konuşmaları genellikle "bir ekleme yapabilir miyim" ile başlayıp, yapılan bir sosyal araştırmanın sonuçlarının izahı ile biter. Türk insanında çok sıklıkla gözlemlenen "ben haksız olamam, ben yanlış olamam" hastalığının belirtileri var bence kendisinde.
Hatalı bir yorum yapmış olsa da durumu toparlamak için alternatif cevap yetiştirme derdine giriyor, izleyeni de geriyor, programdakileri de.
astrofizik kuramlarına meraklı olanları cezbedecek, mest edecek bir yapım. fizikle ilgilenmeyenlerin de cok keyif alacagini dusunuyorum. Kesinlikle izlenmeli. değeri bilinemeyen filmlerden kanımca.
osym denen kuruma zerre itibar etmiyorum ama eleştirmeden önce aşağıda anlatacağım mantığı anlamakta fayda var, hem optik okuyucuya dayalı sınavlara girerseniz aynı algoritmayı kullanabileceğinizi anlamış olursunuz. *
bugüne kadar hep sıraya göre küçükten büyüğe dizilerek sunulan seçenekler var idi. Bir örnek verelim:
Bu soruda doğru cevap 101 olsun. Yani D şıkkı. Sınavın osym tarafından ilk olarak seçenekler küçükten büyüğe doğru hazırlanarak cevap anahtarı yapıldığını farzedelim. Kopyayı engellemek için adaya özel seçeneklerin karıştırıldığı açıklandı ki yanlış bir yaklaşım değil. Fakat şöyle bir kısıtımız var ve tüm problem bundan kaynaklanıyor:
"Optik okuyucu için tek bir cevap anahtarı gerekeceği için doğru şıkların yerleri sabit tutulmak zorunda. Sadece diğer seçenekleri değiştirme şansına sahibiz."
Şimdi seçenekleri 3 aday için farklı şekilde karıştıralım:
Yani siz kopya çekilmesin diye seçenekleri her sınav kağıdında karıştıralım derseniz optik okuyucu ile kontrol edilen her sınavda bu algoritma işe yarayacaktır.
Bu kopya önleminin bu açıklığını farketmeyen osym yi tebrik etmek lazım. Farkeden olsaydı onu da tebrik etmek lazımdı.*
Bir tek kafamı karıştıran nokta, hiçbiri uymuyorsa E seçeneğinin cevap olması. Belki de bu algoritmanın yüzde yüz işe yaramaması da bundan kaynaklanıyor.
(Bu mantık yazıda geçen birkaç varsayıma dayalı yürütülmüştür.)
fener galatasaray maçında sabri kalecisine geri pas atar, top guizaya çarpar gol olur. iki tarafında bunu bilerek gerçekleştirmesi daha zor bir ihtimal gibi sanki.
annesi tarafından yapılmış ve hediye edilmiştir. kıymetlidir onun için. karşılıklı konuşurken sordugumda neden bileginden hiç çıkarmadığını, gözleri dolarak annesinin hediyesi olduğunu söylemiştir.
rumenler kendi milli marşlarını okurken saygıdan ellerini kalplerine gotururler, Hagi turk milli marşını dinlerken de elini kalbinden eksik etmezdi. bunu bilmeden veya gormezden gelerek haberlerde alexin kizlarinin milli mars okudugunu gorenler de heyecanlanıp açık yakaladık diye sevinip klavyeye sarılırlar. Kaldı ki Alex Hagi'den daha fazla Turkiye'de kalmasına rağmen Hagi'nin yarısı değil çeyreği kadar Turkce konusamıyor. Neyse bahsettiklerim isinize gelmiyorsa hırsız kelimesine sarılmaya devam edin. ama bizim uefa kupamız var yeaaaa diye takılıp kalanlara kıl oluyorsunuz ya hırsız muhabbeti de buna benzedi iyice.
edit:bu entry üzerine fenerli bir arkadaş da fenerbahce ile ilgili entrylerimi tarayip bir bir eksilemiş, üşenmedin mi arkadaş ya:)
not: dil karşılaştırması hagi ve alex ile konuşma fırsatı yakalamış biri olarak yapılmıştır.
