kurtulduk diye üç gün boyunca eğlendiği şeker çikolata bayramını da aynı gerekçelerle yaklaşarak resmi tatilini iptal etmelidir.
neticede kurban bayramı ve şeker bayramı çoğu zaman kamu kurum ve kuruluşlarında ve dolasıyla okullarda 9 gün tatile neden olmaktadır. ve bu tatil çocukların eğitim hayatını olumsuz yönde etkilemektedir.
bir vahşet bayramı olan kurbanın çocukların ruhsal gelişimini etkilemesi de cabası.
uygun bir kanalda düzenli olarak duello yapmaları halinde tüm zamanların en çok ses getirecek programlarından birine imza atacak ikilidir.
nihat genç'in vicdanından çıkan sözcükler rasim ozan kütahyalı'nın yalakalığını omurgasızlığını dağıtacaktır o ayrı.
bir başka deyişle, koyun gibi oluşudur. türklerin tarih boyunca hiç bir zaman esir olmadığı gibi hamasi lafları bir kenara bırakırsak, bu topraklarda yaşayan insanların siyasi erklere her dönemde kayıtsız şartsız teslim olduğu, isyan etmediği çok açıktır.
bir çeşit stockholm sendoromudur. bir siyasi erk gelir ve toplumu teslim almaya başlar. güçlendikçe otoritesini artırdıkça halk bundan bir çeşit mazoşist bir zevk almaktadır.
görünürde halk bu durumdan şikayetçi ve hoşnut değildir hatta canını acıtmaktadır ama buna mukabil siyasi erkin gücü ve karizması ona doyumsuz bir zevk vermektedir. hatta bu durum o eski karizmatik yapmaktadır.
şayet siyasi iktidar yeterince güçlü değilse onun bu zayıflığı halka zevk vermemekte bu erkin bu işi başaramadığı gibi bir düşünce uyandırmaktadır.
belki de bu yüzden sürekli değişen siyasi iklim bir öncekiyle hesaplaşma yoluna gitmektedir.
bu ülke ne zaman isyan eden protesto eden hükümetlere siyasi güçlere geri adım attıran isyankar bir halka sahip olacaktır.
merak konusudur.
sözün özü çıkarılan sonuç türk halkını bir kadına, siyasi iktidarları erkeğe benzetirsek, kadın erkeğinden kendi canını yakan mazoşist bir cinsel doyum istemektedir. dişisine saygı duyan değer veren onu yücelten normal bir sevişme onun zayıf olduğu iyi güçlü bir erkek olmadığı intibası yaratmaktadır.
belki de tüm bunlar padişahlıktan cumhuriyete kansız bir şekilde geçmenin sonucudur. neticede bu topraklarda fransız ihtilali gibi kanlı bir hesaplaşma yani o ara süreç hiç yaşanammıştır. bu yüzden türkiye'de cumhuriyet sanıldığı kadar köklü ve sağlam temeller üstüne kurulu değildir.
bir tür otokrat güçlü iktidar modeli halka her dönem tarifi imkansız zevkler vermiştir.
eninde sonunda gerçekleşecek hadise. tarih bize defalarca her güç birliğinin misyonunun sonuna doğru yaklaştığında, bu tip güçler çatışmasına yol açıp birliğin kırldığını göstermiştir.
cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde bu çatışma ayyuka çıkacak recep tayyip erdoğan'ın egosuyla cemaat'in seni biz yarattık istediğimizde tasfiye ederiz düşüncesi çatışacaktir.
türkiye'nin yaşadığı sürecin, geldiği karanlık noktanın adıdır. diktatoryanın ilanıdır.
Lakin türkiye'de asker devleti bile polis devleti kadar tehlikeli olmamıştır.
askeri vesayetin olduğu dönemlerde dahi asker ile siyaset arasında hep sürtüşmeler olmuş hiç bir zaman bu denli toplum üzerinde baskı oluşturulamamıştır.
kimsenin dur diyemeyeceği bir iktidar, tamamen kontrolden çıkmış cemaat, yargıyı siyasi erkleri devletin kurumlarını kendi emir kulu gibi gören emniyet yapılanması türkiye'yi hızla uçuruma sürüklemektedir.
her dönem geçerliliğini sürdüren sözdür. özellikle vatandaşına değer vermeyen insanca muamele etmeyen toplumlarda daah iyi hissedilir bu.
en çok da türkiye'de öğrenci veya asker olanlar hisseder bunu. etinizden sütünüzden yararlanılır sonra köşeye atılırsınız.
herkes kendine iyi bakmalıdır hepimiz devletin malıyız.
akp'nin ustalık döneminin içinde olduğumuz şu günlerde yaşadığımız adrenalin kaynaklı orgazmdır.
sıkı tutunmak gerekir zira her bünye kaldıramaz bu heyecanı.
akp iktidarı cemaat desteğine rağmen hala daha en çok izlenen kanalın stv olamaması durumudur.
sırf bu yüzden bir süre önce reyting operasyonu yapıldı.
iyi ki ülkemizdeki müslümanlar iki yüzlülüler ki dinci kanallar zirveye yerleşemiyor.
sözlükte özel mesaj gönderildiğinde karşımıza çıkan temenni sözü.
uludağ sözlüğün de mevcut siyasi iklime birebir uyumlu olduğunu göstermektedir. *
(bkz: bir şakirt entry bitirme cümlesi olarak selametle)
akp cemaat işbirliği gerçekleştirilen hadise. böylelikle istemsiz şekilde kısa etekli çocukların bacaklarına kayan gözlerin işlediği günahların önüne geçilmiş olacak.
Bir de bu uygulamaya destek veren sözüm ona kendini liberal olarak tanımlayan adamlar var. 19 mayıs kutlamaları gereksizmiş bir gereksiz gösterilerden ibaretmiş, çocuklar zorla götürülüyormuş vs..
dünyada her ülke kendi kutlamalarını benzer gösteriler biçiminde yapar. Zamana göre de yeniden düzenlenir. iyi niyetliyseniz modifiye edersiniz.tamamen kaldırmazsınız.
şayet çocukların zorla götürüldüğüne inanıyorsanız gönüllülük esasına göre çocukları seçer kutlamaları modifiye eder yeniden yapılandırırsınız. Uygulamanın okul içine hapsedilmesi bilinçli olarak cumhuriyet değerleri ile hesaplaşmaktır.
ama ülkede cahil insan o kadar çok ki. duvara konuşmaktan farkı yok.