Ölümdür bu gelen. Azrâil’in ayak sesleridir işittiği. Biliyor bunu; çoktandır. Ama gene de hazır değildir. Bir burukluk var içinde. Allah’dan nice zamandır, gece, gündüz dudakları kıpır kıpır mehil diliyor.
Tarık Buğra- osmancık.
Konuşmaktan korkarak, elde edemediğimiz; asla yeltenemediğimiz; bize kimsenin vaat etmediği özgürsüzlüktür. yıllarımızı yitiriyoruz. ''ufak'' bir şey de olsa konuşmuyoruz, bu yazıları yazarken bile acaba arkamızda durup bunu okuyan herhangi biri var mı korkusu sarıyor insanı. bence sözlüklerde anonim yazmak, IP adresimize erişilene kadar bizi rahatlatan tek şey. burada kesinlikle özgürüz diyemiyorum ama fikirlerimizi beyan ettiğimizde karşı tarafın tepkisi en fazla küfür ya da hakaret içeren bir yazı oluyor. bu arttıkça insanoğlu konuşmaktan çekiniyor. sağ ya da sol partisiyle bunların ilgisi daha fazla zannımca. kendi fikirleriyle bağdaşmayan insanların onlar için bir önemi yok, asla da olmayacak. çünkü ağzımızı açtığımız ilk anda ülkeyi terk etmemiz istenecek. burası kimin ülkesi? ya da dünyada bize yer yok mu? bunlar tartışmaya açık sorular. bunların düzeleceğini kesinlikle
ümit etmiyorum ama sanmıyorum ki bu bütün dünyada böyle. eminim bir gün bu topraklardan çıktığım takdir de böyle bir manzarayla karşılaşmayacağım. korkmadan yaşamayı öğrenmeliyiz tabi bu şartlarda ne kadar mümkünse...