Yeni ilişkinizin, eski ilişkinizi tanımlamak için "yelloz" yerine kullandığı naif kelimeler bütünü.
Bazen, o orospuyla görüşüyor musun halaa!! Gibi şiirsel metinlere yerini bırakabilir.
Akplilerden sadece düşünmelerini rica edicim. ..
Bakın kardeşlerim bu puşt un hedef göstermelerini, sapıtmalarını, kışkırtmalarını sırf sizden olduğunu düşündüğünüz için sahiplendiniz.
Demokrasi ve hukukun dinamitlenmesini alkışladınız, 20 yaşına kadar teravih kaçırmamış, dedesiyle cumaya gitmekten zevk alan araf taki insanları tertemiz ateist yaptınız. Hırsızlığı övdükçe, kötü insanlara köpeklik yaptıkça içimin en kıymetli tarafını; insan sevgimi öldürdünüz.
Hayatımın dolambaçlarını, entrikalarını, baskılarını, içinden çıkamadığım problemlerini kafamdan döktüğüm, kaleme akıttığım şiir yazma yetimi kaybettirdiniz.
Kimi zaman ege'de kimi zaman toroslarda olduğum hayallerimi,kendimi sevdiğim alkol içme seanslarımı kararttınız.
Çocukların gülüşünden hayat alan,gülen bir çocukla istemsiz gülen bana o çocuklar için üzüldüğüm, kabus dolu mutsuz, nöbet dolu geceler bıraktınız.
Benim lisede en iyi arkadaşlarım, aile kahvaltılarına katıldığım ikiz olan mahalle imanımızın çocuklarıydı; komşuları, akrabaları, toplumu böldünüz; AKP islamı getirdiniz, çocuğa hocaların tecavüzünü örtbas ettiniz, örtbas edene saygılar sundunuz, destek oldunuz. Tecavüz edenlerı kahraman yapmaya yeltenenenlere tebessüm ettiniz, siyasi sandınız. O Ensar da tecavüze uğrayan çocuklara gerçekten ağladık, gerçekten yüreğimiz kanadı. Siz bundan siyaset çıkardıNIZ, altını çiziyorum: çocuğa tecavüzü siyaset olarak ele aldınız, buna tepki koyanlarla alay ettiniz?
Ülkeyi parsel parsel siz böldünüz,biz dediniz, onlar dediniz.
Onlar dediklerinize bölücü dediniz?
Hoşunuza gidenleri demokrasi kahramanı yaptınız, demokrasi günahtır diyenleri alkışladınız.
Fethullah'a biz cia ajanı, toplum düşmanı derken bizi kafir ilan ettiniz, islam'a saygısızlık yaptığımızı söylediniz, dün fethullah'a küfür edenleri bugün fethullahçı ilan ettiniz.
Kendinizi devlet yerine koyuyorsunuz, sizin gibi düşünmeyenlere zülm ediyor, baskı kuruyor,küfür ediyor, terörist yaftası yapıştırıyorsunuz.
Benim ülkemde soyu oğuz boyu bana türkiye düşmanı diyorsunuz; ülkenin tüm yatırımlarını katma değerini gavur dediğiniz adamlara satarken...
Alın lan eşek sıpaları size fabrikalar kurmuş,eğitim atılımı yapmış, birey olma şansı tanınan Bağımsız bir ülke bırakıyorum diyen atatürk'e küfür ettiniz kıt tarihinizle, cahilliğinizle Osmanlıcılık oynadiniz. Sizden onlarca yıl önce "fatih sultan Mehmet köprüsü' yapıldığını unuttunuz. Başınız sıkışınca Atatürk meclisi hocalarla dua eşliğinde cuma günü açtı dediniz, gittiniz papayla saray açtıNIZ. Siz müslüman oldunuz.
Müslümanları bombalayan amerika askerlerine dua ettiniz. 6.filo utancınıza bir utanç daha eklediniz.
Dün dediğinizi bugün yalanladınız, bunu söyleyene yalancı dediniz.
-bakın amına koyim ben şimdi viskimi içerken kadın memesine şiir yazmalıydim, ruhumu sıkan şeylere teslim oluyorum. Bu da sizin suçunuz.
