Ulan bu adam nasıl gol kralı oldu dediğim uzun atlayıcı. Adamı tanıdığımdan beri bu herif nasıl futbolcu olmuş der dururum. Halada inanamıyorum. Teknik sıfır fair play sıfır boş alanlara hareketlenme desek eh işte birde orta açılacağı zaman korkuyor galiba kendini arka direğe atıyor. Gs nin bu adamla bu yıl işi zor. Demba ba lazım gs ye.
Sol gazetesinde muharrem incenin neden aday olduğu sorusuna kendince cevap vermiş yazar. Muharrem inceyi destekliyorum çünkü kk dan kurtulmamız şart ama yinede bu düşündürücü yazıyı okumalı. Buyrun;
Muharrem ince neden aday oldu?
CHP Yalova Milletvekili Muharrem incenin adaylığını açıklaması, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhanın önünü kesmek için yapılmış bir hamledir.
Muharrem ince, içine sindiremediğini ima ettiği Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin ihsanoğlu için Kemal Kılıçdaroğlundan sonra ikinci imzayı atan milletvekilidir ve bunu parti disiplini adına yaptığını duyurmuştur. Aynı parti disiplininin adaylık konusunda çalışmadığı da görülüyor. Ne dendi Muharrem incenin adaylığı için, anımsıyor musunuz?
iki eski düşman Önder Sav ve Deniz Baykal, Ekmeleddin ihsanoğlu hezimetinden sonra kerhen de olsa barıştılar. Sanırsınız ki hem CHPyi hem de ülkeyi kurtaracak, Kılıçdaroğlunu devirip, yerine halkta tabanı olan Muharrem inceyi getirecekler.
Çok değil, Muharrem ince genel başkanlığa aday olduğunu açıklamadan birkaç gün önce CHPnin genel başkanlığını yapmış isimleri sayarak, sonuna da Baykalı eklemiş ve beklemeye başlamıştı. Baykal ise ertesi gün yaptığı açıklamada, Muharrem incenin kendi içinden geçenleri söylediğini belirterek kapıyı kapatmış, Emine Ülker Tarhan için ise kapıyı aralık bırakmıştı.
Baykal ve Sava yakın çevrelerden edindiğim bilgiye göre ise, her iki eski kurt, tabanda karşılığı olan iki isim olduğunu ve bunlardan birinin tercih edileceğini söylemişlerdi: Tarhan ve ince.
Ne oldu, nasıl oldu da birtakım şeyler hızla değişti ve Muharrem ince birdenbire CHP genel başkanlığına aday olduğunu açıkladı?
Mesele Kılıçdaroğlunun koltuğunda kalması meselesiydi. Erdoğan kerhen Çankayaya çıkacak, bir çeşit oda hapsine girecek, aşağıda yeniden bir hükümet kurulup, ABDnin isteklerine boyun eğecek. Yapılan budur.
Tabanı milyonlarla ölçülen, Baykal ve Savın ortak adayı Muharrem ince bilmiyor mu ki kazanma şansı sıfır bile değil. O halde CHPnin genel başkanlığı macerasına niye atıldı? 81 ilin 78i Kılıçdaroğlu diyor, bunu bilmiyor muydu Muharrem ince?
Türkiye üzerine oynanan oyunlar, diğer ülkelerden çok da farklı değil. Bize dediler ki, adayımız Ekmeleddin. Eşeğin yavrusu sıpanın annesinin arkasından gittiği gibi, biz de tıpış tıpış sandığa gidip oy verecektik. Olmadı.
Cumhuriyet tarihinin son kırk yıl içerisindeki en düşük katılım oranı diye yazdı gazeteler, ama şunu yazmadı: Seçim sandığına gitmeyen insan sayısı 15,5 milyon, bu ne son kırk yıl ne daha öncesi, ilk kez oluyor.
