halk arasında gotu kızıl seklinde de kullanılmaktadır.is yapmayı sevmeyen,usengec anlamına gelir..kelime grubunun köku uzerine arastırmalarım hala surmekle birlikte,cok oturmaktan kızarmıs olabilecegi teorezine yogunlasmıs durumdayım..yaaa...yaaa...
tatili sayılı öğrencinin bayramı fırsat bilip ailesiyle, arkadaşlerıyla, memleketiyle hasret giderdikten sonra kürkçü dükkanına dönüşü sonucu gelişen, belirtileri dönüşten takriben 1 gün oncesi ortaya cıkmakta olup huysuzluk, tembellik, hırçınlık, hayata pesimist bir bakış, derslerden kacış ve havadurumunda inatla memleketinin ileriki 3 gününü takip etme şeklinde sıralanabilr..
bu sendrom ozellikle aradaki bir iki günü de birleştirip babalar gibi 9 günlük tatil yapmış öğrencilerde daha sıklıkla görülmekte olup yaklaşık 1 hafta sürmekte ve takip eden haftasonu arkadaşlarla vur patlasın cal oynasın gecirilecek doludizgin bir haftasonuyla * tedavisi mümkündür..
dönüşte kendilerini zorlu bir sınav dönemi bekleyenler icinse durum biraz daha karmaşık olup tedavi araştırmaları gnümüzde bu grup üzerinde yoğunlaştırılmıştır..
zamanın cimri havuz sahiplerinin,devir daimden kısıp,kloru basıp,bir de icinde insanların olmeden yuzebilecekleri temizlikte tutmaya calısırlarken bi denecik ekmek kapılarını hacetlerini su icinde gidermeye alısmıs vatandasa uyguladıkları psikolojik baskı stratejisi,
ki bunun "suya sıcan essek!",
"suya sıcan,sıçmasın!"
ya da "suya sıçan, elime mum diksin"
versiyonları da mevcuttur,hatta son care olarak
"suda kimyasal var,ise de gor kırmısı cizgi nası kıcını kızartıyo!" seklinde bitakım iddialı tehtitler savurmayı denemisler( bu en tutabilecek numaraydı,tabi o kırmızı hattı goren bir tane kisi çıksaydı;-) ) ancak pek randıman alamamıslardır..suya sıcan delilerin canlı ornegini gormek isteyenler (bkz: Shining)filmi (bkz: Geofrry Rush)
Hipotez aşamasından Teoriolmaya giden uzun ve meşakatli yolda daha tam olarak Teorem bile oluşturamamış haldeki ara durum için kullanılabilecek, bir ivedilik anında dil sürçmesinden türemiş ben yaptım oldu nitelemesi.
anket formunda olmakla beraber bir o kadar da faydalı başlıktır. çünkü kullanıcılar bu sayede en kullanışlı temanın hangisi olduğunu tek tek deneyip görmek durumunda kalmak yerine birbirlerinin tecrübelerinden faydalanmak suretiyle daha hızlı bi şekilde konfora ve kullanışlılığa ulaşacak, sonuçta kaliteli bir kullanım alanına kavuşmuş olan sözlük yazarı zamanını daha verimli geçirme olanağına sahip olup artık derdi gücü entry girmek olacaktır..
misal;
-hangi temada daha önce baktığımız başlıklar sol framede farklı bi renk tonu almaktadır,
-hangi temada entry girdiğimiz başlık farklı bi renk almaktadır,
-hangi temada yeni ileti girilmiş ( bir derdim var, özel mesaj...) bildirim butonları daha belirgin bi uyarı görüntüsüne sahiptir...
gibi birçok etken sözlük kullanımı açısından önem arzetmektedir.
tabi ki kullanıcılıar keyiflerinin kâhyasına uyarak diledikleri temayı diledikleri kadar kullanmalıdırlar, her temaya ayrı emek harcanmış, her birinin ayrı güzel özelliği olduğu mutlak.
ayrıca herkesin kendince bir kullanışlılık ölçütü vardır, ancak en kullanışlı temanın hangisi olduğunu bazı rasyonel kriterlere bakarak belirleyebiliriz görüşünü savunan başlıktır. *
edit: favori temanın adı , beğenilmesine sebep olan özelliği ile birlikte yazıldığı takdirde asıl amacına ulaşacak olan başlık.
