Mesele ölmek değil, mesele savaşta ordu ile olmak. Mustafa Kemal Atatürk ömrünün yarısı meydanlarda geçti ve Gazi ünvanı aldı.
Osmanoğullarından 1.murat da savaş meydanında ölmüştür. (her ne kadar çarpışarak olmasa da)
Burada meselenin özü, bizzati savaşı göze alamayacak liderlerin(!) toplumu gazlaması, askeri cepheye sürmesi. Bu ayrı bir tartışma konusudur. Arkadaş bu tanımda dünya düzenine iki kelam etmiş.
abd yıllardır afganistan-ırak gibi yerlerde savaşıyor, lider denilen adamlar da beyaz sarayda göt büyütüyor.
Yazmayayım dedim ama hadi yazayım. Çok sevdiğim fenerli arkadaşlarım var, ancak görüyorum ki onlar bizim canımızı yakmaktan çekinmiyor ama merak etmeyin ben fanatiklik yapmayacağım, vicdanlara sesleneceğim. Hanginiz okur bilmiyorum. Daha da bir şey yazmayacağım. Öncelikle şike davası, şike olmadığı için değil usul hatası olduğu, delillerin toplanmasında "hukuki izin" olmadığı için yeniden yapıldı ve bu sebeple kapandı. Tapeler duruyor, bu tapelere takılan adamların hangisi çıkıp da "ben bunları demedim" diyebildi? Hiç biri bunu reddedemiyor ama bu ülkenin (özellikle 13 yıldır) savcısı, hakimi "birinin" isteği doğrultusunda karar verdiği için bu dava diğer önemli kumpas davalarıyla bir tutulmuş ve hiç bir kumpas, sahte delil olmadığı halde bu şikeciler beraat etmiştir. Bu davayı diğer davalarla (Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy vesaire) karıştırıyorsak, Deniz Seki de serbest kalsın ona da kumpas yapıldı gibi saçma bir algı içine girilebiliriz. Ancak şu çok ama çok net bir gerçek, CAS, UEFA, isviçre Federal Mahkemesi bir adamın iki dudağı arasından çıkacak emirlere bakmadığı için bu şike olayı AVRUPA TESCiLLiDiR. Şimdi tekrar dönelim ülkede yaratılan algıya ve bu algıya safça inan, özünde dürüst ama fanatik arkadaşlara. Neydi bu algı? Bütün Avrupa paralel yapıyla bir oldu bir spor kulübünü ele geçirmek için bir araya gelmiş. (ki ele geçirince ne olacaksa zaten başında mafya babası var) CAS, federal mahkeme, UEFA hepsi paralel karar verdi ama adil akp pardon adalet bakanlığı bu kumpasa son verdi. Ne cemaatmiş be Avrupa'ya hükmediyor. Ne cemaatmiş be fener'i ele geçirince Türk sporunu ele geçiriyormuş. (ele geçirince ne olacaksa) Şimdi bir Trabzonsporlu ama her şeyden önce adaletten yana olan vicdanlı bir insan olarak şunu söylüyorum. Aziz Yıldırım dünyanın en masum adamı mıdır? akp'ye karşı birlik olan arkadaşlarım bugün akp'nin eliyle verilen karara seviniyor. Bu mu adaletiniz? Neye seviniyorsunuz siz? Ben mi Tayyip Bey ile kol kola geziyorum yoksa çok sevgili Atatürkçü Aziz Bey mi? Ulan benim kulübümün başkanı iHO o mitingte sahneye çıktığında demediğinizi bırakmadınız kaypak herifler! Ben iHO o mitinge çıkınca yerin dibine girdim, acilen başkanlığı bırakmalı dedim ve hala söylüyorum taraftarını siyasi olarak ayrıştıran bir adam o koltukta oturmamalı. Ne fenermiş abi bak bütün dünya kumpas kurmuş. Gerçekten kimse suçlu olmaz bu memlekette ben bunu anladım. Basit bir oyunda bile adalet sağlanamıyor. Tarafsız olunamıyor. Yazık.
