bu kadar kaba bir ifadeye gerek olmasa da genellikle doğru olan tespit.ana sebepleri türk mutfağının yağlı,ağır yemeklerden oluşması,millet olarak düzenli spor alışkanlığımızın olmaması,üç ve fazla çocuk yapma huyu olarak sıralanabilir.sıralandılar da netekim
pek çok cevap verilebilecek bir soru.
bazen hayatında birisi vardır, hatta belki o senin hayatındır, ama onun haberi yoktur.
bazen hayatında olması gereken kişi henüz etrafında yoktur
bazen hayatında birine daha yer yoktur... uzar gider
"Sevgili olmak" saçma fiilinin hüzünlü finalidir.Acıyorum size insanlar,neden hayatınızı sürekli dramatize etme peşindesiniz,neden romantik cümleler yazıp "en mutsuz benim" triplerine girmek zorundasınız.Hele bir de yaşadığınız şeyi kutsallaştırıp "aşık oldum abi ehehe" diye yüzünüzde pis sırıtışlarla dolanmalarınız yok mu?Artık uyanın ve gerçeği görün:Hayat bile bu kadar ciddiye alınacak bir şey değilken "onun için ölürüm" diye mal mal gezinmeyin.Daha en baştan ona aşık olmaman mümkündü."Olur mu canım,sanki irademizle mi aşık oluyoruz" dediğinizi duyar gibiyim.Evet arkadaşım iradenle aşık oluyorsun.Hatta aşk diye de bir şey yokken kendi takıntına bu ismi veriyorsun.Herneyse bunlar kafanın almayacağı kadar derin konular zaten,sen git sevgilinle yanak yanağa çekindiğiniz fotoğrafın altına "böcüüm seni çok seviyorum" yaz.insancıklar sizi.
Bir önermedir ve acıdır fakat zannediyorum çoğunluk itibariyle gerçektir.Yani tamamen görselliğe dayalı net aleminde tek fotoğraf koymadan var olabileceğiniz başka neresi kaldı ki azizim.Gel gör ki jacky ve ben gibi fedailer bu genellemeye kurban gitmeyi dahi göze alarak sözlüğe kayıt olmakta,yakışıklıların oranını artırmaya çabalamaktayız.Kendi adıma ben sırf bu hizmet duygusuyla bu sözlüğe yazar olmuş bulunmaktayım.Evet kızlar mesene sırası şu tarafta.
edit:jacky silikmiş meğersem,yakışıklılara karşı bir komplo seziyorum.Benden haber alamazsanız beybi feysimin bedelini ödemişim demektir.
ismi pek az kişi tarafından bilinen,görüşleri islami felsefede çığır açabilecek olmasına rağmen eserlerini ölmeden yakan ve kulaktan kulağa bilgilerle hayatı efsaneleştirilmiş büyük türk düşünürü.
Tam olarak şu andır:
Anaaaam!naber demiş,şimdi öyle bi şey yazmalıyım ki hem kültürlü hem espritüel olmalıyım,yani öyleyim tabi ama bunu ona gösterebilmeliyim,ama nasıl yapmalıyım,bi daha bakiim tam olarak "naber" demiş,yani halimi hatırımı anlatan bi şey olmalı ama öyle dümdüz yavan olmamalı,ya da derinlikli bi sohbet açacak bi şey bulsam,şeytan diyo direkt nihilizmden gir,sktr lan öyle şey mi olur,ananıskiim zaman geçio,cevap vermiyorum sanacak,ya da biraz bekliim cool olur,evet evet cool olur,kitap okuyorum desem çok mu ayı gibi olur,olm kız napıyosun demiyo ki durumunu soruyo,yani yaptığın eylemi diil de...(bu şekilde geçen bi 10 dakka sonra atılan mesaj)
-iyidr senden (:
Ne mhp ne de akp ile işim olur* fakat akşam haberlerinde izlediğim üzre Osman Durmuş bu lafı söylerken Ak Parti Aydın il Başkanı*'nın "Başbakanımız bizim için ikinci bir peygamber gibidir" sözlerine atıf yapmış olup, Oktay Vural da düzenlediği basın toplantısında bu sözlerin ses kaydını dinletmiştir. Bu şahıs da Tayyip Erdoğan'ın isteğiyle istifa ettirilmiştir.Siyasi görüşlerinizi elbette her zaman savunabilirsiniz fakat gerçekleri çarpıtmayalım, farklı şekilde göstermeyelim. Eh, hadi şimdi kapışın.
