ABD'de Kaya Special adlı bir optik firması, dijital fotoğraf makineleri ve video kameralar için, fotoğrafı çekilen kişinin giysisin altındaki detayları gösterecek bir 'lens' geliştirdi. 'Infrared See-Through Filter PF' adlı 52 milimetrelik lens, insan gözünün algılayamayacağı kızılötesi ışınları 'görünür' hale getiriyor. Ancak lensin bir cihaza takılı olması gerekiyor.
not: seni seviyorum'a benzediğini düşünerek aldığım sonra sıkılıp bir kenara attığım bi kitaptı. nitekim sıkıntıdan biraz okuyunca konusu çok ilgimi çekti.
kaybolan şeylerin gittiği yer anlatılıyor kitapta okuduğum kadarıyla.
--spoiler--
Not : Seni Seviyorum'un yazarından yine çok duygusal ve dokunaklı bir roman.
Arkadaşı Jenny-May'in kaybolmasının ardından kaybettiği her şeyi saplantılı bir şekilde aramaya başlayan Sandy'nin hayatı o olaydan sonra bambaşka bir yola sürüklenir. Bu takıntısından bir türlü kurtulamayan Sandy'ye ne ailesinin ne de yakışıklı psikiyatrının yardımı dokunur. Yıllar sonra bir gün, kaybolmuş genç bir erkeği bulmaya çalışırken bu kez kendisi de kaybolur. Sandy'nin kaybolduğu yer neresidir; sonunda evine ve sevdiği kişiye dönebilecek midir?
Aşkı Bulduğum Yer kendini ve aşkı bulmak üzerine kusursuz bir roman…
'Hepimiz zaman zaman kayboluruz, bazen isteyerek bazen de elimizde olmayan güçlerin etkisiyle. Ruhumuzun neyi öğrenmeye ihtiyacı varsa, onu öğrendiğinde patika kendi kendine önümüze çıkar. Bazen kaybolmayı, avare avare dolaşmayı yeğleriz. Bazen kendimiz çıkış yolunu buluruz. Ama ne olursa olsun, her zaman, bizi bulan biri çıkar.'
--spoiler--
bir isyanın perde arkası
araplar ihanet toplumudur. araplar haindir. araplar bizi satmıştır diye işin iç yüzünü bilmeden konuşan yazarların ve nice insanların okuması gereken remzi çavuş kitabıdır.
önce bilgi sahibi olalım sonra fikir sahibi olalım.
--spoiler--
Bu kitap, Osmanlı döneminde Hicaz’da yaşanan acı olayların perde arkasına ufak da olsa bir ışık tutmak amacıyla kaleme alındı. Yazar, o dönemin yönetiminde etkili olan ittihatçılardan, Osmanlının birlikte hareket ettiği Almanlara, ingiliz casuslarından, yabancı okullara kadar geniş ve önemli bir yelpazeyi araştırırken kitapta tatmin edici açıklamalarda bulunuyor. Genel olarak o dönemlerde yaşamış olanların hatıralarından oluşturulan kitabın satır aralarında okuyacağınız sentezler sizi şaşırtabilir. Kitabı okuyunca Şerif Hüseyin isyanı hakkındaki düşüncelerinizin değişeceğine ve Türk-Arap ilişkilerine farklı bir açıdan bakacağınıza inanıyoruz.
--spoiler--
hani kahkahalarla gülerken ağzına sinek kaçar ya, en sevdiğin yemeği iştahla kaşıklarken içinden böcek çıkar ya da... Böyle bir şeydi işte yıllar sonra fotoğraflarına rastlamak...
Korkulu gözlerle, kalktım rüyamdan. Sana yeni maskeler aldım yalan pazarından. Sen olmasan bu kadar incinemezdim ben. Sövemezdim bu şehri, atamazdım içimden. Nasıl bir vedaysa bu karşı koyamam. Dayanam yıkılırım dik duramam. intiharlar uçuşur aklımda, sana yeni maskeler aldım yalan pazarından...
