baba şofördür, kafa şofördür. kampüs girişine yaklaşırken ''gimlihleri çıhartın haugghuhg'' şeklinde direktif veren çoban kisveli dolmuş şoförü vardır ki, bu abiyi örnek almalıdır.
ilâve: bu entry çobanlara yönelik bir aşağılama içermeyip, meslekî tavra isnâd etmektedir.
akp iktidarının mevcut stratejiyi kullanarak ve geliştirerek hedeflediği büyüme oranıdır. yıllar bazında ele alındığında henüz ulaşılamamıştır; lâkin iktidara geldiği 2002 yılı itibariyle doğalgazdaki hâdsiz hesapsız artış, bu öngörüyü kabûl görülebilir kılmakta ve spesifik bir örnek teşkil etmektedir. hâlâ akp tellallığı yapanlar için ömer danış söyleyecek;
bu arkadaş, galatasaray cümlesini duyduğu an kusma pozisyonu alır. belki kazara mahalle arasında bir iki defa topa vurmuşluğu vardır; lâkin sözlükte gaza gelip ve kalabalığa uyup, pek hoşlanır galatasaray'ı itin götüne sokmaya çalışmaktan. derbileri tıraş bıçağı zannedip, saldırır da durur oraya buraya. ulan sikik derler adama; maçı bile izlediğin şüpheli, ne diye duygularınla yetinmek yerine çükünle kerkinmeye çabalıyorsun?
ben burdan fenerbahçe'yi tebrik ve takdir ediyorum. hakemin de dört dörtlük maç yönettiği kanaatindeyim. futboldan azcık anlayan varsa ödemeli atsın, ben ararım.
bu arkadaş bir heves edindiği küpeyi büyük ve kepçe kulağına entegre eder. hadi bu zaten erkekliğin mına koyan durumdur da; yukarı bir bakarsınız ki, saçlar kırpılmayı bekleyen koyun kisvesindedir. ulan dıbıh, hadi kabûl ettik, takmışın manyetiğini, adam bir saçını sakalını şekle sokar, tamamlayıcı unsurları gözetir, öyle çıkar insan içine! tipinde meymenet yok, küpeyle fink atıyorsun elitist ortamlarda. otur lan, sıfır!
90'lı yıllarda ricky martin'le başlayan furyanın günümüzde ebesini sikmiş tipsiz kılıksızdır. özellikle sakarya dolaylarında kalabalıklar içinde yalnızları oynar ekseriyetle. grup oldukları da göze çarpar kâh. abuk dikensi ve fönlü tüyleriyle bi boka benzedim sanar. bir de toplu maç izlenen mekanlarda ufuğa doğrultulmuş saçlarıyla ön sıraya yerleşir patavatsızca. öldüresim gelir; susarım.
atatürkçülüğü; baş açık gezmek, modernleşme yolunda batıya göt yaslamak, içkiyi meşrû kılıp berduş neyzen teyfiği idol belirlemek, hassas konuları demokratikleşme unsuru sayıp patavatsızca konuşmaktan ibaret sananların; atatürk'le ilgili konularda muhatabın açığını yakalayıp yafta yapıştırma faaliyetidir. bunlar nedense, yalnızca 10 kasımlar ve 29 ekimler'de sahne alırlar. bu tarihler dışında, götünün kılı ağarmış sarhoş 60 yaşların, genelde sarışın ve bodoslama atatürkçü kültürsüz kızları ve bir grup kokoş site sakiniyle gene içki masasında siyaset yaptıkları da görülür. bi boktan anlamazlar oysa. atatürk'ü ben kadar bilmezler. okudukları romanlar kurtuluş veya çanakkale savaşları'ndan ziyade; marx'ın çükü, maocuların diriliş öyküsü, rusya'nın dünya siyasetindeki rolü üzerinedir. bunlar türk bile değildir a.q diyeceğim de, kemalizme darbe vuracak olmamdan korkuyorum. neyse.
paraya kıyıp ya da üç kuruş kredi çekip de yeni bir minibüs * almak yerine, hayvan taşır gibi bebek mezarı yollarda yolculara işkence yapan dolmuşcudur. kullandıkları magiruslar öyle sikik makinalardır ki, yeni modelleri bile at arabası kıvamındadır. bu araçların; tifo, dizanteri, sarılık vs. hastalıkların tetikleyicisi olma potansiyeli de hâyli yüksektir.
şarabın kalitesi mühim olmaksızın, üzerine cila niyetine içilen bir biranın bünyede oluşturduğu hazza isnâd eden tavsiyedir. aynı hâl, rakı üstüne içilen bir bira için de tasdiklidir.
cumhuriyetin ilânının 85. yıldönümü kutlamaları kapsamında yalnızca istanbul için yapılan harcamanın resmî olmayan rakamsal tutarıdır. daha yüksek rakamlardan bahsedildiği de hesâba katıldığında, insan kendini ''yuhh'' demekten alamıyor. ulu önder böyle bir şeyden haberdâr olsaydı, eminim acıya gark olurdu. zirâ; aç karnını doyuramayan bir cumhuriyet devletinin, hangi aklî ve mantıksal dayanak gözeterek böyle bir girişimde bulunduğu merak unsurudur.