yakın gelecekte sözlüklerde nick yanında resim de kullanma özelliği gelince çoğu bayanın kırmızı gül,neşeli bebek yahut google'dan bulunmuş güzel ama manken olduğu ilk bakışta anlaşılamayan * resimleri kullanmasıyla kanıtlanacak teori.Ha güzeli yok mudur,helbet vardır,derler ki uslu birer yazar olursanız bir gün onları görebilirsiniz.
entry'nin ortasında ** "niye yazıyorum lan ben bunu" dedirten eylemdir. Yazar artık okunmadığını anlamaya başlayınca "bari sözlükle konuşayım,bir muhatabım olsun" moduna girer. Ör*neğin: Ah be sözlük ne şahane tesbitlerim eridi gitti içinde, ne güzel metinlerim tozlu sanal raflarına atıldı. Vefasızsın lan sözlük, zalımsın.
Frikik, penaltı nev'inden atışları isabetli kullanma yetisine sahip futbolculardır. iyi günündeyseler bunların barajın üstünden aşırtıp, şööle güzel bi kavis *** verdikleri topun ağlarla buluşması seyrine doyum olmayan bir manzaradır efenim.
"Olum haftada bir genel temizliğimizi yaparız, onun dışında herkes kendi odasını temizler zaten günlük" denilerek çıkılan ve araştırmalara göre %98'inde bu lafların ilk hafta unutulduğu tu kaka evlerdir. Topluca "Kirlenmek güzeldir" kampanyası uygulanır bu evlerde.
Tesadüf sonucu formülü gizli tutulan coca cola'nın özütünü keşfetmektir. ben sırrı bulsam coca cola'nın ceo'sunu arayıp "olm sırrınızı çözdüm, iki saat içinde belirttiğim adrese on adet kutu kola göndermezseniz tüm dünyaya açıklıycam" diye tehdit etmek isterdim.*
evvela tanım arayanlar içün bu eylem arkadaş olarak gördüğünüz kişileri kandırmak suretiyle bir belanın içine atmaktır.Halk arasında katakulliye getirmek, alicengiz oyunu yapmak, kumpas kurmak vs vs... şeklinde tabirlerle karşılık bulabilir.Eh,halkın ağzı torba değil ki büzesiniz efendim.
Tanım yapıp örnek vermemek, körpe dimağlarda bulanıklığa sebep vereceğinden bir yaşanmışlığımı sizlerle paylaşmak isterim.Efendim hepimiz biliriz ki çocukluk dönemi her çılgınlığı göze aldığımız,dünyayı tabir-i caizse şeyimize sallamadığımız*, tek derdimizin çift kale maç çevirdiğimiz plastik topumuzun patlaması olduğu* şahane bir devirdir. Bendeniz de bu devr-i şahanemde esasen psikopat bir kişiliğe sahip değildim, kabaca söylersek mahallenin pijlerinden uzak, kendi halinde mülayim bir konumum vardı. Fakat o gün niçin böyle bir psikopatlığa kalkıştım bilemiyorum,anlatayım belki sizler çözersiniz:
Apartmanımızın arkasında boş bir arsa bulunmaktaydı ve yağmur bolca yağdığında epeyce su birikirdi burada. Mevsim de kış olduğundan ve Balkanlardan çok pis bi soğuk hava dalgası geldiğinden* bu su birikintisi donmuş,devasa bir buz kütlesi oluşturmuş efenim * Böyle bir doğal buz pistini gören normal standartlardaki bir veled nasıl kendini tutabilir dostlarım, sorarım sizlere. işbu buzlu araziye önce bendeniz,ardından sevgili biraderim; önce gayet temkinli ve ürkek sonra ise coşkulu adımlarla giriş yaptık. Buzların üzerinde ayakları sürümek suretiyle ilerlemek zevkini her ademoğlunun tatması gerektiğini düşünmekte idim ki desibel olarak düşük fakat esasen ölümcül bir ses işittim. Çıtırt. Aynı magnum dondurmaların * dış yüzeyini kaplayan sert çikolataya diş geçirdiğinizde çıkan sesti, ama ifade ettikleri anlam olarak ne kadar da uzaktılar dostlarım. Bu ilk işitilen çıtırt'ın akabinde dönüp biraderime "gelme lan buz kırılıyo" demeye yeltenmiştim ki çıtırt önce daha fazla çıtırt'a , daha sonra ise muazzam çatırt'lara inkılab etmişti. Ve soğukluk. O anı anlatmak için tek kelimeyi yeterli görüyorum, soğukluk diye bildiğimiz şey her ne ise, sıvılaşmış ve damarlarıma hücum etmişti aziz dostlarım. Tam bu noktada durup naçizane bir tesbitimi sizlerle paylaşmak isterim: Küçükken bir su kütlesine düşmüş olanlar çok iyi bilirler ki ilk anda 2 metrelik bir derinlikte olduğunuzu düşünür, "aha lan başlamadan bitiyor gül gibi ömrüm" diye geçirirsiniz içinizden. ilk şoku atlattıktan sonra ise suyun ancak dizinize * geldiği gerçeğiyle yüzleşirsiniz efenim. Evet ben o gün bu duyguyu yaşadım. Neyse uzatmayalım, biz iki saf kardeş sırılsıklam ve sıtmaya tutulmuş misali tir tir titreyerek kıyıya varabildik. Ve o anda başımın üzerinde çizgi fimlerdeki gibi bir ampul yandı. Aklıma gelen muhteşem ibneliğin enerjisiyle parıldayan bir ampul.