Bir anlamda Haziran Direnişi sandıkta vücut buluyor. Sahilde olanlar, güneşi ve denizi bırakmayanlar diye istediği kadar yırtınsın Kılıçdaroğlu, asla ciddiye alınmaz. Sahildeki insanlar koşa koşa geldiler ve Ekmeleddin ihsanoğluna oy da verdiler. Bunun için küçük bir istatistik yapmak bile yeterliydi. Ama mesele o değildi, mesele son on iki yıldır, Kılıçdaroğlunun CHPnin başına geldiği son 4 yıldır yaşanan hezimetlerdi. Bunların Türkiyenin sol seçmenine, aklı başında olan insanlarına yaptığı ezeli düşmanlığın son perdesiydi yaşadığımız seçim. Ekmeleddin ihsanoğlu suni yaratılmış bir adaydı, mesele Erdoğandan kurtulmak meselesiydi ABD ve ortakları için, baktılar ki tabanda yüzde 40-45 oyu olan bir adamı silmek o kadar kolay değil, Köşke itiverdiler. Daha önceleri olsa, küçük bir askeri darbe ile işlerini hallederlerdi, ama istikrarsız bir Türkiye de işlerine gelmediği için, Erdoğanı Köşk hapsine mahkum ettiler. Üstelik de, senin bütün müritlerinin toplamı yüzde 52 bile değil diyerek.
New York Timesta bundan üç-dört ay önce önemli bir makale yayınlanmıştı. Bizim malum basın bunu hiç görmedi, doğal olarak günlük gazete alan ve televizyondaki saat başı haberleri izleyen insanlarımız da bu makaleden haberdar olmadı.
Dedi ki New York Timesda yazan yazar: ABD Erdoğandan kurtulmak istiyor ve bunun planlarını yapıyor. Nasıl kurtulacağı konusunda bir karara varmış değil, ama kurtulacak.
Kurtuldu.
Artık Erdoğan, Anayasayı değiştirecek güçte bir oy ve milletvekil potansiyeline ulaşamadığı sürece, Köşkte oturmak zorunda ve her yaptığı müdahale Anayasayı ihlale yol açmakta. Partili cumhurbaşkanı olamaz yürürlükteki Anayasa gereği, devlet başkanı da olamaz, Abdullah Gülden farklı bir tablo çizemez. Davutoğlunu Başbakan atayacak, telefonla her akşam hükümeti idare etmeye kalkışacak, ama telefonla bu iş olmaz.
Zor bir dönemece girdi Erdoğan ve Köşke hapsedildi.
imralıdan farklı değil artık.
Sonuçta Türkiye, kifayetsiz muhalefete rağmen bir başka raya geçti, makası değiştiren ise muhalefet ya da bizler değildik.
Haziran Direnişi de değildi.
Yeni bir okyanusa yelken açıyoruz, ama kaptan dümeninde yokuz.
Çoğu insanın okul hayatında hayran olduğu öğretmenleri olmuştur elbette. Okul hocalarımı sevmesemde aralarında dünyaları verseler paylaşamayacağım öğretmenlerim oldu. Günü geldiğinde gülüşüp eğlendiğim hocalarım günü geldiğinde memleket meselelerini birbirimizi kırmadan konuştuğum öğretmenlerim... Hani başınızı omzuna yaslamak istediğiniz birilerine ihtiyaç duyarsınız ya bazen,ailenizden de çekinirsiniz belki,işte o zaman yalnızlığınızı unutturacak kişiler çıkar karşınıza bazen. Benim öğretmenlerimde onlardandı.
Hiç biriyle uzun zaman geçiremedim. Hep 1 yıl yada 2. Ve onlardan biride sizsiniz hocam. Ve belki de diğer öğretmenlerimdende ayrı bir yeriniz var içimde. Hiç görmediğim birisine eger hayran olabiliyorsam ona güvenip derdimi anlatabiliyorsam bu sizin değerinizi gösterir.
Evet yine çok sevdiğim bir hocamla yine kısa sürede ayrıldık. Gittiğiniz için çok üzgünüm aslında ama sizde halkısınız belki gitmekde.
