olasihallerim
0 (düz adam)
beşinci nesil yazar 1 takipçi 1.50 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    mustafa karaosmanoglu

    1.
  1. 'ben kalıyorum yol gitsin' isimli şiir kitabının sahibi, yolcu, ada gibi dergilerde şiirleri çıkar, şiir kitabı cibran yayınlarından haziran 2008'te çıkmıştır, hece dergisi erdem beyazıt sayısında şaban sağlık şiir kitabının tanıtım ve eleştirisini yapmıştır, burada bulunsundur... belki bir zaman sonra buraya bir şiirini alırımdır.
    2 ...
  2. latif bolat

    1.
  3. Muzisyen, besteci, Turk muzigi ve folkloru uzmani

    Latif Bolat Akdeniz kiyilarinda, Mersin'de dogdu. Muzik egitimini Ankara Devlet Konservatuari ses bolumunde ve Gazi Egitim Enstitusu Muzik Bolumunde tamamladiktan sonra muzik ogretmeni olarak Anadolunun cesitli yerlerinde liselerde gorev yapti. Daha sonra Ankara Universitesi Siyasal Bilgiler Fakultesini bitirip ABD'de isletme dalinda master derecesi aldi ve muzik calismalarina siyasal, kulturel ve tarihsel boyutlari da ekledi.

    Latif Bolat, cocuklugundan bu yana icinde yetistigi geleneksel Anadolu aile yapisinin bir sonucu olarak, kucuk yastan baslayarak mistisizme ilgi duydu. Bu ilgi yaklasik onsekiz yildir profesyonel olarak Anadolu'nun gizemli felsefesini ve muzigini ABD'den Endonezya'ya; Avusrtalya'dan Yeni Zelanda'ya, Kanada'dan Ingiltere'ye tanitmak calismalari ile sonuclandi. Bugun Latif Bolat ABD'de yasayan en onemli Turk muzik adamlarindan biri olarak Turk kultur ve mistik felsefesini Anadolu'yu bilmeyen yabancilara tanitmak, ve bu kultur ogelerimizin hakettigi ilgiyi gormesinin saglanmasi konusunda onemli bir foksiyon yapmaktadir. Bolat'in repertuarinda Yunus'tan Niyazi Misri'ye degerli bircok Turk gizemcisinin muziklerinden, Anadolunun Bektasi nefeslerine, halk deyislerine kadar genis bir cesitlilik guzel bir uyum icinde, anlamli bir bilesimde yer almaktadir.

    Son yirmibir yildir ABD'de yasamakta olan Latif Bolat konserlerinde baglama, lavta gibi geleneksel Turk muzigi enstrumanlari ile kendi sesine eslik etmekte ve aralarinda kanun, keman, ud, bendir, kudum, ney, flut, gibi enstrumanlar calan degerli Amerikali ve Turk muzisyenler ile birlikte konserler vermektedir.

    Latif Bolat'in son zamanlardaki konser ve konferanslarindan bazilari soyle siralanabilir:

    Film Calismalari:
    PBS Belgeseli : 'Muhammed: Bir Peygamberin Oykusu' film muzigi, George Lucas Studyolarinin cevirdigi TV serisi "Young Indiana Jones'un film muzigi;

    Konser ve Konferanslar:
    The United Nations in New York City, Eastman Music School, University of California at Berkeley, University of Chicago, Ohio State University, Indiana University, North Carolina State University, Georgia Tech, UCLA, Stanford University, UC Santa Cruz, UC Santa Barbara, University of Southern California, Louisiana State University, San Francisco State University, University of Washington, Oregon State University, Texas Technical University, San Jose State University, University of Utah, Sacramento State University, Sonoma State University, Arizona State University, University of South Carolina, Claremont College, University of Hawaii, University of Tennessee at Knoxville, Clemson University in S. Carolina, Young Harris College in Georgia, University of Nebraska at Lincoln, Washington University at St. Louis, University of Colorado at Boulder, University of Denver, College of Santa Fe, Oberlin Conservatory in Ohio, University of Illinois at Urbana/Champaigne, Sacramento City College, University of Arizona, Cleveland State University, Florida International University, Drexel University, Northeastern University, Brigham Young University, University of Minnesota, University of Illinois at Chicago and World Music School in Bali/Indenosia.