son günlerde bir nutelladır aldı yürüdü? nedir bu işin aslı astarı? diye merak eden entry görmüş masum sözlük yazarlarının ortak endişesidir. bi çikolatalı sürülebilir kremaya bu ihtimam fazla değil mi, acaba nutella sözlüğün gizli sponsorudur da bizim mi haberimiz yoktur? der bu masum yazarlar ve aslında onlar da bunu derken gizli reklam uygulaması yaptıklarının farkında değildirler.. *
efenim.. bir efsane der ki popomuzun dibinde elinde tasıyla beklermiş şeytan.. işi yok, gücü yok, elinde tas götümüzü bekliyo..
neyse..
gaz çıkarma ihtiyacı hissettiğimizde "aman ayıp olmasın", "aman efenim anlaşılmasın", "ben güzelim osurmam, şu çirkinin başına kalır" tarzı endişelere kapılıp da gaz mal varlığımızı "fıssssss"tıraraktan salıverirsek, işbu gazı şeytan tasına doldurur ortamdaki tüm insanların burunlarına teker teker payedermiş.. bi koku, bi kıyamet, balkona da ilk fırlarsanız zaten yandınız, ihale direk size kalır.. rezalet..
yok eğer "bana ne ya! insani bir ihtiyaç, hem samimiyetin de bi göstergesi diil mi canım" tarzı otomotivasyonlarla "zoooooorrtt"turup inletirseniz yeri göğü, işte o zaman tas bi yanaaa şeytan bi yana savrulur, kendini toparlayana kadar da koku kırklara karışır, böylelikle kimsecikler kokudan rahatsız olmaz, bir de üstüne samimi sıcak bi ortam oluşurmuş..
yaa.. işte böyle.. aman diyim şeytana uyup da "fııssss" lamayın, göğsünüzü gere gere "zorrrtttt"layınız efenim..
pinti insanlar için kullanılır.
yemek için harcayacak parası olmadığından ya da sırf cimrilikten beslenme alışkanlığını bu yönde değiştirmiş olabileceği mi düşünülmektedir bilinmez.
argo versiyonu için (bkz: burnunun bokunu yemek).
pinti insanlar için kullanılır.
sırf ekonomik olması amacıyla beslenme alışkanlığını bu yönde değiştirdiğine mi inanılmaktadır bilinmez. ve burada kastedilen "burun boku" tahmin edilebileceği üzre sümüktür efenim.
kısmır. cimri.
daha usturuplusu için (bkz: dişinin kanını emmek).
önce eşinizi, dostunuzu, tüm çevrenizi eklediniz, sonra sırası ile lise, orta okul ve ilkokul arkadaşlarınızı da buldunuz.. e konular bitti tabi sohbet de bir yere kadar.. *
oyunlar desen zaten cheat engine'i keşfedeli mertlik de bozuldu.. *
işte tam bu noktada videolar devreye girer. her gün güncellenen, kâh gülmekten yerlere yatıran, kâh sosyal mesajlara doyuran, kimi zaman bir sanat eseri, kimi zaman tam bir vakit katili, bazen dinlendiren ya da korkutup sinirlendiren videolar tıpkı günlük hayat gibi rutine binmiş facebook sanal hayatının vazgeçilmez kota yiyicileri, ziyaret sebebidirler. *
Mavi Jeans'in dünyadaki J-Lo çılgınlığına kapılıp tasarladığı, Amerika'da satış rekorları kırabilecek pantolonu.
ancak yemeğin salçalısı, kadının kalçalısı kültürüyle yetişmiş güzel ülkemin güzel kızlarından kimin ihtiyacı olsun popo vatkasına? o da bi muamma.. sattı mı merak konusudur..
Mideye gıda girmesi ile kalın bağırsakta * güçlü peristaltik dalgalar oluşması ve bunun sonucunda dışkılama * isteği duyulmasına neden olan fizyolojik bir reflekstir.
"kahveden bi yudum alıyorum, dooğru tuvalete, bi soğumadan içemedim şu mereti!"
"ağzına bi lokma alıyo, hoop tuvaletee.. ne metabolizma arkadaşş!! " gibi durumlara neden olan işte bu reflekstir esasında..