Umarım bir gün tekrar gelirsiniz. Tekrar umut kaynağım olursunuz. Hoşçakalın.
Daha dün dağda elinde silahla kürdistanı kuracaz kahrolsun tc ve askeri,burası kürdistan tc değil diye bağıran;bugün biz bu ülkeyi seviyoruz,biz hep kardeşce yaşayalım dedik,biz bölünmeye hep karşı durduk vs gibi laflarla ve medya tarafındanda yapılan olağanüstü temize çıkarma kampanyasıyla cumhurbaşkanı adayımız. Sevimli şeyy(!)
Bu insanlar bizi gerçektende küçümsüyorlar. Sanıyorlarki bütün bir millet gerizekalı medya kimi şişirse inanır geçmişden ders çıkarmayız. Birileri inansa bile biz daha ölmedik burdayız.
Medyanın son derece başarılı kampanyasıyla,ülkesini seven bir insanmışcasına önce kürtlerden sonra diğer halklardan oy verilmesi gereken en demokratik aday oldu nerdeyse. Bende aptalım ya gidip oy vereceğim. Ama başarılı olundu mu hemde nasıl.
Çevremde biz kürdüz başımıza kürt gecsin diyenler en dürüst siyasetçi o diyenler... Çoğu önceki seçimlerde chp yi desteklemiş kürt kökenli insanlar. Onların bir anda bu adamı sevmesinin tek nedeni unuttular ve inandılar.
Amaç neydi ? Ulasılabildi mi?
Akpli arkadaşlar hiç kızmasın şimdi. Amaç iktidarla yapılan pazarlığa sayısal değer katmaktı. Eğer tayyip erdoğan 2.tura kalırsa selahattin beyin alacaği oy tayyip erdoğan için gerekli. Tabi bunun bir karşılığı var değil mi.
Benim beklediğim selahattin bey chpden çaldığı oylar(kürt olup chp ye atanlar) bdp tabanı ve hdp tabanı ve diğer sdp gibi partilerin desteğiyle yüzde 12 13 ü bulması.
Sonuç olarak; eğer yarın bu ülkenin cumhuriyetçileri vatan sevdalıları boykot gibi saçma sapan düşünceleri bir kenara bırakıp ne olursa olsun ekmel beye oy verirlerse ve bir şekilde ekmel bey seçilirse bundan sonrası için daha umutlu oluruz. Hiç olmadı ters giden bir şeyler olursa varlığımızı onlara hissettiririz.
Ama eğer yapılan pazarlıklarla birlikte tayyip bey kazanırsa kaybederiz ve bu sefer çok sert,çok net olur. Yumruk yemiş olmayacağiz satırla vücudumuzu parçalamış olacaklar!
Atatürk komünizme karşıdır bundan hiç bir şüphe yok. Ama atatürkün o dönem komünizme karsı çok sert bir tavır takınmasının ana nedeni yenu kurulab rejime karşı tehdit bırakmamaktır. Zeki insanlarımızın dikkatine.
Türkiye Gençlik Birliği Tam Bağımsız Türkiyeyi savunur!
1. Türkiye Gençlik Birliği, ulusal bağımsızlık amacı ve Cumhuriyet Devrimleri etrafında birleşmiş Türk Gençliğinin ortak mücadele örgütüdür. TGB Türk gençliğini sağ-sol ayrımı yapmadan Vatan Savunmasında birleştirmek amacıyla yola çıkmıştır!
2. Türkiye Gençlik Birliği, Cumhuriyet Devrimlerinin Savunucusudur. Cumhuriyetimiz emperyalizm işbirlikçileri tarafından yıkılmaktadır. Türk Gençliği içerisinde bulunduğu şartları düşünmeksizin Atatürk Devrimlerini savunacaktır. Atatürk ilke ve devrimleri ülkemizin bütün sorunlarına cevap vermektedir.