Ölmüş gitmiş adam için sorunsal yaratan tiplerin söylemi.
Kılsan ne olur kılmasan ne olur. Bunu sorunsal haline getiriyorsan kılma. Ölmüş gitmiş adamın hesabı kapanmış, dükkan kapanmış sen burada hala tatava yapıyorsun troll.
trabzonspor'la ilgili bir kaç kelam etme zamanı geldi. elimizde 4 senedir avrupa'da ismini duyuran bu sene ön elemede veda eden bir takım ve elimizde bir fatura var. bu fatura bir yere kesilmeli artık, bu kadar başarısızlığın bir nedeni var.
şimdi geçmiş senelere bakalım,
hoca (defalarca) değişti, oyuncular (toptan) değişti, sportif direktör (3-5 kere) değişti, ts club yöneticisi (2 kere) değişti, çaycı değişti, hademe değişti.
ne değişmedi? iho!
sorun kimde arkadaşlar? geçtiğimiz sezon "biz avrupa'ya bakmayacağız." diyen başkanla trabzonspor nasıl bir vizyon yakalayabilir? dünya devi nike'ın marka değerini kullanmak varken markaya rest çeken bir adamla trabzonspor nasıl marka değerini oluşturur? trabzonspor'un en büyük tanıtım organizasyonu olan avrupa kupalarına yedek kadroyla çıkmayı düşünen bir başkanla nasıl devam edeceğiz?
buyurun dostlar buyurun! her suçu yönetime atmayın diyen arkadaşlar, bu kafayla bu yönetim 20 tane daha futbolcu alır, 5 tane daha hoca değiştirir. nasılsa suç futbolcuda ama futbolcuya gerekli motivasyonu sağlayamayan yönetimde değil!
Trabzonspor'la ilgili bir kaç kelam etme zamanı geldi. Elimizde 4 senedir Avrupa'da ismini duyuran bu sene ön elemede veda eden bir takım ve elimizde bir fatura var. Bu fatura bir yere kesilmeli artık, bu kadar başarısızlığın bir nedeni var.
Şimdi geçmiş senelere bakalım,
hoca (defalarca) DEĞiŞTi, oyuncular (toptan) DEĞiŞTi, sportif direktör (3-5 kere) DEĞiŞTi, ts club yöneticisi (2 kere) DEĞiŞTi, çaycı DEĞiŞTi, hademe DEĞiŞTi.
Ne değişmedi? iHO!
Sorun kimde arkadaşlar? Geçtiğimiz sezon "Biz Avrupa'ya bakmayacağız." diyen başkanla Trabzonspor nasıl bir vizyon yakalayabilir? Dünya devi Nike'ın marka değerini kullanmak varken markaya rest çeken bir adamla Trabzonspor nasıl marka değerini oluşturur? Trabzonspor'un en büyük tanıtım organizasyonu olan Avrupa kupalarına yedek kadroyla çıkmayı düşünen bir başkanla nasıl devam edeceğiz?
Buyurun dostlar buyurun! Her suçu yönetime atmayın diyen arkadaşlar, bu kafayla bu yönetim 20 tane daha futbolcu alır, 5 tane daha hoca değiştirir. Nasılsa suç futbolcuda ama futbolcuya gerekli motivasyonu sağlayamayan yönetimde değil!
akp'nin içeri tıktığı sonra acıyıp kullanmak için dışarı çıkardığı meczubu ciddiye alıp, "solcu" olarak nitelendirip başlık açan adam, kadir mısıroğlu'na da "duayen" der, ahaber ve atv izlerken de salyalarını siler.
Tabanı dağılmış parti. Tabanı yeniden toparlama, tek parti gibi görünen ama parti içi koalisyon olan akp'den alınacak yaklaşık 5 milyon oy ile mümkün olacak.
Bu seçim olmaz ama iyi yol katettiler, önümüzdeki seçimlere bakacaklar.