    Uluslararasi konser ve konferans calismalari:
    ABD, Kanada, Ingiltere, Bulgaristan, Endonezya, Avustralya, Yeni Zelanda, Iskocya, Ispanya, Filipinler ve Singapur.

    Kalforniya Eyalet Sanat Komisyonu Latif Bolat'i, Turk kulturunun ABD'de yasayan Turkler arasinda yayilip devam ettirilmesine katkilarindan dolayi bir burs ile odullendirdi. Bolat su anda dunyanin her tarafinda konser ve konferans calismalarini surdurmekte ve ayni zamanda da Amerika'daki Mevlevilerin vakfi olan Mevlevi Order of America'nin muzik direktoru olarak gorev yapmaktadir. http://www.latifbolat.com/turkce.php

    Salı(28 Ekim 2008) günü Yazarlar Birliği Kızlaraağası Medresesi'nde tanıtılan albüm ise bu sene vatanına geri dönen sanatçının Türkiye'deki ilk albüm çalışması idi.

    Albümde, Bulgar grup Lot Lorien ile birlikte yapılan ve A.B Akdeniz Vakfı ödülü alan bir şarkı bulunuyor. Ayrıca, Yunus'tan Niyazi Mısri'ye, değerli birçok Türk gizemcisinin müziklerinden, Bektaşi nefeslerine, halk deyişlerine kadar geniş bir çeşitlilik güzel bir uyum içinde, anlamlı bir bileşimde yer alıyor.

    CD'nin başlığı da bunu açıkklar nitelikte: Aşk Olsun: Hayatın Anlamına Dair Sarkılar. Sanatçı, "Tüketim toplumunun ortasına vahşi bir şekilde düştüğümüzden beri çok da sorgulamadığımız Hayatın Anlamı, bu CD'deki 16 sarkının konusu. Aslında kadim günlerden bugüne gücünden bir şey kaybetmeyen ezgiler ve mısralar da sanatçıyı doğrular bir nitelik arz ediyor...
    1 ...
  4. hayalet oğuz

    1.
  5. Oğuz istanbul'da yaşadı. Oğuz bir dönemi yaşadı. incecikti. Çeviriler yaptı, şiirler yazdı, dünyayı ve çevresini izledi. Hiçbir zaman bir evi, tek bir sandalyesi bile olmadı, Arkadaşlarının evinde kaldı. Birlikte yaşadığı insanlar hep övgüyle andılar onu... Üzerinde daima bir kitap bulundururdu. Kitaplığı olmadı ama güçlü bir belleği oldu. Bir bavulu bile yoktu, gerektiği zaman üzerindekileri değiştirmekle yetindi. Eşya almadı, eşya tamir ettirmedi, belki de bir tek mobilya mağazasına girmedi. Pasaport almadı, karı almadı, karı boşamadı, kimseyi gebe bırakmadı, resmi dairelere girip çıkmadı... Her şeyi hiçbir şey, hiçbir şeyi her şey olarak yaşadı... Hayalet Oğuz: yaşamını bir sanat yapıtı haline getirebilmiş ender insanlardan biri...

    Kadının güzelini bilir, bu kadınlara annesi, arkadaşı ve aynı zamanda sevgilisiymiş gibi bakardı. Valizden ayrıca; yedi sekiz yıldır kullanılmamış bir diş fırçası, çoğu bitmiş bir ipana diş macunu, Yüksel Arslan ve Ömer Uluç'la bir fotoğrafı, gene arkadaşlarıyla Bebek'te lokantada bir fotoğrafı, film çalışması yaparken bir fotoğrafı, temiz iki beyaz cin pantolon, fayans üzerine basılmış antik bir oto resmi, kirli çorap ve kirli çamaşır, bir iki ozanın adına imzaladığı kitap, bir iki kolej kitaplığından alınma ingilizce ekonomi kitabı çıktı... hepsi bu, işe yararlarını bana verdi, gerisini attı. Son olarak kaldığı ağabeyimin evinde, ölümünden sonra şunlar ilişti gözüme: Hastaneye getirmemizi isteği ve temizlettiği pantolonunun üzerinde Türkiye Cumhuriyeti 1960 Anayasası duruyordu. ingilizce bir polisiye romanını yarısına kadar okumuş, kaldığı yeri işaretlemişti, ağabeyimin telefon defterine en çok çalıştığı Yalçın Ofset'in telefon numarasını yazmıştı. Bunun dışında eski gocuğu, hiç yayımlanmamış bir iki şiiri, yazlık ayakkabıları ve şöyle bir not: daktilo otelde, gömlek temizleyiciden alınacak... Ayazpaşa'dan Levent'e... Levent'ten Ayazpaşa'ya... vb.