sevdigi birisi batuhanin ferrarisi ile 300 km hizda parcalarina ayrildiginda "batuhani kiskanmayin bok atmayin yeaoo" diyebilecek insanlar da var mi diye beni derin dusuncelere sevk etmis gotu kalkik futbolcu. boyle bir durumda adamin sadece futbolunu elestirecek boyle dusunenler sanirim. mutevazidir, simariktir, beni baglamaz ama "hiz yapiyom devlete para giriyor" diyen ve parasi ile degil mi mantigi ile hareket eden bir adami kiskanmayin diye savunan akil da nasil bir mekanizmaya sahip merak etmiyor degilim dogrusu. baskalarinin hayatini kendi zevkleri ugruna riske atmak nasil simariklik hanesine yazdirabiliyor insanlar hayret verici. paraniz olsa siz de ayni bokun gece mavisi olursunuz iste. bir tek bu futbolcu da mi var lan para. gezsin tozsun hayatini bayram etsin banane ama cevresini tehdit eden ve acik acik suc isleyen bir adami da neredeyse hakli cikaraksiniz. yuh.
daha sikik bir hayattan daha insan olmaya calisan optimus bildirdi.
iki gun sonra fatura odenmezse kapanacak diye uyari mesaji gelir, iki bucuk saattir faturani odemek icin debelenirsin internette ama gerizekali sitelerinde kayit yapma sayfasi calismaz. sms ile sifre alip internetten odeme yapayim dersin, odemesini yapacagin numarayi arayip sifre almasini isteyeceksindir, tam iki bucuk saattir numaraya ulasilamaz. yaklasik 40-50 kere internet sayfalarini denedim, 15-20 kere numarami aramayi denedim, ikisine de ulasilamiyor. allah belanizi versin, odeyecegim paralar burnunuzdan gelsin, iflas edesiniz insallah. yarin erken kalkcam sizin gerizekali hizmetinizle mi sitenizle mi ugrasacagim ben? bir de faturanizi odeyin diye mesaj atmiyorlar mi? dag basinda da yasamiyorum, bursanin merkezindeyim lan, reklaminiza sicayim sizin, bir de cekim gucunden bahsediyorlar.
her zaman demisimdir, ossde tarih cografya ve edebiyattan takozlar, dolayisiyla cok iyi bir yerde okuyamaz ve herhangi bir dershanede fizik hocasi olurdu. adam yerine de konmazdi muhtemelen.
Abdullah Gul'un buyuk oglunu bilmem de kendisi ve kucuk harvardli oglu da mutevazilikten olecekler.
Sirf cumhurbaskani sifati adi altinda bizlerin vergisi ile mesai yapan polisi ve motorsikleti ozel vasita ve sofor olarak kiralama, bizlerin vergisi ile yapilan otoyolu kapatma gibi bir yan haklari da dogmus bu mutevazilikten. sen vergi ode yol yaptir adam vatandasin yolunu kapatsin, sanki kendi maasi ile yaptirdi koca yolu, sanki bir senin acil isin vardi o kadar insanin arasinda. acil is de dugune yetismek, tabi vatandasin dugunden acil bir isi zaten olamaz degil mi?
kpss de 120 kisi full cekiyor ulke sallaniyor, bu sinavdan Abdullah Gul'un oglu da dahil olmak uzere 10.052 kisi de 1. oluyor ve bizim basinimiz bunu kirilmasi guc bir rekor haber olarak sunuyor. ve bazilari hala camur atmayin mantiginda. cocuk calismistir, atmistir hafizaya, gerekeni yapmistir, almistir 800 puani, helal olsun ama bokunu cikarmayin arkadas ya, diger 10.051 kisiye ayip oluyor.
asagilik diyerek hakaret edecek varsa buyrun biraz bilgi:
not: burada elestirilenin harvard'i kazanmis biri degil medya oldugunu tekrar eder, bahsettiklerimin kiskanclikla alakasi olmadigini hatirlatirim. sahip oldugu seyi kiskanmaz insan merak etmeyin canlar, ben de o okullardan birinin diplomasina sahibim, zorla dedirteceksiniz yani.
ayrica amerika daki bu tarz ozel universiteler icin diplomatik baglantilari guclu olan ogrenciler network sebebi ile her zaman tercih sebebidir.