Tanrı bazı insanları yaratırken beyinlerine ve ağızlarına müshil karıştırmış olmalı Jose. Ortalık boktan geçilmiyor. Ve inatla insanlar ağız ve beyinlerini bezlemiyor...
Kadınlar iki türlüdür; hisleri olanlar, hislerini vajinasına sıkıştıranlar. Erkekler de iki türlüdür; hisleri bıçaklananlar, vajina arasına sıkışmış hislere tapanlar...
Devasa bir futbol stadyumunun, kale arkası tribünleri gibiydin sevgilim. Biletini alan her ucuz adam girdi sana.
Yalnızlık işim, terk edilmek eşim. iyi bir işim, güzel ve sadık bir eşim var. Cinsel hayatımız da çok hareketli. Ama ben nankörüm! Sürekli ağzımın içinde bir küfür, sürekli kalbimde bir hüzün...
Az gelişmiş ülkeler gibiyim, açlıktan ölen umutlarım var, hücrelerimde çıkan ayaklanmaları kimyasal nöbetçiler bastırıyor. Ve yalnızlık dedikleri diktatör, ülkemin en cennet yerinde sefa içinde yaşıyor.
Şimdi hangi kolların yalnızlığındasın bensiz?
Ağladığında gözyaşlarını öpen var mı?
Üşüdüğünde ısındığın tenden bir liman,
Her sevgi bendeki kadar mı?
Var mı kederlerini gizlice senden çalan?
Şimdi hangi kolların yalnızlığındasın bensiz?
Seninleyken sana hasretle coşan,
Çılgın kıyılarında dalgalarıyla taşan,
Yorgun sessizliğinde seni anlayan,
Bana gibi aktığın biri var mı?
--spoiler--
--spoiler-- Son Söz
Seni özledim, harf, harf, seni özledim, hece, hece, seni istedim kelimelerce, seni yaşadım cümlelerce. Uzak sürgünlerin yamaçlarına vursam da kendimi, satır, satır, sana kaçtım ömrümce, senden sonrasına gidemedim. Ne hepmiş hiçliğin, ne senliymiş sensiz kimsesizliğim. Sensiz karmakarışığım, sensizim diye çaresizliğim. Anlamım seninle, sensiz yarımım ve biliyorum ki ben ancak seninle tamamlanırım. Beni al, beni çöz, seninle biteyim. Ve gel. Son paragrafımda son cümlemin sonuna. Nokta ol, dur. Dur ve bir daha hiç gitme. Bırak cümlem ardında kalsın.
Önsözüm de sende, son sözümde sende.
--spoiler--
facebookun kullanım amacının ve kullanma kitlesinin değişmesi sorunsalıdır.
40yaşındaki teyzelerimizi bile facebook ekranlarında görmekteyiz. okumayı yeni sökmüş çocuklarımızıda. http://i40.tinypic.com/2dceu8h.jpg
özellikle şu tabloyu gördükten sonra nereye gidiyoruz böyle ...
Arka kapak yazısına vurulduğum mert özenin yazdığı roman.
Bize her an eşlik eden, hatta bir parçamız olan gölgemizin hiç farkına varmamamızın onu üzebileceğini, kırabileceğini, hatta kızdırabileceğini düşündünüz mü? Nereye gidersek oraya geliyorsa, biz konuşurken konuşuyorsa, biz susuyorken o da susuyorsa, onun da bizim gibi bir kalbi ve aklı olabileceğini düşünmek, ilk bakışta saçma gibi görünmekle birlikte hiç de saçma olmayabilir.
ihmal edilen herkes gibi o da, günün birinde canına tak edip bizi terk etmeye kalkabilir. Ve hepimiz en az bir kez deneyimlediğimiz için biliriz ki terk edilmek hoş değildir. Ve terk edildiğimizde, birden, bizi terk edenin o güne kadar fark etmediğimiz bir şekilde, hayatımızda ne kadar önemli olduğunu görürüz. Ama artık iş işten geçmiş olur.'
bir sezonda hiç gol yemeden şampiyon olup bir DUNYA REKOR'u kıran takım FENERBAHÇEdir (1922-1923)
tarihinde 80 kez şampiyon olup en cok şampiyon olan takım fenerbahçe olmuştur. Fenerbahçe'yi 69 şampiyonlukla Galatasaray izliyor.
türkiye Profesyonel 1. Futbol Liginde ilk şampiyonluğu yaşayan takım fenerbahçedır.
