Birini düşünün ki sizin çocukluk aşkınız ama konuşmamıssınız uzun zamandır, ki aranızda saat farkları ve kıtalar var ama her interneti olduğunda ve telefonu çektiğinde arıyor sizi. Sonra düşünün ki 3 yıl hiç konuşmamıssınız sonra buluşmussunuz- sevgilisinden ayrılmış o gün. Sonra o kıtafarklarının geçmesini beklemişsiniz olmamış, yazınızı heba etmişsiniz. Sonra da düşünün ki konuşurken bu adam size "kızlardan, güzel kızlardan, bardaki kızlardan" , "aldatmanın yanlış bir şey olmadığından" ve kendisinin "yavşak" olduğunu anlatıp durmuş.
kesinlikle anahtar. ne anahtarlık takarsan tak ister şırıltılı olsun ister ağır ister sesli yine de napıyorum ne ediyorum kaybediyorum ben. Neyseki yedek olarak var iki üç tane. Kaybolursa onunla artık. Itiraf: kaybettikçe gidip çoğalttırıyorum bir kaç tane.
bayanlara çok fazla vasıf yüklemiyormuyuz ya! Yok etek giyenin müslümanlığı etek giyen birşeyler birşeyler, yok bakımsız, yok çirkin ve kaprisli, 19 yaşındayşa kesin şişko havaları nedir yani? Sevgisizlik kendinizden mi çıkıyor anlayamıyorum ben bu başlıkları. Biraz rahat olun. O da insan sıkılmış bunalmış girmiş sözlüğe nedir yani.
bence Atatürk'ü sevmiyorum derken bir durmalı insan. Sevmiyorsundur çünkü işine gelmiyordur yaptıkları, sevmiyorsundur çünkü baktın ki para geliyo cebine böyle diyince, sevmiyorsundur çünkü satılmak senin için alışılagelmiş bir şeydir satmak kadar, sevmiyorsundur çünkü anlamamışsındır yapmaya çalıştıklarını anlamak istememişde olabilirsin tabi benim bildiğim dikte edileni önce anlamaya çalışmalı insan maden düşmanım diyorsun nefretden bahsediyorsun düşmanını tanıman lazım önce. Anlaman lazım. Bence dikte edilmek falan bahane. Nasıl ki öğretmen sürekli ödev yap der yapmak istemez tembel olan. Seninki kaçmaktır, tembellikdir ya da kusura bakma ama değersizliktir. Neyi önemsiyorsun diye sormak istiyorum? Ne önemli senin için? Değerlerin var mı? Vicdan, borç duyguları sevgi en basiti vatan sevgisi üzülür müsün sehit düşünce ya da çok uzak bir şehir den trafik kazası falan duyunca? Değerler insanın hazinesidir arkadaşlar. Yaşadığım toprağı bilirim. Nasıl yaşanılır hale geldiğini de. Saygısızlık olmadığı sürece sevmemek de sorun yokmuş dediniz. O zaman sen yarın öbür gün bu vatanı da sevmezsin bu toprağa da sahip çıkmassın arkadaş.
minik etek var mini etek var. Artık onların da boyutları var. Ayrıca giyilicek yer var giyilmiycek yer var. Ama böyle bir kaç tane kendini bilmez kıyafetlerimize karışınca bir de bazıları da mini eteği başka amaçlar için kullanınca aslında çok sempatik olabilen bir giysinin muhabetti nerelere kadar geliyor.
çok klasik ve klişe ama anlatmam lazım. çok yakın bir arkadaşım var kendisinde 3-4 yaş büyük bir öğretmenle sevgili gibi durumları var ilişkileri çok ileri boyutta değil çocuk lise talebesi zaten. Her şeyini bana anlatır her şeyini dinlerim ama kadından bahsettiğinde irkiliyorum. Bu zamana kadar yakın arkadaşıydım şimdi de üzerime düşen bu ama böyle hissetmiyorum. Sanki sırtından bıçaklıyorum onu.
kötü espri yaptıktan sonra dalga geçse daha normal bir ortam olur bence. Ne o öyle avutuyormuş gibi öpmek " haha ablaları abileri komik olmaya çalıştı bozmayın siz hatta ben öpiyim de geçsin hihi" ıyyh gına geldi gerçekten bunlardan. Bir yerde toplansalar bizde görmesek bu çiftlerimizi.Toplum kaygısı kendini begendirme havaları olmasa ne güzel olur aşk
böyle bir durumun üzücü olduğunu sanmamakla birlikte, kişinin üzüldüğü şey muhtemelen sevdiğinin ondan daha fazla düşünüp, irdeleyebilme yetisi olmasıdır.
(bkz: dinle küçük adam)
Emmaya göre aşk, şimşek parıltılari ve gök gürültüleri ile kendini birdenbire gösterir, göklerden düşüp hayatı altüst eden, iradelerinizi birer yaprak gibi söken, bütün kalbi uçuruma sürükleyen bir kasırgaya benzerdi.