15 temmuzdan sonra bol bol gördüğümüz zikirli, cübbeli tiplerin yerini seküler türbanlı, geniş omuz dekolteli ablaların alması olayıdır.
Bence şu an pişmanlar, akp tarafından gelen kemalist açıklamalar, darbenin şeriat getireceği gibi söylemler,,
Her şey yurtta sulh hainlerinin kaçak bildirisinde atatürk devrimleri, laiklik demesiyle başlamıştı oysa. Asıl demokrasi şehitleri kendileri olup, demokratik, laik, cumhuriyet rejimi için zikir tutuştular. Bu saatten sonra iflah olmazlar.
Bu yolun sonu aşk'tır söyleyim.
ikincisi ankara emniyete akan insan lar ülkücülerdir. Devlet bahçeli açıklaması sonrası ülkücüler inmiştir. Hatta polisin 800 adet otomatik silah dağıttığı da rivayet edilir..
Şart sunulmuştur evet. Bize ettiğin küfürleri geri al, kardeşle kardeşin arasını açma demek şart sunmaksa evet şart sunduk.
Siz hala bu ayrışmadan, güvendiğiniz insanlar tarafından ihanete uğramaktan bıkmadınız mı?
iç savaş çağrısı mı yapmışız, nefret mi körüklemişiz?
Mantık süzgecinden geçirmeden yorum yapmayınız. Küfür edenleri kale almıyorum zaten.
Adalet bakanı bekir bozdağ'ın atatürk havalimanı patlaması sonrası yaptığı açıklama.
Ne'ye göre kime göre şehit kardeşim?
Şehit deyip olayı kutsal bir mecraya evirmek neden?
Ankara gar patlamasında ölenler niçin şehit olarak lanse edilmedi o zaman?
Devlet yönetmek bu mu?
Ben iş çıkışında bacağını kıran personel için savunma veriyorum, artık personel gazi olmuştur deyip iş vereni mal yerine koyabilir miyim?
Son olarak bu olayı kılışdara nasıl yıkacaksınız.
Ne karanlıktan, ne karanlıkta sevişmemize ışık tutandan korkmuşuz.
Utanmamışız birbirimizi sevmekten,
Ne de kaçmışız karşıtlıklarımızdan.
Yetmez mi?
Yetmedi.
bizim buralar yaz kış soğuk olur
dışarının soğudur bizleri de soğuk eden.
sen, çağla mevsimiyle geldin
güneşinle, sıcağınla..
sevişmelerinle geldin
yokluğunla sevişmeyi öğrettin bana.
yokluğu da sevdik,
hayal kurmayı da.
kim derdi yeniden ergen olup
kafiyeli şiirler yazacağımızı.
Kendi çocuğuna tahrik olan, annesinin diz kapağından azan islam bilgini hocaları bir kenara bırakırsak, kendi çocuğunu müslümanlardan korumaya çalışan insanlar, çocukları kaç yaşına gelince onları daha fazla korumalıdır. Oğlan çocuklarına tecavüz edilmesini isteyen aileler onları kuran kursuna gönderiyor zaten de kız çocuklarını müslümanlardan korumaya çalışanlar kaç yaşına gelince onlara "allah" diyen insanlardan kaçması gerektiğini öğretmeli.
islam bir ensest dini değildir bunu da not düşmek isterim. Gerçek islam'ın bu olmadığını da biliyorum. Gerçek islam hala yaşanmamış olandır. Merak ettiğim bir müslüman yazar asgari kaç yaşında kızının evlenmesini helal görür.
4 çocuğa tecavüz eden din adamı ve kendi çocuğumuza hallenmemize fetva veren diyanet'in zirveye ulaştırdığı namussuzluk silsileleri.
Atatürk'ün fikirlerinden uzaklaştıkça, sapıklığa, çocuklarımıza tecavüz eden din adamlarına, kendi kızımıza şehvet besleten diyanet işlerine yakınlaşıyoruz.
Bu ülkeyi öyle bir hale getirdiler, insanlarını öyle bir ahlaksız mayaya buladılar.