Saf arkadaşlar iyidir efenim, yoksa böyle olaylarda kimler kurban rolü oynayacaklardı. Benim kurbanlarımın isimleri Burhan ve Hakan idi. Burhan dediğim, istisnasız her topumuzu patlatan, plastik top canavarı bi manyaktı. Plastik top gördüğünde ağzı sulanırdı efenim hayvanın.*ikinci kurbanım Hakan ise benden iki yaş küçük, safdil bir kardeşimizdi. Önce onlar için kocaman bi alkış alalım, öhöm ne alkışı be, devam edelim. Bunları malum arsaya çağırdık ve "Olum biz şu buzda kaydık acaip zevkli lan." gibisinden bir cümle* ile bu malları buzda kaymaya ikna ettik. Bunlar buza ve * adımlarını atarkene biz de biraderle kenarda durmuş, onları izliyoruz. Ulan şimdi düşünüyorum da seni buza yönlendiren ve kendileri kenarda duran* iki kardeşe * hangi akılla güvenirsin arkadaş, haketmişiniz lan resmen. Neyse bu iki insan evladı buzun ortalarına gelmiş ve çocuklar gibi de eğleniyorlardı şerefsizler.* Fakat, buzun üzerinde neredeyse tepinmelerine rağmen hala bi çatırtı yok buzdan. Baktık böyle olmayacak aldık elimize battal boy iki taş, salladık bunların bulunduğu tarafa. Tam bu noktada bir daha durup şunu söylemek isterim ki: O zamana kadar gayet efendi bi profil çizmiş bu iki kardeşin bu olayda nasıl da böyle "ölümüne ibnelik" kıvamına geldiklerini hala anlayamamışımdır efenim. Belki de çuvaldızı kendimize batırmanın rahatlığı sarmıştı bizi, belki onca günün ibnelik birikimini birden açığa vurmuştuk bilemiyorum. Herneyse psikolojik analizi bi yana bırakalım, attığımız taşların buzu paramparça etmesi sonucu, bu iki gerizekalı * bizim akıbetimize uğradılar ve gömüldüler buzların ve suların içerisine. Biraderim bunlara bakıp kahkahalar atarken ben filmlerdeki gibi ufka doğru gülümseyerek bakıyor "intikamınız alındı, on katlı plastik toplarım" diye mırıldanıyordum.*
tanım:damacanaya tecavüz olayından etkilenen insanın suculara önyargıyla yaklaşması durumudur.
örnek diyalog:
-oo usta iyi kavramışın damacanayı haa
-yapmayın olum lan,ayıp oluyo bak
-hadi abi hadi.arasıra da sırtında taşı,pozisyon değişikliği olur
-fesüpenallah ya...
Sınav dönemi bolca yaşanılan durumdur. Sabah 8:30'da önemli bi final vardır.Peki en erken 12'de uyanmaya alışmış bu hastalıklı bünyenin o saatte uykudan sıyrılabilmesi,gözlerini dünyaya açabilmesi ne derece mümkündür, sorarım sizlere aziz dostlarım. Hasılı, sınavı kaçırırım tırsıntısı uyutmaz adamı, sınava da zombiler gibi girilir.
yanlış yapıyordur. egosuna yeniliyordur. kızların illa naz yapması gerektiği anlayışını yenememiştir. koşsun efenim,gerekirse nefessiz kalıncaya dek koşsun. Salına salına koşmazsa kimse bi şey demez. Hem dese nolucak lan. Ne mutluluklar ıskalıyoruz şu amannederler korkusuna. Sinirlendim bak.