Daha iyi anlatan varken sözü ona bırakmak lazım idi.
"Şimdi, bilgimizi ve bilgisizliğimizi, şu anlatacaklarımla ölç, Glaukon.
Yer altında bir mağara tasarla. Mağaranın kapısı bol ışıklı bir yola açılıyor, ama mağarada oturan insanların kolları boyunları ve bacakları zincirlerle bağlanmış, sırtları da ışığa çevrilmiş; öyle ki sadece karşılarındaki mağara duvarını görüyorlar, başlarını arkaya çeviremiyorlar, kendilerini bildikleri andan beri de burada böylece oturmaktalar.
Düşün ki sırtlarının arkasındaki ışıklı yoldan bir sürü nesne geçiyor, ışık bu nesneleri mağaranın duvarına yansıtıyor. Şimdi bu adamlar sadece mağaranın duvarına yansıyan hayalleri görebilirler, o hayalleri meydana getiren gerçek nesneleri göremezler, değil mi?
Demek ki bu adamlar birbirleriyle konuşabilselerdi duvarda gördükleri hayallere bir takım adlar vereceklerdi, çünkü bu hayalleri gerçek sanmaktadırlar. Bu adamların gözünde gerçeklik, asıl gerçeklerin duvarda yansıyan hayallerinden ya da gölgelerinden başka bir şey değildir.
Şimdi bu adamlardan birinin zincirlerini çözüp ayağa kalkmasına ve başını asıl gerçekliklere çevirmesine izin verelim. Gözleri bol ışıktan kamaşır ve asıl gerçeklikleri göremezdi, değil mi? Dahası, kamaşan gözlerini yeniden duvara çevirirdi ve duvardaki hayallere rahatlıkla bakardı. Ama gözlerini yavaş yavaş alıştırarak asıl ışığın kaynağına da pekala bakabilirdi. işte o zaman arkadaşlarıyla gördüğü şeylerin birer hayalden ibaret olduğunu, asıl gerçeklerin şimdi gördükleri olduğunu anlayacaktı.
işte, sevgili Glaukon, gözümüzle gördüğümüz bu dünya o mağaranın duvarıdır, arkasındaki ışığa bakabilen insan da duyu gözünü akıl gözüne çeviren bilgedir."
der Orhan Hançerlioğlu yazdığı Felsefe Sözlüğü 'nde.
Nasreddin Hoca'nın eşeği çok acıkmış artık bi deri bi kemik kalmış ama mevsim de kışmış.. Hocanınsa verecek otu yokmuş belki ama nasihatı vaadi bolmuş..
Ölme eşeğim yaz gelsin,
Gelsin de yonca bitsin,
işte o taptaze yoncalardan toplacağım da yedireceğim sana..
Gerçekleşmesi zaman isteyen ve de zor görünen vaatler için kullanılan kıssadan hisse.
bir kelimenin, genellikle de hoş olmayan başka bir anlamda kullanılması sonucu giderek bu ikinci anlamın dilde ve akıllarda yer etmesi , esas anlamında kullanmaya devam eden insanların da alayvari tavırlara maruz bırakılması ve yanlış anlaşımak tereddütü ile giderek kelimeden sakınmaya başlaması, kullanmaktan çekinmesi ve neticede kelimenin esas anlamını yitirmesidir.
üstelik türkçenin o ikinci anlamı karşılayacak birden fazla kelime bulunduran zengin bir dil olmasını hiçe sayarak..
Bugüne dek yazılmış kadın oyunlarının en çarpıcılarından olan ve Nobel ödüllü Dario Fo 'nun, eşi Franca Rame ile yazdığı, Türkçeye Füsun Demirel tarafından çevrilen 'Yalnız Kadın'; yıllardır Sumru Yavrucuk 'un performansı ile seyirciyle buluşuyor.
Kocası tarafından ezilen, aşağılanan ve evden çıkmasına izin verilmeyen bir kadının gözünden, onu mal gibi gören 'erkek toplumuna' keskin bir eleştiri bombardımanı olan oyun, Yavrucuk'a Afife Jale Ödülü kazandırmıştı.
yürüyen merdivenler sadece
"zinhar tek adım atmam, mitili attım, katı çıkana dek dururum kardeşim" diyenlerin değil,
acelesi olan insanlarındır da!