Fenerbahçe ayrıca 1969-70 sezonunda kalesinde sadece 6 gol görerek, çok büyük bir rekora daha imza attı.
Fenerbahçe 1988-89 Sezonunda Rakip Kalelere 36 macta tam 103 gol göndererek Türkiye Liglerinde bir sezonda en fazla gol atan takım ünvanına sahip oldu.
Futbolcusu bir maçta en çok gol atan takım fenerbahçedir. (Tanju Çolak, 6 gol, Fenerbahçe - Karşıyaka: 7-1, 1992-93 sezonu, 14.hafta)
Fenerbahçe 41 yıllık Türkiye Profesyonel Liginde En Çok Galip Gelen, En Az Gol Yiyen Takımdır. Bu da rekorlar kısmına giriyor.
When my time comes
Forget the wrong that I've done
Help me leave behind some
Reasons to be missed
And don't resent me
And when you're feeling empty
Keep me in your memory Leave out all the rest - linkin park
Arjantin futbolunun en önemli yıldızlarından biri olan Lionel Messi, 2007'de oynan bir milli maçta soyunma odasına girerken bir hayranı tribünden üzerine atladı.
Hadisenin dile sakız olan şarkısıdır.
çocukların çok hoşuna gidiyo bu şarkı. 1 yaşındaki efe hadise sağolsun - evet 1 yaşında ama hadiseyi izlerken gözlerini kırpmayo unutuyo- addınnn neee demeyi öğrendi. bide bir ahenkli diyor maşşallah.
Kaçırırım gözlerimi
Belli etmem sevdiğimi
Bi gülüşün inan yeter
Ele verir sevdiğini
Yakalarım bakışını
Yüreğimi yakısını
Görürsün bir kere baksan
Aşkımdan yanışımı
çok zordur kral çıplak demek.. bazen gözünüzün önünde en olmadık gariplikler yaşanır ki susup kalırsınız haksızlıklara. yada şirin gözükmek istersiniz bir avuç dolusu boş insanlara. çok zordur kral çıplak demek.. olağan dışı görülür tepkileriniz, örselenir en bilindik haklı sözleriniz, derhal kalıplara sokulmak üzere en ince ayarlar yapılır, hor görülür, ceza verilir.. çok zordur kral çıplak demek.. gösterişten uzak yaşamağı gerektirir, haksızlığa tahammülsüzlük erdemiyle yoğrulmalıdır mayanız, gökten asla zembille inmez gayretiniz, salt öfkeyle oturmaz, eylemsizlik bahaneniz olamaz asla..
prangalar vurulsa da diline haykırır kral çıplak diye. onuncu köyler olur hep sizi ağırlayan, onuncu köy sakinleriyle dertleşirsiniz, sizi kovan zihniyetleri.. çok zordur kral çıplak demek.. çıplak diyen cezalanır, kralı atlastan, ipekten hayali maskeler biçen alkışlanır, ödüllendirilir, el üstünde tutulur nispet yaparcasına. gözlerinizin içine bakıp sahte gülüşler sizi boğunca, mideler kalkıp başınıza sancılar girince anlarsınız ne zor iş olduğunu.. çok zordur kral çıplak demek..
her çıkışınız saçma, her düştüğünüz an kahkahalarla karşılanır, dik başlı görülür, en anlamlı sözleriniz en beyhude uğraşlara tebdil edilir. en inatçı çıkıntınız törpülenir, en azimli yürek tepenizden çığlar kopar bu anlamsız güruhun alkış sesleriyle. kral çıplak demek çok zordur..