3. Türkiye Gençlik Birliği, anti-emperyalisttir. TGB, Türkiyede ve tüm dünyada Batı yayılmacılığına ve sömürgeciliğine karşı gençliğin sürekli mücadelesini savunur. Türkiye özelinde AB üyeliğine karşı çıkmak, ABDnin Türkiye üstündeki askeri, ekonomik, kültürel ve siyasi hegemonyasını yıkmak, anti-emperyalist mücadele çizgisinin ana eksenini oluşturmalıdır. Ulusal Kurtuluş Savaşı bizim onurumuzdur, geleceğimizi Ulusal Kurtuluş Savaşında atılan vatansever temeller üstünde yeniden inşa edeceğiz.
4. Türkiye Gençlik Birliği, Türkiyenin Ulusal Bütünlüğünü yıpratacak her türlü girişimin karşısındadır. AB ve ABD emperyalizmi tarafından kışkırtılan ve desteklenen, tepkisel şovenizm ve etnik milliyetçilik biçiminde ortaya çıkan bölücü akımların karşısında ulus devlet yapısını, tam bağımsızlığımızı ve ulusal bütünlüğümüzü korumak adına en büyük ödev gençliğindir. Kardeşlik ve birliğin biricik anahtarı, emperyalizme karşı beraber mücadeledir. Türkiye Gençlik Birliği bu görevin verdiği sorumluluk bilinci ile hareket eder.
5. Türkiye Gençlik Birliği, laik ve halkçı bir Türkiyeden yanadır. Türkiye Gençlik Birliği Anayasamızda belirtilen ilkelerin içini boşaltan her türlü uygulamanın karşısındadır. Din sömürücülerine ve gericilere karşı ilericiliği gelir adaletsizliğine, yoksulluğa ve bireyciliğe karşı halkçı bir ekonomik sistemi savunur. Kamu kurumlarımızın özelleştirilmesine karşıdır. Hukuk üstünlüğünün ve demokrasinin ancak halkın politikaya etkin katılımıyla, dolayısıyla kendini yönetme yetisine sahip çıkmasıyla gerçekleşebileceğini bilir.
6. Türkiye Gençlik Birliği, parasız, bilimsel ve milli eğitimi savunur, yabancı dille eğitime karşıdır. Ana okuldan üniversite bitimine kadar eğitim parasız hale getirilmelidir. Eğitim sistemimiz halkından soyutlanmış, bireysel fayda peşinde koşan, milletimizin üzerine basarak ve kısa yoldan yükselme hayalleri olan insanlar yetiştirmemelidir. Bilimsel üretim toplumun çıkarları için yapılmalıdır. TGB Gençliğimizi un ufak eden, yalnızlaştıran, alkole ve uyuşturucuya bağımlı hale sokan kültür yozlaşmasına karşı milli kültürün savunucusu olacaktır. Üniversiteler Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür ve hayatta En hakiki mürşit ilimdir diyen bir gençlik yetiştirmelidir. Batı emperyalizminin üniversitelerdeki izdüşümü yabancı dilde eğitimdir. TGB yabancı dille eğitim yapılan tüm üniversitelerde, etkin bir öğrenci muhalefeti oluşturmak için çalışmalarda bulunacaktır. Artık batı egemenliğinin taşeronluğunu yapan, Batıya teknokrat yetiştiren üniversiteler devri kapanmalıdır.
7. Türkiye Gençlik Birliği bilim ahlakını ilke edinen ve toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket eden bir üniversite yapılanmasından yanadır. Emperyalist devletlerin ve küresel sermayenin çıkarları doğrultusunda değil, insanlığın ortak bilimsel hazinesine katkı yaparak ve ulus devletin ihtiyaçlarını temel alarak çalışmalıdır. Üniversiteler; öğrencisi, akademik ve idari personeli ile bir bütündür ve bu bileşenler okul yönetiminde söz sahibi olmalıdır.