"Harvard'ın dışında Columbia, Winston, Chicago ve MIT'den de teklif geldi. Mehmet Emre, SAT (Scholastic Aptitute Test) sınavında 800 üzerinden 800 puan alarak ulaşılması zor bir rekora imza attı."
SAT sinavinin matematik bolumunden zaten Turk gencleri cok rahat 800 almaktadir. bir de bunun GRE olan yuksek lisans matematik bolumu de vardir ki, 800 puan alinmadigi takdirde bence dusuktur zaten diger puanlar. gerizekali basinin millete dolma yedirme haberidir. kim bilir kac bilmeyen kisiye vay be cocuga bak ne zeka kupuymus, rekor kirmis dedirtmistir. biz de GRE DE 800 de 800 yaptik iki uc sene once; rekor kirmisiz da haberimiz yokmus.
bu konunun haber degeri bence vardir ama objektiflikten uzak bir sekilde yagci bir zihniyette sunulursa kusarim ben o habere. yoksa cocugun puani ile alip veremedigimiz bir durum yok ortada.
ayni puanlarla bir cumhurbaskaninin oglu degil de ben basvursaydim o okullardan yarisindan kabul gelse gozlerim dolar aglarim yemin ediyorum. kendimle gurur duyar enginlere sigmam tasarim lan.
pipinin zeka kaybina sebep oldugunu sanan birkac feminist şaziyenin de varligini gosteren durumdur. pek çok dallamanin yasadigi bizim ülkemizde kadin olmak ayrı bir zordur, ona lafım yok.
ayrica ise girerken hesap actirdiginizda size banka kartiniz ve hesap cuzdaniniz yerine talep etmediginiz halde kredi karti yollayan ve yillik kredi karti ucreti isteyendir. banka karti ve hesap cuzdaninizi kendiniz iki uc hafta yaptiginiz arastirmalar sonucu merkez subede bir cekmecede unutuldugunu bulursunuz.
ne koparirsak kardir mantigi ile calisan kredi satan, mevduat hesabi acan bakkal amca, zenginden alip fakire veren robin hood. dostlar elime yurtdisindan 200 dolarlik mutevazi bir cek gecti, banka banka gezdim en sonunda yapi krediye geldim ve ceki tahsil etmek istedigimi soyledigimde 100 tl komisyon giderleri olacagini soylediler. nedense; 35 tl dolar hesabi acma tutari var, ha bir de muhabir banka da 20 30 dolar kesebilir bilgisini ceki isleme aldiktan sonra vermeyi uygun gorduler. ben de garanti ve ziraat 50 tl ye yapiyor, siz durdurun islemi deyince, hanimefendi fisir fisir birkac telefon gorusmesi yapti ve birkac komisyon tablosu inceledi gozumun onunde inandiriciligi artirmak icin. sonra bana bakti ve "65 tl ye de yapabiliyormusuz" dedi, o anda aklim scrubs'daki su sahne geldi:
ezberletildigi icin unutulur, anlatildigi icin degil. tipki bir formulun mantigini ve kanitini anlamayip sinavdan onceki son gun ezberlediginde o formulun zihninde omrunun birkac gunden ibaret olmasi gibi. andini ezbere bilmene gerek yok, ne denmek istedigini anlayip ne kadarini yapabildigine baktigin zaman kafidir.
tarife saniye tarifesinin sabit ucretindeki degisim ise surpriz olacak sanirim:
"Not: Tarife Saniyenin yurt içi arama ücretlerindeki indirim 1 Nisandan itibaren geçerli olacaktır. Tarifenin sabit ücretindeki değişiğim ise müşterilerimizin Nisan ayındaki fatura kesimlerinden sonra geçerli olacaktır."
bir de bileydik yeni sabit ucretin ne olacagini. ayrilmamizin vakti geldi de geciyor turkcell. ulan 10-15 dakika telefon gorusmesi yapiyorum 50 milyon fatura geliyor, sizin tarifenize de... bir laf edicem gotume giricek...