"anne gibi kutsal bir değere hakaret edilen yazar."
Şöyle bir açıklama yapmış. Tamam elbette anneler kutsaldır orayı destekliyoruz. Fakat bu nasıl bir anlatım biçimidir? Ben anlamadım anne sen misin şimdi?
Tanımadığım bir yazar. Nicki fena değil, eh. Koştursun.
çok sıcak görünen bir yer burası. muhabbetin fazlaca döndüğü, mesaj
kutularının dolu olduğu bir yer.
fakat asıl nasıl bir yer burası ? biz nerede
yazıyoruz ?
şöyle buyrun...
-trolllerin dikkate alınamayacak seviyede olduğu bir sözlükte yazıyoruz.
--ruh hastalarının terapi platformu olmuş bir sözlükte yazıyoruz.
-yüz binlerce katılımcıdan iki elin parmaklarını geçmeyen azlıkta düzgün yazarlar arasında yazıyoruz.
--kardeşliği bilmeyen bir sözlükte yazıyoruz.
-dine, dile, ırka saygısı olmayan bir sözlükte yazıyoruz.
--türk'ün kürt'ü, kürt'ün türk'ü anlayamadığı bir sözlükte yazıyoruz.
-hakareti ilke edinmiş bir sözlükte yazıyoruz.
--fikirlerin değer görmediği bir sözlükte yazıyoruz.
-düşünen bireylerin kıtlığını yaşayan, onları kaale almayan bir sözlükte yazıyoruz.
--özgürlük diye yırtınıp, başkalarının özgürlüğünü çekemeyen bir sözlükte
yazıyoruz.
-sözlerinin arkasında duramayacak, realitede sesi çıkamayacak kişilerin olduğu bir sözlükte yazıyoruz.
--kişinin yazma şevkini kıran bir sözlükte yazıyoruz.
-tarihi, kültürel değerlere saygısı olmayanların çoğunluğunda olan bir sözlükte yazıyoruz.
--ironiden anlamayanların olduğu bir sözlükte yazıyoruz.
-yazdığı oylanmayınca troll olmayı seçenlerle dolu bir sözlükte yazıyoruz.
--eğlencenin dozunu bilmeyen bir sözlükte yazıyoruz.
-abazanların kol gezdiği bir sözlükte yazıyoruz.
--boş heveslerin döndürüldüğü bir sözlükte yazıyoruz.
-nefretin sevgi olduğu bir sözlükte yazıyoruz.
çünkü biz;
insana insan olmayan bir sözlükte yazıyoruz.
4 bölümden 40'ar tane, toplamda 160 soruyu 160 dakika içinde çözmüş öğrencidir. Heyecan
yapmamış, stres yapmamış, tek bir tane soruyu bile yanlış okumamış, her bir soruyu 1 dakika içinde yanıtlamış, 160 dakika boyunca şöyle bir gerinip vücudunu esnetmemiş, hatta burnunu bile kaşımamıştır.
Türkçe bölümünde 30-35 adet paragraf sorusunun hepsini 1'er dakika içinde
okumuş, anlamış, doğru cevaplandırmıştır. istisnasız! Ve bu çocuk 18 yaşındadır. Günde 18 saat ders çalışabilecek kadar beyni boştur. Hiçbir düşünce beynini işgal etmemiş, hiçbir konuda kafasında merak uyanmamış, bilgisayar oyunlarını bırakınız
internete bile girmemiştir. Hatta sınıftan bir kıza bile aşık olmamıştır ki konsantrasyonu bozulsun...
Hiçbir düşünce akımına ilgi duymamış, hiçbir
düşünce üretmemiştir. Sadece ve sadece test
çözmüştür! 18 yaşında dünyayı yeni tanıyan bir
gencin dünyasını işgal edecek hiçbir şey onun
hayatına girmemiştir. Ve bu çocuk, lanet Türkiye
birincisidir. istediği üniversiteye girerek akademik kariyer
yapabilecek, meslek kazanabilecek, iş bulup
hayatını geçindirebilecek imkana sahiptir şu anda.
isterse bilim, isterse sanat, isterse düşünce adamı
olabilir...
Peki, sorabilir miyim: Hangi beyinle? Bir robotla mı karşı karşıyayız? Yoksa belli çevreler tarafından seçilmiş sıradan bir çocukla mı? Normal bir çocuğun bu şekilde hayatının baharını hiçe sayarak çalışması mümkün müdür?
Peki yüzbinlerce kişinin hayal kırıklığı yaşadığı bir
sınavda en ufak bir gerilim bile yaşamaması?
Bu şekilde bir sistemle ülkenin yetenekli ve idealist yüzbinlerce gencini hayata küstürdükleri ve böyle
zavallı çocukları makineleştirerek geleceğin önemli
adamları diye yutturdukları için, bu sistemi kuranlar da, uygulayanlar da bu ülkeye ihanetin en büyüğünü yapmaktadırlar. Ve yapmaya da devam edeceklerdir.
moralleri yerine getiren bir swf. Bahçeli'nin o gözlerini kaçırıp birden bağırması yerlere yatırır. Kendilerine bağladılar hortumu diye bağıran adamı dünya gözüyle görmek, ah be amcam deyip elinden öpmek isterim.*
bu entry kimsesiz çocuklar yurdundan çıkan 18'lik için.
Dostum üzülme. Hemen evlenme. Güçlü ol. Hayatı tanıma fırsatın var. Bilmeden hareket etme. Bir gün her şey çok güzel olacak. Sakın istemediğin şeyleri yapma.