    http://www.ykykultur.com.tr/kitap/kitap.asp?id=1079
    2 ...
  6. siddik akbayir

    1.
  7. KASîDE-i NAKIS
    Der- Vasf- I Şerif-i Âlim Sıddık Akbayır Radıyallahu Teâlâ Anh

    ilm ile mâ-sadak-ı subh-ı ulemâdır Sıddık
    Ehl-i daniş ile allâme-i cihândır Sıddık

    Sânî isneyn-i Köprülü dedi halk-ı ulemâ
    Kitab-ı Dil ve Diksiyon'la gör ne yamandır Sıddık

    Bakdı Alper kitabın içeriğine pek beğendi
    Ol kadar müntesib-i ilm-i âlâdır Sıddık

    Bir âlimdir ki anlatılamaz o mübarek
    Nass-ı gramer ile makbul-i öğretimdir Sıddık

    Şevk-i irfanını kıldı selefeyn tasdîk
    Şübhesiz makta-ı envâr-ı Diksiyon'dur Sıddık

    http://www.tevbe.org/foru...e-nakis-t2125.html?p=5400
    0 ...
  8. ali asker barut

    1.
  9. 1964 yılında Tunceli'de doğdu. istanbul-Paşabahçe, Ferit inal Lisesi'ni 1983 yılında bitirdi.istanbul Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü'de başlayan üniversite öğrenimini yarıda bıramak zorunda kalan Barut, 1988 yılından bu yana Almanya'nın Frankfurt Şehri'nde yaşamını sürdürmekte.

    Hürriyet gazetesinde görevli şair, özellikle Adam-Sanat dergisinde çıkan şiirleriyle tanındı. (havuz.de)

    Bir şairle başbaşa kalmak gecenin kör bir saatinde. Bir Masaldan Doğurdum Seni derken şair gizi ve efsunu şiirini ve kendini aşmış okuruna mı seslenmekte acaba? Barutu hiç bitmeyecek bir anlam tabancası gibi okunabilir Ali Asker şiiri. Masalları Propp'tan Todorov'dan öğrenmeye çalışmak mı bizim en büyük yanılgımız diye düşündüren bir şiirini alıntıladım. Bir şiirin masallaşmasını en çok Cahit Zarifoğlu'na yakıştırmışımdır. Şimdi bir isim daha eklendi. 'Asa nerede?' sorusuna asa mASAldadır diye yanıt verdiğimde ve masalımız cahit zarifoğlu'nun ta kendisidir diye yanıt verdiğimde alıngan bir şairin boyun eğişini hiç hesaplamamıştım. Yani bütün Alileri hesaba kattığımı zannetmiştim. Şimdi Ali Asker için de bir masal çukuru kazmam gerekecek; ya da kazmış zaten çukurumuzu şair, ben o çukura hangi şapkamla ineceğimi biliyorum. şapkasız ve şemsiyesiz...

    (Buraya şimdilik bu kadar yazıyorum.)

    Bir masaldan doğurdum
    Seni oğlum
    Bu yüzden
    Gündüzleri güneşe
    Geceleri ay ışığına
    Yaslanacak kadar
    Yakışıklısın

    Bir masaldan doğurdum
    Seni oğlum
    Camdan çamlara düşen bin pırıltıda
    Gözlerin efkarlı ve şahane kara
    Bir esmer bir ok kirpikli
    Yüzünde gördüm
    Sevdiğim bütün Alileri

    Bir masaldan doğurdum
    Seni oğlum
    Canıma canın bin pırıltıyla düştü
    iki yanağında iki lirik gamze
    Küller içinde sahipsiz
    O masaldan hediye

    Bir masaldan doğurdum
    Seni oğlum
    Kuytuda açmış, gücenik
    Bir gülgillerden aldın adını
    Yağmurda, ağzında
    Dalgın ıslıklar gezen
    Rüzgârlar oldu
    Kalbinin en yakın arkadaşı

    Bir masaldan doğurdum
    Seni oğlum
    Gece çimenlerde yanan
    üzgün yakamozlar adaşı
    Hangi albümde saklamalı hangi
    Sabaha doğru koşarak
    Kucağında getirdiğin şafağı