8. Türkiye Gençlik Birliğinde çoğulcu ve demokratik bir yapılanma egemendir. TGB Yönetim Kurulları, üyelerin fikirlerini ve eleştirilerini özgürce ifade edebildikleri kongrelerde seçilir. Kongrelerde bütün TGB üyeleri yönetim kurumlarına aday olabilmektedir. TGB üyeleri, başka kitle örgütleri, siyasi parti vb. kurumların üyesi olabilirler fakat TGB çalışmalarında üye oldukları diğer kurumların propagandasını yapamazlar.
GENÇLiK BiRLiĞE TAM BAĞIMSIZ TÜRKiYE!
edit:tgb okumadan eksilemeyi ögreten eğitim sisteminede karşıdır. Tabi eksileyen bir takım örgütlere üye olan malum kişilerdense o zaman gurur duyarız!
Bir kürt kökenli olup türk vatandaşı olmaktan mutluluk duyan bir insan olarak şehitlerimizden özür dilerim gazilerimizden özür dilerim cumhuriyeti kuranlardan özür dilerim. Ben ülkeme asla ihanet etmedim etmem. Çünkü bu ülke bana her türlü hakkı verdi bugüne kadar. istediğim gibi sokakta kürtçe konuşabiliyorum hastaneye gidince kökenimi sormuyorlar lise mezunuyum ve üniversiteye giderken de sormayacaklar çünkü ben ve ailem bize her türlü hakkı veren bu cumhuriyete saygılıyız ve ona sahip çıkıyoruz. Fakat ne yazıkki bugün çol vahim birşey öğrendim. Aslında tahmin ediyordum. Bazı yakın akrabalarım örgütçüymüş. Evet ne yazıkki öyle. Kafamda hep bu kuşkuyu taşıdığım için hep onlardan uzak durdum içlerinde şeriatçı olan örgütçü olanda var. Bire bir konuşmadım onlarla annem söyledi üzülmüştü. inanın bende çok üzgünüm ve herkesten özür dilerim.
Belgesiz tarihçilere belgelerle cevap veren tarihçi. Umarım 1000sayfalık belgelerle kitaplar yazan bu değerli insan doktor ünvanına sonra doçent ve prof ünvanına biran önce kavuşur.
Hainlere ve ırkçılara dert olmuş söylem. Evet kürdüm ama pkk değilim. Kime çalıştığı belli olan bir örgüt mensubu ve 100 yıllık bir projenin içinde bulunmak istemiyorum. Atatürkün cumhuriyetinde türkiyede her türlü hak ve özgürlüğe sahibim ve bana bu özgürlüğe verenlerede ihanet edecek değilim.
edit: al işte bak yine eksiledin kardeşim ben bu memlekette farklı toprak talep etmeden huzurluyum ve evet ben kürdüm. Senin zoruna giden ne be embesil.
Dağa kaçırılan çocuklar için alın getirin diyen başbakanın açıklamasıdır. izlemedim ama zor değil tahmini. Kim yere attısa rica ediyorum geri taksın demiştir.
Medyanın halkı iyice salak yerine koymasıdır. Az önce kanal d de ana haberde aynen şu sözler söylendi: pkk nın bu yaptığı eylemler(yol kesme) kesinlikle çözüm sürecine zarar verecek büyüklükte değildir sadece gözdağı vermek içindir.
gerçektende dalga geçiyorlar bizle. 3 tane askerimiz yaralanmış adamlar bize sürece zarar vermeyecek nitelikte diyorlar. Yani bu kadar vicdansızca bu kadar yalaka medya bir daha göremeyiz.
Kendi tarihini böyle ucube şeylere alet eden ve utanmadan demokrasi,ifade özgürlüğü vik vik konuşan ve bununla övünen dünya üzerindeki tek halk. Hayırlı olsun.
edit: nur topu gibi bok beyinli insanımsılarımız oldu allah tayyipli güllü örgütlü büyütsün.