olmaz böyle şey! bazı yanlışlıklar vardır ki asla yapılmaması gerekir, yapılamaz , deliliktir. bana her nedense korkunç bir film 4'ü hatırlattı... hani testere filmi ile dalga geçmişler ya. adam ayağını kesiyor ama prangalı olanı değil... bu da böyle bir yanlışlık işte ! olmamalı, yapılmamalıdır.
denize alışmış, denizin o güzel ve huzur verici kokusunu içine çekmiş, denizle bütünleşmiş insanların hissettikleri en doğal ve en haklı duygudur. denizin olmadığı her şehir onlara internet bağlantısı olmayan bir bilgisayar gibi gelir. denizin olmadığı yerlerde uzunca süre-eğer mecbur değillerse - kalamazlar. tat alamayan bir dil ,koku duymayan bir burun, göremeyen bir göz.... deniz olmayan bir şehir işte böyledir deniz olan bir şehirde yaşayan insanlar için...
parayı gören bünyede ağır bir küfür yemiş gibi bir hal uyandıracak eylemdir. ya da muavin adama dayanılmaz , karşı konulmaz bir şekilde yumruk atmak isteyecektir!
sekste eksikliğini kabul etmeyip seksin kendisinin yaptığı gibi olduğunu kabul etmiş bünyelerin -kadın veya da erkek- gerçekleştirmeye çalıştıkları eylemdir.
eğer ortada bir vicdan azabı varsa kesinlikle o kitap geri bırakılmalı ve orjinali için bir an önce para biriktirmeye başlanmalı ya da varsa eğer paraya kıyılıp orijinali alınmalıdır .inanın bu sizi çok rahatlatır .vicdanen tabii ki. acayip rahatlarsınız hatta öyle bir rahatlarsınız ki evinizdeki vicdan azabı çekilerek alınmış bir sürü korsan kitap,kaset... ten kurtulursunuz biran önce.ve bu alışkanlık öyle yerlere varır ki taklit olan hiçbirşeyi de almamaya başlarsınız artık.ve inanın karlı çıkarsınız!kendimden biliyorum,o yüzden bu kadar eminim.tabi eski zamanlardan kalan bir alışkanlık olarak kendinizi korsan kitap tezgahlarında kitap incelerken bulmanız kuvvetle muhtemeldir.bu da ayrı bir mevzu.sanırım o vicdan azabı anını yaşamak ama hemen o anda da ondan kurtulmanın dayanılmaz hafifliğini tatmak istemenizden kaynaklanıyordur bu da!
evet böyle kızlar da mevcut günümüzde. bunu neden yaparlar, neyi amaçlarlar ya da hangi baltaya sap olmak isterler bilinmez ama var böyle bir kesim. kimi şımarıklık der kimi ise aptallık. tamam belki yakışanı vardır ya da yapacağı zamanı biliyorsa o kadar da itici olmaz belki ama iğrenç diyorum ben . başka da birşey demiyorum.
anlam bakımından ne tarafa çekerseniz o tarafa gelebilen bir kelime diyeceğim ama değil sanırım (?) neden mi? nedeni açık gerici dediğimiz de tutucu anlarız biz genelde.. evet tutucu ,aklı yeniliklere basmayan hatta çalışmayan da denebilir ki bu hiç de yanlış olmaz .evet aklı yeniliklere,yeni olan hiçbirşeye çalışmayandır gerici,herzaman teknolojinin arkalarında olmayı tercih eden. muhafazakar diyemiyorum , muhafazakarlık gerici insanların tarzı belki ama her muhafazakar gerici değil en azından bilenler bilir bunun böyle olduğunu. o yüzden ben gericiyi böyle tanımlamayı uygun gördüm. ve diyorum ki toplum kesinlikle gerici insanlardan arındırılmalıdır.bakın asla muhafazakar insan ile aynı anlamda kullanmıyorum bunu.saygılar...
sarmasını beyaz lahana vee tabii ki üzüm yaprağı ile kıyaslarsak tad sıralamasında arka sıralara düşmesi kaçınılmaz olan sebze. ama şunu da belirtmek gerekir ki kara lahana dolmasının tadı da kesinlikle yadsınamaz . sarmasının yanında bir de yemeğinin yapıldığını bildiğim genellikle karadeniz bölgesinde fazlaca tüketilen ve kimbilir dolma ve yemeğinin yanında neleri yapılabilen bir sebzedir karalahana ....
içerisinde zararlı her türlü haltı barındıran ,özellikle yemeklerden sonra ,en mutlu ve en hüzünlü zamanlarda çok iyi giden anlamsız bir bağımlılıktır.başlamak ne kadar kolaysa bırakmak bir o kadar zordur.bırakmak için ilk önce beyinde olayı bitirmek gerekir ki bu beyinde bitirme olayı her an ertelenir durur ve bu bağımlılık da ciğerlerimizi .... her şeyimizi yiyip bitirmeye devam eder . herşeye rağmen içenlerin vazgeçilmezidir!
kimi zaman düşen bir insanı yerden kaldıran kimi zaman ise yaşlı bir insanı karşıdan karşıya geçiren... kimi zaman canını bir doğru uğruna vermeyi bin yanlış için yaşamaya tercih eden... kimi zaman namusu için canını feda eden ... kimi zaman bir aç doyuran ...kimi zaman bir akılsıza akıl öğretmeye çalışmak gibi bir yanlışa sürüklenen...kimi zaman gözlerdeki bir küçük pırıltı ,bir umut ışığı için çok güzel şeyleri elinin tersi ile iten insan değil midir büyük insan??
girenlerin tümünün üzerinden büyük bir yükü kaldırmış,bir oh çektirmiş sınavdır. türkçesinin ve matematiğinin oldukça kolay olduğu gözlerden kaçmamakla birlikte yetkililer eğitim bilimlerinde zorluk sınırlarını zorlamışlardır!tarihi her zamanki gibi ayırıcı olmuş , coğrafyası genel kültürü kurtarmış, anayasasını ise çalışan yapmıştır.giren herkese buradan geçmiş olsun dilediğim sınavdır ayrıca!
mutsuz,yalnız,yapacak başka birşeyi olmayan,saçı kazık gibi olmuş olan , oyalanmak arzusunda olan ,canı sıkılan belki de kendini çirkin bulan kadındır.
"bu da dahil tüm genellemeler yanlıştır!" kadının terbiye anlayışı ile doğru orantılı birşey olsa gerek bahsedilen. yoksa hangi aklı başında,terbiyeli,hanım hanımcık bir kadın terbiyesiz erkek sever ki.... çık çık çık.. yok böyle bişey..