    Bir masaldan doğurdum
    Seni oğlum
    Seninle karanlığın içinde
    Sevinçli bir dolunay gibi ışıdım
    -Öyle güzel öyle masumdu ki masal-
    Bağışladı diye bana bu aşkı
    Eğildim öptüm yüzünde
    Bütün Alileri
    (Kitap-lık, sayı 111, 2007)

    -Rüzgârla Dolu (Şiir, 1992) 1992 Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü.
    -Yağmurlu Leylak (Şiir, 1994)
    -Aşağı Üsküdar (Şiir, 1994) - 1994 yılında 'Aşağı Üsküdar' adlı kitaplaştırılmamış bir şiir dosyası ile Cemal Süreya Birincilik Ödülü.
    -Karanfil Kırıkları (Şiir, 1998) 1998 yılında Kıbrıs'ta yayımlanan Mısra-lık Dergisi'nin düzenlediği yarışmada yılın en iyi mısra ödülü.-1999 Ömer Asım Aksoy Dil Derneği Öülü.
    -Ay Sözlüğü (Şiir, 2000)
    -Sarhoş Böcek Şarkıları (Şiir, 2005)
    1 ...
  10. ugur aktas

    1.
  11. 'Uğur Aktaş 29 Temmuz 1967 Paris doğumludur. Sayısız tiyatro eserlerine imzasını atmış, Fransa'da kitapları ABS editions tarafından yayınlanmıştır. Başlıca yapıtları: Hibou, Madame Bo, Anatolia'dır. Fransa'da Hibou (Baykuş) isimli oyunu 2000 yılında Uluslararası 19. Bergerac edebiyat yarışmasında birincilik, 2001'de de 33. Arts et Lettres de France yarışmasında dramatürj ödülüne hak kazanmıştır. Bugün, mezun olduğu Saint-Benoit lisesinde Fransızca öğretmenliği yapmaktadır. 1991'den bu yana da çeşitli karikatür dergilerinde: Kelaynaklar, Helalem, Osmancık, Nenecim gibi karakterlerini çizmiştir. Müzikle de ilgilenen Uğur Aktaş'ın, sözü ve müziği kendisine ait 200`e yakın Türkçe ve Fransızca şarkısı da vardır. Barış Manço, Sezen Aksu, Candan Erçetin, Sertab Erener gibi sanatçıların şarkılarına Fransızca sözler yazmıştır.'(Wikipedia)

    Adı henüz tüm edebiyat çevrelerince duyulmamıştır. iddialı mı oldu bu cümle bilmiyorum ama şunu belirtmeliyim ki okuyucu çevresinde onun şiirlerini okumaya uzun müddet daha sıra gelmeyecektir. Klişe isimler üzerinde dönen okur tipleri ideolojilerini ne zaman sağlarına sollarına kolları gibi bırakırsa işte o zaman hakkıyla bir uğur aktaş okuması yapılabilir diyebilirim. Kitap-lık'ın Eylül 2008 sayısında çıkmış olan 'aksak zaman' adlı şiiriyle umutlarımı ve heyecanımı fazlasıyla artırmıştır. şimdi onu tanımlandırma çabasına girişmek beyhude olacak. ipek yumuşaklığındaki sözcükler bir araya gelmekten çok memnun onun dizelerinde. her sözcük yerini beğenmiş, her dize bir ömür. Şiir yıllıklarında adını sık duymaya başladığımız şair geleceğe göz kırpabilmiş müstesna bir şairdir. ilhan Berk için 'ustamdır diyebilirim' demiştir.

    hatırlarsın kendini de yola durursun sonra
    dağlar, adalar
    aksar zaman deniz ile orman arasında

    sayarsın ânı, sabır zehir biriktirir aklına
    zannındır tutarsın ipi
    dersin taştır döker kahrını kumsala
    ne çok isim kulağında, ne çok arzu
    güdemezsin benlerini hâlâ

    kime desen kendini, yalnızsın oysa
    denizin üstü gümüş
    ışıldar orman akşamın şavkında
    aksıyor zaman
    şuncacık yerde dönüyor dünya

    Yasak Meyve, Kitap-lık, E gibi dergilerde şiirleri çıkmaya devam ediyor.

