cemal paşa'nın, milliyetçi arap gruplarının güçlenmesi ve isyan başlatması üzerine önce filistin'e(1914), sonra şam'a(1915) gönderildiğini bilmeyen cahillerin, maymun olma pahasına destekledikleri önermedir. Yakın tarih bilgilerini, sızıntı dergisinin okur mektuplarından tamamlayan bu babayiğitlerin, cahil cesaretiyle bilmişlik taslamaları ayrıca komiktir. basitçe anlatayım da anlaşılsın: 1915, 1914'ten büyüktür, ve daha sonra gelir.
milli görüş'ün ve onun gömleğini giymiş, çıkarmış, çıkarmamış bütün sünger dimağlı bünyelerin yıllardır itelemeye çalıştığı, atatürk'ün "ne mutlum türküm diyene!"sini ikame ederek, bu toplumu ulus bilincinden ümmet bilincine sürükleme yolunda kullandıkları önerme, motto.
birinci dünya savaşı öncesi ve takip eden süreçte, götümüze en iri yağlı kazıkları sokanlar dindaşımız araplardı. Ha doğru, onları da kaypak ingilizler kandırmıştı değil mi? kan-ma-sa-lar-dı birader! bu nasıl bir çimento ki osurukla yıkılıyor?
olayı islamdan uzaklaştıralım ki bazı çük kafalı aklıevvellerin "din düşmanı" saldırısına maruz kalmayalım: hristiyanlık ve yahudilik için de hemen benzer şeyler söyleyebilirim. bu dinlerin de ulaşıp da -afrika'dan avustralya'ya- kan çıkarmadığı tek bir karış toprak parçası yoktur. Dinler, başlangıç noktalarından itibaren, çeşitli şekillerde bir zümrenin hizmetinde, maddi manevi çıkar amaçlı kullanılagelmişlerdir. Kimi cennetten tapu satmış, kimi allah kitap nutuklarıyla oy toplamış, kimi hanım arkadaş edinmiştir; zamana ve mekana göre değişmiştir dinden istifade etme yöntemleri. Ancak, dinin çimento olup savaşlara, ayrılıklara son verdiği görülmüş şey değildir.
Din, bireysel bir inanç sistemi olmaktan çıkıp, toplumsal hayatı düzenleme işine soyunduğu her noktada, tarihin yazdığı en kanlı hesaplaşmalara yol açmıştır. Slogan atmak kolaydır da tarih yazmak zordur. tenk yu.
neden yapıldığı anlaşılamayan, gereksiz bir tespittir. Son derece masum bir matematiksel durum savunmasıyla bel kıvırmak mümkün olsa da, yapılan tespitin hiçbir bilimsel, mantıksal, sosyal vs. faydası olmadığı göz önüne alındığında, polemik amaçlı ortaya atıldığı aşikardır.
eh, yeri gelmişken bir "matematiksel durum" da ben ortaya koyayım.
340 m/sn isimli mükemmel albümü güme gitmiş sanatçıdır. Albümde bir üçleme vardır ki(1945, demir kanatlılar, bilmediğim bir yerdeyim), rock'ın anlamını unutanlara günde 10 kez zorla dinletilmelidir.
Bir nancy huston romanı. Alkolik babası, hiçliğe itilmiş annesi ve onu ruhsal acılara sürükleyen çevresiyle günlüğünde hesaplaşan nada isimli amerikalı bir yazarın öyküsünü anlatır.
emral isimli genç denyonun emrah isimli şahane(!) şarkıcının şöhretinden yararlanmaya çalışması hadisesini anımsatan müzik grubu. -dur herhalde dedim ama değilmiş.
japonya'daki bir yakın dövüş sporu. got, japonca'da ruh demektir, boku ise kaşağı. ruh kaşağısı gibi bir anlamı vardır, yani ruhu dinlendirmek, terbiye etmek gibi anlamlara gelir. bu dövüş tekniğinde, sadece burun ve sağ işaret parmağı kullanılır.
yıllardır mütevazi köşesinde müzik adına önemli işler yapan ancak osuruktan faaliyetlerle ortamdan eksik olmayan şarkıcımsılar yüzünden pek az kişinin tanıyabildiği, çoğunluğun o kim ya dediği gerçek bir müzisyen.