geçmişinden ve cumhuriyetin ne zorlukla oturtulduğundan bîhaber bir toplumun, yalnızca havaî fişek ve eğlence tadında bir millî bayram kutlaması ne kadar doğru? böyle kıymetli bir tarihin toplumsal şuuru ve mağruriyeti körüklemesi gereken yerde, parti coşkusu içinde bu azgınca kutlamaların yapılmasını hangi mantık kabûl eder? şımarıkça bir cumhuriyet coşkusu yerine; bahsi geçen milyon ytller ile okullara cumhuriyet köşeleri kurulsa, meydanlar iç sızlatan tarih sahneleri ile donatılsa, dükkanlara atatürk sevgisi aşılayan kataloglar dağıtılsa, çocuklar tarihî tiyatral gösterilerle vakte tâbi tutulsa, üniversiteler bayram seminerleri düzenlese, dağda pkk avındaki mehmetçiğe iki lokma fazladan aş, iki dal cigara yollansa iyi olmaz mıydı ey halk!
birazdan istanbul'da vahşice havaî fişek gösterileri yapılacak, gökyüzünü alevler saracak, 2 yaşındaki nur gibi bebeğinin başına bir baba bayrak bandı bağlayacak, spikerler coşkuyu alt yazı geçecek, 2 milyon ytl bir gecede su buharı olup uçacak. yarın mı? yarın mecliste dtp'nin neden cumhuriyet mesajı vermediği konuşulacak... ertesi gün açlıktan dudağı kurumuş bir cumhuriyet genci bakkaldan ekmek çalarken yakalanacak...
antalya'da bugün itibariyle motosikletiyle polisin dur ihtarına uymayan 18 yaşındaki gencin boynundan vurularak ölmesiyle sonuçlanan hadise. psikolojisi bozuk olan polislerimizin çoğalması ve son dönemde kendilerine verilen geniş yetkilerin bu şekilde kullanılması acıdır.
t.c. dışişleri bakanlığı'nın imlâ ve noktalama yanlışlarıyla dolu utanç verici internet sitesi. girin bir bakın şöyle linklere; ilkokul seviyesindeki bir vatandaşın kaleminden dökülmüş duyurularla dolu olduğunu görünce tüyleriniz ürperecek.
23.10.08 tarihli sorunlu çözümsüz siyaset meydanı programına konuk olan mehmet altan'ın, işsizlik konusunda yaptığı talihsiz yorum. kendilerinin tuzu kuru, uzun süre konuşmasa iyi ederler.
arzu edilip de karakter hududuna takılan başlık: ''dolmuşçuya para verir gibi yapıp el hareketi çekmek'' şeklindedir.
zuhûrunda dolmuşçuyla yakın temasın müsebbibi olabilecek fiildir.örneğine rastlanıp rastlanmadığı muammâ olmakla birlikte; acı neticeler alınması işten bile değildir.
ankara'nın ve kısmen türkiye'nin en ünlü genel cerrahlarından.uzmanlık alanlarından en çok rağbet göreni hemoroid vak'âlarıdır.düğümleme yöntemiyle yaptığı ve ortalama 15-20 dakika süren hemoroid operasyonları büyük oranda kesin çözümler sunar.
sezen aksu'nun içinde bulunduğunu haykırdığı talihsiz durum.şarkı sözü olarak oldukça saçma, basit ve havada kalmış bir ifâde olmasına rağmen nasıl bu kadar tuttu hayret.
+ nerden geliyorsun nereye gidiyorsun ey yolcu?
- ben bu yüzden hiç kimseden gidemem, gitmem abi.
garsonun bitmemis icecegi almasindan daha acı veren fiildir.öyledir ki; siz tam son yudumunuzu gıda etmek üzere yeltenirken, şuursuz garsonun bir hamleyle tüketim nesnenizi kapıp kayıplara karışması olayıdır.şâyet kuru gıdanızla içeceğinizi eş zamanlı tüketiyorsanız, yiyeceğinizin gırtlağınızda, sözcüklerin boğazınızda düğümlenip kalması işten bile değildir.
ölümle yaşam arasındaki ince çizgi gibidir.bir heves edindiğiniz metayı daha yüzyüze gelmeden kaybetmektir.bu duygu yoğunluğuna benzer bir örnek olarak;
görüntüsü ile karakteri çelişen kızlar başlığından hareketle; ''benim dinim bana, senin dinin sana'' felsefesini benimsemiş hanım abladır.öyledir ki; hülya avşar'ın - her gece yatmadan önce yasin okuma- prensibine benzer bir tavrı da farkında olmadan nakşetmiştir bünyesine.bir şey de demiyoruz hani, makyajını sol eliyle yapmasın, tamamdır bu iş.
anlamı veya aile büyüğü faktörünün etkinliği hariç tutulmak üzere; türkiye'nin hiç bir zaman düze çıkmamış, çıksa da kalıcı olmamış mevcut siyasal yaşantısına rağmen, ailelerin çocuklarını ısrarla, inatla, gerikafalılıkla ve alenen ateşe atması olayıdır.saçmadır.recep tayyip adında bir üniversite öğrencisiyle aynı sınıfı paylaşıyor olmamdır beni bu başlığı açmaya iten.noldu şimdi recep?kantinde hep yalnızsın, hep arka sırada oturuyorsun bizim yüzümüzden, hep bir burukluk var sıfatında, hiç aramıza almıyoruz seni, üzülüyorsun.iyi mi oldu şimdi yani, noldu recep noolduuoo?
yüzlerinde bir çirkinlik, tavırlarında bir boşvermişlik, konuşmalarında da tahrik unsurları ve kabalık bulunan metro tuzim hosteslerinin hâsıl olduğu hâl.üzücü olduğunun farkındayım ancak; kötü yolun yolcusu ibaresi cuk oturuyor bu meslek erbaplarına.