Sonra; cuma namazı için yasa çıkmış. Ay ne güzel ay ne güzel.. cuma'dan çıktıktan sonra 10 yaşındaki kızların hayaliyle erkekliğinizi kabartırsınız.
insanlığın elek altı kısmısınız, vicdansızsınız, iki yüzlüsünüz, yalancısınız, sapıksınız.
Ensest ilişki düşünensiniz, pedofilisiniz, ha! Bir de unutmadan katilsiniz!!
şimdi hatırladım da, nefessiz kalmama sebep akdeniz'in nemi değilmiş;
yürüdüğüm yollara serpilmiş kadınlığın,
yüzümü yıkadığım sulara sinmiş saçların,
yaktığım sigaraya tütün olmuş kokunmuş.
- ektiğim acıların güneşisin, suyusun.. çocuklarımın değil ama acılarımın annesisin .-
-boy boy acılarımız vardı oysa, okutup eğitsek adam bile olurlardı. sen gittin, ben piç ettim onları.-
içki yaptım şişelerde, sonra sana küfrederek içtim sigara eşliğinde.
akdeniz sıcaktı, tatlıydı en az memelerin kadar, şehvet kokardı. dudaklarım nemle karışmış parfümleri öperdi. kaçışın gelirdi sonra aklıma, benden uzaklaşmak için başka şehre taşınışın. ey adana! senin de çok kulaklarını inlettim.
ben de kaçtım zaten, en sevdiğim şehirden. iklimimden kaçtım, denizimin kokusundan, çocukluk aşkımı bilen dostlarımdan, çocukluk aşklarımdan..
insan kendinden kaçamazmış, öğrendim.
"Yine aynı şeyleri mi okuyacağım"
Der gibisin.
Sen kokan kadehlerde başkasını yazamam ki.
Ankara, götü boklu bir çocuk
Kalk lan içmeye gideceğiz, diyemem ki.
Sen
Sarhoşluğumun bir kusma öncesi
Bir sızmaya başladğım an
Gece su içmeye üşendiğim vakit.
Sen,
Maydanoza limon sıktığım an,
Boğazımdan geçen ilk rakı yudumu.
Hep sarhoş parmaklarla yazılan sen..
Sen de sarhoş musun.
inkar edemem, sarılarak uyandığım kadınlarım da oldu.
Susuzluk krizleri çekerken sabah 5'de
Korkuyla uyandığım da..
"Bir kadın ve bir erkek niçin çıplak uyur? "
Sorusuna cevap veremediğim geçmişimsin.
En güzel boşalmışlıklarımın, en ıslak yatağına sahip kadın..
Kaç sevişme zamanı girdi aramıza,
Kaç sevişme yaşadık
Bu sevişme zamanı aralarda.
Yakında sinema salonlarında gösterime girecek bir aldatma, ihanet, şiddet içerikli film.
Sloganı da güzel:
" hırsız dendiğinde aklınıza sadece bir kişi gelecek"
şimdi uyandın küçük kadın.
düşüncelerine sahibim, "beni nasıl görüyor" diyorsun..
sana,seni seviyorum diyemem, ilişkimize ters düşer
sevmiyorum dersem küsersin biliyorum.
özlüyorum seni
çok özlüyorum , her saniye varlığını
belki..
artık sevişmek bile istiyorum seninle
kollarımda uyanmanı hayal etmenin eşiğindeyim.
affeder misin ahlaksızlığımı?
belki aşık oluyorum, bilmiyorum..
uykunu kıskanıyorum
uyuduğun yatağı
terlediğin çarşafı
sersem gezdiğin, uyandığın sabahı kıskanıyorum.
günaydın demezsen küsmem, kırılmam..
ama başka türlüsün bende
içimdesin, kendimce anlamlandıramadığım biçimde.
belki alerjiğim sana
dokunsam öleceğim
ama korkmuyorum..
sen öldür beni, dudağı çilek kadın..
Damar yolu açmalı ilk önce, yalnızlığını zerk etmeli içime.
papatyaları da uyutmalı tabi,
gerçi gözlerini kapamış bakmamışlardı bize..
farkında mısın biz de hiç bakmamıştık bize..
Hayat, bana bir insanın yokluğunu sevebilmeyi de öğretti.
sonra, başka şehirlerde uykuya dalıp
tüm gece boyu sevişmeden
sabah aynı yatakta uyanabilmeyi de..
değer verdiğim insanları hissetmeyi,
iğrenç bir kara kalem çalışmasında görmediğim bir insanı tanımayı.