"acelesi olan merdivenden koşsun" gibi bir zihniyete sahip olunabilir ancak orta okul fiziğinde öğrenmiş olduğumuz Doğrusal ve Bağıl Hareket Kuramına göre giden cisimin içinde veya üstünde hareket etmek kişiye HIZ kazandırır.
iş bu sebeptendir ki yürüyen merdivende aceleniz yok ise ve durmak istiyorsanız sağ geçede durulmalıdır ki bir yere yetişmesi gereken, o veya bu sebepten acelesi olan insanlar geçebilmek için izin istemek durumunda kalmasınlar..
sınav öncesi haytalık yapıp yapıp da sınavda 6'lı ganyan bayiine dönüşen dimağların uzun yıllar süren acılı tecrübeler neticesinde ulaşması muhtemel mertebe.. bi nevi nirvana!
eski türk filmlerinde babasına babişkooo diye seslenen şımarık biraz da afacan kızlar olurdu hep.. ama herkesin babasına taktığı kendine has bi isim vardır..benimki babagannuş
kimi peder bey der, kimi papa, kimi büyük patron kimiyse gayet net baba.
çok fena birşeydir. insanı onulmaz dertlere salar.. hava her zamankinden daha güzel olur, aktiviteler yılın pik'ini yapar, hasta yakınları bile güruh halinde mekanı terkederken siz camdan uzaklara dalarsınız..beyaz, lateks edivenli bir elde sallanan bir beyaz mendille.. ***
geniş kitlelere heyecanla meramını anlatmaya çalışan yazarın, ya üslup yanlışlığı ya mantık hatası veyahut tamamen olayla bağlantısızlığı sonucu saçmalaması durumunda akıllardan geçen vurucu cümle..*
haftaiçi iş sonrasında akşamüstü ve hatta gece gelip tamirat yapsa bu etkiyi yaratmayacağının bilincinde, o yüzden mutlak matkap ve vurdu kırdı gürültüsünü pazar sabaha rezerve tutan kıl komşudur..bir gün inip cok fena dövülesidir.. brunch mekanları veya alışveriş merkezlerinden komisyon aldığını düşündürtür zira tek tatil gününüz,biricik pazarınızda fittir fittir mekan gezdirir..etraftaki gereksiz pazar kalabalığının baş mimarlarındandır..
internet herzamankinden bin kat daha çekici, tv programları pek bir akıcı, hicbirşey yapmadan boş boş oturmak ziyadesiyle eğlenceli gelir iken..akvaryumdaki balıkların davranışlarına bir anlam bulup nobele adaylık koymak üzere önünde 3. saatini gecirmekteyken bir yandan da acep ben otistik miyim diye düşünür insan..o anda çift camın hakkını veremeyen hain pencere içeri kuş seslerini sızdırır..yeni günü karşılayan cıvıltılar..o zaman içten içe kalbinin 3,5 luk ritmine eşlik eder bir kumru..derindeeen.. yusuuuf-cuk! yusuuuf-cuk! yusuuf-cuk!
haydi hayırlı sabahlar..hayırlı sınavlar ola!
ameliyat sırasında steril kıyafetler ve steril eldiven kullanan cerrahlar operasyondaki bazı duraklama anlarında ellerini dinlendirme ihtiyacı duyarlar..ya bizzat hastanın üstünde gercekleştirirler bu eylemi ki kendisinden baska bir hasta bir de ameliyat hemşiresi sterildir cukkü..ya da bel bolgelerinde ufacık tefecik ici dolu turşucuk tabir edilen kullanışlı tepecikleri, göbeklerini kullanırlar..pek konforlu olur, iyi olur has olur..
(bkz: türk kası)
yöresel bir deyimdir. bardağı, tabağı vs. ağzına kadar silme dolduranlara söylenir. kaynağını ödünç verenlerin tam ölçü olması amacıyla yaptıkları uygulamadan almakta olup, dudak payı bıraktırmak amaçlanmaktadır..
bir de dudak payını abartanlar vardır ki onların bu yaptığı da araba benzer bir halim mi var şeklinde tepki görür aynı yörede..yaa..yaa..
(bkz: arap dudağı)
(bkz: huysuz yöre)