doğruyu doğru olarak görüp bağlanmak kadar ıstıraplı, yanlışı yanlış olarak bilip susmak kadar zavallı olmak gibidir.. hayaller ülkesinin uzağında, gerçekler mahzeninde dolu şarap şişeleri gibi bekler ortaya çıkacağı günleri, en bilindik doğrular.. pat diye doğruları söyleyen patavatsız, doğru konuşmak ahmaklık, doğruyla iş yapmak sersemlik gibi görülür hakim olan güruhta.. bazen kral çıplak diyenler anlamsız idealist bulunur,
bazen kral çıplak diyenler duygusal bulunur,
bazen kral çıplak diyenler aykırı bulunur,
bazen kral çıplak diyenler sivri
bazen kral çıplak diyenler asi
bazen kral çıplak diyenler uç
bazen kral çıplak diyenler sonraları kahraman,
sonradan en ünlü ressam,
sonradan ulu bilge,
sonradan altın zeka gibi ürünü gibi görülür. en saçma gelen söylemleri felsefeyle örülür, fikir maskelerine bürünür kabul edilmemiş isyanları..
kral çıplak demek zordur dedim ya!
küçüksen cızlanırsın, biber sürülür diline,
biraz büyüyünce sen bilme her şeyi, büyüklerin yanında konuşulmaz denir,
erişkin olunca hoş ne değişir!
dedim ya kral çıplak demek çok zordur.
ölü toprakları silkeler,
uyandırır korkuyla örtülmüş gerçekleri,
rahatsız eder en köhnemiş zihinleri,
gözler üstüne dikilir,
ruhuna ölümlerden ölüm biçilir,
anlamlı sözlerin anlamsız, en anlamsız laflar veciz gibi dizilir, inci gibi geçirilir seni boğan iplere, urganlara..
dostsuz kalır, yalnızlık yoldaşın olur, vicdan ile hesaplaşır her günün akşamında..
dedim ya kral çıplak demek zordur...Sn.Ömer Mazi'nin güzel yorumlarından bi alıntıdır.
efendim fener her yenildiğinde ve yendiğinde. her fenerle olan derbide ortaya çıkan kardeşliktir. hatta olayı öyle abartmıştırlarki
önce galatasaray sonra beşiktaşı tutuyorum diyen tipler bile vardır.
bugün sözlükteki galatasaray beşiktaş çekişmesini gördükten sonra sorucak bir soru var tabi.
Küfretmenin ya da bir kişi veya bir olaya lanet okumanın insan sağlığına faydalı olduğu iddia edildi. Alman Die Welt gazetesi, ABD’li psikolog Timothy Jay’in konuyla ilgili görüşlerine yer verdi.
Küfretmenin, toplumdaki etkileri üzerine araştırma yapan ABD’li bilimadamının tespitlerine göre, küfretmek veya lanet okumak, insanları, fiziksel bir saldırı yapmaktan veya böyle bir saldırıya uğramaktan koruyor.
ABD’li bilim adamı, insanların işyerlerinde yaptıkları konuşmaların yüzde 5’inin boş zamanlarındaki konuşmalarının ise yüzde 10’nun küfür içerdiğini belirtiyor. insanlar en çok trafikte araba içinde küfrediyor.
Küfretmenin özellikle stres zamanında insan psikolojisi üzerinde rahatlatıcı bir etkisi olduğu kaydedilirken, öğretmenlerin küfretmesinin okuldaki stresin azaltılmasına yardımcı olduğu iddia edildi.
Kardeş olun ey insanlar,
bunu ister tanrımız!
Bu dünyada herşey geçer
Yanlız sana dost kalır
insanlığa doğruluğa
Göğsünü aç korkma sakın
Hür doğmuştur insanoğlu
Hür yaşamak hakkıdır