lan kızın sevgilisinin karşısına oturdum diye kıskançlık krizine girdi kız. her gördüğü yerde bakmalar falan. bu ne ya kütüphane orası başka boş yer vardı ama direkt oraya oturdum ne bileyim aklımın ucundan geçmedi. artık her gün kızla 30 kere göz göze geliyoruz. mal tam ya. ayrıca sevgili de değil sanırım platonik. kızı biraz araştırdım da. geçerken bakmalar dönüp bakmalar. çocuğu şu an görsem hatırlamam o derece ilgisizdim. gelir beni bulur ya. en nefret ettiğim şey şu kız kıskançlıkları. bak amk bak.
Durup durup ağlıyorum. Bütün psikolojimi mahvetti şu sınav. Iki dk önce aklıma bi soru geldi ve yanlış yaptığımı fark ettim. Kahrolsun artık bıktım gerçekten bıktım. Ikinci sene artık bu yıl garanti bi yer yazıp gidicem umarım istediğim yer olur.
kızı/erkeği elde tutmak için yapılan saçma davranışların sonucu. kıskandırma çabaları, kendini olduğundan farklı göstermeler... doğal olunmalı ya içten geldiği gibi.
gayet normal olan hareket. kızlar kızların yanına erkekler erkeklerin yanına oturmalı mantığını bir türlü anlayamıyorum zaten. oturup gidicez işte bu kadar kasmak neden?
kafa izni bitti sonunda. ben de gidip 3 aylık izin almışım yuh. o değilde zaten uludağ sözlüğe neredeyse hiç bişey yazmamışım, 3 ay bekleyeceğime yeni bi üyelik neden almadım ki ben. sanki mükemmel bi nickim var.
Lisede okul gezisiyle almanya ya giden bi arkadaşım türkiye deki her markette rahatlıkla bulunabilen milka markalı çikolatalardan getirmişti. Yabancı markalarda domuz yağı falan olur diye korkmuş, bavuluna koyup tee almanyalardan getirmiş. Allahım hala gülüyorum ya nerdeyse bi ay dalga geçmiştim kızla.
Romantikliğin yanından bile geçmeyen eylem. Madem teklif edeceksin git adam gibi söyle, ne gerek var böyle gereksiz davranışlara. Ha illa değişik bi şekilde evlenme teklifi edicem ben diyosan orjinal bi şeyler bul.
Yok yüzüğü oraya buraya saklamak yok pankart açmak son derece samimiyetsiz davranışlar.
Evlenme teklifi dediğin bi anda olmalı. Yani konuşurken ya da beraber bi şeyle meşgulken, önceden planlanmadan, o anlık gelişen.
çocukken en sevdiğim çizgi filmdi. hatta geçenlerde açıp izleyeyim dedim, aynı etkiyi yaratmadı tabiki ama yine de izlettirdi kendini. bide bunların tasoları vardı. bütün cipsleri bu sefer ash çıkacak diye heyecanla açıyodum ama sonuç hiç olumlu olmamıştı.
üşüyüp apartmana sığınan kediyi tekme tokat dışarı atmak. kedinin üşüdüğü o kadar belli ki titriyo resmen hayvancağız. nasıl üzülmeden sen onu dövebiliyosun. nasıl bi vicdan bu. böyle insanların var olması hayattaki en iç burkan detay.
kaan tangöze ölen sevgilisine yazdığı şarkıdır. bi gün bunlar tartışmışlar. kaan özür dilemek amacıyla konserde ona yazdığı şarkıları okurken sevgilisi evde kendini ipe asarak intihar etmiş. kaan a bu haberi konser çıkışı söylemişler, yıkılmış haliyle. uzun bi süre evden çıkmamış. o günlerde de bu şarkıyı yazmış.
ben 1 65 ten uzunum, çok güzelim. çizme, ugg, tayt bana çok yakışıyo demenin bir başka versiyonu şu başlığa entry girmek. bide boylarını yazıyolar hey allahım ya.
Yazıcağım bi entry nin ana fikrine yakın bi entry okuyunca yazmaktan vaz geçiyorum. Hele bazıları benden çok daha güzel açıklıyolar onlara da çok imreniyorum.
Son ses müzik açıp dinlemek. Ama kulaklıkla dinlenilecek. Sesten rahatsız olduğu için düşünemiyo insan. Ben böyle yapıyorum hep kısa bi süre de olsa işe yarıyo.
6 yasında anaokulunda berke adında bi çocuğa aşık olmuştum. Sınıftaki başka bi kız da ondan hoşlanıyodu. Ama o ikimize de bakmayıp tipsiz bi kızla oyun oynuyodu hep. Daha sonra bu çocukla liseyi aynı sınıfta okuduk. Aşık olan diğer kız da şu an en sevdiğim insanlardan biri. Onu tavlamak için yaptığımız çocukluklara güleriz hala.
Annelik içgüdüsünün çocuklukta da varolduğunu kanıtlayan oyuncak. gece ben uyurdum bu uyumazdı. Saati kurup düzenli aralıklarla ihtiyaçlarını giderirdim. Ne özverilerde büyütürdüm de o bi düşmeye ölürdü.