sevmeyen için birçok neden bulmak pekala mümkündür. geçmişte yapmış olduğu darbeler ve insanlara uyguladığı baskı politikalarıyla hayatları cehenneme çevirip, ülkenin belli kesimleri üstünde yaratmak istediği soykırımı gayet planlı programlı yürütüp, acı ve göz yaşlarının getirdiği umursamazlıktan gelen küstahlıkla, daha bir ileri giderek parçaladığı ailelerinin üstüne her zaman bir yenilerini daha ekleyerek, vatan savunması adı altında bu topraklarda kardeşçe yaşayan insanlar arasında bölücük, ayrımcılığı tetikleyen militarist kafanın sevilmemesi. işin ilginç yanı, yapılan anketlerde bunca halkına kıyım yapan bir zihniyetin mazoşistçe sevilmesi ayrı değinilmesi gerekilen bir mevzu. siken sevilir atasözünü tekrar yad edelim.
iki siyasinin mevcut durumlarına baktığımız zaman baykal'ın melih gökçek'e fark attığını görüyoruz. biri girdiği her seçimde istisnasız başarısız olurken, diğeri çok eleştirilmesine rağmen, her seçimden alnının akıyla çıktığını görüyoruz. pişkinlik elbette göreceli bir kavram ama kıyaslama yapılırken bariz farkı görmezden gelmemiz haksızlık olur sanırım.
hayat hakatten çok garip doğrusu. insan bu dünyada gerçek aşkı aramak için yıllarca çabalayıp dururken, birbirlerini tamamlayan safi aşkların bazı nedenlerden ötürü istemsiz ayrılığa itilmesi ne hazin. çok büyük konuşmamakla birlikte ayrılığın kavuşmaya baskın çıktığı her an gerçek ölümle eş değer tutulur gibi her seferinde.
insanın kendisinden utanmasına neden olacak vahim olay. aileden birinin kendi gururunu ayaklar altına alıp, rezil evlendirme programlarından birinde fink atarken görmek. katil olmaya ramak kalmak.
mevzu bahis kişi için oldukça yararlıdır. doğu ve güneydoğu'ya gittiğinde dil sıkıntısı çekmeden kürtlerle çok rahat kaynaşıp, onlarla iletişim kurabilir. bölgenin sorunlarını daha iyi kavrayabilir. kendi arkadaşlarına aslında bu insanların öcü olmadığını, herkes gibi normal vatandaşlık haklarını istediklerini anlatıp, empati kurulmasını sağlayabilir.
konuşulması bile bu ülke için hayırlı vesileler doğururken, ölümsüzlük suyu ile kutsanmış deniz baykal'ın asla izin vermeyeceği adaylardır. yazıktır, harcanmasınlar.
akp teşkilatlarından sızan bilgilere göre, yerel seçim gecesinde tayyip erdoğan'ın gelmeye başlayan sonuçlar neticesinde oldukça sinirlendiği gözlenmiş, ara ara duvarları yumrukladığı ve domates gibi kızarıp hiddetlendiği söyleniyor. başbakanın meşhur siniri hepimizin malumu ama o ego manyağı biri için şaşırtıcı olmayan hadise. normaldir, elini kafasını kırmasında.
o zarif güzelliğinden etkilenmiş kişinin sebahat tuncel'e aşık olmasıdır. halkı için mücadele verip, savunduğu ideolojide zerre sapma göstermemiş olup, canan arıtman gibi sözde cumhuriyet kadınlarından daha bir dik duruş sergilemesi itibariyle erkekleri cezbetmesi durumu. güzeldir, asildir, doğrudur.
bir erkeği şaşkınlıktan dumura sürükleyecek söylemdir. çünkü aşk, dedikodu, saç, makyaj, kombinasyonu dışında potansiyeli gösterebilen henüz fazla çıkmamıştır. ben senin o idealini yerim.
kendisi için sıkıntılı saatlerin başlayacağına delalet eden durum. hele bir de sohbet açılıp memleket ve din meselelerini tartışmaya başlarlarsa, otobüsten birisinin sakatlanmış bir biçimde ineceği garanti olan durum.
aydın doğan'nın medya eliyle istediği kişi ve kurumları sindirip istediği gibi at koşturabilmesini sağlayan tetikçilerdir. umarım mod bunu da silmez. özgür uludağ.
muhalefet partilerinin şiddetle vurguladıkları olay. akp'nin kazanamayacağı yerlerde el çabukluğu ile sandıkları uçurduklarını iddia etmişlerdir. hudini bile kıskanır bu durumu.
kurulduğu günden bu yana ülkenin kaderini ciddi bir biçimde etkileyen, siyasal yaşamı kısa ama dolu olan bu partinin yaşama süresi. recep tayyip erdoğan'dan sonra ne kadar yaşayacağı muamma ama kalıcı izler bıraktığı aşikar.