    -Çinko Yahut Ağzımda Toz, Uğur Aktaş, Avesta Yay.
    1 ...
  12. tiriviri dergisi

    1.
  13. batman'dan ilk sayısı ağustos 2008'te çıkmış olan tek yapraklı bir dergidir tıriviri. dergi edebiayt dergisidir desek de o bize şöyle seslenmekte: 'Edebiyat dergisidir ama istediği her konuya girebilir.' orhan veli'nin yaprak dergisine selam çakılarak vücut bulmuş bir mecmua. lakin derginin müellifi tutunamayanlar ansiklopedilerine girmeye namzet yitik şair hüseyin ışık. bu ismi daha önce underground fiskoslarda duymuş olabilirsin. Daha dergi ismiyle bize bir ironi yapmakta. Okuyucunun bıraksınlar bu tırıvırı işleri diyeceğinin öngörüsünde bulunularak bunun önüne geçilmeye çalışılmış dudaklarda tebessüm de bırakarak.

    yitik şairin daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış 'özyaşam koşusu' adlı şiiri de bu ilk sayıda yer almakta(daha önce hiçbir şiiri hiçbir yerde yayınlanmadı, adı üstünde yitik şair). Derginin manifestosu niteliğinde bir yazı da var bu dergide. onu aşağıya copy paste ettim. derginin hal bilgisi köşesi de bu manifestoyu tamamlar nitelikte. umut vadeden genç yetenek köşesinde kendini fındık fare'si sanan 14 yaşında nurullah isimli bir yazar da var. onun yazısına da bayıldım doğrusu: 'Zor zamanlar yaşıyordum. işsiz ve açtım, kısır döngüler içinde kıvranıyordum, fasit paradigmalar başımı döndürüyordu. Son çarem buydu. Kendimi yazar diye tanıttım ama aslında yazamazdım. Sadece yerdim..'

    bu yazının devamı daha da ilgi çekici, batman'da brechtien bir tarz... postlu harika bir dergi.
    şimdilik fısıltı halinde elden ele dolaşmakta, cümle aleme haber salınmadan size çıtlatayım dedim.

    ikinci sayısı da bugünlerde çıkmış olmalı, benim elime henüz ulaşmadı, açıkçası heyecanla bekliyorum, yine ne tür bir hınzırlık ettiler.

    yitik şaire vefa...

    ÖNSÖZ YERiNE

    Ne önsöz vardır ne de sonsöz. Söz vardır sadece; söylenen ya da söylenmeyen. Bir de susmak vardır; kiminde şık duran, kiminde abes...

    Hiçbir şey yazılmayabilir bu sıcaklarda. Yazılmayanlardan habersiz ne çok insan var yaşayan. Ve yaşayanlardan habersiz ne çok yazan...

    Çünkü sonsuz bir döngü içerisinde, yer bulabilir her sesleniş. Yürüyebilir her adım, büyüyebilir her çocuk, kırılabilir yere düşen bir bardak ve ansızın fark edilebilir şakakta beliren beyaz saç kılı...

    Yaşamak bir döngüdür, kısır olmayan. içerisindeysen; yazabilirsin de susabilirsin de, ama kesinlikle okumalısın...

    TıriViri

    dipnot: bu yazı samsun'da yazıldı.
    5 ...
  14. kuantuma sikilan ilk kursun

    ?.
  15. böyle bir şey yok; ama olabilir de... aşağıda tırnak içine de aldığım yazı benim değildir. lakin sahiplenen çıkmazsa ve cami avlusunda kundağında sarılı bulursam ona ilk kurşunu ben sıkabilirim. bunların tamamı olasılık ama olasılık hakikate yaklaştıkça rahatsızlık artar. en tehlikeli yanlış gerçeğe en yakın olandır gibi beylik bir laf da edilebilir.
    "kuantuma sıkılan ilk kurşun günümüz yüzyılında gerçekleşen idealist bir saldırıdır.öznel idealistler yüzyılın paradigmasını kendisine zırh olarak almış cepheye gitmiş gördüğü tüm kuarklara karşı amansız bir savaşa girişmiştir.ama bilim tarihçileri bu acımasız savaşı tarih kitaplarına 21. yüzyılın skolastiği başlığı altına yazacaktır.elbetteki kuarklar bu idealist çemberin dışına çıkmayı başaracak özgürlük mücadelesinde ABD'ye ihtiyaç duymayacaktır." takunyaya muhalif kundura
    2 ...
  16. © 2025 uludağ sözlük