Senin için evcil bir ev hayvanıydı midilli,
benim için dört tarafı denizlerle çevrili, beceriksizliğin yüzünden çadır kuramadığımız papatya tarlası.
Gece sanrıların,
kalk bana su getir dediğin
beykoz yeşili kara gözlerin,
Hafızam,
Tanımışlığımın eksik kalan parçaları,
o parçaları bekleyen az tanımışlığım.
burcu burcu kokan duş sonraların..
tıbbi bir atık gibi bırakılmalı
bir hastane önüne...
Hiç bir çocukla girdiğim diyalog seninle girdiğim çocukluğum kadar eğlenceli olmadı.
terörü kınamak simgelerin elinde değildir.. kim ki bebek katlediyorsa, kim zevkine adam öldürüyorsa, kim inandığı inanış için bir canı alırken zevk nidaları atıyorsa sadece ve sadece döl israfıdır.
şimdi oturup kim terörü kınayabilir kim kınayamaz "çocukluğunda" mı ele alacağız olayları.
sigara yakmalı önce, gözleri kapatıp geceye bir bakış atarak.
müzik çalmalı, beden dinlemeli; devam eden hayatı..
sonra, başlamalı küfürler,
hafızanın yettiği en eski anılara..
ilk öpüşme anı olabilir mesela...
belki az daha ileri gidip, ilk sevişme anımızın terlemesini hissederiz kulaklarımızda.
bazen unutmak için hatırlamaya zorlarız anılarımızı..
bazen zorlarız hatırlamak için unuttuklarımızı..
gecemin kutsalı gözlerimde ateş olan sensin. gördüğüm sen olduğun için kutsal bu gece..
sen bu geceye nefes verdiğin için , gece özel.
ben yine sıradan, ben yine elin adamı..
sen; siyah sütyeninle gecenin rengini yansıtan mum ışığı kadın,
kadınım demedim dikkat edersen.
kendime betimleyemedim seni..
bir'amın köpüğü,
rakımın suyu.
sarhoşluğumun başlangıcı, başlangıcımın sarhoş yanı..
ankara..
kendine aseksüel bir şehirdir bilirsin. yanaşmaz, elektrik almaz, şiir okumaz, okunan şiiri kale almaz.
ankara, kendi sikinin doğrusunda, yanlışlarla büyüyen, gecesi erken biten ruhsuz kapı komşumuz.
sen; ankara'da yaşlanan , yaşlandığı şehre yakışmayan dolunay güzeli..
ankara'da dolunay da olmaz.. bilirsin..
sen, yokluktan şiir çıkaran akdeniz güzeli.
şimdi uyumalı..
uyumalı şimdi .
akdeniz görmüş memelere.
gecenin siyah ve renksiz olanını severim. tıpkı memelerini kapatan sütyenin gibi. gece gözlerimi kapatmam, gece memelerini öpmem..
dudaklarını öpmem gece, ellerimle sütyeninden kurtulamamış iri memelerini sıkmam. nefes nefes kalmam gece..
tüm çıplaklığımla kalçana baskı yaparken sırtını ısırmam gece...
şehvet mırıltılarını vucuduma uyurlamak hece hece, gece.
Çok fazla kelime sevişmesi yapıp hecelerden cümle üretmeyeceğim. Ama bir gün biterse el ele olamamış bedenlerimizin vuslatı; sen diye betinlemekten zûl duyduğum. Titremekten parçalanmazsa bu yüreğim; 'sen' den tek beklentim karşımda gözlerinle ve o bahar mevsimi badem çiçeği dudaklarının evrene hediyesi sözlerinle eşlik etmendir.
Sen ile ben'in geçtiği bir hikayede eş sözcüğünün geçmesi bile mutluluğumdur.
Mutlulugumsun..
Sevdiğim kitabın mecburiyetten bırakmak zorunda kaldığım kísmı tekrar okumaya başladığım ansın.
Kadınımsın diyemem utanırım..
Fakat bana "erkeğim" dersen; kadınları -kadınım demeye utandırırım.
