sizin için insan kardeşlerim,
her şey sizin için.
gece de sizin için gündüz de.
...
...
...
cephelerde harcanan kurşun;
sizin için mezarlar, mezar taşları,
hapishaneler, kelepçeler, idam ccezaları;
sizin için;
her şey sizin için.
desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim
...
...
#hürriyete doğru
gün doğmadan,
deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola
kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
içinde bir iş görmenin saadeti,
gideceksin
gideceksin ırıpların çallantısında.
...
...
...
heey!
ne duruyorsun be, at kendini denize
geride bekleyenin varmış aldırma.
görmüyor musun her yanda hürriyet
yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol,su ol
git gidebildiğin yere.
geçen pazarda yanından geçtim. beni zaten tanımasını beklemiyodum ama adam çökmüş ya. adı şerafettindi
–hocam hani kızlar yaramazlık yapınca onları sıralarına oturtup bize suçsuzken vurdunuz ya . ben onu unutmam asla.
çocukluğumda pazar akşamları banyodan sonra televizyonun başına kurulup kanal d de izlediğim yarışma programı. nejat uygurun 2 oğlu süheyl ve behzat uygur kardeşlerin sunumuyla insanların şekilden şekle girdiği, düşüp kalkıp bi hal olduğu oyunlardan oluşur.
tutulan takımlara bak. onca sempatizanlık yapılıyo yapmacık yapay sevgiler aşılanıyo ama gel gör ki gram katmadığı gibi bir de gözümüzün önünde dalga geçiyorlar
pepe gibi tebrübenin yerini dolduramaz. rakibi kesecekken doğru hamleler yapamayabilir gibime geliyo. boyunu kullanabilir. fiziği de fena değil heralde. ancak yine yatmadan marceloya bakıp kafamızı yastığa koyacağız gibi.
şeklen bir baba olabilir ama 6 yaşındaki çocuğa defalarca vurarak onu komaya sokmak nasıl bir canilik. böyle baba olmaz olsun.
malesef insan değil diyemiyorum. çünkü şu hayatta en güzel varlık da insan; en pis, sersefil, vahşi canlı da. ulan 6 yaşında be.
ne suçu vardı zavallının?
insan neden düşünmez yaptıklarının sonucunu?
Kocaeli Üniversitesi'nde Eşya Hukuku dersi aldığım kişi. Biraz farklıdır. Örneğin; telefon kullanmaz, sınavlarda sırada kalem, kanun ve öğrenci kimliği dışında bir şeye izin vermez... Özellikle telefona karşı bir takıntısı var. Derste telefonla uğraşanı görünce mutlaka uyarır.
Dönem başında ders sonunda kitap tavsiyesi veriyordu kalanlara(Sakallı celal, Bir bilim adamının romanı, Topuz–neyzen tevfik, Eduardo galeano–Güneşte ve gölgede futbol) ama artık vermiyor.
Kendisi hakkında düşüncelerim ise iyi bir insan olduğu öncelikle. Hukuk okuyan öğrencinin donanımlı olması gerektiğini düşünen ve bu yönde davranan biri olması onu değerli kılıyor. Dersine aşık(ders işlerken çok enerjik ve sorular sorarak derse öğrenciyi de katar, derslerine çalışmadan gelinilmesini ister(önce kendisi anlatmalıymış)kısacası sıkılmazsınız) ve size de sevdiriyor. Öğrencilerle fazla samimi olmayan ama soğuk da durmayan bir akademisyen. Ben seviyorum kendisini.
*Ek 1: Vize sınavı daha açıklanmadı . Umarım kendisi hakkındaki ilk ve son düşüncem hiçbir zaman değişmez.